Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
11 Temmuz 2019
YENİ SORUNLAR YENİ ÇÖZÜMLER GEREKTİRİR

Yeni durumlar yeni söylemleri, yeni çareleri gerektirir. Eskiler, “Eski çamlar bardak oldu” derlerdi.

YENİ SORUNLAR YENİ ÇÖZÜMLER GEREKTİRİR

Yeni durumlar yeni söylemleri, yeni çareleri gerektirir. Eskiler, “Eski çamlar bardak oldu” derlerdi.

Yeni durumlara nasıl gelindi?
 
“Devlet ekonomiye karışmayacak” dediler.
 
“Devletin ne işi var işletmecilikte? Patiska, çimento, tütün, şeker üretmesin artık. Her şeyi özel sektöre devretsin” dediler.
 
“Piyasa serbest olsun, ekonomi kendi mantığını kursun, plana ne gerek var” dediler.
 
“Dünya küresel köy oldu, ‘Bağımsız Türkiye’ sloganının modası geçti. Biz Amerika’ya bağımlıysak Amerika da bize bağımlı… Ulusal pazarı korumak anlamsız, kaldırın koruma tedbirlerini” dediler.
 
“Geleceğin dünyasında zayıfa yer yok. Bizimkiyse bile korumayalım zayıfı. Yabancıların önündeki bütün engelleri kaldıralım, rekabet serbest olsun” dediler.
 
“Dünya küresel köy olunca, milli devlete, merkezi idareye de gerek yok. Merkezi devlet sadece güvenlik, adalet, dışişleri ile uğraşsın. Devletin bütün olanakları ve bütün yetkileri mahalli idarelere devredilsin. Her milliyet, hatta dinler de devletini kurabilsin” dediler.
 
Sonuç, çok boyutlu çöküntü…
 
Konumuz olan çalışma hayatında ise uçurumun kıyısındayız…
 
– Üretmek belalı iş oldu. Özel sektör çöküyor. Konkordatolar, iflaslar hızlandı.
 
– Sanayiyi, tarımı, çarşıları geliştirmek amacıyla ekonomide önemli bir işlevi olan bankacılık, üretimden koparıldı, tefeciliğe yöneltildi. Borcunu ödeyemeyene inecek giyotin oldu bankacılık. Sadece vatandaşın değil, borç batağına batırılan fabrikanın da giyotini…
 
– Çek senet mafyası yasalaştı. Ekonominin hiçbir yerinde olmayan, tek işi bankaların, bankerlerin alacaklarını tahsil etmek olan şirketler türedi. Borçlunun malına mülküne yok pahasına el koyan şirketler…
 
– Koca fabrikalar, dev işletmeler icralarda üç kuruşa satılır oldu.
 
– Ulusal pazarımıza engelsiz dalan emperyalist tekellerle baş edemeyen işletmeler, bizzat sahibi tarafından pazarda satılığa çıkarıldı.
 
– Sebebi izah edilemeyen fabrika yangınları başladı.
 
– Cumhuriyetin kuruluşu sırasındaki, ikinci dünya savaşı yıllarındaki ender durum yeniden önümüze çıktı. İşçi ile işverenin kaderinin ortak olduğu ender durum… İşveren de batıyor, işçi de. İşveren fabrikasını, işçi işini kaybediyor.
 
– Tarımın da çöküşü ile gıda sorunu baş gösterdi, güvenlik kadar önemli olmaya başladı.
 
– Sanayiye ve tarıma yapılan bütün teşvikler boşa çıkıyor, tehditler, hatta kırbaçlar bile işe yaramıyor, işsizlik büyüyor.
 
– Kapanan, üretimi daralan fabrikalar, kalifiye işsizliği yarattı. EĞİTİMli, tecrübeli işçiler kitlesel halde sokağa atılıyor.
 
– Diploması olanın ayrıcalıklı olduğu, kolaylıkla iş bulabildiği dönem bitmişti. Hesapsız, plansız okul açmak ve piyasanın daralması, diplomalı işsizleri türetti.
 
– İthalatı yasak olan mesleklerde yasak kaldırıldı. Daha ucuza çalışmaya razı olan diplomalı yabancı işçilik, bizim diplomalı işsizlerimizi daha da artırdı.
 
