KADINA ŞİDDETTE CEZA İNDİRİMİ OLMASIN
Sulh Hakimi Sevgi Övüç, kadın cinayetlerinde yargının rolüne dikkat çekti Kadına şiddette ceza indirimi olmasın
ÖZGECAN Aslan’ın vahşice katledilmesinin ardından gözler tecavüz ve kadın cinayeti yargılamalarına çevrildi. Toplumu ayağa kaldıran "Özgecan Cinayeti’nin henüz yüreklerdeki acısı soğumadan, Türkiye’den yeni kadın ölümleri haberleri gelmeye devam etti.
Tecavüz ve kadın cinayeti davalarında faillerin en alt sınırdan verilen cezalar ve uygulanan tahrik indirimleri sonucu kısa süre hapis yatıp çıkmaları mevcut hukuk sistemini bir kez daha tartışmalı hale getirdi. Bu konuda istanbul Anadolu Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimi, aynı zamanda YARSAV ve Yargıçlar Sendikası istanbul Temsilcisi Sevgi Övüç’le görüştük.
Tecavüz ve kadın cinayetlerinde adalet sistemi nasıl işliyor? Sistemde ne gibi boşluklar var? Yargının bu tür davalarda takındığı tutum uluslararası standartlara ne kadar uygun?
Ben herşeyden önce bir Türk kadını olarak, bir anne olarak endişe duyuyorum. Ülkemizde son 13-14 yıldır sistemli olarak kadına karşı şiddet veya kadım toplumdan dışlama politikası güdülüyor. Büyük Atatürk’ün "Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın" şeklinde Türk kadınını nitelediği zamanlardan bugün artık kadının ikinci, üçüncü sınıf insan olarak dahi görünmeyip insan olma nitelikleri yok kabul edilerek dışlanmaya çalışıldığı bir dönem yaşıyoruz.
Somut olarak sorumlular kimlerdir?
Özgecan olayında devlet, okuluna giden 20 yaşında bir kız çocuğunu ülkede asayişi gerekli şekilde sağlayamadığı için koruyamamıştır. Bu nedenle ülkede vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamakla görevli yasama-yürütme-yargı alanındaki tüm sorumlular Özgecan olayında aynaya bakıp özeleştiri yapmak durumundadır. Söz konusu olayın faili olduğu belirtilen kişi aslında bataklıktaki bir sivrisinek gibi düşünülüp sadece onun cezalandırılması değil, öncelikle erkekleri kadınlara karşı bu şekilde şiddete yönelten sistemin düzeltilmesi, yani bataklığın kurultulması gerekir.
Tecavüz yargılamalarında faillere tahrik indirimi uygulanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mevcut yasalarla yargının yapabileceği; bu suça ilişkin cezalarda alt sınırdan değil üst sınırdan ceza verilebilir. Ceza kanununun sanık lehine olan hükümleri, örneğin tahrik hükümleri uygulanmamalıdır. Özgecan olayında olduğu gibi bir kızı adeta işkence yaparak öldüren bir kişinin, örneğin mahkemeye düzgün bir kıyafetle gelmesi veya yargılama sırasında efendi davranışlar sergilemesi tek başına indirim sebebi olarak kabul edilmemelidir. Ancak yargının üzerine düşeni yapabilmesi için TBMM’de kadına şiddete ilişkin suçlarda cezaların artırılması, infaz yasasmda değişiklikler yapılması gerekir.
Sanık hakkında verilecek cezalarda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmaması, sanığın şartla tahliyeden yararlandırılmaması, gerekirse hücre hapsi gibi hukuki önlemler acilen alınmalıdır. Ayrıca "6 yaşında bir çocukla evlenilebilir" diyen kişilerin örneğin "suça teşvik" veya başka hukuki formuna uygun olarak soruşturulmaları, yargılanmaları gerekir. Anayasal haklara aykırı olarak, kadınlar erkeklere göre daha az hak sahibiymiş gibi yapılan açıklamalar ve bu açıklamalan yapanlar hakkında yasal yaptırımlar uygulanmalı.