Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
23 Aralık 2019
KEMALİST DEVRİM VE DEVLETÇİLİK

Kemalist Devrim’in niteliği tartışılırken gündeme getirilen ve katılmadığım bir iddia, Türkiye’de devletçiliğin 1930’lu yıllarda başladığı ve amacının Türkiye’de milli burjuvaziyi geliştirmek olduğudur.

KEMALİST DEVRİM VE DEVLETÇİLİK

Kemalist Devrim’in niteliği tartışılırken gündeme getirilen ve katılmadığım bir iddia, Türkiye’de devletçiliğin 1930’lu yıllarda başladığı ve amacının Türkiye’de milli burjuvaziyi geliştirmek olduğudur. Böyle bir iddia, Kemalizm’in bir "burjuva ideolojisi" olduğu tezine dayanak oluşturmaktadır.

DEVLETÇİLİĞE İLİŞKİN YANLIŞ GÖRÜŞ
 
Türkiye’de devletçiliği 1930’lardan başlatan en önemli araştırmacı, sayın Korkut Boratav’dır. Korkut Boratav, 1974 yılında yayımlanan Türkiye’de Devletçilik kitabında şöyle yazıyordu: "Devletçilik uygulamaları belirgin biçimde 1932 yılı ile başlar. 1929-1931 yıllarında bu yeni yolun habercisi sayılabilecek bazı işaretler yok değildir." (Boratav, Korkut, Türkiye’de Devletçilik, Gerçek Yay., İstanbul, 1974, s.11)
 
Korkut Boratav’ın Türkiye İktisat Tarihi (1908-2005) isimli kitabında da 1930-1939 dönemi "korumacılık ve devletçilik" olarak nitelendiriliyor. (Boratav, Korkut, Türkiye İktisat Tarihi (1908-2005), 11. Baskı, İmge Yay., 2003, s.59)
 
Mustafa Kemal Paşa, İttihatçılar gibi, Almanya kökenli "devlet sosyalizmi" kavramını kullanıyordu. Daha 1919 yılında Havza’da bir Sovyet Rusya delegasyonuyla yaptığı görüşmede, savundukları görüşün devlet sosyalizmi olduğunu belirtmişti. Nitekim, daha sonra Hakimiyeti Milliye Gazetesi’nde de bu konuda çeşitli yazılar yayımlandı. Devlet sosyalizmi ile kastedilen, 1923’ten itibaren uygulanan devletçi ağırlıklı karma ekonomidir. (Yıldırım Koç, Kemalist Devrim, CHP ve İşçi Sınıfı, Kaynak Yay., İst., 2013, s.174-180)
 
Diğer bir deyişle, Kemalist Devrim’de devletçilik unsurunun kabulü ve uygulanması 1930’lu yıllarda başlamadı. Bu anlayış, Mustafa Kemal Paşa’nın düşünce sistemi içinde başından itibaren vardı ve 1923 yılından itibaren uygulamaya konuldu. 1930’lu yıllarda bu anlayış ve uygulama daha da pekiştirildi.
 
DEVLETÇİLİK SAĞLIK, EĞİTİM, ULAŞTIRMA VE TİCARETTE DE UYGULANDI
 
Bu konudaki hatanın ilk nedeni, devletçiliği yalnızca devletin sanayi kuruluşlarına sahip olması olarak anlamaktır. Halbuki devletçilik, devletin ekonomiye yönlendirici ve düzenleyici olarak çeşitli biçimlerde karışmasıdır. Örneğin, sağlık hizmetleri, eğitim hizmetleri, belirli ürünlerin ithalat ve iç piyasada satışının devlet tarafından düzenlenmesi bu kapsamdadır. Devletçilik doğru kavrandığında, bu anlayışın, Cumhuriyet’in başından itibaren hakim olduğu görülecektir.
 
Devlet, sağlık sorunlarını devletçilikle ve merkezi devlet örgütü eliyle çözme girişimini 1925 yılında başlattı. Sıtma, verem, trahom, frengi ve kuduz gibi önemli hastalıklarla mücadeleye girişildi. Merkez Hıfzıssıhha Enstitüsü ve Hıfzıssıhha Okulu kuruldu. Devlet, çok sınırlı maddi olanaklara rağmen, temel sağlık sorunlarının çözümü için çok büyük çaba gösterdi ve önemli başarılar elde etti.
 
Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde ülkede üç tür okul vardı: (1) Medreseler, (2) mektepler, (3) azınlık okulları ve yabancı okullar. 3 Mart 1924 günü kabul edilen 430 sayılı Öğretimin Birleştirilmesi Yasası (Tevhid-i Tedrisat Kanunu) ile tüm eğitim-öğretim kurumları Maarif Bakanlığı’na bağlandı. Şeriye-Evkaf Bakanlığı veya özel vakıflar tarafından yönetilen bütün medreseler ve okulların yönetimi Maarif Bakanlığı’na devredildi. EĞİTİM bir bütün olarak devletleştirildi.
 
PTT İdaresi, Cumhuriyet döneminde önemli görevler üstlendi. 4 Şubat 1924 tarihinde kabul edilen ve 21 Şubat 1924 günü yürürlüğe giren 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu ile, Türkiye’de haberleşme şebekesini işletme tekeli PTT Genel Müdürlüğü’ne verildi. Haberleşme PTT’nin tekelindeydi.
 
