Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
25 Ekim 2012
YASA NASIL ÖLÜ DOĞDU?

30 yıldır değişmeyen rezalet bir sendikal mevzuat. Sendikalaşma oranı, sendikal haklar yerlerde sürünüyor. Beklentiler büyük…

YASA NASIL ÖLÜ DOĞDU?

30 yıldır değişmeyen rezalet bir sendikal mevzuat. Sendikalaşma oranı, sendikal haklar yerlerde sürünüyor. Beklentiler büyük…

12 Eylül yasalarına birkaç makyaj. Kaldır elleri, indir elleri… Sendika ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası, ölü doğuyor! Çalışma Bakanının deyişiyle, “Haydi, kaldıralım şu cenazeyi!&rdquo12 Eylül, sendikal alana da ciddi bir darbe vurdu. Darbenin ardından Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Halit Narin’in “20 yıldır işçiler güldü, biz ağladık; şimdi gülme sırası bizde” dediği söylenir. Gerçekten de böyle oldu. 1980 öncesinde yükselen sınıf hareketini ezmeyi, öncelikli gündemleri arasına alan darbeciler, sendikal faaliyetleri durdurdu, grevleri yasakladı, mücadeleci sendikacıları, işçi liderlerini, öncü işçileri katletti, hapse yolladı, işkencelerden geçirdi.

DARBE MİRASI SENDİKAL YASALAR

1983 yılında çıkarılan 2821 sayılı Sendikalar Yasası ile 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu ile sendikal alanın çerçevesi yeniden çizildi. Amaç, örgütlenme, toplu iş sözleşmesi ve grev haklarını mümkün mertebe sınırlı tutmak; devlete ve işverenlere bağımlı, uslu sendikalar yaratmaktı. 1980’li yılların sonuna doğru, sendikal hareket, rakamsal olarak eski düzeyini yakalasa da, darbe öncesindeki gücüne bir daha ulaşamadı.

Yeni liberal politikalar ve özelleştirmeler sendikalara ciddi anlamda güç kaybettirdi, kamunun küçülmesi ile birlikte ana gövdesini kamu işyerlerinin oluşturduğu sendikalar giderek zayıfladı.Sendikal hareketin yeni bir çıkış yakalaması, artık ancak özel sektörde örgütlenmesi ile mümkündü. Ancak 12 Eylül mirası sendikal yasaların çizdiği sınırlı çerçeve ve sendikal hak ihlalleri, buna izin vermedi. Neticede, 1990-2010 yılları arasında sendikalaşabilir nüfus iki katına çıkarken, sendikal haklardan yararlanan işçi sayısı yarıya düştü. Sendikalaşma dibe vurdu…

YASA VE İSTATİSTİK ÇIKMAZI

Hal böyle olunca, sendikal alana dair her konuşma, “2821 ve 2822 sayılı Kanunlar değiştirilmeli” vurgusu ile başlar oldu. Sayısız taslak hazırlandı, sayısız görüşmeler yapıldı. Ancak bir türlü yol alınamadı. 2010 Anayasa değişikliğinin ardından, AKP Hükümeti, yasaları değiştirmek üzere en ciddi hamleyi yaptı. Hükümet, işçi ve işveren sendikaları arasında, yasa görüşmeleri maratonu başladı. Bu arada 2010 yılında yapılan bir yasa değişikliği ile her yıl ocak ve temmuz aylarında yayımlanması gereken iş kolu ve sendikaların üye sayılarına ilişkin istatistiklerde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının esas alınması kuralı getirildi.Eğer bu kayıtlar esas alınarak istatistikler yayınlansa, iş kollarında çalışan işçi sayıları ve sendika üye sayılarına ilişkin gerçek rakamlar ortaya çıkacak; kağıt üzerinde yüzde 10 barajının üzerinde gözüken 50 sendikanın, birkaçı dışında hepsi, yüzde 10 barajının altında kalacak ve toplusözleşme yapma yetkisini kaybedecekti. AKP Hükümeti, bu durumu, ustaca kullandı. 2009 yılından sonra bir daha istatistik yayımlanmadı. 2010 ve 2011 yıllarında, 2009 istatistiklerinin geçerli olacağına dair geçici yasal düzenlemeler yapıldı.

İSTATİSTİK VE DEMOKLESİN KILICI

2012 yılına gelindiğinde ise AKP, “kurnazca”  bir hamle yaparak, geçici bir yasal düzenleme yapma yoluna gitmedi. 2012 yılının başından itibaren sendikaların toplu iş sözleşmesi yapmak üzere yaptığı yetki başvurularına yanıt vermedi. Sendikalar yetki alamadığı için toplusözleşme yapamadı. Büyük bir kriz ortaya çıktı. AKP, sendikalara açıkça şu mesajı verdi: “SGK kayıtlarına ve yüzde 10 barajına göre istatistikleri yayınlarsam, baraj altı kalırsınız, yok olursunuz.

Toplusözleşme yapmak istiyorsanız, önünüze koyduğum yasaya ‘evet’ deyin.”İşte Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası’na giden yolu AKP böyle hazırladı. Toplusözleşme hakkını açıkça gasbederek, yasayı çiğneyerek, bile isteye yarattığı krizi, ustalıkla kullandı ve sendikaları hizaya çekmeye çalıştı. İlk hazırlanan taslaktaki görece ileri hükümler taslağın Meclis mesaisinden önce teker teker yok edilmeye başlandı. Meclis komisyonları ve Meclis Genel Kurulunda da tasarı kuşa çevrildi. Kaçınılmaz olarak, yasaya ilişkin görüşmeler, “baraj” meselesi üzerinde kitlendi. Bu arada 12 Eylül yasakları, teker teker Mecliste kabul edildi. “Mutabakat vardı, yoktu” derken, yasa Meclisten, yandaş sendikalara yapılan son dakika kıyağıyla geçti.

