THY DİRENİŞİNDE KADIN DAYANIŞMASI
THY satış bürosu önünde eylem yapan kadınlar, işten atılan emekçilerin işe geri alınmasını, grev yasağının kaldırılmasını, cinsiyetçi baskıların son bulmasını istedi.
Sendikal Güç Birliği Kadın Koordinasyonunun çağrısıyla önceki gün THY bürosu önünde bir araya gelen kadınlar, burada oturma eylemi yaptı.
SAĞLIKLARI BOZULUYOR
Kadın örgütleri adına basın açıklamasını okuyan Emel Türker, THY emekçileri için grev hakkının hayati öneme sahip olduğunu belirterek "THY emekçisi kadınlar işe iadelerini talep ediyorlar, grev haklarını talep ediyorlar. Çünkü erkek egemen toplumun cinsiyetçi çalışma yaşamında kadın oldukları için uğradıkları baskı ve şiddet daha fazla" dedi. Türker, bu cinsiyetçi baskıları şu sözlerle anlattı: "Kadınlar grev hakkı istiyorlar, çünkü hepimiz için basit bir hastalık olan gribal enfeksiyon yüksek basınç nedeniyle onların kabusu olabiliyor ve THY’den talimat alan hekimler rapor vermiyor. Rapor alabilenler işten çıkarılma korkusuyla karşı karşıya kalıyor.
Grev hakkı istiyorlar, çünkü yüksek basınca uzun süreler maruz kaldıklan için iç organlarında sarkmalar oluşuyor. Rahim sarkması nedeniyle kadınlar anne olamıyorlar. Maruz kaldıkları kozmik radyasyon göğüs kanserine, rahim kanserine neden oluyor.
Grev hakkı istiyorlar, çünkü THY’nin güler yüzlü personel ve yolcu daima haklıdır politikası kadın emekçilerin tacize uğramasına davetiye çıkarıyor. Tacizlere cevap vermeyen kadınlar şikâyet mektubuyla yolcu tarafından da tehdit ediliyor. Üstelik aldıkları eğitimlerde kadınlara bedensel ve sözlü tacizlere göz yummaları ve gülümsemeleri anlatılıyor."
KADIN BEDENİNE SALDIRILIYOR
Tüm bunların yanında yaşa ve doğuma bağlı fizyolojik etkilere bakılmaksızın her yıl çalışanlara boy-kilo ölçümü yapıldığına da dikkat çeken Türker, "Kilon fazla çıktı, verilen ücretsiz izinde de kilo vermedin. İşte o zaman yine kapının yolu görünüyor. Bu, cinsiyetçiliktir, kadın bedenine yönelik doğrudan saldırıdır" dedi. THY emekçisi kadınların dünyadaki diğer hava yolu şirkederinde çalışan hemcinslerine göre çok daha düşük ücret aldıklarını ve kimi zaman aralıksız 18 saat uçtuklarını belirten Türker, bu durumun herkesin uçuş güvenliğini zedelediğini vurguladı.
‘KADIN DÜŞMANI HAKEM OLUR MU?’
Dünyanın hiçbir yerinde havacılık işkolunda grev yasağının olmadığına işaret eden Türker, TÎS uyuşmazlığı için yüksek hakem kuruluna kadın düşmanı sözleriyle tanınan Polis Akademisi Başkanı Prof. Dr. Remzi Fındıklı’nın atanmasına da tepki gösterdi. Fındıklı’nın "Bal arıdan kavga karıdan, erkeğin göbeklisi kadının bebeklisi, 15’inde kız ya erde ya yerde olmalıdır" şeklindeki sözlerini hatırlatan Türker, "THY emekçisi kadınların haklarını, çıkarlarını koruyacak kişi fakirler için de ‘fakirin aklı olsa fakir olmazdı’ diyen Remzi Fındıklı mıdır?" diye sordu.
Türker, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: "AKP hükümetini ve THY yönetimini uyarıyoruz; en temel anayasal hak olan örgütlenme hakkını ihlal etmekle kalmayıp, kadınlara yönelik ayrımcılık suçu da işliyorsunuz ve bu sadece ulusal planda değil, uluslar arası alanda da ciddi bir suçtur. Biz kadınlar insan onuruna yaraşır çalışma ve yaşama koşulları için mücadele eden hava yolu emekçisi arkadaşlarımızın sonuna kadar yanındayız. İşten atılanlar geri alınsın. THY cinsiyetçi baskı ve uygulamalardan arındırılsın! THY ile uçmuyoruz, uçmayacağız. Yaşasın hava yolu emekçisi kadınların haklı direnişi, yaşasın kadın dayanışması!"
Haklıyız, kazanacağız!
Eylemde THY’li kadın emekçiler adına konuşan Dilek Göze Yılmaz ise şunları söyledi: "THY işvereninin siparişi üzerine AKP Hükümeti tarafından yasalaştırılan havacılık işkolundaki grev yasağıyla birlikte, insanca yaşamanın ve çalışmanın yolları kapanmıştır. Direnişimizin amacı temel haklarımıza yapılan saldırılan protesto etmek ve kamuoyuna bunu duyurmaktır. AKP’nin kadını yok sayan, işçiyi ve emekçiyi kabul edilemez koşullara mahkum eden faşist politikalarına boyun eğmeyeceğiz. Kadını doğum makinesi olarak gören bu zihniyet, karanlığa gömülmeye mahkumdur ve o gün hiç de uzakta değildir.