İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 4 kişilik bir ailenin gelir-gider kalemlerini içeren raporunu yayımladı. Nisan ayında aylık geliri 3 bin 794 TL olan ailenin gideri ise 4 bin 70 TL olarak tespit edildi. Aile ay sonunu 276 TL açıkla kapattı

İŞÇİ Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (ISIG) "Asgaride Yaşayanlar" adlı çalışmasıyla 4 kişilik bir ailenin dönemsel olarak 3 aylık gelir-gider tablosunu çıkardı.
Rapor, taşeron işçisi Hüseyin Akbulut ve özel bir şirkette çalışan eşi Gülbahar Akbulut ile biri lise biri ilköğretim seviyesinde öğrenimlerine devam eden iki çocuktan oluşan ailenin nasıl "geçinemediğini" gözler önüne serdi. Buna göre ailenin 3 aylık ortalama gelir-gider açığı 384 TL olarak tespit edildi.
İşçilerin kişisel bilgilerinin korunması açısından isimleri değiştirilerek hazırlanan raporda ailenin eş, dost, akrabadan alınan desteklerle dahi gelir-gider açığını kapatamadığı ve ay sonunu ancak borçlanarak getirebildiği verilere yansıdı.

KÖYDEN YİYECEK AİLEDEN DESTEK

Bir üniversite hastanesinde taşeron işçisi olarak çalışan 44 yaşındaki Hüseyin Akbulut’un eşi ise özel bir şirkette mutfak ve yemek işlerine bakıyor. Aslen Sivaslı olan aile İstanbul Sultangazi’de kendi evlerinde yaşıyor. Akbulut ailesinin nisan ayı gelir-gider kalemleri baz alınarak 1 aylık "asgari yaşam"ın maliyeti incelenen rapora göre; Gülbahar Akbulut’un aylık geliri olan yaklaşık bin 450 lira, Hüseyin Akbulut’un aldığı asgari ücret, köyden gelen yiyeceklerin parasal karşılığı olarak yaklaşık 700 lira ve ailelerinden gelen 300 liralık destekle evlerine 3 bin 794 lira girdi.
Aynı ayın giderleri ise; bin 180 lira gıda ve içecek, 610 lira sabit faturalar, 570 lira eğitim harcamaları, 285’er lira sağlık ve giyim harcamaları ile temizlik malzemeleri, ev eşyası, alkolsigara, yol ve diğer harcamalarla toplam 4 bin 70 lira olarak tespit edildi. Böylece Akbulut ailesinin, 2016 yılı Nisan ayım 276 TL gelir-gider açığı ile tamamlayabildiği belirlendi.
Türk-İş’in nisan ayı için, 4 kişilik ailenin açlık sınırını bin 387 lira, yoksulluk sınırını ise 4 bin 518 lira olarak belirlediği raporuyla Akbulut ailesinin gelir-gider kalemleri karşılaştırılınca, ailenin gıda harcamalan ile gelirlerinin, açlık ve yoksulluk sınırının altında kaldığı ortaya çıkıyor.

Gıda harcama açlık sınırının altında kaldı

VERİLER ve Hüseyin Akbulut’un azatlıkları göz önünde bulundurularak, raporda özelle şöyle bir değerlendirme yapıldı:

¦ Asgari ücretin artışı ailenin gelirlerine yansımıştır. Ancak buna rağmen nisan ayında 276 TL gelir-gider açığı verilmiştir. Bunun nedeni mal ve hizmetlere yapılan zamlar olarak ortaya çıkmaktadır.

¦ Akbulut ailesinin giderlerinin üç aylık ortalaması alındığında 3 bin 701 TL ortaya çıkıyor. Gelirlerinin üç aylık ortalaması İse 3 bin 317 TL’dir. Ortalama gelir-gîder açığı 384 TL.

¦ Hüseyin Akbulut taşeron işçisi olarak çalışmakta olup: geleceği hakkında, kadrolu işçi olma ihtimali belirsizliğini korumaya devam etmektedir.

¦ "Açlık sınırı" olarak tüm çalışmalarda belirlenen yiyecek ve alkolsüz içecek kalemi her üç ayda da sendikalar ve akademik çalışmaların belirlediği miktarların yüzde 15 ehramda altında kalmıştır. Bu konuda mutlaka daha kapsamlı bir araştırma yapılması zorunluluktur.

 ¦ Asgarî ücret için verilecek mücadele, "asgari bir yaşam"! kurmak için verilecek Lir mücadelenin parçası haline getirildiğinde anlamlı olacaktır.

¦ Bu "asgari yaşam" mücadelesi; yoksulluğa, işsizliğe, sefalete karşı olduğu kadar savaşa, baskıya ve zulme karşı verildiğinde de anlam kazanmaktır.

Kadrolu çalışmak istiyorum

RAPORDA Hüseyin Akbulut’un görüşlerine de yer verildi. Akbulut şunlan söyledi:. "Su günlerde en büyük beklentim tüm taşeron işçileri gibi kadrolu olarak çalışmak Ancak basından duyduğum-okuduğum şeyler beni umutsuzluğa sürüklüyor İş güvencesi 3 yıllık sözleşmelerle yok ediyormuş, ücret artışı yokmuş, yani taşeronda son aldığımız ücreti alacakmışız. Ayrıca kıdem tazminatından vazgeçecekmişiz. Yine de çoğu arkadaş bu durumu sineye çekmeye razı. Şu ana kadar bu şartlar bile kadroya alınmamıza dair bir adım atılmadı. Bir de bir sınavdan söz ediliyor son günlerde, onu aşmak da şartmış. Çocuklar büyüyor; büyük bu yıl üniversite sınavına giriyor, küçük seneye lisede. Öyle bir ülkedeyiz ki çocuklarımın geleceği için kaygılıyım. Huzuru olan, barış içinde yaşayan; işsiz, aşsız, evsiz kimsenin olmadığı bir yaşam ve ülkeyi özlüyorum.