Ücretli hafta tatili anayasal haktır, hafta tatili günü kural olarak pazar günüdür! Gerçeği yansıtmayan "hafta tatili kaldırıldı" şeklinde iddialar, işçilerde hafta tatili bilincini zayıflatabilir ve işverenlerin hafta tatili hakkını ihlal etme eğilimini güçlendirir.
Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 7033 sayılı Kanun 1 Temmuz 2017 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
7033 sayılı Kanun tipik bir torba kanun. 7033 sayılı Kanun ile saptayabildiğimiz kadarıyla tam 53 kanun ve kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapıldı. Birbiriyle alakası olmayan, apayrı konulardaki düzenlemeler yine torba kanun tekniği ile aynı çuvala doldurulmuş ve bir tür "fastfood" kanun yapma zihniyeti ile yeni bir torba kanun yapılmış. Torba kanunlar yasama sürecinde uyulması gereken "nitelikli yasa" (normatif düzen kalitesi) ilkesi ile uyumsuz düzenlemelerdir.
Yasa ile esas olarak sermayeye yeni kolaylıklar sağlandığı ve yasanın pek çok hükmünün "sermaye dostu" olduğu sır değil, şaşırtıcı da değil. 7033 sayılı Kanun ile 1924 tarihli ve 394 saydı Hafta Tatili Hakkında Kanun da yürürlükten kaldırıldı. 394 sayılı Kanun’un kaldırılması kamuoyunda hafta tatili hakkının ortadan kaldırıldığı, hafta tatilinin cuma gününe alındığı gibi hatalı değerlendirmelere yol açtı. Hatta bu hatalı değerlendirmelerin sendikal çevrelerde de dillendirildiği gözlendi. Bu hatalı değerlendirmelerin işçilerde hafta tatili hakkı konusunda tereddütler yaratması da muhtemel. Bu durum hafta tatili hakkı kullanımını olumsuz etkileyebilir. O nedenle konunun tekrar pahasına açıklığa kavuşturulmasında yarar var.
Hafta tatili hakkının gelişimi
En baştan söyleyelim; ne hafta tatili hakkı ortadan kalktı ne de hafta tatili günü cuma olarak değişti. Hafta tatilinde ödenen ücreti (ücretli hafta tatili hakkını) ortadan kaldırmaya dönük sermaye özlemleri ve hafta tatilinin cuma olmasına dönük siyasal hedefler, hatta bu yönde atılan fiili adımlar sır değil. Ancak 7033 sayılı Yasa ile bunlar olmadı.
Hafta tatili hakkı, başta Anayasa olmak üzere bir dizi kanunla düzenlenmiş ve güvence altına alınmış bir haktır. Kamuoyundaki hatalı değerlendirmelerin nedeni bu gerçeğin yeterince bilinmemesinden kaynaklanıyor. Yürürlükten kaldırılan 394 sayılı Hafta Tatili Hakkında Kanun ile hafta tatili hakkı değil, sanayi işletmelerinin her yıl hafta tatillerinde çalışabilmek için belediyelerden hafta sonu çalışma ruhsatı alma zorunluluğu ortadan kalkıyor.
1924 yılında çıkarılan 394 sayılı Kanun zaman içinde değişikliğe uğramış, pek çok maddesi yürürlükten kaldırılmış ve uygulama alanı daralmıştı. 394 sayılı Kanun ile on bin veya on binden fazla nüfusu olan yerlerde haftada bir gün tatil verilmesi zorunluluğu getirilmiş ve haftada 6 günden fazla süreyle çalışma yasaklamıştı. Yasaya göre hafta tatili 24 saatten az olmamak üzere ve cuma günleri uygulanacaktı. 394 sayılı Yasada hafta tatilinde ücret ödenmesine ilişkin bir düzenleme yoktu.
