İspanya´da Kömür İşletmeleri´nde çalışan yaklaşık 12 bin işçinin büyük bir direnişle yürüttükleri grev 28. gününde yayılarak sürüyor.

2008’den bu yana devam eden ve giderek derinleşen kriz Euro Bölgesi’ni etkilemeye devam ederken emekçi sınıflardan da çeşitli tepkiler yükseliyor. İspanya’da maden işçilerinin 28 gündür süren direnişi bu tepkilerden önemli bir tanesi.

Avrupa Birliği’nin dayattığı kemer sıkma politikaları çercevesinde İspanya Hükümeti’nin aldığı tasarruf tedbirleri sonucunda çalışma koşulları zorlaşan ve işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan maden işçilerinin büyük bir kararlılıkla yürüttükleri grev 28. gününe girdi.

Madenci grevi büyüyor
23-24 Mayıs tarihlerinde CCOO ve UGT adlı sendikaların çağrısıyla ve tam katılımla gerçekleşen grev, 11 Haziranda ülkenin Kuzey Batı’sında bulunan Austurya bölgesinde yollara ve köprülere barikat kuran maden işçileri ile polis arasında yaşanan şiddetli çatışmalarla devam ediyor.

Kömür İşletmeleri’nde çalışan yaklaşık 12 bin işçinin büyük bir direniş ile yürüttüğü grev tüm şiddetiyle devam ederken, madenciler pazartesi günü İspanya’nın kuzeyinden başkent Madrid’e yaklaşık 400 kilometre yürüyeceklerini açıklandılar.

Geçen hafta, Cimera kasabasında çevik kuvvet polisleri ile yaklaşık 200 maskeli madenci arasında çatışmalar patlak vermiş, yollara barikatlar kuran işçilere polisin biber gazı ve tazyikli su ile yaptığı müdahaleye işçiler taş ve havai fişekle karşılık vermişti.

Hükümet kemer sıkma politikalarını bir bir yerine getiriyor
MALİ krizi nedeniyle devletin Kömür İşletmeleri’ne ödemeyi kararlaştırdığı 301 milyon euro sübvansiyonu 111 milyon euroya indirerek, yaklaşık yüzde 64 oranında bir kesintiye gitmeyi kararlaştırmıştı. İspanya Hükümeti’nin madenlere yapılan sübvansiyonlarda yüzde 64 kesintiye gitme kararı alması üzerine başlayan süresiz grev kararının ardından sendikalar ve işçiler karara sert tepki göstermişti.

Sübvansiyonların kesilmesi durumunda bir yandan madencilik sektörünün büyük bir yıkımla karşılaşacağı ve yaklaşık 8000 kömür işçisinin doğrudan ve diğer maden işlerinde istihdam edilen 30 bin işçinin ise dolaylı olarak işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı ifade ediliyor.

Avrupa Birliği’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda öncelikle 27 Milyar Euro gibi bir tasarrufa giden yeni kurulan sağ muhafazakâr hükümet kesintiyi ilk olarak eğitim ve sağlık alanında uygulamıştı. Bunu, işsizlere, bakıma muhtaç insanlara ve gençlere yapılan yardımlardaki kesintiler takip etmişti. Ardından ücretler dondurulmuş ve haftalık çalışma süresi 35 saatten 37,5 saate çıkarılmıştı.

Sermayenin saldırılarına maden işçileri büyük yürüş ile karşılık verecek
29 Mart’ta kömür işçileri, bu saldırılara bir genel grevle cevap vermişlerdi. Grevci işçiler büyük bir polis terörüyle sindirilmeye ve bastırılmaya çalışılmıştı. Özellikle ana akım medya İspanyol emekçilerinden gerçekleri gizlemeye çalışarak, işin esasını karartan yayınlar yaparak, greve gidenleri adeta vatan haini ilan etmişti.

İspanya işçi sınıfı mücadelesinde önemli bir yere sahip olan maden işçileri 1962 yılında da Austurya Bölgesi’nde Franko faşizmine karşı büyük madenci grevi gerçekleştirmişlerdi. Bugünde Avrupa Birliği’nin ve İspanya Hükümeti’nin dayattığı iktisadi, sosyal ve siyasal yıkım politikalarına karşı madenciler yine direnişte.

Pazartesi günü başlayacak olan ve 11 Temmuz’da Madrid’te son bulacak olan protesto yürüyüşü ile işçiler, başta diğer emekçiler olmak üzere halkın büyük bir bölümünün desteğini sağlamayı hedefliyor. Ayrıca, sermayenin baskıcı politikalarına karşı bu yürüyüşü gerçekleştireceklerini dile getiren madenciler, 11 Temmuz’da parlamentonun hazırlayacağı bankaları kurtarma raporundan önce seslerini duyurma çabası içinde olduklarını ifade ettiler.