AKP’NİN MAYINLARI
Çalışma hayatı işçisiyle, işvereniyle bir bütün olmalı. Bu iki kesim arasında diyalogu ve bağı kopartırsanız üretim olumsuz etkilenir. Üretim sadece tezgâhlardan, bantlardan çıkan meta değildir. Üretimin olmazsa olmazı, tüm teknolojik gelişmelere rağmen emektir.
Çalışma hayatı işçisiyle, işvereniyle bir bütün olmalı. Bu iki kesim arasında diyalogu ve bağı kopartırsanız üretim olumsuz etkilenir. Üretim sadece tezgâhlardan, bantlardan çıkan meta değildir. Üretimin olmazsa olmazı, tüm teknolojik gelişmelere rağmen "emek"tir. Bu işi tüm bilimsel ve toplumsal gerçeklik dışında tevekkülle götürmek isteyen AKP zihniyeti, çalışma hayatma çeşitli mayınlar döşüyor.
Birinci mayın, kurdurdukları yandaş sendikalar. Bu sendikalar aracılığıyla sendikal yapıyı, sınıf bilincini infilak ettirip duruyorlar. Bir de diğer konfederasyonların içine yerleştirdikleri mayınlar var. Onlar da destek kuvvetleri. Kıdem tazminatı, taşeronluk, esnek çalışma, özel istihdam büroları gibi kölelik yasalarına direniyormuş rolü yaparak işçi sınıfım oyalamak görevi verilmiş onlara.
Diğer mayınla ise yaptıkları yasal değişikliklerle işçi sınıfı kimliğim yok edip, yerine köleliği getirmek istiyorlar. Böylelikle işçi-işveren değil, köle ve sahibi olacak. Ama AKP’de mayın bitmiyor. Ülkenin her köşesini mayın tarlasına çevirdi. Elde kalan tüm kurumları satma telaşına düştü. Bu telaş büyük olduğuna göre, sonları yakın. Dört ay sonraki yerel seçimleri bile hesaba katmadan özelleştirme tarihlerini açıklayacak kadar telaş büyük. Yatağan’daki enerji ve maden işçilerinin eylemi Tayyip Erdoğan’ları o kadar tedirgin ediyor ki, kalkıp Muğla’ya gidiyor. Köylüye "Anam da al git" diyen Erdoğan bugün, işçinin ayağına gidiyor. Gitmeden önce de sıkıyönetim ilan ettirip, TGB’lileri gözaltına aldırıyor Bir başbakanın düşebileceği en aciz durum. Kendi ülkesinde güven içinde gezememek. Sokaklara ancak sıkıyönetim altında çıkabilmek. Vay haline! Bu korkunun işçiye yansıması da var tabu ki. Yatağan’daki önderler gerçek işçi önderleri. Süleyman Girgin ve Fatih Erçelik. Eminim ki çok zor bir işi gerçekleştiriyorlar. Yükleri ağır. Verdikleri kavga çok büyük. Ve Erdoğan’la yaptıkları görüşme inanıyorum ki anlattıklarından çok daha ağırdı. Fakat dedim ya onlar gerçek işçi önderleri. Kaderlerini ülkenin ve işçi sınıfının kaderiyle birleştirmişler. AKP şimdi de Muğla’ya Yatağan’a mayın döşemeye çalışıyor. Ama işçi sınıfı bu sefer mayına basmayacak. Gördük ki Yatağan işçisi, gözüpek, yiğit ve kararlı. Geri çekilmeye niyeti yok. Fakat yine hepimize iş düşüyor. Termik santrallar bu ülkenin. Onlara sahip çıkmak da hepimizin sorumluluğu, öyleyse el vereceğiz Yatağan’a.