SENDİKAL GÜÇBİRLİĞİ PLATFORMU KADIN KOORDİNASYONU ATÖLYE ÇALIŞMASI
Biz kadınlar, içinde yaşadığımız erkek egemen sistemde her gün, her an ayrımcılıkla, baskıyla, çok çeşitli yasaklarla karşılaşıyoruz.
Biz kadınlar, içinde yaşadığımız erkek egemen sistemde her gün, her an ayrımcılıkla, baskıyla, çok çeşitli yasaklarla karşılaşıyoruz.
Hem evde hem işte bizlere dayatılan toplumsal cinsiyet rolleriyle mücadele ederken diğer yandan da işyerlerinde cinsel tacize, şiddete uğruyor, mobbinge maruz kalıyoruz aynı işi yapmamıza rağmen erkek işçilerden daha düşük ücret alıyoruz. İşyerinde erkek işçilere nazaran daha çok eziliyor, daha çok sömürülüyoruz. Kriz dönemlerinde ilk işten çıkarılanlar bizler oluyoruz.
Çalışma yaşamında karşılaştığımız zorluklar yetmezmiş gibi, mevcut hükümetin ne giyineceğimiz, nasıl yürüyeceğimiz, nasıl güleceğimiz, kaç çocuk doğuracağımız ile ilgili söylemleri kadın düşmanlığını kadına yönelik şiddeti daha da körüklüyor. Giderek evlere kapanıyor, esnek ve güvencesiz hayatlara mahkûm ediliyoruz.
Kadının kimliğini örseleyen onu silikleştiren, kadının öne çıkmasını engelleyen yasal düzenlemelere durmadan yenileri ekleniyor. Yasalar “Kadınlara müjde” başlıkları ile yansıtılırken, mevcut haklarımız birer birer elimizden alınıyor.
Kadına asıl işiniz annelik deniliyor. Biz Sendikal Güç Birliği Kadın Koordinasyonu olarak “Güvenceli ve sendikalı bir iş, şiddetsiz bir yaşam!” şiarıyla düzenlediğimiz 8 Mart etkinlikleri çerçevesinde “Kadın İstihdamının Güncel Sorunları ve Sendikalarda Kadın Örgütlenmesi” üzerine düzenleyeceğimiz atölye çalışmasında kadınlara “müjde” diye sunulan istihdam yasalarını uğradığımız, uğrayacağımız hak kayıplarını tartışıp, direnme pratiklerimizi ortaklaştıracağız.