Patronların gerekli tedbirleri almaması, hükümetin de yaptırım uygulamaması nedeniyle iş cinayetleri hız kesmeden sürüyor. İstanbul’da taş ocaklarında önceki gün yaşanan göçükte 2 işçi can verdi. Dün de Gemlik’te bir liman işçisi vincin altında kalarak yaşamını yitirdi. İzmir’de çimento fabrikasında ise 2’si ağır 3 işçi yaralandı.
İstanbul Sultangazi Cebeci Mahallesi’ndeki Has Beton firmasına ait taş ocağında önceki gün 17.30 sıralarında toprak kayması oldu. İçinde işçilerin de bulunduğu iş makineleri toprak altında kaldı. Tüm müdahalelere rağmen ilk etapta bir makine operatörü işçiye, ardından da kamyon sürücüsü ikinci işçinin cesedine ulaşıldı. Enkaz altında kalan bir başka sürücü de yara almadan kurtarıldı. Erdem Çelikmen ile Süleyman Akay isimli işçilerin cenazeleri ambulansla Adli Tıp Kurumuna götürüldü.
VİNÇ DİREĞİNİN ALTINDA KALDI
Bursa’nın Gemlik ilçesinde bulunan özel limanda, limanda kontrolör olarak görev yapan 28 yaşındaki Bülent Han, devrilen vinç direğinin altında kaldı. Ağır yaralanan Bülent Han, Gemlik Devlet Hastanesine kaldırıldı. Evli ve iki çocuk babası Han, yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
2 İŞÇİ AĞIR YARALI
İzmir Bornova İlçesinde bulunan çimento fabrikası Çimentaş AŞ’de gerçekleşen kazada 2’si ağır olmak üzere 3 işçi yaralandı. İşçi ailelerinin verdiği bilgiye göre, cumartesi öğle saatlerinde gerçekleşen kazada işçiler, çimento silolarının içinde biriken ham maddeyi temizlemek için içeri sokuldu. Temizlik işlemleri sırasında emniyet tedbirleri alınmadığı için işçilerin üzerine çimento döküldü ve işçiler 15 dakika boyunca çimentonun altında kaldı.
Kazadan sonra Engin ve Mustafa isimli işçiler Ege Üniversitesine, Okan isimli işçi ise Medikal Park Hastanesine kaldırıldı. İşçilerden Mustafa bir gün sonra taburcu edilirken, hayati tehlikesi süren diğer işçilerin hastanelerin acil servisinde yatmaya devam ettiği bildirildi. Kazayla ilgili bilgi almak için aradığımız Çimentaş AŞ’den hiçbir yetkili bilgi vermedi.
5 AYDA 810 İŞÇİ ÖLDÜ
İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisinin hazırladığı rapora göre 2014 yılının ilk 5 ayında Soma faciasında yaşamını yitiren 301 madenciyle birlikte en az 810 işçi yaşamını yitirdi. Rapora göre ocak ayında 87, şubat ayında 77, mart ayında 117 işçi, nisan ayında 115, mayıs ayında 414 işçi iş cinayetlerinde can verdi. Kayıt dışı kazalar da hesaba katıldığında gerçek rakamın daha da yüksek olduğu belirtiliyor.
CEZASIZLIK ÖLÜMLERİ ARTIRIYOR
İş cinayetlerinin en önemli nedeninin cezasızlık olduğunu dile getiren Toros Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi Üyesi Nevra Akdemir, “Bu kadar iş cinayetinin ardından cezasızlığın kabul görmüş olması, alınacak önlemleri de boşa düşürdü. Dolayısıyla bir an önce hem Soma hem de benzeri iş cinayetlerine karşı gerçek cezaların verilmesi önemli” dedi. İşçilerin insan canını muhasebeleştiren bir sistemde çalıştırıldığını dile getiren Akdemir, “Bize verilen ücretle ve canımızı koruyacak önlemler maliyet hesabı içine konunca insan hayatı bir maliyet hesabına dönüşüyor. Önlem alınmış olsa bu kazalar olmayacaktı. Ama önlemin kendisi de bir maliyet olarak görülüyor” diye konuştu. İşin hızının insani sınırlara çekilmediği gibi daha da artırıldığını, önlemlerin alınmadığını, bir de buna yaz sıcakları eklenince “kazaların” kaçınılmaz olduğunu söyleyen Akdemir, iş cinayetlerinde ceza verilmediği için sermayedarların güvenle, kaygı duymadan bu önlemsizlikle üretime devam ettiğini ifade etti. İş cinayetleri karşısında işçi örgütlerinin de tavırlarının çok önemli olduğunu söyleyen Akdemir, “İş cinayetleri ve alınması gereken önlemlerin ücret kadar önemli bir talep olduğunu görerek davranmaları gerekir. Dolayısıyla sendikaların ve diğer işçi örgütlerinin konuya ilgisizlikleri iş cinayetlerini tetikleyen bir başka unsurdur” dedi.
‘HER ENGEL HAYAT KARARTIYOR’
Yrd. Doç. Nilgün Ongan art arda yaşanan iş cinayetlerini gazetemize değerlendirdi. Son yaşanan Şişecam grevi yasağına dikkat çeken Ongan, “İşçi sınıfının mücadelesinin önünü tıkayan her karar, grev yasaklaması dahil, sadece yasağı muhatap olan işçilerin değil tüm işçilerin hayatını karartır bir rol oynuyor” dedi. Hükümetin patronlara verdiği destekle ölümleri teşvik ettiğini kaydeden Ongan, “İş güvenliği yasası gündemdeydi. TÜSİAD yasa çıkma aşamasında hükümete mektup gönderdi. Sen bana ekstra teşvik verirsen ben iş güvenliği önlemi alırım dedi. İşçi ölümlerinin karşılığı olarak patronlar cephesinde mağduriyet yaratmadığı için mesele ‘Güvenlik alırım ama ekstra para isterim’ diyecek kadar yüzsüzleşti” diye konuştu. Güvencesiz çalışma koşullarına ve taşeronlaştırmaya da değinen Ongan, ölümlerin ekonomik karşılığının olduğunu dile getirerek şöyle devam etti: “İtiraf mahiyetinde Soma’da gördük. Patron özel sektör böyle çalışır dedi. Soma katliamı yaşanana kadar da başarı öyküsü olarak dilden dile dolaştı.”