Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
19 Kasım 2014
DAVUTOĞLU’NUN MODELİ TAM TESLİMİYETTİR

‘Başbakan’ın açıkladığı programı ciddiye almak mümkün değil. Halkçı bir program ancak halk iktidarı gerçekleşirse gündeme gelebilir. Temel sorun iktidar sorunudur’

DAVUTOĞLU’NUN MODELİ TAM TESLİMİYETTİR

‘Başbakan’ın açıkladığı programı ciddiye almak mümkün değil. Halkçı bir program ancak halk iktidarı gerçekleşirse gündeme gelebilir. Temel sorun iktidar sorunudur’

 
Değerli Hocamız Prof. Dr. Korkut Boratav’la Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı “Yapısal Dönüşüm Programı” hakkında konuştuk. “Halkçı” bir program ancak halk iktidarı gerçekleşirse gündeme gelebilir. Temel sorun, bu nedenle, bir iktidar sorunudur” diyen Boratav “Yapısal Dönüşüm Programının” Başbakan’ın istediği şekilde tartışılmasını abes olarak gördüğünü belirtti.
 
– Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı “Yapısal Dönüşüm Programı” bir dizi değişiklikler içeriyor. Genel olarak bu konuda değerlendirmenizi öğrenebilir miyiz?
 
Başbakan’ın ilan ettiği “yapısal reform” listesi, 10. Beş Yıllık Plan’ın Üçüncü Bölümü’nde, “öncelikli dönüşüm programları” başlığı altında yer alan 25 maddenin dokuzundan ibarettir. Bu 25 madde ise, adeta bir “torba kanun” gibi üst üste rastgele eklenmiş; bütünlükten yoksun bir temenniler listesidir. Davutoğlu hükümetinden önce hazırlanmış olan bu listeden şimdiki Başbakan dokuzunu seçip, kamuoyuna adeta özgün bir çalışmanın ürünü gibi sunuyor. Niçin bu dokuz öğe? Davutoğlu’na göre bunlar “reel ekonomi” ile ilgili “yapısal dönüşüm” önlemleri imiş. O zaman, plandaki “üretimde verimlilik”, “yurtiçi tasarruflar”, “iş ve yatırım ortamı” reel ekonomi ile ilgili değil midir?
 
Ayrıca, sıralanan dokuz madde de sadece temennilerden oluşmaktadır. Bazıları herkesin katılacağı sıradan hedefler; bazıları içsel tutarlılığı olmayan öğelerin karışımı; diğerleri de piyasacı klişeleri ve rant özlemlerini yansıtan ifadeler… Herkesin birleşebileceği temenniler ise nasıl gerçekleşecektir? Hangi araçlarla, hangi önlemlerle? Örneğin, “ithalata bağımlılığın azaltılması”, Türkiye’nin AB dışındaki (üçüncü) ülkelere karşı rekabet gücünü çökerten Gümrük Birliği tartışılmadan, ithal girdileri ucuzlatan döviz kurunu yeniden hedefleme seçeneğine geçilmeden nasıl azaltılır? Bu nedenlerle Davutoğlu’nun programını ciddiye almak mümkün değil.
 
– Sizce on iki yıldır borçlanma ekonomisini uygulayan AKP, üretime dayalı, ithalatı azaltan ve ekonomide devletin rolünü arttıran bir ekonomik program uygulayabilir mi?
 
DEVLET?ELİYLE?RANT?YARATMA                    
 
Uygulayamaz; zira serbest sermaye giriş-çıkışları, sıcak para ve dış borçlanmaya dayalı bir neo-liberal modele angajedir. AKP’nin benimsediği ve temel öğeleri asla sorgulanmayan bu model, bir “program” dahi değildir; dışa dönük ve makro-ekonomik ilişkiler açısından neo-liberalizme tam teslimiyetten ibarettir. Buna ilaveten devlet eliyle rant yaratma ve bu rantın iç ve dış kapkaççı çevreler ile paylaşım yöntemleri açısından bazı özgünlükleri vardır.
 
-Açıklanan bu ekonomik program sıradan bir tercih midir yoksa Türkiye ekonomisinin şu anda içinde bulunduğu durumdan çıkmasını sağlayacak kamucu çözümün bir dayatması mıdır?
 
Bu programı Başbakan’ın istediği gibi ciddiye alarak tartışmayı abes görüyorum.
 
SORUN İKTİDAR SORUNU
 
-Ülkemizin yakın geleceğinde “halkçı-devletçi” bir ekonomik programın uygulanacağı bir modelden bugün için söz etmek mümkün müdür?
 
Sermayenin ve emperyalizmin ekonomik tahakkümüne “hayır” demenin ötesine geçmek gerekiyor. Halkımıza bir alternatifin mümkün olduğunu ve bu seçeneğin bugün uygulanan neo-liberal modelin tam karşıtı olan kamucu, planlamacı, halkçı bir program olduğunu, temel öğeleriyle birlikte anlatılmalı. Ancak, bu teknokratik bir tartışma ile sınırlı olmazsa. Halkçı bir program ancak halk iktidarı gerçekleşirse gündeme gelebilir. Temel sorun, bu nedenle, bir iktidar sorunudur.
DİĞER HABERLER
FAİZ İNDİRİMİ İÇİN ARALIK AYI YORUMU NE KADAR DOĞRU?
FAİZ İNDİRİMİ İÇİN ARALIK AYI YORUMU NE KADAR DOĞRU?

Merkez Bankası politika faizini yüzde 50’de sabit tutmakla birlikte Para Politikası Kurulu metninde önceki metinlere göre epeyce bir değişiklik yaptı. Merkez Bankası’nın açıklamasındaki değişiklikler ağırlıklı olarak faiz indirimi için aralık ayına işaret edildiği şeklinde yorumlandı.

LİPTON FABRİKASINDA ÜYE EĞİTİMLERİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
LİPTON FABRİKASINDA ÜYE EĞİTİMLERİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

20-21 Kasım 2024 tarihlerinde, Fındıklı ve Ardeşen’deki Lipton Çay Üretim Fabrikalarında çalışan üyelerimize yönelik eğitim programı düzenlendi. Programın açılışı, Genel Eğitim Sekreterimiz Engin Öz ve Dosan Şube Başkanı Mustafa Yüksel tarafından gerçekleştirildi.

ÜCRETLER NİYE Mİ ÖNGÖRÜLEN ENFLASYONA ENDEKSLENEMEZ?
ÜCRETLER NİYE Mİ ÖNGÖRÜLEN ENFLASYONA ENDEKSLENEMEZ?

Yıl sonuna yaklaştıkça giderek daha çok tartışılan bir konu var. “Ücretler gelecek dönem için öngörülen enflasyona endekslenerek mi belirlense, yoksa geride kalan dönemin enflasyonu dikkate alınarak mı?”

“ASGARİ” İNSANCA OLMALI
“ASGARİ” İNSANCA OLMALI

Türk-İş, DİSK ve Hak-İş başkanları, emekçilerin temel hak ve taleplerini Meclis’e taşıdı.