LEVİATHAN: CANAVAR DEVLET
Kapitalizm, her aşamasında, ihtiyaçlarına göre devlet aygıtını şekillendirmeyi bilmiş ve bunu gerçekleştirmiştir. Korunma gereksinimi döneminde ulus-devlet inşa ettirmiş ve dış rekabete karşı kendisini korumuştur.
İzzettin Önder’in “Leviathan: Canavar Devlet” başlıklı yazısı 04 Şubat 2013 Pazartesi tarihli soL Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
1929 Kriz döneminde devleti ekonomiye çekerek, rahat nefes alıp yaşam süresini uzatabilmek amacıyla harcama artışı sağlayıp piyasaları genişletebilmiştir. Olgunluk aşamasına gelip tüm yerküreyi denetimi altına alma gücüne ulaştığında bizzat devlet üzerinde hakimiyet kurmaya yönelen sermaye, mitolojik su canavarına benzettiği devletin elini kolunu bağlamaya yeltenmiştir.
Leviathan, İncil’de adı geçen mitolojik su canavarıdır. Genellikle liberal iktisatçılar devleti söz konusu canavara benzeterek, bireysel özgürlükleri sınırladığı ve yönetsel ve ekonomik işleyişinde etkisizlik yaratarak ekonomik refahı kısıtladığını ileri sürer. Devletin sermayeye desteğini görmezden gelen ve ekonomiden elini çekmesini savunan Leviathan yanlı liberaller, demokrasi kuralını siyaset ve yönetsel alandaki işleyişle sınırlandırmış ve kuvvetler ayrımı ilkesi çerçevesinde tanımlamaya çalışmıştır. Bu görüşe göre, yasama, yürütme ve yargı erkleri, her biri kendi alanlarında etkin çalışarak, demokrasiyi yerleştirirler.
Onlara göre devlet örgütü, elindeki yasama, yürütme ve yargı erkleri ile bireysel özgürlükleri sınırlama gücüne sahiptir ve çoğunlukla da bu gücünü kullanmaktan geri durmaz. Siyasilerin hırsının salt yönetsel alanla sınırlı olmadığı, özel çıkar alanına da sarktığı ileri sürülür. Nitekim, Buchanan gibi ünlü düşünürler, siyasetçileri birer peygamber gibi düşünmemek gerektiğini, onların da birer insan olarak ele geçirdikleri olanakları kendileri ve çevreleri lehine çekinmeden kullanabileceklerini ifade etmiştir.
Yazının tamamını soL Gazetesi’nde okuyabilirsiniz…