Merkez Bankası, özel sektörün nisan 2018 tarihi itibariyle yurt dışından sağladığı kredilerin, 225.1 milyar doları uzun vadeli ve 20.1 milyar doları da kısa vadeli olmak üzere toplam 245.2 milyar dolar olduğunu açıkladı.
Özel sektörün uzun vadeli borçlarının yüzde 50.7’sinin bankalar ve diğer finansal kuruluşlara, yüzde 49.3 ‘ü ise finansal olmayan kuruluşlara aittir.
Özel sektör kısa vadeli dış borçların da yüzde 76’sı bankalar ve diğer finansal kuruluşlara, yüzde 24’ü ise doğrudan finansal olmayan kuruluşlara aittir.
Söz konusu dış krediyi veren ilk üç ülke, İngiltere, Almanya ve ABD’ dir. Araplardan para geliyor efsanesi ise yanlıştır. Çünkü BAE’ ne olan borç 5 milyar doların altında kalıyor. Zaten Araplar petrol paralarını doğrudan doğruya değil, uluslar arası yatırım fonlarına yatırıyorlar.
Özel sektörün dış borçlarında dikkat çeken bir husus, kısa vadeli 20.1 milyar dolar borcun bir yıl içinde, diğer uzun vadeli dış borçların ise yüzde 70’inin 6 yıl içinde ödenmesi gerekir.
Öte yandan bankaların içerde verdiği kredilerin toplamı da Mart 2018 itibariyle 2 trilyon 196 milyar lira oldu. Bu borçların içinde bankaların dışardan aldığı ve özel sektöre verdiği krediler de var. Doğrusu toplam borç tutarından bunları ayırmak gerekir. Aksi halde çift sayma oluyor. Ne var ki özel sektör bankadan aldığı krediyi geri ödemese de bankalar kendi kredisini ödeyecektir. Bu anlamda özel sektör borçlarında riski görebilmek için çift sayma kabul edilebilir.
Bu şartlarda özel sektörün dış borçları ile içerde şirketlerin ve kişilerin bankalar olan borçları toplamı, 4.65 kurdan 717.2 milyar dolar tutuyor. 2017 Türkiye’nin Milli gelirini yine 4.65 kurdan hesaplarsak, 667.6 milyar dolar oluyor. Bu durum özel sektör ve vatandaşın, aynı zamanda karşısında bankaların yüksek risk taşıdıklarını gösteriyor.
Özel sektör bu dış borçları geri ödemesi için gelirinin olması yetmiyor, ayrıca dövize çevirmesi gerekir. Sorun da bu noktada düğümleniyor . Zira Dünyada bundan on sene önce ortaya çıkan kriz nedeniyle bollaşan para ve düşük faiz politikası kapanıyor. Artık dış kredi bulmak daha pahalıdır. Dolayısıyla dış borçların çevrilmesi de zordur. Net geri ödeme döviz talebini ve kurların artışını tetikliyor. Kur artışı da özel sektör dış borç maliyetini artırıyor.
Öncede belirttiğim gibi, özel sektörün dış borçlarının yarıdan çoğu bankalara aittir. Ayrıca bankaların bu günkü kurdan 128 milyar dolar doğrudan aldıkları dış kredi borçları var. İçerde dağıttıkları kredi de 427 milyar dolar tutuyor.
Banka kredilerinde inşaat sektörünün payı yüzde 8.72’dir. İnşaat sektöründe eninde sonunda arz fazlası ve durgunluk oluşacaktı. Bunun içindir ki şimdi satılık ve kiralık tabelaları arttı.
Kobi’ kredilerinde de sorun yaşanmaktadır. Çünkü bu krediler seçim amaçlı verildi.
İçerde geri kredilerde geri ödemede sorunu artarsa ve kur artmaya devam ederse bankalarda da sıkıntı olacaktır. Ekonomiye etkisi sorulmaz ; çünkü Bankalar ekonominin kan damarıdır.