KULAĞI KESİK SENDİKACILAR
İnsanlar yapmakla yükümlü oldukları işleri ya da görevleri özenle, Romalıların deyimi ile iyi bir aile babasının göstereceği sorumluluk duygusu ile ( bonis patris familia) yapmaları çok önemlidir.
İnsanlar yapmakla yükümlü oldukları işleri ya da görevleri özenle, Romalıların deyimi ile iyi bir aile babasının göstereceği sorumluluk duygusu ile ( bonis patris familia) yapmaları çok önemlidir.
Kişi hem yaptığı işten keyif alır hem de sorumlu olduğu kimselere karşı görevini yerine getirmiş olur ama her zaman böyle olmuyor. Görev sorumluluğu diye bir kavram vardır. Yapmakla yükümlü olduğun görevi hakkıyla yapmak çok önemlidir. Görevini gereği gibi, yapılması gerektiği gibi yapmayan sorumsuzca davranan kişiler güveni kötüye kullanan biri olarak anılır.
Kaytarma kötü bir alışkanlık mıdır?
Çalışma yaşamının her döneminde yüklendiğin görevin sorumluluğunu kavrayarak işe sarılmak, sana duyulan güveni zedelememek önemlidir. İşçi çalışma süresini, dinlenme süreleri dışında, işine yoğunlaşarak tamamlamak, dalga geçmemek, işini savsaklamamak zorundadır. Çalışanları iş disiplini işyerinin başarısı için önemlidir. İşçilerin kölelik koşullarında çalıştırıldığı dönemlerde işverenler işçilerinden tam bir sadakat ve tam bir itaat beklerlerdi. İşçilerin hiçbir hakkı ve karşı koyma gücü olmadığından patron karşısmda çaresizdi ama bu çaresizlikten çare yaratmaya çalışan işçiler de yok değildi. Yaratılan çare işten kaytarmak, işyerinde bir köşesinde yan gelip yatmak, iş başı yapıp sonra bir biçimde işten kaçmaktı. İşverenler köleliğin kurallarına uymayan ve işten kaytarmak isteyen işçilere öyle bir ceza verirlerdi ki o işçi o işyerinden ayrıldıktan ya da kovulduktan sonra başka işverenler tarafından tembellikleri ve kaytarıcılığı bilinsin diye o işçinin kulağının bir bölümü kesilirmiş. Kulağın kesilmesi başka işverenlere verilen, "Bu işçi kaytarıcıdır işe yaramazdır, işe almayın" mesaj ıymış.
Sendikalarımızın perişan durumu
Kulağı kesik deyimi işte o günlerden günümüze kadar gelmiş ilginç bir deyimdir. Açık göz, işini bilir, uyanık anlamına gelir. Kulağı kesik işçilerin her dönemde var olabileceği varsayımından hareket ederek acaba kulağı kesik sendikacılar da vardır diyebilir miyiz? Sendikacının görevi ödün vermeden, patronların ve siyasal iktidarların önünde eğilmeden temsil ettiği sendika üyelerinin haklarını korumaktır. Sendika yöneticisi o göreve bu nedenle getirilmiştir. Sendikacı nabza göre şerbet veren, eyyamcı, rüzgâra göre yön değiştiren rüzgâr gülü olamaz. Sendika yöneticileri temsil ettikleri sendikanın bağımsızlığını korumak ve sendika üyelerinin sömürülmesini önleyerek onlara çalışma güvencesi vermek zorundadır. Sendikacılık yan gelip yatma yeri değildir. Sendikacılık büyük sorumlulukları beraberinde getiren bir uğraştır. Kendisinin bireysel zenginliğini değil temsil ettiği insanların hak ve çıkar zenginliğini sağlamak zorundadır. Bugün sendikacılığımız zor günler yaşıyor ve toplum katmanlarında gereken saygıyı görmüyorsa bunun nedeni adam gibi adam olan sendikacı yokluğudur. Var olan sendika yöneticilerinin büyük çoğunluğu, en aşağıdan en yukarıya kadar, önce kedi koltuğunu düşünen, o koltukta kalmak için her türlü ödünü vermeye hazır kulağı kesik sendikacılar alayına benzemektedir. İşçi dostu sendikacıları yok etme girişimi Başbakanın, bakanların önünde el pençe divan duran, işçilerin haklı taleplerine hayır diyen siyasilerin masalarına yumruk vurmaktan ödü kopan kulağı kesik yâni bencil, uyanık ve kendi çıkarını her şeyin önüne koyan sendikacılar günümüz sendikacılığına damga vurarak büyük bir yanlış yapmaktadırlar. Bu akıma kapılmadan aykırı sendikacılık yapan, siyasetin yanlışlarını açıkça dile getiren, sendikacılık yaşammda hiçbir pürüz olmayan bir avuç kahraman sendikacı ise hem siyasiler ve hem de kulağı kesik sendikacılar tarafından yok edilmek istenmektedir. Tek Gıda-İş Sendikası’nın Başkanı Mustafa Türkel, Belediye-iş’in Başkanı Nihat Yurdakul, Hava İş’in eski Başkanı Atilay Ayçin bu konuda verilebilecek somut örneklerden birkaç isimdir. Siyasetin yok etmek istediği işçi dostu ama AKP muhalifi bu sendikacılar yok edilmek istenirken, bu sendikaların bağlı olduğu Türk-İş yöneticilerinin kılları bile kıpırdamamış tam aksine AKP’nin çabalarına destek olmuşlardır. Bu kulağı kesik sendikacılar işçiyi ezen hiçbir iktidara karşı işçileri uyarmamış ve oylarını yönlendirmemiştir. Böylece son yıllarda işçi haklarını yok etmek için girişilen çabalara bu kulağı kesik sendikacıların büyük katkısı olmuştur. Kulağı kesik sendikacılar dönemi bitirilmedikçe sendikalarımızın ve işçilerimizin dertleri asla bitmeyecektir.