Basın yer alan bir habere göre, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenk’çi son iki yılda 175 bin 182 esnafın kepenk kapattığını söylemiş. Aslında kiralık işyeri tabelalarının artması da kepenk kapatanların arttığını gösteriyor.
Birisi eğer toplumda ihtiyaç varsa, esnaf olur ve dükkân açar. Her mahallede, her köyde küçük esnafa ne kadar ihtiyaç var? Kolayca anlaşılır.
Türkiye de ise iki nedenle esnaf sayısı artıyor…
Birisi, fiilen 5.5 – 6 milyon işsiz var. İş bulamayanlar işyeri açarak şansını deniyor. Aç kalmaktan kurtulmak istiyor.
Diğeri, bir kısım insan siyasi iktidarın seçim popülizmini kullanıyor.
Esnaf sanatkârlar kooperatifi herkese ve özellikle gençlerden isteyene kredi veriyor. İnsanlar da bir yer tutuyor. Kredi aldıktan sonra da kapatıyor. Kredi alanların bir kısmı, bu yola hayatlarını devam ettirmek için, aç kalmamak için zorunlu olarak bu yola başvuruyor.
Kobi kredileri ve esnaf kredileri, yatırıma dönüşse, istihdam artışı ortaya çıkar, işsizlik azalır ve istikrarlı bir büyüme ortaya çıkar. Ne yazık ki bu krediler yatırımlara gitmiyor. Nedeni ise Türkiye de yatırım ortamı yok. Güven yok.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, sektörel güven endeksi Mart ayında hizmetler, perakende ticaret ve inşaat sektörlerinin tümünde geriledi.
Dünya Adalet Projesi’nin (World Justice Project-WJP) hazırladığı 2017 dönemine ilişkin raporda, Türkiye 113 ülke arasında Nikaragua, Madagaskar ve Nijerya gibi ülkelerden daha sonda 101 sırada yer aldı.
OHAL devam ediyor ve OHAL’in gerektirmediği kararlar da alınıyor.
Türkiye yatırımlar için, Mülkiyet ve demokrasi için önemli bir güvence olan AB’ çıpasını kaybetti.
İşin ilginç tarafı, bu kadar kepenk kapatma varken, büyük işletmeler Bankalara olan milyarlarca borcunu kapatmak isterken, nasıl oluyor da yüzde 7.4 oranında büyüdük?
2016 yılında Gayri safi yurt içi hasıla (GSYH ) cari fiyatlarla 2 trilyon 608 milyar TL oldu. 2017 yılında da yine cari fiyatlarla 3 trilyon 104 milyar TL oldu.
2017 yılı GSYH ‘sını 2016 sabit fiyatlara çevirirsek, 2 milyar 734 milyar lira ediyor. 2016 yılı ortalama dolar kuru 3.0223 oldu. Sabit Dolar hesabı ile Türkiye’de GSYH 2017 yılında 164.029 dolar arttı.
2016 son Çeyreğinde Merkez Bankasının yayınladığı Yatırım Pozisyon Açığı 366 milyar 443 milyon dolardır. Bir yıl sonrasında 2017 son çeyreğinde bu açık 453 milyar 472 milyon dolara yükselmiş. Bir anlamda Türkiye’nin döviz borcunu gösteren bu açık bir yılda 87 milyar 29 milyon dolar artmış.
Doğrudan bire bir hesap yapılması mümkün değil, ancak bu durum Türkiye’nin dış borçla büyüdüğünü gösteriyor. Peki, dış borçları geri ödeyince ne olacak? O zamanda düşük büyüme yaşayacağız. Yani Türkiye geleceğini yiyerek büyüdü.
Bundan sonrasında iki yüksek risk var:
Bir… Bakkala olan borcunu ödeyemeyenler artıyor. Giderek gelir dağılımı bozuluyor. Yoksul sayısı artıyor. Konut kredileri, taşıt kredileri, tüketici kredileri, banka ve kredi kartlarında ödeme sorunu kriz yaratır.
Bu iş popülizmi aşar.
İki… Türkiye’nin cari açığı, dış borcu, yatırım pozisyon açığı ve kur sorunu artık sona dayandı. Sürdürülemez.