Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
20 Mart 2014
AMELEYE HAK VERİRSEN SİYASET YAPAR

Osmanlı İdaresi de grev hakkından şikayetçiydi: Ameleye ha verirsen siyaset yapar. 1908´de Hürriyet´in ilanı işçi hareketleri ve grevler açısından görülmemiş bir canlılık yarattı. Grevler İstanbul ve Selanik´in ardından İzmir, Aydın, Beyrut, Samsun ve Üsküp gibi kentlere yayıldı. Ama devlet ve sermaye karşılık vermekte gecikmeyecekti.

AMELEYE HAK VERİRSEN SİYASET YAPAR

İkinci Meşrutiyet’in birinci yılında (1909) Nana Nazır Vekili Ali Bey Ta’til-i Eşgal Kanunu’nun görüşmeleri sırasında yaptığı .konuşmada şunları söylüyordu: "Sendika teşkil etmek muzırdır. Memlekette en ziyade ecnebi sermayesine muhtaç olduğumuz şu zamanda ameleye sendika için hak verecek olursak, sermayedaran amelenin taht-ı tehdidinde kalacaktır. Sermayedaran buraya gelmeye cesaret edemeyecektir."
"Ta’til-i Eşgal Kanunu nedir" sorusu, derslere girmemiş ve sınava çalışmamış ama "uyanık" öğrencilerin genellikle "ilk tatil kanunu", "ilk hafta tatili kanunu" ve "işçilere tatil hakkı veren ilk kanun" yanıtlarını verdikleri bir sorudur. Ta’til-i Eşgal’in bir ilk olduğu doğrudur: Türkiye’nin sendikal haklarla ilgili ilk kanunu Ta’til-i Eşgal’dir. İşlerin bırakılması ve terkedilmesi (grev) anlamına gelen ta’til-i eşgal, bireysel bir işçi hakkı olan tatil hakkıyla ilgisi olmayan, toplu işçi haklarıyla (sendikal) ilgili bir kavramdır. Türkiye’de 1908 öncesi dönemde işçi örgütlenmelerine ve eylemlerine rastlansa da bunların son derece sınırlı olduğu bilinmektedir. Türkiye’de modern anlamda işçi hareketinin başlangıcını 1908 olarak kabul edebiliriz. 23 Temmuz 1908 tarihinde ikinci Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte işçi hareketinde de önemli bir sıçrama yaşanmış ve yaygın grevler ortaya çıkmıştı. Henüz bir iş yasasının olmadığı koşullarda ortaya çıkan bu grevler karşısında devletin ilk tepkisi çalışma koşullarının düzenlenmesine ve iyileştirilmesine yönelik bir yasa yapmak değil, işçilerin örgütlenmesini yasaklama ve sınırlama yönünde oldu.
Osmanlı hükümeti hürriyetin ilanından sadece iki buçuk ay sonra Ta’til-i Eşgal Cemiyetleri Hakkında Kanun-ı Muvakkat’ı kabul etti. 1909 yılında ise Ta’til-i Eşgal Kanunu (TEK) kabul edildi. Kanun 1936 yılında ilk İş Kanunu’nıın kabulüne kadar yürürlükte kaldı. TEK ile başlayan işçi örgütlenmesine ve sendikalara yönelik kuşkucu ve otoriter zihniyet yüz yılı aşkın bir süredir, Türkiye çalışma ilişkileri tarihinin en önemli özelliklerinden bir oldu. Ta’til-i Eşgal 1936’da yürürlükten kalksa da, zihniyet her daim baki kaldı.

