TÜRK-İŞ’İN BİR SİYASİ PARTİYİ DESTEKLEME KOŞULLARI
Türk-İş, 1977 seçimleri öncesinde siyasi partilerle ilişkiler konusunda bir karar alabilmek amacıyla çalışmalarını yoğunlaştırdı. Konu, Türk-İş Yönetim Kurulu’nun 21-23 Temmuz 1976 günleri olağanüstü olarak yapılacak toplantısının gündemine alındı. Bu toplantıya iki rapor sunuldu.
TEKGIDA-İŞ SENDİKA AKADEMİSİ
Türk-İş’in İzleyeceği Politika ve Siyasi Partiler Raporu – I isimli ilk raporda, Adalet Partisi, Cumhuriyetçi Güven Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Demokratik Parti ve Milli Selamet Partisi’nin görüşleri açıklanarak, Türk-İş’in 24 ilkesi ışığında bu partilerin programları değerlendirildi. (Türk-İş, Türk-İş’in İzleyeceği Politika ve Siyasi Partiler Raporu – I, Ankara, 1976, çoğaltma)
İkinci rapor ise Türk-İş’in 24 ilkesinin açıklamasıydı (Türk-İş, Türk-İş’in İzleyeceği Politika ve Türk-İş 24 İlkesinin Açıklaması Raporu – II, Ankara, 1976, 73 s., çoğaltma).
Türk-İş Yönetim Kurulu 21-23 Temmuz 1976 günleri ayrıntılı bir toplantı yaptıysa da, bu konuda bir karara varılamadı (Türk-İş, Türk-İş Yönetim Kurulunun 21-23 Temmuz 1976 Tarihli Olağanüstü Toplantısı Müzakere Tutanağı, Ankara, 1976, 172 s., çoğaltma)
Türk-İş Yönetim Kurulu 15-17 Aralık 1976 günleri Kıbrıs’ta olağanüstü olarak bir toplantı yaptı. Bu toplantıda uzun vadede Türk-İş’in öncülüğünde bir siyasal partinin kurulması, ancak bu arada 1977 milletvekili seçimlerinde bir siyasi partinin desteklenmesi konusunda karar alındı. Bu önemli karar şöyleydi:
(1) Ana Tüzüğümüzün 5. maddesinin hükümleri içerisinde yer alan Türk-İş’in bir siyasi partinin kurulmasına öncülük yapması konusunun başvurulacak bir tercih olarak uzun vadeli bir amacı, çalışmayı ve ön hazırlığı gerektirdiği dikkate alınarak ve ülkenin yaşadığı siyasal koşullar ile yasal zorunluluklar karşısında acil biçimde uygulanabilirlik unsurlarını ihtiva etmediği gözetilerek, bu tercih hakkının kullanılabilmesi zamanlamasına hazırlıklı olunabilmek açısından, bir siyasi parti kurulması öncülüğünün tüzük, program, teşkilatlandırma, eğitim ve kadrolaşma açısından ön hazırlıklarının yapılmasına,
(2) Ana Tüzüğün 5. maddesinin hükümleri içinde yer alan, Türk-İş’in amaç ve ilkelerinin gerçekleştirilmesi yolunda demokratik kurallara inanan bir siyasi partinin desteklenmesi tercihine öncelik verilmesine,
(3) Tercihteki bu öncelik istikametinde bir siyasi partinin desteklenmesi ve Türk-İş ilke ve amaçlarının ayrıntılı biçimde gerçekleştirilmesi yolundaki şekil, şart ve kuralların tespiti bakımından görevlendirilecek bir komisyonun iki aylık bir sürede çalışma yaparak sonuçları yönetim kuruluna getirmesine,
(4) Komisyonca yapılan hazırlığın yönetim kurulunca değerlendirilip aynı ile veya değiştirilerek kabul edilmesi ile Türk-İş’in bir siyasi partiyi desteklemesi şekil, şart ve koşullarının parlamentoda temsil edilen siyasi partilerin yetkili organ ve kurullarının inandırıcı, kesin ve açık taahhütlerini taşıyan yaklaşım ve kararlarına açık bırakılmasına,
