YAVAŞ BÜYÜME VE YÜKSEK İŞSİZLİK ÇAĞINA GİRİLİYOR
OECD, dünyanın yavaş büyüme ve yüksek işsizlik çağına girme riskiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı ve acil önlen için harekete geçilmesini istedi. OECD´nin iki yıllık ekonomik performansları değerlendiren ve ´amiral gemisi´ sayılan Büyüme Yolunda 2014 raporunda 2008´de patlak veren küresel krizden sonra dünya genelinde reformların ivme kaybettiği belirtildi.
OECD, dünyanın yavaş büyüme ve yüksek işsizlik çağına girme riskiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı ve acil önlen için harekete geçilmesini istedi. OECD’nin iki yıllık ekonomik performansları değerlendiren ve ‘amiral gemisi’ sayılan "Büyüme Yolunda 2014" raporunda 2008’de patlak veren küresel krizden sonra dünya genelinde reformların ivme kaybettiği belirtildi.
Kuruluş, verimlilik ve kamu sektörü etkinliğinin artırılması, eğitim sonuçlarının geliştirilmesi ve işgücü piyasasının güçlendirilmesi için hala dikkat çekici eylemlerin yapılabileceğine işaret edildi. Raporda, "Yükselen piyasalar, kısmen destabilizasyon oluşturabilecek alışılmamış para politikalarından geri çekilme planlarından kaynaklanan önemli risklerle karşı karşıya. Bundan başka son yıllarda kredi artışında bir kabarma deneyimi yaşayanlardan (Brezilya, Çin, Rusya ve Türkiye) bazıları bankacılık sektöründe potansiyel kırılganlık sinyali gösteriyor" denildi.
Raporda, Türkiye’nin politika zorlukları şöyle sıralandı: Altyapı yetersizlikleri, nitelikli eğitime erişim ve istihdam yaratmak için sosyal korumada daha iyi bir denge sağlamak.
OECD ekonomileri 2013 yılında yüzde 1.3 oranında büyüdü 2008’de patlak veren küresel krizden sonra dünya genelinde reformların ivme kaybettiği uyarısında bulunan OECD, bu durumun yavaş büyüme ve yüksek işsizliğe neden olacağı öngörüsünde bulundu. OECD acil harekete geçilmesini istedi. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD, dünyanın yavaş büyüme ve yüksek işsizlik çağma girme riskinde olduğunu açıkladı ve bunun önlenmesi için acil harekete geçilmesini istedi.
OECD, "Büyüme Yolunda" başlığıyla yayımladığı 2014 raporunda, 2008’de patlak veren küresel krizden sonra dünya genelinde reformların ivme kaybettiği belirtildi. OECD iki yıllık ekonomik performansların değerlendirdiği "amiral gemisi" yayını "Büyüme Yolunda Going for Grovrth) 2014" raporunu açıkladı.
Raporda, iddialı ve kapsamlı yapısal reform gündeminin benimsenmesinin, hükümetlere istihdam oluşturan ve eşitsizliği azaltan güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyümeye dönüş için en iyi şansı sunacağı ifade edildi. Hükümetlerin çoğunun, baskı altındaki büyüme ortamının yarattığı zorluklara rağmen reformlara devam ettiğibelirtilen raporda, verimlilik ve kamu sektörü etkinliğinin artırılması, eğitim sonuçlarını geliştirilmesi ve işgücü piyasasının güçlendirümesi için hala dikkati çekici eylemlerin yapılabileceğine işaret edildi.
Raporun "Nitelikli eğitime eşit olmayan erişim, altyapı darboğazları ve yaygın kayıtdışı ortama sahip ülkeler" başlıklı bölümünde Türkiye’nin de dahil olduğu yükselen piyasa ülkeleri için "Bazıları son dönemlerde hammadde fiyatlarındaki gelişmeler, ama aynı zamanda temellerindeki zayıflıklar nedeniyle yavaşlama göstermiş olsa da bu ülkeler genel olarak kriz sırasında iyi bir direnç sergiledi kişi başına GSYH’ları 2006-2011 döneminde bir önceki beş yıla göre daha güçlü oldu-" denildi ve şöyle devam edildi: "Bu ülkeler şimdi büyük ekonomüerde, yükselen piyasalar üzerinde kısmen destabilizasyon oluşturabilecek alışümamış para politikalarından geri çekilme planlarından kaynaklanan önemli risklerle karşı karşıya. Bundan başka son yıllarda kredi artışında bir kabarma deneyimi yaşayanlardan (Brezilya, Çin, Rusya ve Türkiye) bazıları bankacılık sektöründe potansiyel kırüganlık sinyali gösteriyor" denildi. Son iyileştirmelere rağmen Çin, Rusya, Güney Afrika ve Türkiye’nin rekabet önündeki en büyük düzenleyici engellere sahip ülkeler arasında yer aldıkları belirtilen raporda bunların kamu mülkiyeti ve devletin sahip olduğu girişimlerde zayıf yönetişim biçiminde görüldüğü savunuldu. Türkiye asgari ücrette OECD "birincisi" Rapora göre Türkiye medyan ücretin (Türkiye’de çalışan tüm kişilerin ortasında yer alan kişinin aldığı ücret) yüzde 70’ten fazlasına karşılık gelen asgari ücretle, OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor.