İlk olarak 1923 yılında kabul edilen bir yasayla, Türkiye’de bundan sonra inşa edilecek demiryollarının devlet tarafından inşa ve işletilmesi kararlaştırıldı. Yabancıların elindeki demiryolu hatları da millileştirildi ve devletleştirildi.
 
FABRİKALAR
 
1925 yılında Kayseri Tayyare Fabrikası, 1926 yılında ise Eskişehir Teyyare Fabrikası kuruldu. 1926 yılında Kayaş Kapsül ve İmla Fabrikası, 1928 yılında Elmadağ Barut Fabrikası kuruldu. 25 Ocak 1926 gün ve 724 sayılı Yasayla şeker ithalatı tamamıyla Devletin tekeline alındı. 1925 yılında 633 sayılı Yasayla, Sanayi ve Maadin Bankası kuruldu. Devletin elindeki sanayi kuruluşları bu bankaya devredildi. Yabancılara ait Reji Şirketi, Osmanlı İmparatorluğu’nda tütün üretimini denetliyor ve tütün mamullerini üretiyordu. 1925 yılında Hükümetle Reji Şirketi arasında yapılan bir anlaşma ile bu iş devletleştirildi. 26.2.1925 gün ve 588 sayılı Yasa, "istihlaki dahiliyeye mahsus tütün mubayaası, işletilmesi ve tütün ve sigara imali ve satılmasile tütüne müteallik sair umur (…) doğrudan doğruya Hükümetçe ifa edilir" düzenlemesini getirdi.
 
Atatürk açısından devletçilik, ekonomik bağımsızlığın temeli olmanın yanı sıra, Osmanlı’dan devralınan halkı, milletleştirmenin de bir aracıydı. Cumhuriyet devletçilikle gelişti.
 
JAPONYA’DA MİLLİ BURJUVAZİ YARATILMIŞTI
 
Türkiye’de devletçilik, örneğin Japonya’da Meiji Restorasyonu sürecindekinden farklı çizgide gelişti. Japonya’da kurulan devlet işletmeleri, ayakta durabilmeye başladığında özel sektöre aktarılıyordu. 1890’lı yıllarda Matsukata’nın maliye bakanı olduğu dönemde, birçok kamu işletmesi özel sektöre devredildi.( Meyer, Milton, Japan, A Concise History, 4th ed., Rowman and Liddlefield Pub., Maryland, 2009, s.156) Türkiye’de ise birçok yabancı ve hatta bazı yerli şirketler devletleştirildi ve devlet işletmesi olarak devam etti. (Türkiye’de Atatürk dönemindeki millileştirme ve devletleştirmelere ilişkin ayrıntılı bilgi için bkz. Koç, Y., Atatürk’ün Millileştirmeleri ve Devletleştirmeleri, Günümüzün Özelleştirmeleri, Türk-İş EĞİTİM Yay.No.55, Ankara, 2000. Bu kitapçık Teori Dergisi’nin Mart 2001 sayısında da aynen yayımlandı (s.36-64).) 1946’ya kadar bu işletmelerin öncelikli görevi, ülke ekonomisine ve Türkiye’nin bağımsızlığına katkıda bulunmaktı; özel teşebbüse (burjuvaziye) hizmet değil.
DİĞER HABERLER
TEKGIDA-İŞ EKER’E SÜRE VERDİ ”23 EYLÜL’DE DİRENİŞ BAŞLAR”
TEKGIDA-İŞ EKER’E SÜRE VERDİ ”23 EYLÜL’DE DİRENİŞ BAŞLAR”

Tekgıda-İş Sendikası Eker Fabrikası’nda sendikalı oldukları için işten çıkarılan ve çalışanların sendikaya üye olmaması için baskı yapan Eker yönetimini uyardı.

SİREN İŞBAŞINA DEĞİL, GREVE ÇAĞIRDI
SİREN İŞBAŞINA DEĞİL, GREVE ÇAĞIRDI

Ülkenin dört bir yanında hakları için mücadele eden işçilerin direnişleri kararlılıkla sürüyor. Birçok kentte greve çıkan işçiler hakları için geri adım atmayacaklarını vurguladı.

SENDİKA EKER SÜT’Ü FABRİKA ÖNÜNDEN UYARDI
SENDİKA EKER SÜT’Ü FABRİKA ÖNÜNDEN UYARDI

Sendikalı 3 işçinin çıkarılmasının ardından fabrika önünde açıklama yapan Tekgıda-İş, üyelerinin işe iadesini ve işverenin sendikal haklara saygı duymasını istedi. Sendika pazartesi gününden itibaren fabrika önünde direniş çadırı kuracak.

POLONEZ İŞÇİLERİ YERİNİ SÖKE SÖKE GERİ ALDI
POLONEZ İŞÇİLERİ YERİNİ SÖKE SÖKE GERİ ALDI

İstanbul Çatalca’da iki ayı aşkın süredir Ürdün sermayeli Polonez iş yerinde sendikal mücadele veren 146 Tekgıda-İş üyesi işçi, fabrika önündeki direniş alanlarını yeniden aldı.