(5) Türk-İş’in ilke ve amaçlarının gerçekleştirilmesi yolunda bir siyasi partinin organik bağ kurulmaksızın desteklenmesindeki şekil, şart ve kuralları, Türk-İş ilke ve amaçları ile birlikte kabul ettiklerini inandırıcı, kesin ve açık taahhütleri ile yazılı olarak izhar eden siyasi partinin veya partilerin baş vuruşunun Türk-İş Yönetim Kurulunca değerlendirilerek Ana Tüzüğün 5. maddesine uygun kararın olağanüstü toplantı yapılarak alınmasına,
(6) Yukarıdaki hususların hazırlanması ve parlamentoda temsil edilen siyasi partilerle gerekli temasların yapılması için aşağıda isimleri belirtilen kişilerden
1.Halil Tunç, 2. M.Sadık Şide, 3. Ömer Ergün, 4. Kaya Özdemir, 5. Ethem Ezgü, 6. Şerafettin Akova, 7. Mustafa Başoğlu, 8. Emin Kul, 9. Orhan Erçelik, 10. İsmail Topkar, 11. Vahap Güvenç.
Oluşan bir komisyonun kurulmasına ve yetkili kılınmasına oybirliğiyle karar verilmiştir” (Türk-İş, Siyasi Partilere Yapılan Sunuş, Cevapları ve Karar, İşçi, Politika, Sendika, Parti İlişkileri, Yay.No.116, Ankara, 1977, s.5-6)
Bu toplantının ardından bazı sendika yöneticileri açıklama yaptı.
Petrol-İş Genel Başkanı İsmail Topkar’ın açıklaması şöyleydi: “Benim kanaatime göre yeni bir parti kurma işi uzun dönemli girişimdir ve mutlaka bir partinin desteklenmesi aşamasının geçirilmesinden sonra düşünülecek bir olgudur. Bu uzun süre içinde şu anda kitlelerin sabitleşmiş politik görüşlerinde de bir değişiklik ortaya çıkacaktır. Partilerin bir spor kulübü gibi tutulması gerçeği değişecektir.” (Vatan, 27.12.1976)
Teksif Genel Başkan Yardımcısı Sait Burçin, Adana’da yaptığı açıklamada, “Türk-İş bünyesinde siyasi parti kurmak için bir konseyin oluşturulduğunu” belirtti. (Yeni Adana, 30.12.1976)
Türk-İş, 13 Nisan 1977 tarihinde Adalet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlıklarına, Türk-İş Genel Başkan Vekili Kemal Özer ve Genel Sekreteri M.Sadık Şide imzalarıyla aşağıdaki yazıyı gönderdi:
“Anayasamızdaki kurallardan kaynaklanan Cumhuriyetimizin ve demokratik rejimimizin, sürekli biçimde yılmaz ve güçlü bir savunucusu olan Konfederasyonumuz, demokratik rejim içerisinde siyasal yaşamda Türk ulusuna ve temsil ettiği Türk işçisine daha etkin bir hizmet vermek, ayrıca bu yoldan devletimizin ve demokratik rejimin yaşatılmasında ve geliştirilmesinde siyasi partilerimizle belirli kural ve koşullarda işbirliği yapmak amacı ile Ana Tüzüğünün 5’inci maddesine göre sürdürdüğü çalışmaları tamamlamıştır.
“Yapılan çalışmalar sonucu bir siyasi partimizin Türk-İş Konfederasyonunca desteklenmesi konusunda saptanan kurallar, koşullar ve destekleme biçimini içeren Genel Yönetim Kurulu kararımız ilişikte Sayın Başkanlığınıza sunulmuştur.
