Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (Türk-İş) en büyük ve köklü sendikalarından Türkiye Gıda ve Yardımcı İşçileri Sendikası (Tekgıda-İş), 1952 yılından bu yana üyesi olduğu konfederasyondan ayrılmayı gündemine aldı. Sendikanın 29-30 Haziran’da gerçekleştireceği Olağan Genel Kurul toplantısında, konfederasyon üyeliğinden ayrılma önergesi görüşülecek ve karara bağlanacak.
Tekgıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, Türk-İş’e bağlı sendikaların genel başkanlarına gönderdiği yazıda, neden Türk-İş’ten ayrılmak istediklerini kapsamlı biçimde açıkladı. Buna göre, Tekgıda-İş yönetimi ile Türk-İş yönetimi arasında uzun zamandır devam eden derin görüş ayrılıkları, artık çözümsüz ve giderilemeyecek bir hale dönüştü.
GERİLİM 12 YIL ÖNCE BAŞLADI
Yazıya göre, söz konusu uyuşmazlık 12 yıl önce başladı. Aralık 2007’de gerçekleştirilen Türk-İş Olağan Genel Kurulu’nda, Tekgıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, Türk-İş Genel Sekreterliği görevine seçildi. Genel Kuruldan bir süre sonra toplanan Türk-İş Başkanlar Kurulu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün diğer emek örgütleri ile İstanbul Taksim’de kutlanmasını kararlaştırdı ve bunun için Türkel’i tam yetki ile görevlendirdi.
Türkel miting için çalışmalarını sürdürürken, iddiaya göre AKP hükümeti, Taksim mitinginin gerçekleşmemesi için o günkü Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ile bugünün Genel Başkan üzerinde baskı oluşturdu. Türk-İş Genel SEKRETERİ Türkel ise bu süreçte tüm medya kuruluşları ve kamuoyu nezdinde Taksim kararlılığını vurguladı. Ancak dönemin Türk-İş Genel Başkanı ve bugünün Genel Başkanı, 30 Nisan 2008’de Taksim’de yapılacak mitingden vazgeçildiğini duyurdu.
TEKEL DİRENİŞİYLE İPLER KOPTU
Tekgıda-İş ile Türk-İş’in arasındaki ipleri koparan bir diğer gelişme ise TEKEL direnişi oldu. 2009 yılındaki direnişle birlikte Türk-İş Yönetim Kurulu üyeleri arasında oluşan fikir ayrılıklarının derinleşmesi nedeniyle Mustafa Türkel, Türk-İş Genel Sekreterliği görevinden kendi isteğiyle ayrıldı. Türkel’in iddiasına göre konfederasyon yönetimi, bu istifa nedeniyle sendikaya karşı hasmane bir tutum içine girdi ve bugün de bu tutumu sürdürüyor.
‘AYRIMCILIK YAPILIYOR’
Yazıya göre Türk-İş yönetimi, ana tüzük ve yönetmelikler ile diğer sendikalara yönelik mutat uygulamalarını, eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağına karşın Tekgıda-İş’e uygulamıyor.
Bunun yanında Türk-İş Genel Başkanlığı, Tekgıda-İş’in ana tüzüğünde yapılan değişikliklerin konfederasyon ana tüzüğüne aykırı olduğunu, sadakat esasını ve sendikal disiplini ortadan kaldırdığını öne sürerek tüzüğün düzeltilmesini istiyor. Tekgıda-İş ise bu talebi "sendikanın üyelikten ihracını sağlamaya yönelik, ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı, hukuki temelden yoksun ve sendikayı Ergün Atalay hasım gören tutumun yansıması" olarak değerlendiriyor.
AİDAT ALACAKLARI VE İCRA TAKİBİ
Sendika ile konfederasyon yönetimini karşı karşıya getiren bir diğer konu ise aidatlar. Tekgıda-İş, TEKEL’in özelleştirilmesi ve ÇAYKUR’dan hükümet eliyle tasfiye edilmesinin ardından aidat gelirinin yüzde 80’ini kaybetti. Onlarca taşınmazını elden çıkarttı, şubelerini kapattı ve birçok tasarruf önlemi almak durumunda kaldı. 2012 yılından itibaren Türk-İş’e aidat borcunu da ödeyemedi.
Yazıya göre, sadece Tekgıda-İş’in değil, birçok sendikanın konfederasyona aidat borcu bulunuyor. Türk-İş’in tüzüğüne göre, aidat borcunu mazeretsiz ödemeyen sendikaların geciken süre için her ay üye başına ayda yüzde 3 oranında gecikme faizi ödemesi gerekiyor, ancak bu madde bugüne dek uygulanmış değil. Buna karşın, Tekgıda-İş’ten aidat alacaklarını aylık yüzde 3 faizle geri isteyen Türk-İş yönetimi, sendika aleyhine icra takibi başlattı. Sendikanın itirazı üzerine takip durduruldu ve konu yargıya intikal etti. Dava devam ediyor. Bunun yanında konfederasyon, yetki ve işkolu tespit davalarının sürdüğü işyerlerinde çalışan, dolayısıyla aidat ödemeyen üyeleri hesaba katmadan, Resmi Gazete’de yayımlanan üye sayısının tamamı üzerinden aidat istiyor. Tekgıda-İş’in örgütlenme fonundan yararlanma talebi de aidat borcu olduğu gerekçesiyle kabul edilmiyor. Sendika ise aidat borcu bulunan birçok sendikanın bu fondan yararlandığını vurguluyor.