Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
23 Ocak 2014
KARLI İSE ÖZELLEŞTİR, ZARARLI İSE DEVLETLEŞTİR!

2004 yılında İzmir´de büyük bir otelde Tütün Üst Kurulu´nun düzenlediği tütün konulu toplantıdayız. Kürsüde tütün ihracatçılarının bir temsilcisi var. Önerisi de: devletin tütün alımı için bir fon oluşturması.

KARLI İSE ÖZELLEŞTİR, ZARARLI İSE DEVLETLEŞTİR!

2004 yılında İzmir’de büyük bir otelde Tütün Üst Kurulu’nun düzenlediği tütün konulu toplantıdayız. Kürsüde tütün ihracatçılarının bir temsilcisi var. Önerisi de: devletin tütün alımı için bir fon oluşturması. Ona göre bu fonun amacı; çiftçilerin elinde kalan fazla tütünü almak olmalı. Malum, şirketler çiftçi ile sonradan fiyatlar düştüğünde uymadıkları anlaşmalar yapıyorlar. Bazen de şirketin almak istediği ve anlaşmaya koyduğu miktardan daha fazla tütün,hava koşulları nedeniyle istemeden üretiliyor. Ona göre; işte bu fazla tütünleri,devlet asgari bir fiyattan satın almalı. Böylelikle,üreticinin aşırı mağduriyeti önlenecek ve üretmeye devam etmesi sağlanacakmış. Sonra ne olacak bu ürünler? Muhetemelen, sonra çok daha ucuza şirketlere satılacak. Bu kendilerine yonttukları bakışı Ticaret Borsası’nın temsilcisi hızla kavrayamadığı için şaşırıyor ve "Biz senelerdir devlet bu işten elini çeksin diye uğraşıyoruz,şimdi sen ne yapmaya çalışıyorsun" diye itiraz ediyor. Konuşmacı "Merak etme, önerim senin anladığın gibi değil" diyor. Büyük şirket temsilcilerinin devlete bakışı işte budur. Karli bir şey varsa, mutlaka özelleştirilmelidir. Zararlı işler ise, devlet tarafından üstlenilebilir. Bu ise, serbesy piyasa mantığına uymuyormuş. Ne gam! Uysa da olur,uymasa da!
Sanırım 1940’lardan bu yana özel kesimin bir kısmının devlete bakışı bu olmuştur. İşine geldiği zaman kullanır. Fiyatlar düştüğünde Tekel ve Tarım Satış Kooperatifleri ürün almamalıdır. Fiyatlar yükselmemelidir. Tersine, dış koşullar nedeniyle fiyatlar yükseldiğinde bu kurumlar devreye girmeli,aldıkları malı sonra daha düşük fiyatlarla kendilerine devretmelidir. Bu kurumların partilerin adamlarının doldurulması yoluyla iç politikada araç olarak kullanılmaları ise, bildiğimiz birşey idi.
Kamu kurumları özelleşmesin derken, istediğimiz eskiden beri süren bu yağma düzeninin devamı değildi şüphesiz. Gerçekten çiftçinin, işçinin, uzman meslek örgütlerinin temsilcilerinin yönetime katıldığı özerk kurumlar yaratmaktı. Dahası tamemn çalışanın yönetiminde kooperatif vb. işletmeler bu işleri yapabilirdi. Bu özelleştirme furyasında bu konuları yeterince tartışamadığımız da bir gerçektir. Bu nedenle halkın önemli bir kesimini özelleştirme yanlısı yapabilmişlerdir. Bu işler başladığında " Sermaye tabana yayılacak, paylar halka satılacak,zarar eden kurumlar özelleştirilecek"  denmiş idi. Rusya’da da aşağı yukarı bu propagandalarla işletme hisseleri çalışanlara dağıtıldı. Ancak yöneticilere yüzde 50’ler düzeyinde hisse verildi. Kısa bir sürede, yöneticilere tüm hisseleri toparladılar. Böylelikle, büyük ekonomik ve sosyal sorunlar yaşamakta olan SSCB’den çok kısa bir süre içinde yeni kapitalist devletler yaratmış oldu. Gelir dağılımındaki bozulma daha da arttı. Ülkemizde de, özelleştirme oltasına aydınlar da dahil olmak üzere, halkın takılması için propaganda oyunları yapıldı. Şimdi bunlara ihtiyaçları bile kalmadı. Uysal bir halk yaratmayı başardılar. Ama nereye kadar?

DİĞER HABERLER
İŞÇİYİ DUYMAYANLAR SERMAYENİN EMRİNDE
İŞÇİYİ DUYMAYANLAR SERMAYENİN EMRİNDE

Ülkenin dört bir köşesinde hakları için mücadele eden işçiler, sermayenin ve onu kollayan iktidarın tam karşısında direnişlerini büyütürken Çalışma Bakanlığı ise patronların taleplerini hayata geçiriyor. Bakan’ın duyurduğu yeni program işçinin güvencesizliğini artıracak.

TEMSİLCİ EĞİTİMLERİNİN İKİNCİ ETABI BAŞLADI
TEMSİLCİ EĞİTİMLERİNİN İKİNCİ ETABI BAŞLADI

Sendikamızın düzenli eğitimleri kapsamında gerçekleştirdiği temsilci eğitimlerinin ikinci etabı başladı.

DARBE DÖNEMİNDE İŞÇİ ÇIKARMA YASAĞI (1980-1984)
DARBE DÖNEMİNDE İŞÇİ ÇIKARMA YASAĞI (1980-1984)

12 Eylül 1980, Türkiye işçi sınıfı ve sendikacılık hareketi tarihinde bir dönüm noktasıdır. İşçi sınıfı ve sendikacılık hareketi, daha önceki on yıllarda çeşitli ekonomik, toplumsal ve siyasal güç dengeleri ve mücadeleler sonucunda elde ettiği hak ve özgürlüklerin büyük bir bölümünü önce fiilen, sonra da hukuken elinden kaçırdı.

İŞÇİLER VE SENDİKALAR SOKAKTA, DİRENİŞTE: EKMEK, ADALET VE HAYSİYET
İŞÇİLER VE SENDİKALAR SOKAKTA, DİRENİŞTE: EKMEK, ADALET VE HAYSİYET

2024 güzü işçilerin ve sendikaların ekmek, adalet ve haysiyet mücadelesine tanıklık ediyor. İşçilerin uzun süredir devam eden yaygın tekil direnişlerinin ardından sendikal harekette de hareketlenme yaşanıyor.