Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
09 Şubat 2015
KADINLARIN SENDİKADAKİ YOKLUĞU İŞÇİ SINIFININ YOKSUNLUĞU

Kayseri Boydak’ta binlerce işçi fabrikanın dışına taştığında, o işçiler arasındaki çok az sayıdaki kadından birine uzatıyor muhabir arkadaşımız mikrofonu. Kadın, mavi işçi önlüğünün kollarını çekiştirerek “Erkekler iş bırakınca durmadık, bizler de hemen çıktık. Onlar ne istiyorsa biz de onu istiyoruz, derdimiz hep aynı. Erkeklere yetmeyen maaş bizlere de yetmiyor. Bizler de ev geçindiriyoruz” diyor.

KADINLARIN SENDİKADAKİ YOKLUĞU İŞÇİ SINIFININ YOKSUNLUĞU
Kayseri Boydak’ta binlerce işçi fabrikanın dışına taştığında, o işçiler arasındaki çok az sayıdaki kadından birine uzatıyor muhabir arkadaşımız mikrofonu. Kadın, mavi işçi önlüğünün kollarını çekiştirerek “Erkekler iş bırakınca durmadık, bizler de hemen çıktık. Onlar ne istiyorsa biz de onu istiyoruz, derdimiz hep aynı. Erkeklere yetmeyen maaş bizlere de yetmiyor. Bizler de ev geçindiriyoruz” diyor.  Kadın işçilere atfedilen pek çok tutumun aslında “öyle” olmayabileceğini de özetlemiş oluyor bu cümleleriyle. O öfkeli işçi kalabalığından ayırmıyor öfkesini, orada sadece seyirci olmadığının altını çiziyor, derdini de talebini erkek işçilerle eşitliyor, kazandığının “aile bütçesine katkı” değil, evin asli kazançlarından biri olduğunu vurguluyor. Üstelik, bir kadın olarak öfkesinin ve orada bulunuşunun başka nedenleri de var elbette. Çünkü;
Onlar, muhafazakarlığın kalesi olarak sunulan kentte çalışması ayıplanan, eve giren para geçinmeye yetmediğinde aile ve mahalle eşrafını karşısına alma pahasına iş arayan, “Şu banka kredisini ödeyelim de evimize döneriz” diye işe başlayan, kendilerini tam anlamıyla “işçi” olarak görmemeleri için sürekli “analık ve karılık görevleri” hatırlatılan, çifte mesailerine rağmen erkek işçilerden çok daha az ücret alan kadınlar.
Çalışmaları zaten hoş karşılanmadığı için işyerlerinde yaşadıkları taciz ve şiddeti sineye çekmek zorunda hisseden kadınlar. Yalnızca fabrika içlerinde değil, üretimin parçalanması dolayısıyla fabrikaların uzantısı haline gelen ev içlerinde de işçileşen, işçilik bu anlamda kadınlaşırken “piyasayı düşüren” olarak erkek işçilere bir tehdit unsuru olarak kullanılan kadınlar…
Giderek artan sayıda kadın üretime çekilir, ev içlerinden büyük sanayi havzalarına kadar her yerde işgücüne katılımları artarken, kabaran işçi dalgasında onları grev alanlarında, öfke patlamalarının yaşandığı direnişlerde, işçi eylemlerinde bulmak için iğneyle kuyu kazmak gerekiyor ne yazık ki! Bu “yokluk” sadece kadın işçiler için değil, asıl olarak işçi sınıfının örgütlenmesi için, sendikal örgütlenmenin gücü için de bir yokluk, yoksunluk.
Bugün, emeğin giderek daha güvencesiz, hak bilmez, bölünmüş ve daha azına razı olur duruma getirilmesinin koşulları oluşturuluyorken, kadın emeği tam da bu koşulların oluşmasında bulunmaz hint kumaşı muamelesi görüyorken sendikaların kadınlara, kadınların sendikalara ihtiyacı daha da belirginleşmiş durumda.
Sendikal harekette yaşanan krizin, eşitsizliği yeniden ve daha derin bir şekilde üreten koşullar gözetilmeden, kadınları “asli” unsurlar olarak görüp uygun örgütlenme modelleri ve anlayışları geliştirmeden aşılmasının mümkün olmadığı hep söyleniyor. Bugün mesele sorunu tespit etmekte değil yani, bildiğinle ne yapıyorsun, onu göstermekte! Mesela;
Kadınların örgütlenmesinin önündeki engelleri değişmez bir veri olarak mı kabul ediyorsun, yoksa durumu tersine çevirmeye dönük adımlar atıyor musun? Toplu pazarlık, eğitim, örgütlenme gibi temel faaliyetleri kadınların “özgünlüğünü” gözeterek planlıyor musun? Kadınların örgütlenmeye dönük bilgisini, inancını, eğilimini ve olanaklarını geliştirmek için özel uzmanlıklar, özgün araçlar yaratıyor musun? Yalnızca ekonomik çıkar örgütü olmakta çıkarak kadınların işyerinde saygınlığını, onurunu, ayrımcılık sorununu, çocuk bakımı-taciz gibi eşitlik sorunlarını gözeten bir örgüt olmak için ne yapıyorsun? Sendika ya da konfederasyon düzeyinde kurulan kadın bürosu ya da komisyonların kadın işçilerle temasını sağlamak için özgün mekanizmalar, bütçeler, alanlar yaratıyor musun? Kadın komisyonlarını tepede atama yöntemiyle mi kuruyorsun, işçi kadınların bu komisyonlarda yer alabilmesi için özel çaba harcıyor musun? Kadınların işyerleri ve bölgeler düzeyinde somut sorunlarını ve taleplerini belirleyecek, gündem haline getirecek işyeri ve şube düzeyinde kadın örgütlenmeleri yapıyor musun? Kadınların her düzeyde temsil edilmesi için özel önlemler alıyor musun?  
İşçilerin öfke patlamalarına neden olan sendikaların bugünkü durumlarıyla bu sorulara vereceği yanıtlar açık. Ama zaten bu sorular onlara değil, sınıf sendikacılığının geleceğini kurma niyetiyle yola çıkmış olanlara… Kadınların yokluğunu sınıfın örgütlenmesinin yoksulluğu olarak görenlere…
 