Türkiye’yi Brezilya, Endonezya, Şüi, Fransa, Yeni Zelanda, İsviçre, Portekiz, İsrail, Macaristan, Avusturya, Belçika izliyor. OECD ortalaması asgari ücret Raporu değerlendiren OECD Genel SEKRETERİ Angel Gurria, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin hükümetlerinin artık düşük büyüme tuzağına düşme riski ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Gurria, "Yapısal reformlar konusunda ilerleme, dünya çapında büyüme ve yaşam standartlarını artırabilir" dedi. bağlama oranının medyan ücretin yüzde 50’sine karşılık geliyor.
Asgari ücretin ortalama ücrete oranında Türkiye’nin OECD ortalamasından çok yüksek bir seviyede olması, Türkiye’de ortalama ücretin OECD ülkelerine göre daha düşük olduğu anlamına geliyor. Raporda kayıtdışı istihdamın Brezilya, Şili, Endonezya ve Türkiye’de görece yüksek asgari ücret nedeniyle yaygın olduğu belirtilirken, "Türkiye’de asgari ücret, medyan ücretin yüzde 70’inden fazla, bu verimlilikte bölgesel eşitsizlikler karşısında zorluk oluşturuyor" denildi.
Raporda geçen yıl gelir eşitsizliğinin en büyük ölçüldüğü beş OECD ülkesi ise Şili, İsrail, Meksika, Türkiye üe ABD olarak sıralandı. Türkiye OECD’nin "İşsizlik parası bağlama oranı ve kapsamının artırılması", "Düzenli ve geçici işçilerin sosyal korumaya tabi tutulması arasındaki farkı azaltma" tavsiyelerini yerine getirmedi. Türkiye tarım ve enerjide sübvansiyonların azaltılması önerisine de uymadı. "EĞİTİM hizmetlerinin etkinlik ve arzını artırma" tavsiyesi ise yerine getirildi. Türkiye finansal ekonomik krize iyi bir direnç gösterdi Raporun Türkiye’ye ayrüan bölümünde "Türkiye, her ne kadar büyüme daha sonraları yavaşlasa da OECD bölgesinde 2013 yılının son çeyreğinde gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) yüzde 0.6 oranında arttı. GSYH büyüme oranı önceki 2 çeyrekte de yüzde 0.6 olarak gerçekleşmişti. OECD’nin en büyük yedi ekonomisi içinde GSYH büyümesi en fazla yüzde 0.8 ile ABD’de ve yüzde 0.7 ile İngiltere’de görüldü.
Japonya’nın büyümesi yüzde 0.3 oranında sabit kalırken, Avrupa Birliği’nde GSYH büyüme oranı yüzde 0.3’ten yüzde 0.4’e, Euro bölgesinde ise yüzde 0.1’den yüzde 0.3’e yükseldi. 2013 yılının tamamında ise GSYH büyüme oranı 2012 yılındaki yüzde 1.5’ten yüzde 1.3’e geriledi. finansal ve ekonomik kriz sırasında iyi bir direnç sergiledi.
Politika zorlukları arasında; altyapı yetersizliklerinin üzerine gitmek, nitelikli eğitime erişimi iyileştirmek ve iş ve kayıtlı sektörde istihdam yaratmak için sosyal korumada daha iyi bir denge sağlamak bulunuyor" denildi. Türkiye’nin 2012’de zorunlu eğitim süresini 12 yıla çıkararak eğitim hizmetlerinin karşüanmasında önemli reform yaptığı; "vasıfsız işçi istihdam maliyetlerinin azaltılması, eğitimde nitelik ve eşitliğin iyileştirilmesi, istihdam koruma mevzuatında reform yapılması, tarım ve ağ endüstrilerinde rekabetin iyileştirilmesi, erken emeklilik teşviklerinin azaltılması" konularında geçen iki yüda gelişmeler kaydedildiği belirtildi.
Türkiye’ye ayrılan bölümde, raporun aynı zamanda yapısal reformların mali konsolidasyon, cari işlemlerin dengelenmesi ve gelir eşitsizliği gibi diğer politika hedefleri üzerindeki olası etkilerini ele aldığı da hatırlatılarak "Türkiye’nin durumunda, eğitim hizmetlerinin artan şekilde karşılanması bütçe üzerine baskı yapabilir, fakat beşeri sermayenin daha adil birikimini sağlamak suretiyle gelir eşitsizliğinin azaltılmasına yardımcı olabilir" denildi. EĞİTİMe katılmayan gençler beşeri sermaye kaybı İş, eğitim ya da öğretime katılmayan genç nüfusun gelişmekte olan ekonomilerde yüksek olduğu kaydedilen raporda, bunu özellikle Hindistan, Türkiye, Güney Afrika ve Meksika’da görüldüğünü, sonucun verimlilik beklentilerine zarar verecek olan beşeri sermaye kaybı potansiyeli taşıdığı belirtildi. Raporda, "Şili, Endonezya, Güney Afrika ve Türkiye’de, işe alma ve işten çıkarma maliyetlerinin azaltılması, vasıfsız işçiliğin kayıtlı sektörde ücreti kontrol etmesinin engellenmesi için emek piyasası düzenlemesine ya da ücret pazarlık kurumlarına ihtiyaç var" denildi. Brezilya, Çin, Şili, Endonezya, Hindistan, Meksika, Rusya, Türkiye ve Güney Afrika’da, nitelikli eğitime erişimin iyüeşmesi, fiziki ve yasal altyapı darboğazlarının üzerine gidümesi ve birçok durumda işçileri kayıtlı sektör istihdamına çekmek anapolitika önceliklerini oluşturuyor.