YANDAŞ SENDİKA VE AKP PRODÜKSİYONU SUNAR!
Kamuda 2 milyon 600 bin memur ile 2 milyona yakın memur emeklisini ilgilendiren toplu sözleşme görüşmeleri dün itibariyle başladı. Aslında bu, bir toplu sözleşme komedisi´… Neden?
Kamuda 2 milyon 600 bin memur ile 2 milyona yakın memur emeklisini ilgilendiren toplu sözleşme görüşmeleri dün itibariyle başladı. Aslında bu, bir "toplu sözleşme komedisi"’… Neden? Bir toplu pazarlığın anlamlı olabilmesi için öncelikle grev hakkının bulunması gerekir.
Eğer toplu sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanırsa emekçinin hakkını koruyabilmesi için grev "silahına"’ ihtiyacı var. Grev hakkının olmadığı yerde toplu sözleşmenin bir anlamı ve bir yaptınm gücü yoktur. AKP iktidan, 2010 Anayasa Referandumunda "memurla artık toplu görüşme yok, toplu sözleşme hakkı var" diyerek kamuoyunu yanılttı. AKP, memura grev hakkını sağlamadığı gibi, son sözü Kamu Görevlileri Hakem Kurulu adı altında yine kendisi söylemiş oldu. Çünkü toplu sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanırsa bu kurul devreye giriyor.
Hakem heyeti, 11 kişiden oluşuyor. 6’sını hükümet atıyor, 4 u taraf sendikalardan oluşuyor, 1 öğretim üyesini de en fazla üyeye sahip memur konfederasyonu öneriyor, hükümet atıyor. Geçen yılki toplu sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanınca Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, son zam karannı belirledi. Başlangıçta memur aleyhine 7’ye karşı 4 olan karar, son anda sendikaların baskısı üzerine öğretim üyesinin karar değiştirmesi sonucu 6’ya 5 olarak gerçekleşti ve AKP Hükümetinin dediği oldu. Bu yıl da, benzeri şekilde yine hükümetin dediği olacak. Komedinin diğer bir yanı da, temsiliyet sorunuyla ilgili.
Dün başlayan toplu sözleşme görüşmelerinde memurlar tarafındaki temsilcinin konumu şöyleydi: Yasaya göre, 11 hizmet kolunda en fazla üyeye sahip sendikalar ile yine üye sayısı yönünden ilk üç konfederasyon ve heyet başkanı olarak da en fazla üyesi olan konfederasyonun temsil hakkı söz konusu. Bu durumda 15 kişilik sendika heyetinde Memur-Sen’in 12, KESK’in 2 ve Kamu-Sen’in de 1 temsilcisi bulunuyor. Görüldüğü gibi, sendika heyetinin yüzde 80’ini Memur-Sen temsil ediyor. Oysa toplam 1 milyon 468 bin sendikalı memurdan 708 bini MemurSen üyesi, yani üye bazında yüzde 48’lik bir temsiliyeti var.
Türkiye Kamu-Sen’in 445 bin, KESK’in de 237 bin üyesi bulunuyor (geri kalanlar bağımsız sendikalara ait). Kamu-Sen ile KESK’in üye sayısının toplamının üye bazındaki temsiliyeti ise yüzde 46.5, sendika heyetindeki temsiliyeti ise sadece yüzde 20. Memur-Sen’in, AKP’nin iktidar olduğu 2002 yılında 42 bin üyesi var iken 2013 yılındaki üye sayısı 708 bine çıkıyor. Yani 11 yıllık AKP iktidarındaki üye artış oranı yüzde 1.600, başka bir deyişle 16 kat artmış durumda.
Geçmiş başka iktidarlar döneminde hiçbir sendika bu kadar yükseliş göstermedi. Herhalde "yandaşlık"’ bu olsa gerek… Zaten toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde en düşük teklifi Memur-Sen verdi, yüzde 6 artı 6. Kamu-Sen’in teklifi yüzde 10 artı 10. KESK de 2014 yılı için en düşük memur aylığının 2.340 TL. olmasını önerdi, AKP dönemindeki reel kaybı dikkate alan yüzde 24’lik bir artış öngörüyor. Sonuç itibariyle bu "toplu sözleşme komedisi"’nden bir şey çıkmaz, yine vizyonda yandaş sendika ve AKP’nin prodüksiyonu var.
Bakalım memur sokağa çıkarsa ne sonuç olacak?