Türkiye’de 80 milyon kadın ve erkeğin 29 milyonu çalışıyor. Çalışanların 19 milyonunu ücretli veya yevmiyeli çalışan oluşturuyor. 19 milyon ücretli veya yevmiyelinin ise 6.5 milyonu asgari ücretle çalışanlar. Şu günlerde 2018 yılında asgari ücretin ne olacağı tartışılıyor. Ücretlinin, özellikle asgari ücretle çalışanların beklentisi farklı, işverenin beklentileri farklı.
1 – Çalışanlar ne bekliyor?
Asgari ücrette 1.600 TL çıkışı
Ücretlilerin 2018 yılı ücret artışı beklentisi çalıştıkları iş yerine göre farklı. Ücretlilerde maaş artışı tartışmalarında “asgari ücret”in ne olacağı gündeme gelir. Ankara’da 2018 yılı asgari ücret çalışmaları başladı.
– Asgari ücret şu an net 1.404 TL.
– 2018 yılı için DİSK’in asgari ücret önerisi 2.300 TL oldu. Türk-İş Başkanı, asgari ücretin 1.893 TL olmasını önerdi.
– Başbakan Binali Yıldırım,”Asgari ücrete en az enflasyon kadar zam yapılacağını” belirtti. Başbakanın işareti doğrultusunda asgari ücretin en az yüzde 13 dolayında bir artış ile 1.600 TL‘ya yükseltilebileceği beklentisi ortaya çıktı.
– TÜRK-İŞ’in 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı olarak belirlediği rakam kasım itibarıyla 1.567 TL, yoksulluk sınırı 5.105 TL.
– 2017 yılında enflasyon beklenenin üzerine çıktığı için 2018 yılı için enflasyon bekleyişi yüksek. Bu da asgari ücret artışı beklentisini yükseltiyor.
– Üçüncü çeyrekte milli gelir büyümesinin yüzde 11.1 olarak açıklanması, baz etkisinden kaynaklanan büyüme oranının iktidar tarafından “Rekor Büyüme” olarak nitelendirilmesi, işçilerin büyümeden pay alma isteklerini güçlendiriyor.
– Döviz fiyatlarındaki yüksek artış sonucu, asgari ücretin dolar karşılığı giderek azalıyor. Asgari ücretle çalışanlar bunu ücretlerin dolar karşısında erimesi olarak yorumluyorlar.
Çalışanların daha iyi yaşam şartları arayışında daha yüksek ücret artışı beklentisinde olmaları normal.
Asgari ücretle çalışanlar dışındaki ücretliler için de asgari ücret önemli. Çünkü asgari ücretteki artış, asgari ücret dışında ücret alanların, ücreti asgari ücretin üzerinde olanların da ücretinde ayarlamaya yol açıyor.
2 – İşverenler ne durumda?
Gelen teşvikler son bulmamalı
Tüm ücret ödemelerinde, asgari ücrette, işçinin, çalışanın cebine giren ile işverenin cebinden çıkan farklı. Fark büyük. İşçi, çalışan eline geçen net paraya bakıyor. İşveren kasasından çıkan paraya bakıyor.
– Çalışana 1.404 TL ödemek için, vergi ve sosyal güvenlik yüküyle birlikte işveren her ay 2.177 TL veriyor.
– Ücret dışında işverenin başka sorumlulukları var. İşveren işçiyi taşıyor. Öğle yemeği veriyor. Taşıma masrafı işçi başına ayda 155 TL. Yemek masrafı 210 TL dolayında. Bunlar da eklenince bir işçinin maliyeti 2.500 TL oluyor.
– Asgari ücret uygulaması özellikle tekstil ve giyim sanayiinde yaygın. Tekstil ve giyim sanayii, içeride ve dışarıda, (ithalatta ve ihracatta) benzer üretimi yapan, düşük işçilik maliyeti ve devlet sübvansiyonu nedeniyle düşük fiyatla ihracat yapan ülkelerle rekabet ediyor. Bu nedenle özellikle tekstil ve giyim sanayiinde işçilik maliyeti önem taşıyor.
– 2018’in bir özelliği var. İstihdamı teşvik için getirilen teşvik tedbirleri uygulamalarının çoğu 2017 sonunda sona erecek. (1) Asgari ücretle işçi çalıştıran işverene, 100 TL’lik Hazine teşvikinin devam edip etmeyeceği belli değil. (2) İşverenlere işe aldıkları her bir işçi için verilen 773 TL’lik desteğin devam edip etmeyeceği belli değil. (3) Sosyal güvenlik primlerinde erteleme bitiyor. (4) İş başı eğitim teşvikinin 2018 yılında nasıl uygulanacağı henüz açıklığa kavuşmadı. Bunlar asgari ücrete ek yük getirecek.
3 – Devlet ne diyor?
Çalışan istihdamı ‘yeni yılda’ kritik
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), asgari ücretle çalışanlar dahil toplam 19 milyonun kazançlarını izleyerek üçer aylık dönemlerde İşgücü MALİyet Endeksi düzenliyor.
“İşgücü MALİyeti Araştırması” adı verilen araştırma ile ücretli çalışan istihdam etmenin işverene maliyeti, ücretli çalışan istihdam etmenin işverene saat başı maliyetindeki nominal değişim ölçüyor. Çalışanların saatlik kazançlarındaki değişim belirleniyor.
İşgücü maliyeti: İşveren tarafından ücretli çalışan istihdamına ilişkin olarak katlanılan kazanç ve kazanç dışı işgücü maliyetini kapsıyor.
Kazanç: Brüt temel ücret ve maaş ödemeleri ile ücret niteliğindeki düzenli ödemeleri (her ay yapılan ikramiye, sosyal yardım) fazla çalışma ödemelerini, düzensiz ödemeleri (her ay yapılmayan ikramiye, prim) ve ayni yardım ödemelerini kapsıyor.
Bu tanımlara göre bu yılın üçüncü çeyreğinde:
– İşveren için saatlik işgücü maliyetinde (takvim etkisinden arındırılmış) yıllık artış yüzde 12.3 oranında.
– Yıllık artış oranı sanayide yüzde 13.3, inşaatta yüzde 15.4, hizmetlerde yüzde 11.5 olarak gerçekleşti.
– Saatlik kazanç endeksinde takvim etkisinden arındırılmış yıllık artış ise yüzde 12.4 oranında.
Yıllık artış sanayide yüzde 13.5, inşaatta yüzde 15.5, hizmetlerde yüzde 11.4 olarak belirlendi.
Çalışanlar, yaşamlarını sürdürebilmek, daha iyi yaşam imkânlarına ulaşabilmek için kazançlarında iyileşme beklentisinde. İşverenler, sadece kâr marjlarını yükseltmek için değil, daha çok, maliyet ve rekabet endişeleriyle ücret artışlarının sınırlı kalmasını istiyor.
İşte bu nedenle, her yeni yıl öncesi asgari ücretliler için de, asgari ücretle çalışmayanlar için de, işverenler için de ücret artışının ne olacağı önem taşıyor.