NE YANİ, ENFLASYON TAAMMÜDEN Mİ YÜKSELTİLİYOR!
Merkez Bankası ekim ayı fiyat gelişmelerini değerlendirirken “Başta enerji olmak üzere emtia fiyatları artıyor, TL değer kaybediyor, bu da fiyatları olumsuz etkiliyor” diyor.
Bu gerçeği gören, rapor olarak yazan Merkez Bankası dönüp faizi aşağı çekiyor, bu yüzden kuru artırıyor, yani enflasyon yangınına benzin döküyor. Bu yaklaşım enflasyonu taammüden yükseltmek olmuyor mu?
Türk Dil Kurumu, taammüden sözcüğünü hukuk diliyle “işlenecek bir suçu önceden planlayarak, planlı bir biçimde, tasarlayarak” diye tanımlıyor. Bir başka tanıma göre de taammüden “kasten” anlamına geliyor. İki anlam örtüşüyor aslında; sonuçta ortada bir “planlama, tasarlama, kasıt” var.
Bir cinayetten söz edecek değiliz. Ama bir cinayete teşebbüs söz konusu, ona değineceğiz. Hedef alınan da enflasyon yönüyle ekonomi…
Ülke olarak genel anlamda karpuz gibi ikiye bölünmüş olsak da neyse ki bir konuda görüş ayrılığımız yok; enflasyondan herkes rahatsız. “Azdır, çoktur; ama eskiden de vardı” ya da “doğru ölçülüyor, ölçülmüyor” tartışmaları bir yana içinde bulunulan durumdan hoşnut olana rastlamak pek mümkün değil.
Sorundan hemen herkes rahatsız ama bu sorunu aşma konusunda adım atma yetkisine sahip tek kurum var; o da Merkez Bankası. Zaten Merkez Bankası’nın temel görevi de bu.
MB fiyat gelişmeleri raporunda ne diyor?
Merkez Bankası her ay TÜİK enflasyon verilerini açıkladıktan hemen sonra bir değerlendirme notu yayımlar. İlgili ay neler olmuş, fiyatlar niye artmış ya da azalmış, bu izah edilir, detaylı veriler paylaşılır. Gelin hep birlikte Merkez Bankası’nın 4 Kasım’da yayımladığı “Ekim ayı fiyat gelişmeleri” raporuna birlikte göz atalım: “Tüketici fiyatları ekim ayında yüzde 2.39 oranında artmış, yıllık enflasyon 0.31 puan yükselişle yüzde 19.89 olmuştur. Yıllık enflasyon gıda ve temel mal dışındaki gruplarda yükseliş kaydederken, bu artışa en belirgin katkı enerji ve tütün ürünlerinden gelmiştir. Ekim ayında petrol, propan, bütan, kömür gibi enerji fiyatları dolar bazında kayda değer bir oranda yükselirken, Türk lirasındaki görünüm ile birlikte yurt içi enerji kalemlerinde yüksek fiyat artışları kaydedilmiştir.”
Demek ki neymiş… “Enerji fiyatları dolar bazında kayda değer bir oranda yükselirken, Türk lirasındaki görünüm pek iyi gitmiyormuş…”
Merkez Bankası mealen şunu söylüyor: “TL’deki değer kaybı işi bozuyor!” Ekim ayı fiyat gelişmeleri raporunu okumaya devam edelim: “Akaryakıt ÖTV miktarının sıfırlanmasıyla eşel mobil sistemi sınırına ulaşmış, böylelikle Türk lirası cinsi uluslararası enerji fiyatlarındaki gelişmeler yurt içi akaryakıt fiyatlarına doğrudan yansımaya başlamıştır. Halihazırda eşel mobil sisteminin önemli bir enflasyonist baskıyı engellemeye devam ettiği not edilmelidir. Bu gelişmelerle birlikte yıllık enerji enflasyonu ekim ayında 2.99 puan yükselerek yüzde 25.76 olmuştur. Ekim ayında, diğer işlenmemiş gıda grubunda yükselmeye devam eden bakliyat fiyatlarının yanı sıra süt ve patates fiyatlarındaki artışlar dikkat çekerken, bu gelişmelerde tarımsal kuraklığa bağlı rekolte kaybı, kur gelişmeleri ve girdi maliyetleri etkili olmaya devam etmiştir.” Görüyor musunuz, karşımıza yine kur artışı çıktı!
Ya üretici fiyatları…
Merkez Bankası fiyat gelişmeleri raporunda üretici fiyatlarındaki gelişmelere de değiniyor. Bakın bu konuda neler dile getirilmiş:
“Yurt içi üretici fiyatları ekim ayında yüzde 5.24 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 2.35 puan artarak yüzde 46.31 olmuştur. Endeks genelinde yüksek fiyat artışları gerçekleşmiş, bu gelişmede Türk lirasındaki değer kaybı, başta enerji olmak üzere süregelen emtia fiyat artışları ve arz kısıtları belirleyici olmaya devam etmiştir. Bu dönemde petrol ve ana metal hariç imalat sanayi fiyatlarının eğilimi yükselmiştir.”
Yine aynı görüş dile getiriliyor değil mi…
“Enerji başta olmak üzere emtia fiyatlarında artış ve Türk parasının değer kaybı…”
MERKEZ BANKASI: “TÜFE ÜSTÜNDEKİ BASKILAR SÜRECEK”
Merkez Bankası fiyat gelişmeler raporunda durumu böyle anlatıyor anlatıyor ve sonunda can alıcı değerlendirmeyi yapıyor: “Bu gelişmelerle, tüketici fiyatları üzerinde üretici fiyatları kaynaklı baskılar sürmektedir.”
Şimdi Merkez Bankası’na sormazlar mı: “Ölçümü tartışmalı da olsa yıllık TÜFE şimdi gelmiş yüzde 20’ye dayanmış durumda. Bir de üretici fiyatları kaynaklı baskılar sürüyorken, bu oran nasıl olacak da iki ay sonra daha aşağıda oluşacak? Hadi diyelim o bir tahmin. İyi de Merkez Bankası olarak bu tahminin tutmaması için adeta özel çaba gösteriliyor gibi tuhaf bir durum ortaya çıkmıyor mu? Enflasyonun yukarı gitmesi için sanki taammüden adımlar atılıyor gibi bir görüntü yok mu”
Sorarlar tabi ki ve şunları da eklerler sorulara: “Madem yurtdışında başta enerji olmak üzere emtia fiyatları artıyor, bunu görüyorsun. Yurtdışında 100 dolar olan bir malın TL karşılığı dolar 9 lirayken 900 lira ediyor. 100 dolarlık mal 110 dolara çıktı mı, kur 9 lirada kalsa bile yurtiçi maliyet 990 liraya yükselmiş demektir. Bu artış sanki yetmiyor, sen faiz indirmek suretiyle kuru 10 liraya çıkaracak adımlar atıyorsun, böylece maliyet 1.100 lirayı buluyor. Tablo böylesine yalınken kuru artıracak adımlar atmanın ve böylece nasıl olacağı anlaşılamayan bir şekilde enflasyonu düşürmeye çalışmanın mantığını bir kez daha izah etsen nasıl olur…”
Sorular bitecek gibi değil: “Türk parası faz düşünce değer kaybediyor, bu belli. Faiz düşürmekle TL’nin değerini daha da aşağı çekiyor musun, çekiyorsun. Bunun maliyetleri artırdığını görüyor ve yazıyorsun, yani olan biten her şeyin ve olacakların farkındasın. Öyleyse enflasyon artsın diye mi uğraşıyorsun; ne yani, enflasyonu taammüden mi yükseltiyorsun?”