Grevlerle baş etme kanunu
1908’de "Hürriyetin ilanı" işçi hareketleri ve grevler açısından da o güne değin görülmemiş bir canlılık yaratmıştı. Başlangıçta İstanbul ve Selanik gibi imparatorluğun önemli sanayi merkezlerinde başlayan grevler daha sonra İzmir, Aydın, Beyrut, Samsun ve Üsküp’ün de aralarında olduğu başka kentlere hızla yayıldı. 1908 grevleri Profesör Mesut Gülmez tarafından "İlan-ı Hürriyet Grevleri" olarak tanımlanmaktadır. 1908 grevleri demiryolu taşımacılığı, şehir içi taşımacılık, dokuma, deri, ardiye ve antrepoculuk, ticaret, büro, konaklama ve eğlence yerlerinde yoğunlaşmıştı. Otuz yıllık istibdat döneminde seslerini duyuramamış olan işçiler, Meşrutiyet’i "devr-i mes’ud-u hürriyet ve adalet" olarak selamladı. 1908 grevleri, ağır çalışma koşullarına, yasal bir sınırı bulunmayan uzun çalışma sürelerine ve çoğu kez gecikmeli olarak ödenen düşük ücretlere karşı gerçekleştirilen ekonomik nitelikli, kendiliğindenci ve örgütsüz işçi eylemleriydi. 1908’in Ağustos ve Ekim ayları arasında yoğunlaşan bu grevlerin sayısının yüzden fazla olduğu bilinmektedir. Grevlere karşı gerek dönemim matbuatı, gerekse sermaye çevreleri hızla harekete geçti. Dönemin gazetelerinden Tanin ve Sabah grevlerin olumsuzluk!arından söz ederek hükümetin gerekli önlemleri almasını istedi. Örneğin Tanin, Anadolu Demiryolları grevinden "Anadolu’nun birkaç vilayetine ait bütün muamelatı sekte-i tatile uğratan grev felaketi" şeklinde söz etti. 1908 grevleri karşısında sermayenin tepkisi de gecikmedi. Yasa ile ilgili resmi belgelerde sermaye çevrelerinden grevlere karşı ivedi önlemler alınması yönünde hükümete talepler geldiği anlaşılmaktadır. Özellikle bazı yabancı sermaye ortaklıkları hükümet ile doğrudan doğruya temas kurarak grevlerin önlenmesini istedi. Yaygınlaşan grevler ve sermayedarın hükümet üzerindeki baskısı nedeniyle hükümet durumun aciliyetine binaen Meclis-i Mebusan’ın toplanması beklenmeyerek geçici bir kanun çıkarılması yoluna gidildi.
1876 Anayasasının hükümete tanımış olduğu "muvakkaten kanun hüküm ve kuvvetinde" olmak üzere kararlar verebilme yetkisinden hareketle 8 Ekim 1908 tarihinde Ta’til-i Eşgal Cemiyetleri Hakkında Kanun-ı Muvakkat çıkarıldı. Geçici kanun ile kamuya yönelik faaliyet yürüten işyerlerinde yasanın çıkmasından önce kurulmuş sendikalar kapatıldı. Yasa ile ilgili İttihat ve Terakki gazetesinde yer alan açıklamada grevlerin ivedi önlemler alınmasını zorunlu kıldığı ve hükümetin "hidemat-ı umumiyeyi (kamu hizmeti) muattal (aksamış) bırakmamak için müstacelen" bu yasayı çıkardığı belirtilmişti. Geçici yasa Meclis-i Mebusan’ın 1909 Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarındaki toplantılarında görüşülerek ve sendika yasağı daha da ağırlaştırılarak kabul edildi.

Sendikasız grev özgürlüğü!
Yasanın kapsamına hükümetten ruhsat ya da imtiyaz alan ve kamuya hizmet götüren kurumlar alındı. 13 maddeden oluşan TEK’in iki temel özelliği bulunmaktaydı: Birincisi iş uyuşmazlıklarının barışçıl çözümü konusunda getirmiş olduğu uzlaştırma mekanizması, ikincisi sendika yasağı. Aslında Tatil-i Eşgal, uyuşmazlıklarının çözüm yolunu saptayan ve sendikasız bir grev özgürlüğünü bazı şartlar altında kabul eden bir düzenlemeydi. Yani kanun ile kamuya yönelik hizmetlerde çalışanların sendikalaşma hakkı kesinlikle yasaklanmış ve önceden kurulan sendikaların varlığına da son verilmişti.
Müzakereler sırasında yasanın özel şirketleri de kapsaması talebi kabul edilmemişti ama kamuya yönelik hizmetler dışında kayda değer bir işgücünün olmayışı nedeniyle, bu yasa gerçekte sendikal örgütlenme olanağını büyük ölçüde sınırlamıştı. Kanun kapsamına giren işyerlerinde ortaya çıkan iş uyuşmazlıklarının çözümünde bir uzlaşma yolu getirilmişti.
Yasa, çalışma koşulları ile ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların kotarılması için heyet-i itilâfiye (uzlaşma kurulu) kurulmasını öngörmüştü. Bu kurul uyuşmazlıkların barışçı çözümü için tek yoldu. Yasanın kapsamında yer alan kurumlar ile işçiler arasında çalışma koşullarına ilişkin bir uyuşmazlık çıktığında yapılması gereken ilk işlem işçilerce üç vekil (murahhas) secilmesiydi. Yasanın öngördüğü uzlaşma süreci işçilerin girişimi ile başlayacaktı. Bu üç vekil uyuşmazlığı hükümet merkezinde Ticaret ve Nafıa (Bayındırlık) Nezareti’ne, taşrada ise en büyük mülki amire sebepleri ile birlikte ayrıntılı olarak bildireceklerdi. Nezaret veya mülki amir üç gün içinde dilekçenin bir örneğini işverene tebliğ edecek, bu tebliğ üzerine işveren bir hafta içinde üç kişi atayarak bakanlığa veya mülki amire bildirecekti, işveren bu işlemi yapmazsa işçilerin isteklerini kayıtsız şartsız kabul etmiş sayılacaktı. Uzlaşma kurulunda oy birliği ile anlaşmaya varılması halinde uyuşmazlık kesin ve bağlayıcı bir kararla sona erecekti. Yasa greve başvurulabilmesi için uzlaştırma yolunu zorunlu tutmuştur. Yasanın 6. maddesine göre taraflar uzlaşamadıkları takdirde çalışanlar ve işçiler hizmeti terk etmekte (greve gitmekte) serbestti. Diğer bir ifadeyle Ta’til-i Eşgal Kanunu bir uzlaştırma yolunun sonunda sendikasız bir grev özgürlüğünü tanımaktaydı.

