Türk-İş, 25 yaş altı ve 50 yaş üstünün kıdem, ihbar tazminatları ile iş güvencesini ortadan kaldıran, yarı zamanlı çalışmaya teşvikle tüm kesimleri kıdem tazminatında yarı yarıya kayıpla karşı karşıya bırakan istihdam paketine karşı uyardı: Rüzgar eken fırtına biçer.
Türk-İş Yönetim Kurulu’nun hafta içi aldığı karar doğrultusunda, dün 81 il bölge ve il temsilcilikleri önünde Meclis Genel Kurulu’nda oylanacak yeni istihdam paketine ilişkin basın açıklamaları gerçekleştirildi.
Ankara’da bulunan başta Türk-İş Genel Merkezi olmak 81 ilde bölge ve il temsilcilikleri önünden, emekçiler, kıdem tazminatı haklarının tırpanlanmasına karşı hükümete seslendi.
Ankara’da Türk-İş İl Temsilcisi Nihat Zengin’in yaptığı açıklamada, geçen hafta TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülen torba kanun teklifi ile emekçilerin yıllardan beri karşı durduğu esnek ve güvensiz çalışmanın yeniden gündeme geldiği hatırlatıldı. Zengin, ‘“İstihdam paketi’ adı altında kamuoyuna sunulan düzenleme uzun vadede bir güvensizleştirme ve sendikasızlaştırma paketidir” dedi. Zengin, 25 yaş altı ve 50 yaş üstündekilere “istihdam kolaylığı sağlayacağı” iddia edilen düzenlemenin aslında belirli süreli iş sözleşmelerinin yaygınlaşmasına, kıdem ve ihbar tazminatı gibi işçilerin en temel istihdam güvencelerinin ve de çalışma barışının ortadan kalkmasına, sendikal yaşamın altüst olmasına neden olacağına dikkat çekti.
ÇOCUKLARIMIZ İÇİN MÜCADELE
Zengin şu uyarıları yaptı: “Böyle bir düzenlemeye karşı çıkmazsak hem kendimize hem de çocuklarımıza çok büyük kötülük yapmış oluruz.
“İşverenlerin isteklerinin bizim aleyhimize olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunu yaşayarak öğrendik. Bu gidişe dur dememiz gerekiyor. İşsizlik Sigortası Fonu, işvereni teşvik fonuna dönüşmüştür. Meclis’ten geçen sözüm ona istihdam paketi, işverenlere teşvik muafiyet af getirmektedir. İşçinin emeği sermayenin sömürüsüne bırakılmaktadır.
SALGINI FIRSATA DÖNÜŞTÜRMEK İSTİYORLAR
“Türk-İş yıllardan beri, çalışma hayatında esnekleşme, güvensizleştirme ve kuralsızlaştırmaya karşı verdiği mücadeleyi aynı kararlılık ve azimle sürdürmektedir. Salgın koşulları fırsata dönüştürülmek istenmektedir. Çalışma hayatını işçiler aleyhine dönüştürmek için çabalayanlara yanıtımız çok açıktır: Yapamayacaksınız yaptırmayacağız!”
“Hükümetin uygulaması gereken öncelikli politika kayıtdışı çalışmayı önlemektir” diyen Zengin, şöyle devam etti:
“Ülke ekonomisi ve işçiler, kayıtdışı çalışmadan dolayı ağır bedeller ödemektedir. Kayıtdışılığa dayanan emek sömürüsü ortadan kaldırılmalıdır. Kayıtdışı istihdamla ülke büyük bir gelir kaybına uğramaktadır.
ÖLÜM GÖSTERİP SITMAYA RAZI EDİYORLAR
“Salgın koşullarında işsizlikle mücadele böyle olmaz. ‘İstihdamı artıracağız’ deyip işçiler güvencesizliğe, sendikasızlığa mahkûm edilemez! İşçiler zorla ücretsiz izne çıkarılarak, günlük 39 TL ile yaşamak zorunda bırakılamaz! Sosyal diyaloğun içini boşaltarak iş barışı sağlanamaz! İşçiye ölümü gösterip sıtmaya razı olmaları beklenerek işsizlikle mücadele edilmez! TBMM’deki söz konusu düzenleme ‘işçiye ölümü gösterip sıtmaya razı etme’ düzenlemesidir!“Bugün rüzgâr eken yarın fırtına biçecektir! İşçinin bu düzenlemeye vereceği yanıt nettir: Mücadele mücadele mücadele!”
BAŞKANLAR KURULU TOPLANDI
Öte yandan dün, Türk-İş, konfederasyonun Genel Merkezi’nde eylemlerle eşzamanlı olarak saat 11’de Başkanlar Kurulu’nu topladı. Genel Başkan Ergün Atalay başkanlığında toplanan Başkanlar Kurulu’nda sendikaların genel başkanları ve şube başkanları ile son gelişmelerin değerlendirildiği öğrenildi.
‘ÜLKEYİ AYAKTA TUTAN EMEKÇİYE BUNU YAPMAYIN!’
İstanbul’da Türk-İş 1. Bölge Temsilciliği önünde toplanan sendika şubeleri ve işçiler adına açıklamayı Bölge Temsilcisi Adnan Uyar yaptı. Salgın döneminde risklere karşı çalışmaya devam eden işçilere teşekkür eden Uyar, şunları söyledi:
“Özverili sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyoruz. Hayat devam etsin diye kargo çalışanlarının verdiği mücadeleyi destekliyoruz. Bu ülkenin ekonomisi durmasın, bu ülke namerde muhtaç olmasın diye çalışma şartlarından ve işyerinden asla vazgeçmeyen 200 milyon dolarlık ihracat yapan, üreten emekçilerimizin yanındayız. Bu ülkenin çalışanları, bu ülkeye tuzak kuranlara karşı ülkemiz ayakta kalsın, mahçup olmasın, mağlup olmasın diye üreten emekçi arkadaşlarımızı alkışlıyoruz. Bize ne kadar zulmederlerse etsinler, ne kadar arkadan dolaşırlarsa dolaşsınlar ülkemizden, ülkemizin bölünmez bütünlüğünden vazgeçmeyeceğiz. Bizim mücadelemiz temsil ettiğimiz emek adınadır. Bunu yaparken ülkenin birliğini ve beraberliğini en önde tutmaya devam edeceğiz. Buradan İstanbul işçileri olarak sesleniyorum: Bu ülkeyi yöneten sayın cumhurbaşkanım, size oy veren işçiler, köylüler, fakir fukaralardır. Bugün size goygoy yapanlar yarın sizi eleştireceklerdir. O yüzden bize rağmen, bize karşı bu düzenlemeye izin vermeyin. Yapmayın, yapamayacaksınız, yaptırmayacağız.”