Türk-İş, Hak-İş ve DİSK’in başkan ve yöneticileri ile çok sayıda sendika temsilcisi ve uzman, hükümetin gasp etmeye hazırlandığı kıdem tazminatı hakkı için CHP Emek Büroları’nın Ankara’da düzenlediği çalıştayda bir araya geldi. Kıdem Tazminatı Çalıştayı’nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kıdem tazminatına yönelik saldırının bir konfederasyonun değil, tüm çalışanların ortak sorunu olduğuna dikkat çekerek, “Dolayısıyla çözümün ortak üretilmesi lazım. Bugün bu toplantı, bana göre bir dönüm noktası. Söylenenler farklı şekilde dillendirilse de amaçlar ortak. Alın terinin kazanımından geri adım atmamak gerekiyor” dedi.
‘Emekçiler sessiz kalıyor’
Hükümetin emeğe dönük saldırılarına karşı işçi ve emekçi kesiminin ortak tepki veremediğini belirten Kılıçdaroğlu, son olarak Kristal-İş üyesi binlerce cam işçisinin grevinin yasaklandığını hatırlattı. Çalışanları haklarını aramadıkları gerekçesiyle eleştiren Kılıçdaroğlu, “Bir işçi sendikası hak aramak için grev kararı alıyor. Anayasa’ya uygun mu? Evet. Bakanlar Kurulu bir karar alıyor, ‘Ben milli güvenlik açısından bunu sakıncalı buluyorum, grevi erteliyorum’ diyor. İşçiler meydanlara mı çıktı? Hayır. Peki, siz hakkınızı nasıl arayacaksınız?” dedi.
“Sessizliğin kaynağını ne oluşturuyor?” diye soran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Temel hastalık şu, 1980 sonrası siyaset farklı şekillendi. İnanç üzerinden, etnik kimlik, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapılıyor. Alın teri bir köşeye atıldı ve bu üç temel nokta, çağdaş demokrasilerin tamamında yasaktır. Bu sağlıklı düşünmemeyi, hak aramamayı getiriyor.”
‘İşin aktörleriyle konuşmuyorsunuz’
Hükümetin kıdem tazminatının fona devredilmesi için kapalı kapılar ardında konuştuğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “İşin aktörleriyle konuşmuyorsunuz. Kimlerle konuştuğunuzu gizliyorsunuz. Sorun burada. Bu; demokrasiye, saydam devlet yönetimine aykırıdır” diye konuştu. Taşeron işçiliğinin giderek yaygınlaştığına da işaret eden Kılıçdaroğlu, sendikalı işçilerden fazla taşeron işçilerinin olduğunu ifade ederek, “Mevcut siyasal iktidara verilen her destek sendikasızlaşmayı özendiriyor. Sendika karşıtı siyasal partileri iktidara getirmeye devam ederseniz daha çok ağlarsınız ” dedi.
Konfederasyonlardan birlik vurgusu
Çalıştayda bir araya gelen işçi konfederasyonu başkanları, taslağın bile kendilerine sunulmadığını, hükümetin düzenlemeyi sakladığını kaydetti. Başkanların konuşmalarında birlikte mücadele vurgusu öne çıktı.
Fon sistemi kölelik demek
DİSK Genel Başkanı Kani Beko, kıdem tazminatı taslağının kendilerine danışılmadan hazırlandığı, şu anda nasıl bir çalışma yapıldığı konusunda kendilerine herhangi bir bilgi verilmediğini dile getirdi. Beko, şunları söyledi: “Hükümetin ‘kıdem tazminatı fonu’ adı altında getirmek istediği sistem, işçiler için kölelik demektir. Kıdem tazminatı fonu, işçilerin değil; patronların talebidir. Biz, DİSK olarak mevcut yasanın devam etmesinden yanayız; ancak kıdem tazminatı alamayan işçilerle ilgili yasanın 14’üncü maddesine ‘kıdem garanti sistemi’ adı altında bir cümle eğer koyabilirsek, işverenlerin burada ödemediği kıdem tazminatı ödenir, daha sonra da devlet, tazminatı vermeyen patronlardan bunları tahsil eder.”
Biz üç başkan hep ağlayacak mıyız?
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, “Uzun yıllardır bu şekilde yan yana gelmedik” dedi. “Biz üç başkan hep böyle ağlayacak mıyız?” diye soran Atalay, kıdem tazminatının mevcut yapısının ortadan kalkması durumunda sendika koltuklarında oturmalarının bir anlamının kalmayacağını söyledi.
Patronların kıdem tazminatı fonuna karşı çıkmasını da değerlendiren Atalay, “Şimdi işverenler, ‘Sendikalarla beraber düşünüyoruz. Aynı yapı devam etsin’ diyor ya, hükümet desin bakalım ‘kıdem tazminatı kalkacak’, yüzde 90’ı öbür tarafa geçer. Haberiniz olsun” diye konuştu. Atalay, “Biz üçümüz yan yana gelemiyoruz ki, bizi nasıl dinlesinler? Biz 3 genel başkan, ne zaman aynı partiye oy verirsek bu ülkede problemi çözeriz” dedi.
Bizden saklanıyor
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise kıdem tazminatında düzenleme yapılması gerektiğini savundu. Diğer konfederasyonların mevcut sistemin korunmasına ilişkin taleplerini eleştiren Arslan, şunları söyledi: “Bizim oturup, bir model üzerinde çalışmamız gerekiyor. Biz, bu çözümü tartışmaya hazırız. Sanıyorum işveren ve hükümet bir konuda hata yapıyor. Bize bugüne kadar bir taslak gelmedi. Hâlbuki üçlü danışma kurulu ne için var? Bizden saklanıyor.”