EŞEĞİ ÇALIP SEMERİ VERMEK!
Eskiler, büyük bir kayıptan sonraki küçük tutunmalara sevinmeyi böyle ifade eder. Şu sıra sendikacılara oynanan oyun da bu. İşçinin elindeki hakların hepsine saldırı başlattılar..
Eskiler, büyük bir kayıptan sonraki küçük tutunmalara sevinmeyi böyle ifade eder. Şu sıra sendikacılara oynanan oyun da bu. İşçinin elindeki hakların hepsine saldırı başlattılar, "Ne kadar koparırsak kâr" diyorlar. Hükümetin masaya sürdüğü, Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı işçi hakları… İşçiye karşı savaş, gazetelerin manşetlerine kadar ulaştı. Aylardır, taşra gazetelerinden, yandaş ve yağcı gazetelerin manşetlerine uzanan bir kampanya yürütülüyor. Koro halinde yalan söylüyorlar: "Taşeron işçiye müjde", "Kıdem tazminatında devrim", "Anne esnek de çalışabilecek", "Çalışan kadının gözü aydın", "Doğur çocuğu al parayı" ve "İşçi bayram edecek"
Yalancılığın ve yalakalığın böylesine "pes" demek bile yetmez.
İşçiye hazırlanan kazıklar yeniden cilalanıyordu.
Telekom grevi sırasında İngiliz işverenle birlik olup Türk işçisini hainlikle suçlayan ruh yeniden depreşmişti. İngiliz Telekom işvereninden aldığı promosyon kitabı ve reklam karşılığında işçiye düşmanca saldırmışlardı koro halinde. Hem de haftalar boyu. İşçinin istediği ise üç kuruşluk zamdı.
Bu kez hükümetin salladığı kılıçtı korkuları, ihalelerden sağladıkları vurgunlardı yalanların sebebi.
Para ya da korku uğruna her şeyi yapabilmek… Yabancı işveren için, ya da emperyalistlerin emriyle uygulanan hükümet politikaları için yolu düzlemek…
Böcekleşme idi bu. İş hayatının en dibindekilere yalan umutlar pompalıyor, tuzakların üstünü örtüyorlardı.
Şu çalınan eşek kısmını açalım:
1- Taşeron işçiye kadro hakkı mı verilecek? Taşeron sistemi, yani alt işverenlik ortadan mı kaldırılacak? Ya da muvaazalı çalıştırma, yani kanuna karşı hile mi önlenecek?
"Taşeron işçiye müjde" dediklerinin ise hepsi, yasada var zaten. 4857 sayılı İş Yasası, sadece kamu işçisini ya da asıl işverenin işçisini değil, bütün işçileri kapsar. Emeklilik hakkı taşeron işçinin de var, kıdem ve ihbar tazminatı, belirli süreli sözleşmeyle çalışanların dışındaki herkesin hakkıdır.
Hükümet, yasadaki hakların uygulanmasını sağlamak yerine, var olanları "yeni verilecek hak" gibi duyuruyor, kıdem tazminatı hakkındaki planlarını gizliyordu.
Taşeronlara hazırlanan başka bir tuzak ise, alt işverenliğin önündeki sınırlamaları kaldırmak ve her yeri taşeron cehennemine çevirmek idi. Böylece, muvazaa davaları sonucu mahkum oldukları yüklü ödemelerden de kurtulacaklardı.
2- Hükümetin kıdem tazminatı planı, Sosyal Güvenlik Kurumu’nu devreden çıkarmak, prim gün sayısını yarıya düşürmek, primleri bireysel emeklilik şirketlerinin borsa kumarlarına yatırtmak, primlerdeki devlet güvencesini kaldırmak ve prim yatırmayı işverenin insafına bırakmak idi.
Kasalarında 26 milyar lira biriktiren bireysel emeklilik şirketleri ise iştahla ellerini ovuşturuyor.
3- Hükümet, belirsiz süreli işlerde belirli süreli sözleşme yapılamayacağına dair kısıtlamadan da kurtulmak istiyordu. Böylece sürekliliği olan işlerde belirli süreli sözleşmeler yapılabilecek, süresi 10 yılı bile geçebilecek ama sözleşme süresi bittiğinde işçi kıdem ve ihbar tazminatı alamayacak, iş güvencesi olmayacak. İşçiyi bekleyen bu büyük tehlikeye karşı ise sendikalardaki duyarlılık, neredeyse sıfır…
4- Hükümet ve işverenlerin paketinde, özel istihdam büroları eliyle işçi kiralanması da var. Dikkatler kıdem tazminatına çekilmişken köle pazarları kurabilmeyi gerçekleştirmek niyetindeler.
5- Esnek çalışmayı ve performans sistemi de var pakette. Sonuç olarak, yağcı ve yalancı basının da desteğiyle, sendikacıların dikkati sadece kıdem tazminatına çektiler. Kıdem tazminatı tuzağını ise cilalamışlardı. Cilası dökülmeseydi, onu da yutturacaklardı sendikacılara.
Ama tehlike kıdem tazminatından ibaret değil. İşçilerin bütün haklarını ellerinden almak niyetindeler. "Ne koparırsak kâr" diye bakıyorlar. Pakettekinin her biri, başlı başına işçinin hayatını cehenneme çevirme potansiyeli taşıyor. Paketin tamamına karşı çıkılmaz ise, eşeğini çaldıkları işçiye, sadece semeri vererek sevindirmek niyetindeler.
Bu uyanıklık, uyanık sendikacılarımızın gözünden kaçıyor.