Türkiye’de en fazla mevsimlik tarım işçisi bulunan ilk beş ilimiz sırasıyla 9 bin 777 işçi ile İzmir, 8 bin 582 işçi ile Mersin, 7 Bin 956 işçi ile Adana, 7 bin 108 işçi ile Denizli ve 5 bin 977 işçi ile Balıkesir’dir. En az mevsimlik işçi bulunan ilk beş ilimiz ise 3 işçi ile Hakkari, 26 işçi ile Iğdır, 27 işçi ile Bitlis, 33 işçi ile Kırıkkale ve 38 işçi ile Bingöl.
44 İLİMİZİN NÜFUSUNDAN FAZLA BİR NÜFUS MEVSİMLİK OLARAK GÖÇÜYOR
CHP milletvekili Aylin Nazlıaka Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan aldığı Türkiye’deki mevsimlik işçiler istatistiğini gazetecilerle paylaştı.
Nazlıaka’nın yaptığı açıklamaya göre: mevsimlik tarım işçilerinin sayısı 155 bin iken gerçek rakamın bunun çok daha üstünde olduğu bilinmektedir. 44 ilimizin nüfusu 500 binin altındadır. Diğer bir ifade ile mevsimlik tarım işçilerinin sayısı aileleri ile birlikte 44 ilimizin nüfusundan fazladır. Bu sayı Osmaniye, Çorum, Ağrı, Kütahya, Batman illerimizin nüfusuna yakın.
Mevsimlik tarım işçilerinin uygun barınma, beslenme olanaklarına sahip olmadığı, içme ve kullanma suyu bakımından sorun yaşadıkları bilinmektedir. Sağlık hizmetleri yeterli değildir ve bu ailelerin çocukları eğitim açısından da ciddi sorunlar yaşamaktadır. Sosyal güvenlik, düşük ücretler, çalışma koşulları ve dışlanma gibi problemlerle de baş etmeye çalışan bu insanlarımız, ne yazık ki ancak trafik kazaları sonrasında akla geliyor.
HÜKÜMET YIL SONUNDA GENELGE KAPSAMINDA YAPILANLARI AÇIKLAMAK ZORUNDA
Bilindiği gibi Resmi Gazete’de yayımlanan Başbakanlık Genelgesi ile mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmak amacıyla bulundukları illerden başka illere giden vatandaşların ve ailelerinin bu süreçte yaşadığı sorunların giderilmesine yönelik çalışma başlatılmıştır.
Başbakan Binali Yıldırım imzasıyla yayımlanan genelgede, mevsimlik tarım işçilerinin yaşadığı sorunların giderilmesine yönelik çalışmalar 36 maddede sıralandı.
Buna göre, Valiliklerce mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde eğitim ve sosyal faaliyet imkanının sağlanması, işçilerin temel ihtiyaçlarını giderebilecekleri ortak kullanım alanları olan, iklim şartlarına uyumlu, emniyetli, ekonomik, estetik, fonksiyonel, prefabrike, betonarme ya da çelik iskeletli bir bina ile elektrik, su, kanalizasyon alt ve üst yapısı bulunan geçici yerleşim alanları oluşturulması yönünde karar alınmıştır.
Buna ek olarak “geçici yerleşim alanlarına su ve elektrik hizmeti verilmesine ilişkin abonelik ve kullanım bedelleri, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları ile İl Özel İdareleri bütçelerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca aktarılan ödeneklerden karşılanacak, geçici yerleşim alanları belirli aralıklarla her türlü haşerelere karşı ilaçlanacak, atıklar uzaklaştırılacak, temiz içme ve kullanma suyu sağlanacak denilmiştir.
İl Halk Sağlığı Müdürlüklerince mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin kanser taramaları ile bulaşıcı ve salgın hastalıklara karşı düzenli sağlık taramaları, aşılamaları, gebe, bebek ve çocukların izlemleri yaptırılacak, üreme ve kadın sağlığı hizmetleri, çevre sağlığı hizmetleri ve sağlık okuryazarlığı faaliyetleri periyodik olarak yürütülecek, bu hizmetlerin ve hizmetlere erişimin kolaylaştırılması amacıyla mobil sağlık ekipleri oluşturulacak, mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecek” maddeleri de aynı genelde kapsamında yer almaktadır.
AKP iktidarları boyunca bu tür genelgelerin gerçek hayatta uygulanamadığına dair çok sayıda örnek bulunmaktadır. Bu nedenle hükümetin kaç tarım işçisine ulaşıldığını ve hangi ilde hangi hizmetlerin verildiğini kamuoyu ile paylaşması gerekmektedir. Verilere göre yalnızca Başkent Ankara’da bin 386 mevsimlik tarım işçisi bulunmaktadır. Biz mevsimlik işçilerin kazalarla, olumsuz şartlar altında verdikleri yaşam mücadeleleriyle anılmasını değil; bu vatandaşlarımız için atılan olumlu adımlarla konuşulmasını istiyoruz. Hükümetin genelge kapsamında -eğer varsa- attığı adımları kamuoyu ile paylaşması vicdani bir sorumluluktur. Bilinmelidir ki sayısı aileleri ile yarım milyona ulaşan bu vatandaşlarımız için eğitim, barınma, yaşam kalitesi gibi en temel ihtiyaçlarda atılması gereken adımlar bir lütuf değil; zorunluluktur. Bu konunun takipçisi olacağımın bilinmesini isterim. Unutulmamalı ki, her bir insanımız bu ülke için her şeyden önemlidir.