Sendikaya hapis cezası
Kanun kapsammda çalışanların sendika kurulması kesin olarak yasaklanmış ve buna ayları davranan işçilerin 1 hafta ile 6 ay arasında hapis ve para cezasına çarptırılması öngörülmüştü. Yasa ayrıca hükümete olağanüstü yetkiler tanıyordu. Yasanın 10. maddesi ile kamu hizmetinin sağlanması ve sürdürülmesi için hükümete gerektiğinde askeri güç kullanma yetkisi tanınmıştı. Diğer bir ifadeyle yasa hükümete grev kırıcılığını ve grev erteleme yetkisi vermekteydi

Bibliyografya
.Mesut Gülmez, ‘1908 Grevleri (ilan-ı Hürriyet Grevleri)". Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisi, İstanbul. Kültür Bakanlıfjı-Tarih Vakfı Ortak Yayını, 1996
.Mesut Gülmez, Türkiye’de Çalışma İlişkileri (1936 Öncesi), 2. Bası, Ankara: Türkiye ve Orta Doğu Amme idaresi Enstitüsü, 1991
.Ahmet Makal. Osmanlı İmparatorluğu’nda Çalışma ilişkileri: 1850-1920, Ankara: İmge Kitabevi Yayınları, 1997
.’1908 işçi Hareketlen ve Jöntürkler", Yurt ve Dünya. Sayı 2, Mart 1977.
.Gündüz ökçün, Ta’tih Eşgal Kanunu, 1909, A.Ü. SBF Yayınlan, 1982, Ankara.
.Sedat Toydemır, "Türkiye’de İş İhtilaflarının Tarihçesi ve Bugünkü Durumu", Sosyal Siyaset Konferansları, 1951, istanbul.

DİĞER HABERLER
ORUCU ÜCRETLİ TUTSUN, İFTARI BİZ YAPARIZ
ORUCU ÜCRETLİ TUTSUN, İFTARI BİZ YAPARIZ

Asgari ücret tespit ayına girdik. Aralık enflasyonu da geldi. Şimdi komisyonda tartışmalar başlar. Sert açıklamalar diner, bir oran belirlenir ve karar için Cumhurbaşkanı’na sunulur.

TÜRK-İŞ BAŞKANI ATALAY: NE GERÇEKLEŞEN NE GELECEK ENFLASYON, İKİSİNİ DE KABUL ETMİYORUZ
TÜRK-İŞ BAŞKANI ATALAY: NE GERÇEKLEŞEN NE GELECEK ENFLASYON, İKİSİNİ DE KABUL ETMİYORUZ

Türk-İş Başkanı Atalay, önümüzdeki hafta başlayacak asgari ücret görüşmelerine yönelik değerlendirmelerde bulurken, MÜSİAD Başkanı Asmalı’nın asgari ücret zammına yönelik açıklamasına tepki gösterdi.

ENFLASYON BEKLENTİ DİNLEMİYOR
ENFLASYON BEKLENTİ DİNLEMİYOR

En son yüzde 44’e çıkarılan yıl sonu enflasyon tahmininin tutmayacağı, kasım enflasyonunun açıklanmasıyla kesinleşti. Enflasyon kasımda beklentilerin üzerinde yüzde 2,24, yıllık enflasyon ise yüzde 47,09 oldu.

ASGARİ ÜCRETTE SİYASİ VESAYET
ASGARİ ÜCRETTE SİYASİ VESAYET

2019 Ekim ayını temel yıl, 100 olarak alırsak, 5 yıl sonra 2024 Ekim’de İTO İstanbul geçinme endeksi yüzde 778,73 oranında arttı; TÜİK, TÜFE endeksi ise yüzde 596,43 oranında arttı.