ULUSLARARASI SENDİKACILIK HAREKETİ VE BÖLÜCÜLÜK
Uluslararası sendikacılık hareketi ve bölücülük Türkiye´den Türk-İş, DİSK. Hak-İş ve KESK. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonuna (ITUC) üye. ITUC Genel Sekreteri Sharan Burrow. 19 Ocak 2016 günü Başbakan Ahmet Davutoğluna bir mektup gönderdi.
Uluslararası sendikacılık hareketi ve bölücülük Türkiye’den Türk-İş, DİSK. Hak-İş ve KESK. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonuna (ITUC) üye. ITUC Genel SEKRETERİ Sharan Burrow. 19 Ocak 2016 günü Başbakan Ahmet Davutoğluna bir mektup gönderdi. Mektup (http://www.ituccsi.org/turkey-killings-and-arbitrary) şöyle başlıyor: "
162 ülkede 180 milyondan fazla işçiyi temsil eden Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) adına, Türk güvenlik güçleri tarafından masum işçilerin ve vatandaşların öldürülmesini sert bir biçimde kınamak için yazıyorum."
BİDENİN GELDİĞİ GÜN YAYINLANAN BİLDİRİ
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu 22 Ocak 2016 tarihinde yayınladığı bir basın bildirisiyle de bu mektubu kamuoyuna duyurdu. Bildiri. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Türkiye’ye geldiği gün açıklandı.
Bildiri, "Türk güvenlik güçleri tarafından öldürülen ve keyfi bir biçimde gözaltına alınan işçiler" başlığını taşıyordu. ITUC Genel SEKRETERİ Sharon Barrow. Türk güvenlik güçlerinin Güneydoğu Anadolu’da bazı kasaba ve köyleri abluka altına aldığını belirttikten sonra, şunları söylüyor: "Bir kez daha işçilerin haklarını koruyan sendikacılar öldürülmektedir. Gerçek adalete gecikmede ihtiyaç vardır."
"Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!" sloganını hatırlayın.
Bizler, emperyalistlerin uşağı bölücü terör örgütünün eylemleri konusunda hiç ses çıkarmamış olan ve günümüzde Türk güvenlik güçlerinin iç savaşı ve bölünmeyi önlemek, gerçek barışı sağlamak amacıyla sürdürdüğü operasyonlara karşı çıkan bu işçilerle mi birleşeceğiz?
ITUC’un hiçbir belgesinde ABD ve AB emperyalizmine karşı tek bir eleştiri bulamazsınız. Türk işçisi bu işçilerle mi birleşecek?
ITUC gibi uluslararası sendikal örgütlere emperyalist ülkelerin sendikaları hakimdir ve bu örgütlerin politikaları, emperyalist ülkelerin çıkartan doğrultusunda biçimlendirilir.
Uluslararası sendikacılık hareketinin bu tavrı yeni değildir.
EMPERYALİSTLERİN ALETİ
1919-1922 döneminde Ulusal Kurtuluş Savaşımız verilirken Avrupalı sosyalistlerin hakim olduğu Uluslararası Sendikalar Federasyonu (IFTU) faaliyetteydi. IFTU, üretim araçlarının toplumsal mülkiyetini savunacak kadar sosyalistti: ancak anti-emperyalist değildi. Bu nedenle, IFTU’nun bu dönemdeki dergi ve raporlarında. Türk bağımsızlık savaşını destekleyen tek bir sözcük bulamazsınız.
Türkiye’den Türk-İş. DİSK. Hak-İş ve KESK’in üyesi bulunduğu Avrupa Sendikalar Konfederasyonu nun (ETUC) 1999 yılında Helsinki’de yapılan genel kurulunda delegeydim. Bölücü terör örgütünün başının idama mahkum edilmesinin ertesi günü genel kurul açılır açılmaz bir önerge verildi. Önergede Türk yargısının karan protesto ediliyordu. Söz aldım. Önerge aleyhine bir konuşma yaptım. Anlatıldığına göre, 1973 yılında kurulan ETUC’un genel kurullarında yuhlanan ilk kişiymişim. Emperyalistlerin işbirlikçileri tarafından yuhlanmış olmak benim için bir onur belgesidir. Önergeyi geri çektirdik. ETUC genel sekreter yardımcısıyla konuştuk, böyle bir önergenin kabul edilmesi durumunda sürekli söz alarak bu kongrenin unutulmayacak biçimde kavgalı geçmesini sağlayacağımızı anlattık. Geri adım attılar. Önerge geri çekildi.
ITUC’un 180 milyon işçiden söz ettiğine bakmayın. Hiçbir gücü yoktur. Yalova kaymakamıdır. Beiden’ın Türkiye’ye geldiği gün yapılan açıklama, verilen görevin yerine getirilmesini amaçlamaktadır.
Ancak ITUC’un bu açıklaması, Türk-İş, DİSK. Hak-İş ve KESK açısından mihenk taşıdır. Bakalım hangileri bu basın açıklamasına karşı çıkmaya cesaret edebilecek.