BAŞINI SOKACAK BİR EV İÇİN
Hanehalkı Bütçe Araştırması sonuçlarına göre, aylık harcamamızın dörtte birini konut ve kira alanında yapmak zorunda kalıyoruz. En zengin yüzde 20 ile en yoksul yüzde 20´nin zorunlu harcamalara ayırdığı paylar arasında uçurum var.
Hanehalkı Bütçe Araştırması sonuçlarına göre, aylık harcamamızın dörtte birini konut ve kira alanında yapmak zorunda kalıyoruz. En zengin yüzde 20 ile en yoksul yüzde 20’nin zorunlu harcamalara ayırdığı paylar ise birbirinden çok farklı. Türkiye istatistik Kurumu tarafından yapılan Hanehalkı Tüketim Harcaması anketinin 2012 yılı sonuçları dün açıklandı. Buna göre, Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı yüzde 25,8 oranıyla konut ve kira harcamaları aldı. Barınma ihtiyacını, yüzde 19,6 ile gıda ve alkolsüz içecekler izledi. Ülke genelinde sağlık harcamalarına yüzde 1,8, eğitim harcamalarına ise yüzde 2,3 oranında pay ayrıldı.
GELİRİN YÜZDE 62’Sİ GIDA VE BARINMAYA
Gelir gruplarına göre sınıflandırma yapıldığında ise ülkenin en zengin yüzde 20’sinin tüketim harcamalarıyla, en yoksul yüzde 20’nin harcamaları, arasında büyük fark olduğu görülüyor. En yoksul yüzde 20’lik dilimde yer alanlar, aylık gelirinin yüzde 29’unu gıda harcamasına ayırmak durumunda kalırken, en zenginlerin harcama kalemleri içinde gıdanın payı yüzde 14,4’te kaldı. Büyük fark yaşanan alanlardan biri de eğitim oldu. En zengin yüzde 20, çocuklarının eğitimine yüzde 4,1 pay ayırabilirken, en alt yüzde 20’lik dilimde yer alanların ayırabildiği pay yüzde 0,6 oldu. En yoksul yüzde 20’lik dilim, aylık gelirinin yüzde 33,4’ünü başını sokacak bir ev için harcamak zorunda. Oysa en zenginlerin konut ve kira için ayırdıkları pay yüzde 21,7. Dolayısıyla en yoksul yüzde 20’lik dilimin gıda ve barınma için harcamak zorunda kaldığı tutar, gelirinin yüzde 62,4’ünü oluşturuyor. Tarkın yüksek olduğu diğer alanların arasında ulaşım ve eğlence/kültür yer alıyor. En zenginlerin ulaşıma ayırdıkları pay, en yoksulların 2,5 katı, eğlence ve kültüre ayırdıkları pay ise 3 katına yakın.
EĞİTİMDE 33 KAT FARK VAR
Toplam yapılan harcamanın gelire göre yüzde 20’lik dilimlere dağılımı da uçurumun büyüklüğünü gösteriyor. Buna göre, toplam gıda ve alkolsüz içecekler harcamasının yüzde 12,9’u en yoksul yüzde 20’lik dilim tarafından yapılırken, yüzde 27,7’si en zenginler tarafından yapıldı. Oysa en zenginlerin, bütçelerinden gıda harcamasına ayırdığı pay, en yoksulların yarısı. Konut konusunda da benzer bir oran söz konusu. Konuta yapılan harcamaların yüzde 11,3’ü en düşük gelir grubuna sahip aileler tarafından yapılırken, yüzde 31,8’i en zengin yüzde 20’lik gruptaki hanelerde ortaya çıktı. EĞİTİM harcamalarında ise durum çok daha dikkat çekici. 2012 yılında eğitime yapılan harcamaların yüzde 66,8’i en zengin yüzde 20’lik dilimde yer alan ailelerin çocukları için yapıldı. Başka bir deyişle, en zenginlerin çocukları, eğitim hakkından 33 kat fazla yararlandı. Hatırlatmak gerekiyor ki, TÜİK’in 2011 yılına ilişkin yayımladığı gelir dağılımı istatistiklerine göre, nüfusun en yoksul yüzde 20’lik dilimi toplam gelirin yüzde 5,8’ini alırken, en zengin yüzde 20’lik dilim yüzde 46,7’sini alıyor. Araştırmada, hanehalkı başına aylık ortalama tüketim harcaması değeri 2 bin 366 lira olarak tahmin edilirken, bunun kırsal yerlerde bin 741 lira ve kentsel bölgelerde 2 bin 642 lira olduğu belirtildi. Ortalama aylık tüketim harcaması, 2011 yılında 2 bin 120 liraydı. TÜİK’in bu verilerine karşın, Türk-iş tarafından düzenli olarak yapılan açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı bin 20 lira ve yoksulluk sınırı da 3 bin 322 lira. Asgari ücretin 803 lira olduğu Türkiye’de, devletin resmi kurumu tarafından açıklanan veriler dahi durumun vahametini gösteriyor.