VE CENAZE KALDIRILDI

AKP hükümetinin, toplusözleşme krizi ve istatistiği yüzde 10 barajı ile yayınlama tehdidi ile sendikaları adeta rehin aldığı bir süreçte, yasa çıkmış oldu. Böyle antidemokratik ve şantajcı bir zeminde tartışılan yasanın, ölü doğması zaten kaçınılmazdı. Yasanın Meclis serüveninin sonuna doğru gelinirken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sendikacılarla yaptığı bir sohbet sırasında, kimseyi memnun etmeyen yasaya ilişkin, “Haydi, kaldıralım şu cenazeyi” demişti. Gerçekten de öyle oldu…

SENDİKALARIN TUTUMU

Bu süreçte, bir bütün olarak söylemek gerekirse, sendikalar sınıfta kaldı. DİSK ve Türk-İş’e bağlı muhalif sendikaların oluşturduğu Sendikal Güç Birliği Platformu, yasaya ilişkin yaklaşımlarında, sendikal hak ve özgürlükleri, ILO sözleşmeleri ve normlarını esas alarak, doğru bir tutum sergiledi. Yasa sürecinde, alanlara çıkan, eylemler örgütleyen de bu iki yapı oldu. Ancak bu çalışmalar, yasanın seyrini etkileyebilecek bir düzeye ulaşmadı, kitleselleşmedi. Mücadele ayağı yeterince kullanılmadığı gibi, müzakere ayağı da ciddi anlamda eksik kaldı.

Türk-İş yönetimi ise tüm sürece “Mevcut statükosunu korumak” penceresinden baktı, Türk-İş’e bağlı bazı sendikaları bile baraj altı bırakmak pahasına, baraj savunuculuğuna soyundu. Hak-İş, söylem düzeyinde ILO normları ve sıfır baraj dese de, esasen, siyasi destek ve müdahale ile kurduğu ve örgütlediği sendikalarına geçici çözümler bulmaktan başka bir amaç gütmedi.  Türk-İş ve Hak-İş arasındaki “baraj savaşları” yasa sürecini adeta kitledi. Türk-İş ve Hak-İş, 12 Eylül yasalarının makyajlanarak işçi sınıfının önüne yeniden konulmasında, büyük bir rol oynadı.

KATILAMIYORUZ SAYIN BAŞKAN

’Yasa Mecliste görüşülürken, muhalefet partileri hemen hemen her maddeye ilişkin değişiklik önergeleri verdi. Meclis kürsüsünden, yasanın ilgili maddelerinin sakıncalarını eleştirerek, değişiklik önerdi. Ancak yasanın adının değiştirilmesi dışında hiçbir önerge kabul edilmedi. Meclis Başkanının, komisyon ve hükümet temsilcilerine yönelttiği “Önergeye katılıyor musunuz” sorularına hep aynı yanıt verildi: “Katılamıyoruz, sayın Başkan.” Bunu emir telakki eden, AKP’li vekiller de, muhalefetin tüm önerilerini teker teker reddetti. Bu arada yalnızca AKP’lilerin verdiği değişiklik önergeleri kabul gördü. Başka bir deyişle, AKP, Meclisteki çoğunluğuna dayanarak, bildiğini okudu.

Yasa, Meclis komisyonlarında görüşülürken zaten bu durum belliydi. Öyle ki, komisyonda önergeleri teker teker reddedilen CHP’liler, AKP’nin bir önergesini kelimesi kelimesine yazarak, komisyona sunmuştu. Önerge muhalefetten gelince, içeriğini bile dinleme zahmeti göstermeyen AKP’liler, bu önergeyi de reddetmişti! İşte milyonları ilgilendiren bir yasa, Meclisten böyle geçti.YARIN: Yasa, örgütlenme özgürlüğüne ilişkin ne getirdi, ne götürdü?

DİĞER HABERLER
POLONEZ’İ BOYKOT ZAMANI
POLONEZ’İ BOYKOT ZAMANI

İstanbul Çatalca’daki Polonez sucuk fabrikasında çalışan 146 işçi, Tekgıda-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atılmıştı. İşçilerin başlattıkları direniş 108’inci gününde de devam etti.

ASGARİ ÜCRET DESTEĞİ ÖNEMLİ
ASGARİ ÜCRET DESTEĞİ ÖNEMLİ

Asgari ücret çalışma hayatının en önemli gündem maddesi haline geldi. Aralık ayı itibarıyla komisyonun göreve çağrılması bekleniyor.

ENFLASYONUN TAHRİBATI DEVAM EDECEK
ENFLASYONUN TAHRİBATI DEVAM EDECEK

Ekim ayı yıllık TÜFE oranı geçen yılın aynı ayına göre 12,78 yüzde puan, bu sene Eylül ayına göre 0,8 yüzde puan geriledi ve 48,58 oldu. Ekim ayı İTO yıllık geçinme endeksi, yıllık TÜFE’den 10,52 puan daha yüksek çıktı ve yüzde 59,1 oldu.

VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI

TAT Bakliyat’ın kurucusu ve TAT Gıda yönetim kurulu başkanı Şerafettin Memiş, dün akşam saatlerinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiştir. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine, sevenlerine ve tüm çalışma arkadaşlarına başsağlığı dileriz. Tekgıda-İş Sendikası Yönetim Kurulu