TÜRK-İŞ’TE NE OLACAK?
Mustafa Kumlu´nun genel başkanlıktan istifa etmek zorunda kalmasının ardından Türk-İş´te ne olacağı konusunda tahminler sürüyor. Bir grup, genel kurulun olağanüstü olarak toplanmasını istiyor. Bugünkü yapıyla olağanüstü genel kurul bir çözüm olabilir mi?
Mustafa Kumlu’nun genel başkanlıktan istifa etmek zorunda kalmasının ardından Türk-İş’te ne olacağı konusunda tahminler sürüyor. Bir grup, genel kurulun olağanüstü olarak toplanmasını istiyor. Bugünkü yapıyla olağanüstü genel kurul bir çözüm olabilir mi?
Olağanüstü genel kurul sorun yaratır
Mevzuatımıza göre, olağanüstü genel kurul, bir önceki olağan genel kurulun delegeliği devam eden üyeleriyle toplanır. Genel kurullara iki grup delege katılır. Türk-iş tüzüğüne göre, yönetim kurulu ve denetleme kurulu üyeleri, genel kurulun doğal delegeleridir. Seçilen delegelerden emekli olanlar varsa, onların delegeliği düşer. Diğer seçimli delegeler olağanüstü genel kurula katılır. Eğer Türk-iş genel kurulu olağanüstü olarak toplanırsa, eski delegelerle yine bazı hesaplar ve pazarlıklar yapılacak. Burada akla şöyle bir soru geliyor: 2011 Aralık genel kurulunda ortaya çıkan bu yapının aynı delegeyle farklı bir sonuç doğurması mümkün mü?
2011 Aralık ile 2013 farklıdır
Belki mümkün olabilir. 2011 Aralık Türkiye’si ile 2013 Türkiye’si arasında önemli bir fark var. 2011 yılı Aralık ayında her şeye gücü yettiği zannedilen bir R.T. Erdoğan vardı. TGB’nin 19 Mayıs 2012 yürüyüşü yapılmamıştı.
29 Ekim 2012’de Ankara’da Ulus’ta barikatlar aşılmamıştı.
10 Kasım 2012 Anıtkabir yürüyüşü olmamıştı.
8 Nisan 2013 günü Silivri’de barikatlar yıkılmamıştı.
Haziran Başkaldırısı gerçekleşmemişti.
2013 sonbaharında ise çökmekte olan emperyalizm, çözülmekte olan AKP iktidarı, gücünü büyük ölçüde yitirmiş bir R.T. Erdoğan, yaklaşan savaş tehlikesi, derinleşen iktisadi kriz vb. var. Bütün bunlar Türk-iş genel kurul delegelerinin davranışlarım etkileyebilir. Ancak başka sorunlar da var.
Yargı süreci devam ediyor
Türk-iş’in 2011 Aralık genel kurulunun demokratik olmadığına ilişkin ciddi bir iddia söz konusu ve bu iddia yargıya taşınmış durumda. Türk-İş’in 2011 Aralık Genel Kurulu’nda Demiryol-iş 32.319 üye üzerinden delege götürdü. Sendikanın gerçek üye sayısı, Temmuz 2013 istatistiklerine göre 15.213 idi.
Haber-iş 40.050 üye üzerinden delege götürdü. Gerçek üye sayısı Temmuz 2013 istatistiklerinde 15.342 idi.
Yol-iş 117.600 üye üzerinden delege götürdü. Gerçek üye sayısı Temmuz 2013 istatistiklerinde 34.901 idi.
TES-iş 117.600 üye üzerinden delege götürdü. Gerçek üye sayısı Temmuz 2013 istatistiklerinde 45.366 idi. Olağanüstü genel kurul toplanırsa, delegeliklerin ödenen aidat temelinde parayla satın alındığı bu çarpık yapıya dayanılarak yeni yönetim belirlenecek. Bu antidemokratik yapı nedeniyle 2011 Aralık genel kurulunun iptali için açılan dava sürüyor. Yerel mahkemenin Türk-iş lehindeki kararını Yargıtay bozdu. Bu yargılamadan olağan genel kurulun iptali ve Türk-Iş’in kayyuma teslimi gibi bir sonuç da çıkabilir. Ayrıca, eski delegelerle toplanan olağanüstü genel kurulun iptali için dava da açılabilir.
Aidatlar da sorun olacak
Bir de Türk-iş’e 2007-2011 döneminde ödenmiş aidatlar var. Örneğin, TES-iş Sendikası dört yıl boyunca 117.600 üye üzerinden aidat yatırmış. Genel kurulun iptali durumunda Türk-iş ile sendikalar arasında aidat konusundaki hesaplaşmanın nasıl olacağı da ayrı bir sıkıntı. İşçi sınıfına yönelik saldırılar yoğunlaşacak. Türk-iş yönetimi yandaşlığın bedelini ödeyecek. AKP’yi götürecek olan güçlü bir halk hareketidir. Türk-Iş’te ne olacağını belirleyecek olan da, sorunları artan, özgüveni gelişen ve AKP’nin çökme sürecini kavrayan işçi tabanıdır. Türk-iş’in geleceğini, 1989 bahar eylemleri sonrasında olduğu gibi, tabandaki işçi kitlesi belirleyecektir.