Hafta tatili hakkı daha sonra farklı kanunlarda daha geniş bir biçimde düzenlendi. 1935 yılında kabul edilen 2739 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun ile hafta tatili 35 saate çıkarıldı ve tatil günü de cuma gününden pazar gününe kaydırıldı. Ancak bu kanunda da hafta tatilinin ücretli olmasına yönelik bir düzenleme yoktu. İşçilere hafta tatili ve genel tatillerde ücret ödenmesi 1951 yılında kabul edilen İşçilere Hafta Tatili ve Genel Tatil Günlerinde Ücret Ödenmesi Hakkında Kanun ile mümkün oldu. Başlangıçta hafta tatili ücreti yarım ücret iken daha sonra tama yükseltildi.
Hafta tatili anayasal ve yasal güvence altında
Dinlenme ve hafta tatili hakkı 1961 Anayasası’nın 44. maddesi ile anayasal güvence altına alındı. Ücretli hafta, bayram tatili ve ücretli yıllık izin hakların anayasada yer verildi. 1982 Anayasası’nın 50. maddesine göre de "Dinlenmek, çalışanların hakkıdır. Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir."
1981 yılında kabul edilen 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun’un 3. maddesi hafta tatilinin pazar günü olduğunu hükme bağlamaktadır. Borçlar Kanunu’nun 421. maddesine göre işveren, isçiye her hafta, kural olarak pazar günü veya durum ve koşullar buna imkân vermezse, bir tam çalışma günü tatil vermekle yükümlüdür. Dolayısıyla kural olarak hafta tatilinin pazar günü olduğuna şüphe yoktur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 46. maddesi ise ücretli hafta tatilini hakkını garanti altına almaktadır. Öte yandan İş Kanunu’na göre işçilere hafta tatilinde fazla çalıştırılma yaptırılması işçinin onayına tabidir.
Dolayısıyla Anayasa, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun, İş Kanunu ve Borçlar Kanunu’nun hafta tatiline ilişkin hükümleri yürürlüktedir. Bu kanunlar yürürlükte olduğu sürece hafta tatilinin pazar günü olduğu hususu ve hafta tatilinin ücretli olduğu hususu tartışma götürmez bir durumdur. Bu nedenle, hafta tatili hakkının ortadan kalktığı yorumları hatalıdır. Öte yandan 394 sayılı Kanun’un yürürlükten kaldırılmasıyla işverenlerin işçileri hafta tatilinde çalıştırması veya hafta tatilini haftanın diğer günlerine kaydırılması imkânına kavuştuğu yorumu da eksiktir. Çünkü halen çalışma hayatıyla ilgili diğer mevzuat buna olanak tanımaktadır.
Esnekliği artırır
Hafta Tatili Kanunu’nun kaldırılması ile işverenlerin hafta tatilinde çalışmak için belediyelerden her yıl izin alma ve harç yatırma yükümlülüklerini ortadan kaldırıyor. Böylece işverenlerin hafta tatilinde çalışma yaptırması nispeten kolaylaşmış olacak ve pazar günleri çalışan işçiler ise hafta tatilini diğer günlerinde kullanmak zorunda kalacak. Belediyeden izin koşulunun tümden kaldırılması, işverenlerin maliyetini azaltır, kamu gelirlerinde eksilmeye yol açar ve esnekliği artırıcı sonuçlar yaratır. Zaten 7033 sayılı yasanın amacı da sermayenin işini kolaylaştırmak.
Sözün özü: Ücretli hafta tatili anayasal haktır, hafta tatili günü kural olarak pazar günüdür! İşçi sınıfının en önemli kazanımlarından biri olan hafta tatili hakkım ortadan kaldırmak o kadar kolay olmasa gerek! Gerçeği yansıtmayan "hafta tatili kaldırıldı" şeklinde iddialar, işçilerde hafta tatili bilincini zayıflatabilir ve işverenlerin hafta tatili hakkını ihlal etme eğilimini güçlendirir. Bu tür hatalı değerlendirmelerden kaçınmak ve hafta tatilinin temel bir işçi hakkı olduğunu öne çıkarmak gerekir.