Yeni Şeker Kanunu Meclis’te. Glikoz üreticileri arasında ise sert bir tartışması var. Kotadan pay alan 5 eski üretici yenilerin pay almasına karşı; yeniler ise "Kota alanların çoğu yabancı. Yasayla korunuyorlar, bu kapitülasyon" diyor.
Glikoz kotasında büyük tartışma yaşanıyor. Halen yüzde 10 olan glikoz kotasını eski üreticiler bölüşüyor. Sonradan kurulan 4 şirket ise kotadan pay alamıyor. Tartışma da bu noktada. Eski üreticiler, "Miktar artışı olmadan 5 fabrika dışındaki fabrikalara nasıl kota verecekler. Sonradan kurulan 4 fabrika ihracat için kuruldu, şimdi iç piyasa pay istiyorlar.
Bu etik değil" diyor. Yeni üreticiler ise "Mevcutların çoğu yabancı, kotayı sadece onlara vermek, yasayla yabancıyı korumak, kapitülasyon uygulamaktır" diyorlar. Türk Şeker Kurumu ise yetkinin hükümette olduğunu söylüyor. Tartışmanın alevlenmesinin nedeni, yürürlükteki 4634 sayılı Şeker Kanunu’nu kaldıran, Şeker Kurumu’nun kapatılarak, Şeker Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu haline getiren kanun tasarısının gündemde olması. Bu tasarı Meclis komisyonlarında görüşülüyor.
‘Hayal kırıklığına uğradık’
Tasarının kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını söyleyen Ak Nişasta Genel Müdürü Sübet Çiçek, "Türkiye’de 2 milyon 400 bin ton şeker üretiliyor. Bunun yüzde 10’u glikoz kotasıydı. Şimdi bunu yüzde 15’e, 360 bin tona çıkartıyorlar. Rekabet açısından biz bu kotaların kalkmasını bekliyorduk. Rekabet Kanunu’na da aykırıdır bu. Kemal Derviş zamanında çıkarılan kanunlarda glikoz üretiminin yüzde 90’ı yabancıların elinde. Türkiye’de 5 fabrika glikoz üretip iç piyasaya verme yetkisine sahip. Diğer Türk fabrikalarının iç piyasaya glikoz satmaları yasak. Neden bu 5 fabrika kanunlar çerçevesinde korunuyor? Geri kalan 4 fabrika neden kota dışında bırakılıyor? Neden üvey evlat muamelesi yapılıyor. Kanun 12 yıl önce çıkarıldı. Bu sürede çok şey değişti. Madem kota artırılacak adil şekilde her bir fabrikanın kapasitesine göre paylaştırılsın. Neden sadece yabancı fabrikalara veriliyor? Talebimiz şu: Ya kotaları tamamen kaldırın, ya da eşit bir şekilde dağıtın" dedi.
Elektronik sayaç takılıyor
Kota dışında kalan 4 fabrikanın iç piayasaya ürün satamadığını ifade eden Çiçek, Türkiye’de yasayla korunan tek sektörün glikoz olduğunu söyledi. Bu uygulamanın bir tür kapitülasyon olduğunu belirten Çiçek, "Dört fabrikaya elektronik sayaç takılacak. Sanayiciye hırsız muamelesi yapılacak. ‘Sana güvenmiyorum, ürettiğin malı beyan etmiyorsun’ gibi bir muamele. Rekabet dediğiniz, serbest piyasa ekonomisi değil mi? Neden hala benim üretimimi kısıp yabancı kökenli şirketleri kanun çerçevesinde koruyorsun?" diye konuştu.
Şeker Kurumu: Karar hükümetin
Düzenlemenin hükümet ve Meclis’in insiyatifinde olduğunu söyleyen Türk Şeker Kurumu Başkanı Hüsnü Tekin de, kendilerinin bu konuda karar alamayacağını kaydetti. Piyasada rekabeti sağlayan her sistemi desteklediklerini belirten Tekin, "Kotalı kotasız her fabrikaya elektronik sayaç taktık. Piyasada düzenleyici, denetleyici bir kurum olarak görev yapıyorsam, kotalı üretim yaptırıyorsam bunu denetlemekle yükümlüyüm. Bu nedenle sayaç takıyoruz" dedi.
‘Miktar artışı yok’
Eski yasada yüzde 10 kotanın yanında yüzde 50 kota artırma yetkisinin olduğunu ve bunun hep kullanıldığını belirten Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası Başkanı Necdet Buzbaş da, yeni yasadaki yüzde 50’lik kota artışının miktar artışı manasına gelmediğini söyledi.
"Miktar artışı olmadan 5 fabrika dışındaki fabrikalara nasıl kota verecekler" diyen Buzbaş, diğer fabrikalara kota verilmesini çok mantıklı bulmadığını kaydetti. Bu dört fabrikanın ihracat amaçlı kurulduğunu ve şimdi iç piyasa için hak talebinde bulunmalarını etik görmediğini ifade eden Buzbaş, burada liberal ekonomiyi zedeleyen bir durumun olmadığını sözlerine ekledi.
Kota dışı kalan ve iç piyasaya ürün veremeyen yerli üreticiler Ak Nişasta, GSF Nişasta, Beşan Nişasta ve Ay Nişasta. Şeker Kurumu’nun iç piyasaya glikoz üretme yetkisi verdiği üreticiler ise şöyle: Cargill (ABD’li), Amilium (ABD’li), Pendik Nişasta (Cargill – Ülker ortaklığı), Tat Nişasta ve Sunar Mısır.
Kapitülasyon eleştirisi
İstanbul Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Zekeriya Mete, konu hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu 5 üreticinin neden korunduğunu bilmiyoruz? Bilsek kim var bu işin arkasında gidip onlarla da konuşacağız. Ama bilmiyoruz. Türkiye’de bu kadar yaptırım gücü olan kimlermiş görmüş olacağız. Adamlar çok güçlüler. Kendi başlarına kanun çıkartıyorlar, kota artırıyorlar… Bu insanlar kim merak ediyorum. Biz Türkiye’de IMF’ye borcumuzu ödedik diye konuşuyoruz ama kapitülasyonlar halen içimizde… Birkaç firma Şeker Kurulu’nu, kanununu nasıl kullanabiliyor? Fakirin, garip gurebanın hakkı yeniyor. Yerli sanayiye katkı beklerken bir Fransız bir de Amerikan şirketine katkı sağlıyoruz."