* “Sendikasız Kadınlar, Kadınsız Sendikalar” araştırmasını tam da burada analım. Bu alanda yapılan kısıtlı sayıdaki çalışmadan biri ve en günceli olan bu çalışmanın özet raporuna http://getir.net/lckb adresinden ulaşabilirsiniz.
DİĞER HABERLER
FAİZ İNDİRİMİ İÇİN ARALIK AYI YORUMU NE KADAR DOĞRU?
FAİZ İNDİRİMİ İÇİN ARALIK AYI YORUMU NE KADAR DOĞRU?

Merkez Bankası politika faizini yüzde 50’de sabit tutmakla birlikte Para Politikası Kurulu metninde önceki metinlere göre epeyce bir değişiklik yaptı. Merkez Bankası’nın açıklamasındaki değişiklikler ağırlıklı olarak faiz indirimi için aralık ayına işaret edildiği şeklinde yorumlandı.

LİPTON FABRİKASINDA ÜYE EĞİTİMLERİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
LİPTON FABRİKASINDA ÜYE EĞİTİMLERİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

20-21 Kasım 2024 tarihlerinde, Fındıklı ve Ardeşen’deki Lipton Çay Üretim Fabrikalarında çalışan üyelerimize yönelik eğitim programı düzenlendi. Programın açılışı, Genel Eğitim Sekreterimiz Engin Öz ve Dosan Şube Başkanı Mustafa Yüksel tarafından gerçekleştirildi.

ÜCRETLER NİYE Mİ ÖNGÖRÜLEN ENFLASYONA ENDEKSLENEMEZ?
ÜCRETLER NİYE Mİ ÖNGÖRÜLEN ENFLASYONA ENDEKSLENEMEZ?

Yıl sonuna yaklaştıkça giderek daha çok tartışılan bir konu var. “Ücretler gelecek dönem için öngörülen enflasyona endekslenerek mi belirlense, yoksa geride kalan dönemin enflasyonu dikkate alınarak mı?”

“ASGARİ” İNSANCA OLMALI
“ASGARİ” İNSANCA OLMALI

Türk-İş, DİSK ve Hak-İş başkanları, emekçilerin temel hak ve taleplerini Meclis’e taşıdı.