BİR EMEKÇİ KADININ YOL HİKAYESİ
Yerel seçim çalışmaları bir reklam kampanyası şeklinde sürerken, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü de bu furyanın gölgesinde kaldı. Ama adaylar arasında bir isim var ki siyasi kimliğiyle birlikte emekçi ve kadın kimliğini de taşıyor
Yerel seçim çalışmaları bir reklam kampanyası şeklinde sürerken, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü de bu furyanın gölgesinde kaldı. Ama adaylar arasında bir isim var ki siyasi kimliğiyle birlikte emekçi ve kadın kimliğini de taşıyor.
İşçi Partisi’nin İstanbul Pendik Belediyesi Başkan Adayı Nurhayat Boyraz. Boyraz’la 8 Mart günü seçim çalışmaları sırasında sohbet ettik. Boyraz, hem siyasi hem sınıf mücadelesine genç yaşlarda başlamış ve ikisinin birbirinden ayn düşünülemeyeceğine inanarak mücadeleden hiç kopmamış. Emekli bir TEKEL işçisi olan Boyraz, İstanbul’un önemli işçi semtlerinden biri olan Pendik’ten aday.
Öncelikle sizi adaylığınızdan dolayı kutluyoruz. Emekçi bir kadın olarak diğer başkan adaylarından biraz farklı bir profil çiziyorsunuz. Neden aday oldunuz?
Öncelikle Atatürk ilke ve devrimlerine gönülden bağlı bir Cumhuriyet kadını olarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü gönülden kutluyorum. Bu seçimlere eşit koşullarda ve adaletli bir şekilde gidilmiyor. Sandıktan halkın iradesi çıkmayacak. Çünkü insanların düşüncelerine ipotek konulmuş. Adayların projeleri bile önemsenmiyor. Partim bana adaylık teklif ettiğinde benim bile kafamda belediye başkanı mimar, mühendis, avukat, doktor gibi meslek sahiplerinden olur gibi bir düşünce vardı. İlk olarak itiraz ettim. Ancak işin içine girdiğimde şunu gördüm. İnsan olmak, vicdan sahibi olmak, dürüst olmak, halktan alınanı halka hizmet olarak götürmek, kadını, yaşlıyı, genci, çocuğu bağrına basmak ve sorunları çözmek için çalışmak yeterliydi. Ben de bunları yapabileceğime inanıyorum. Çünkü onlardan biriyim. Yediğim ekmeği alnımın teriyle kazandım. Bu yüzden de emek ve insan çok değerli benim için. Yerel yönetimler de siyasetin insanla direkt ve en fazla buluştuğu yer. İnsan insana diyalog kuruluyor ve sorunlarla içice olunduğu için çözümde önce buralarda üretilebiliyor.
Yıl 1990; iki çocuğuyla Malatya’dan İstanbul’a geldi. İşçilik hayatına Cevizli TEKEL Fabrikasında devam etti. Oğlu Erkılıç ilkokulu bitirmiş, kızı Ceren ise henüz okula başlamamıştı. Önce tek başına bir kadın olarak zorlandım. Ne yapacağımı bilmiyordum. İki çocuğun sorumluluğunu tek başıma sırtlamak zorundaydım. Gece ev temizliği ve çocukların yemeklerini yapıyordum, sabah altı buçukta fabrikada kart basıp mesaiye başlıyordum. Bir de mücadeleci bir yanım vardı. Malatya’daki gibi Cevizli’de de, işçi eylemlerinde ön saflarda yer aldım. Kısa sürede buradaki işçi arkadaşlarımla iyi bir diyalog kurduk. Cevizli’de ilk işe başladığımda Malatyalı olduğum için "Özal’ın hemşerisi" diyerek bana mesafe koyan arkadaşlarım olmuştu. Çünkü o dönem Özal işçiler tarafından sevilmiyor ve "Çankaya’nın şişmanı, işçinin düşmanı" deniliyordu. Ama sonra benimle ilgili tüm önyargıları değişti. Şimdi geriye dönüp bakıyorum da, demek ki insan, inanarak bir şeyleri yapıyorsa ve örgütlüyse güçlü de oluyormuş. Ben de bu gücümü örgütlülüğe olan inancımdan alıyorum.
‘Örgütlü mücadele beni güçlendiren’
İki çocuğumu okuturken hem işçilik yaptım, hem de siyasi mücadelemi sürdürdüm. Oğlum Erkılıç İktisat Fakültesi’ni, kızım Ceren de İletişim ve Reklamcılık Fakültesi’ni bitirdi. İkisi de öncelikle ulusal değerlere sahip ve ahlaklı olarak yetiştiler. Bu da benim için çok önemli. İşte Nurhayat Boyraz’ı Nurhayat Boyraz yapan örgütlü mücadele içindeki bir kadın olmasıdır. Yoksa sadece çocuklarım büyüten, emekli olup köşesine çekilmiş bir kadın olurdum. Böyle yaşamaktansa hayata dair söyleyecek sözü olan bir insan olmayı tercih ettim.
