SEKA Balıkesir İşletmesinin, Yeni Şafak Gazetesi sahibi Albayraklar’a yok pahasına devredilmesine karşı açılan davanın avukatıydım; Albayraklar’a hediye gibi sunulan SEKA Balıkesir’in birebir tanığı olarak yazıyorum.
Özelleştirme İdaresi, yaklaşık 11 yıldır SEKA Balıkesir’de Albayraklar’a karşı verilen hiçbir mahkeme kararını uygulamadı. Sonunda bu kararların uygulanmaması için hükümet, hem de Soma madencileri için hazırlandığı ileri sürülen ve Meclise gelen torba yasa tasarısına kanun maddesi koyarak SEKA Balıkesir’in yok pahasına ve yargı kararlarına karşın Albayraklar’a devredilmesine yasal güvence getirmeye çalışmaktadır.
Anımsayalım; SEKA Balıkesir özelleştirme kararı 13.5.2003’te kesinleşti. 10.6.2003’te imzalanan sözleşmeyle Albayrak Turizm Seyahat İnşaat Tic. AŞ [RTF bookmark start: _GoBack][RTF bookmark end: _GoBack]’ ye değerinin ellide biriyle verildi.
Mahkeme 28.7.2003’te yürütmeyi durdurdu. İdari Yargılama Usulü Yasası’na göre yürütmeyi durdurma kararları da iptal kararları gibi hemen uygulanması gereken kararlardan olmasına karşın, yasayı çiğnemeyi göze alan Özelleştirme İdaresi, yürütmeyi durdurma kararını uygulamadı.
Özelleştirme İdaresinin mahkemenin kararına karşı, Bursa Bölge İdare Mahkemesine yapılan itirazı 18.9.2003 tarihinde reddedildi. Yürütmeyi durdurma kararı yine uygulanmadı.
Bursa 2. İdare Mahkemesi özelleştirmeyi bu kez esastan 15.1.2003’te iptal etti. Bu kez iptal kararı uygulanmadı.
İptal kararını Danıştayda yürütmeyi durdurma istemiyle temyiz ettiler, Danıştay 13. Dairesi 7.5.2004’te yürütmeyi durdurma istemlerini reddetti, kararı yine uygulamadılar.
Yürütmeyi durdurma isteminin reddine ilişkin karara karşı yasalar, böyle bir başvuru hakkı vermemiş olmasına karşın “karar düzeltme” istediler, bu istemleri de 7.2.2005’te reddedildi, kararı yine uygulamadılar.
Danıştay 13. Dairesi bu kez 6.6.2005’te, temyiz istemlerini esastan inceleyerek reddetti, bu ret kararını da uygulamadılar.
Danıştayın, özelleştirmeyi iptal eden yerel mahkeme kararını onayıp kesinleştirmesi üzerine Danıştay kararına karşı da karar düzeltme istediler, bu da 3.3.2006’da reddedildi, yargı kararını yine uygulamadılar.
Bursa 2. İdare Mahkemesinin ilk yürütmeyi durdurma kararı verdiği 28.7.2003’te SEKA Balıkesir’i geri almak zorunda olan Özelleştirme İdaresi, yaklaşık 11 yıl yargı kararlarını uygulamayarak suç işledi.
SEKA Balıkesir İşletmesini Albayraklar, 28.7.2003’ten beri hukuka aykırı olarak ellerinde tutmaktadır. Torba yasaya konulan hüküm yasalaşır, SEKA Balıkesir, Albayraklar’a bu sefer hükümet eliyle yasal yoldan verilir, ancak hukuksuzluk yine de ortadan kalkmaz.
Bu, ne ilk hukuksuzluktur ne de son.
Hukuk sadece yasa değildir. Hukuksuzluk sadece yasa çıkarılarak ortadan kaldırılamaz. Hukuksuzlukla karşılaşanlar haklarını alamadıkları sürece yüzlerce yasa çıkarsanız da hukuksuzluğu ortadan kaldıramazsınız.
Tansu Çiller’in Başbakanlığı döneminde 1994 krizi gerekçe gösterilerek, işçilerin toplu iş sözleşmesi zamları ödenmedi. Davalar açtık, kazandık, dönemin devlet bakanının bir operasyonuyla yüksek yargının “sosyal siyaset mülahazaları, memleket batar” kaygılarına kazandığımız davaları kurban verdik.* Tansu Çiller, hukuksuzluğu yargıya müdahaleyle örtmeye çalıştı, yargı yaralandı, hukuksuzluk baki kaldı.
SEKA fidanlığını Mesut Yılmaz-Bülent Ecevit hükümeti, Koç-Ford Ortaklığına bedavaya verdi, dava açtık, Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi. İki gün sonra devrin başbakanı Mesut Yılmaz bizim için “Bunlar vatan haini” dedi; devrin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel “Gerekirse Çankaya’nın bahçesini veririm” dedi, SEKA fidanlığı da gitti. Hukuksuzluk baki kaldı.
Bugün, hukuksuzluklara, haksızlıklara karşı mücadele ederek bugünlere geldiği iddiasını cumhurbaşkanlığı seçimlerinin merkezine koymuş bir başbakan var. Bu, başbakanın akrabası olduğu için 11 yıl uygulanmayan, yok sayılan bir yargı kararı ve bu yargı kararını ortadan kaldırmak için yasa çıkaran bir başbakanın partisinin Meclis çoğunluğu var. Hukuk ise yok.
Bu ülkede iktidarlar baki, iktidar olanlar değişiyor. Her gelen yanında yağmacısını da getiriyor. Gelenin dilinden hukuk, adalet düşmüyor. Ama hukuksuzluk baki kalmaya devam ediyor. Edecek de, ta ki daha çok insan “Bu nasıl bir hukuktur” diye sorana kadar.
(*) Bu davaların öyküsü için Bkz. Murat Özveri, İşçiler ve Bir Hukuk Devleti Masalı, 1995, Selüloz İş Sendikası Yayını.