– Kırgız, Afgan, İranlı, Iraklı, Suriyeli vb yabancı kaçak işçilerin sayısı iki milyona ulaştı. Ucuza, daha da ucuza çalışabiliyorlardı. Sigorta ya da vergi külfetleri yoktu. Personel azalmak isteyen işveren Türk işçisini çıkarıyor, eleman ihtiyacı olan, Türk işçisini tercih etmiyordu artık. İşsizlik daha da tırmandı.
 
– 12 Eylül sopası ile başlayan piyasa ekonomisi, “ben zengini severim” dönemi idi. Esnek çalışma, kiralık işçilik, taşeron işçiliği, denetimli serbestlik gibi kölece çalışma biçimleri türetildi. 2008’de başlayan ve giderek derinleşen Cumhuriyet tarihinin en etkili krizi ise işçiliği daha da zorlaştırıyordu. Yarım maaş, üç ay ücret alamamak, maaş kartını işverene vermek, ücretsiz fazla çalışmak, yeni dönemin bazı sorunları oldu.
 
– İşgücü piyasasında gerileyen standartlar, sosyal hak, örgütlenme ve sendikalaşma peşine düşmeyen yabancı ucuz kaçak işçilerle birlikte hızla düşüyordu.
 
– Sendikal hareket ve işçi önderliği, bu yeni ve önemli sorunlar karşısında hazırlıksızdı. Tedbirini almamış, hatta üzerinde düşünmemişti.
 
– Diplomasını alarak çalışma hayatına atılanın, ya da işten atılanın, mesleğinde ve arzuladığı koşullarda olmasa da, şurada ya da burada, geçici de olsa iş bulabildiği dönem de geride kalıyordu. Bütün işletmelerde personel azaltma, her alanda üretim daralması söz konusuydu.
 
İşini kaybedeni bekleyen, açlıktı artık.
 
Ve işçinin elinde kalanlara da göz diken, kıdem tazminatını bile elinden almaya kalkan, yeteneksiz, basiretsiz bir iktidar.
 
Eski çamlar bardak oldu. Yeni durumlar yeni çözümler gerektirir.
 
Bütün sendikacılara ve işçi önderlerine önerimdir; Sayın Doğu Perinçek’in köşesindeki “Üretim Devrimi” dizisi, bu sorunlarında cevabını arayacağımız önemli bir saptamalar ve öneriler dizisidir.
 
İnceleyelim, katkıda bulunalım! Ülke hepimizin!
DİĞER HABERLER
SİREN İŞBAŞINA DEĞİL, GREVE ÇAĞIRDI
SİREN İŞBAŞINA DEĞİL, GREVE ÇAĞIRDI

Ülkenin dört bir yanında hakları için mücadele eden işçilerin direnişleri kararlılıkla sürüyor. Birçok kentte greve çıkan işçiler hakları için geri adım atmayacaklarını vurguladı.

SENDİKA EKER SÜT’Ü FABRİKA ÖNÜNDEN UYARDI
SENDİKA EKER SÜT’Ü FABRİKA ÖNÜNDEN UYARDI

Sendikalı 3 işçinin çıkarılmasının ardından fabrika önünde açıklama yapan Tekgıda-İş, üyelerinin işe iadesini ve işverenin sendikal haklara saygı duymasını istedi. Sendika pazartesi gününden itibaren fabrika önünde direniş çadırı kuracak.

POLONEZ İŞÇİLERİ YERİNİ SÖKE SÖKE GERİ ALDI
POLONEZ İŞÇİLERİ YERİNİ SÖKE SÖKE GERİ ALDI

İstanbul Çatalca’da iki ayı aşkın süredir Ürdün sermayeli Polonez iş yerinde sendikal mücadele veren 146 Tekgıda-İş üyesi işçi, fabrika önündeki direniş alanlarını yeniden aldı.

“DİRENİYORUZ AMA POLİS MÜDAHALESİ ÇOK AĞIR OLUYOR. “
“DİRENİYORUZ AMA POLİS MÜDAHALESİ ÇOK AĞIR OLUYOR. “

Sendikaya üye olduktan sonra işten çıkarılan Polonez gıda fabrikası işçilerinin direnişinde iki ay geride kaldı.