‘İP’in farkı kadın adaylarıyla da ortada’
Kadınlar siyasetin dışında mı kaldı?
Kadın aslında tarihimizi incelediğimizde toplumsal eylemlerde ön saflarda yer almışlardır. Bunun ekonomik ve siyasi alanda örnekleri vardır. AKP’nin 11 yıllık icraatlarına baktığımızda, özelleştirme ve bazı bazı KİT’lerin kapatılmasıyla en büyük darbe kadına vurulmuştur. Bu politikalar çalışan kadını da, kocasmı da işsiz bıraktı. Ekonomik sıkıntı evdeki kadının sırtına yüklendi. Bir seçim döneminde ev ziyaretlerimizden birinde ikiz bebekleri olan bir kadın, kocasının işten çıkartıldığını ve iyi beslenemediği için sütünün kesildiğini, bu yüzden de bebeklerine şekerli su vermek zorunda kaldığını anlatmıştı. "Senin için ne yapabiliriz, bizden ne istersin" diye sorduğumuz zaman da kocasına iş istediğini söylemişti. İşte o onurlu, dik duran, sadakayı kabul etmeyen insanlarımızı AKP iktidarının içine düşürdüğü durum bu. Kadın sadece ekonomik olarak ezilmiyor. Hayat içerisinde ön saflarda mücadele eden kadınlar, karar mekanizmalarında, yönetimlerde hep gerilerde bırakılıyor. Burada da İşçi Partisi olarak farkımız ortaya çıkıyor. Kadın adaylarıyla siyasette, yönetimlerde kadınların öne çıkmalarını sağladı
Nurhayat Boyraz Kimdir?
1958’de Malatya’da doğdu. 1972’den itibaren siyasi alanda örgütlü mücadelenin içinde yer aldı. 1974 yılında Türkiye İşçi Köylü Partisi’ne katıldı. Bu partide Malatya İl yöneticiliği yaptı. Çalışma hayatına İstanbul’da bir tekstil fabrikasında başladı. Daha sonra Malatya TEKEL Tütün Fabrikası’nda işçilik hayatına devam etti. Buradaki işçi hareketinde, 89 Bahar Eylemlerinin örgütlenmesi ve hayata geçirilmesinde aktif roller üstlendi. Soruşturmalar geçirdi. İş akti arkadaşlarının verdiği destekle fesh edilemedi. Boyraz, bu soruşturmaların ardından Cevizli TEKEL Fabrikası’na naklini istedi. İstanbul Kartal’da Sosyalist Parti ilçe yönetiminde görev aldı. 12 yıl Sosyalist Parti’nin Merkez Komitesi’nde yer aldı. Daha sonra İstanbul İl Yöneticiliği’neseçildi. Bu süreçte Türk-İş ve DİSK’e bağlı sendikalarla önemli bağlantılar kurarak o dönemde yapılan büyük işçi kurultayının tertip komitesinde görev aldı. Türk-İş Şubeler Platformu tarafından Anadolu Yakası Temsilciler Dönem Sözcülüğü’ne getirildi. 1996 yılında Tüm Emekliler Sendikası’nda EĞİTİM Dairesi Başkanı oldu. İşçi Partisi İl yöneticiliğinin ardından 4 yıl Kadıköy İlçe Başkanlığı, 3 yıl da ilçe başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. Halen İstanbul İl yöneticiliği yapan Boyraz iki çocuk annesidir.
‘Atatürk’te birleşen Arslanlı Yol’un yürüyüşçüleriyiz’ ?
Peki seçim çalışmalarında en çok karşınıza hangi sorular, sorunlar çıktı? ‘Niye güçbirliği yapmadınız’ diye soruluyor. Politikalarımızı, projelerimizi anlatmaktan çok bu sorulara yanıt veriyoruz. Oysa İşçi Partisi, güçbirliği çağrısını CHP, MHP ve tüm ulusalcı güçlere uzun zamandır yapıyordu. Peki bu çağrıyı neden yaptı? Ergenekon ve Balyoz adıyla Cumhuriyetin tüm kazanımlanna yapılan tertibin toplumun vicdanında yarattığı tahribatı gördü. Ardından Gezi Direnişi’ni doğru okudu ve toplumun verdiği mesajı anladı. Bu eylemlerde her görüşten insan, nasıl bir araya gelerek, AKP’ye karşı tek ses olabildiyse bu birlikteliğin sandığa da taşınması gerektiğini söyledi. Yolunu da gösterdi: "Atatürk’te Birleşelim!" CHP ve MHP’den ise bu çağrıya olumlu bir yanıt verilmedi. Biz de, Atatürk’te birleşen, Arslanlı Yol’un yürüyenleri olarak, bu gerçekleri anlatıyoruz.Yetim hakkı yiyen, ülkeyi sıfırlayan, haksızlıklar ve hukuksuzluklar yapan bu AKP iktidarını sonlandırmak boynumuzun borcu.