“Gereği için emirlerinizi rica eder, saygılar sunarız.” (Türk-İş,1977;8)
Adalet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlıklarına iletilen metin aşağıda sunulmaktadır:
I – KURALLAR
“Türk-İş bir siyasi partinin desteklenmesinde ana kurallar olarak:
1 – Türk-İş milli, demokratik laik sosyal hukuk devletine, özgürlükçü demokratik rejime ve bu rejimin hayat verdiği cumhuriyete, Atatürk ilke ve devrimlerine, Türk Ulusunun bölünmez bütünlüğü ile mutlak egemenliğine kuşkusuz ve kesiksiz bağlı olarak, Türk Ulusunun sosyal, ekonomik ve siyasal sorunlarını sınıfsal çatışkanlıktan uzak, dengeli, barışçı, ulusal bir bilinçle çağdaş çözümlere ulaştırmayı amaçlayan; komünizme, faşizme ve teokratik devlet, hükümet biçimi ile hür sendikacılığın şiddetle ret ettiği bu çağ dışı akımların izleyicisi, yandaşı ve izlemlerine fikirde, kararda ve eylemle kesinlikle karşı olan, dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayırımı gözetmeksizin ulusun bireylerinin kanunlar önünde eşitliğine inanarak ulusun ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasını kişilere, ailelere, zümrelere veya sınıflara imtiyaz tanımaksızın gerçekleştirmeyi hedef seçen siyasi partilerle işbirliği yapabilir.
Türk-İş’in desteğinde bu ana kuralı açıklıkla benimsemeyen siyasi partilerle Türk-İş iş birliği yapamayacağını ilan eder.
2 – Türk-İş siyasi partilerle iş birliğinde destekleyeceği siyasi parti ile organik bağ kurmaksızın, tüzel kişilik olarak mutlak bağımsızlığını korur. Türk-İş, Türk Ulusunun ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınması ve gelişmesine geniş ölçüde çözümler getireceğine inandığı ilke ve amaçlarını gerçekleştirmek için, siyasi parti desteğini kendi çalışmaları yanında bir araç olarak kabul ettiğinin bilinmesini ve kabulünü ister.
3 – Türk-İş sendikal haklarını ve ödevlerini, bu hak ve ödevlerden olan Teşkilatlanma, Eğitim, Toplu İş Sözleşmesi, Grev gibi ve iş ve çalışma hayatında kendi alanında Teşkilatını ilgilendiren her konudaki görevlerini destekleyeceği siyasi parti ile hiçbir şekilde ilgili olmaksızın, serbestçe, bağlantısız bir biçimde yürütmekte bağımsız olduğunun, bu konularda herhangi bir yüklem ve karışmayı kabul etmeyeceğinin bilinmesini ve kabulünü ister.
4 – Türk-İş desteğini ve iş birliğini açıkladığı siyasi partinin Türk-İş dışındaki:
a) İşveren kuruluşları, Meslek Odaları, Meslek Kuruluşları ve benzeri kuruluşlarla Türk-İş’e ve tüm çalışanlara zarar verecek ilişkilerde bulunamayacağının bilinmesini ve kabulünü,
b) Başkaca işçi kuruluşları ile ise ilan edilen destek ve iş birliği devam ettiği sürece ilişkide bulunamayacağı yükümlülüğünün kabulünü ister.
5 – Türk-İş ve bağlı teşkilatının her türlü sendikal çalışmaları ile genel kurul toplantılarına ve bu toplantılarda belirlenecek kurulların oluşumu için yapılacak seçimlerde desteğini ilan ettiği partinin doğrudan veya dolaylı olarak herhangi bir suretle karışma veya yan tutma eylem ve işlemine girişemeyeceğinin bilinmesini ve kabulünü ister.
6 – Türk-İş ilan edeceği desteğin sürekliliğinin derlediği ve açıkladığı işbu destekleme kural, koşul ve biçimlerine desteklenen siyasi partinin eksiksiz uyduğu sürece var olacağının, aksi davranışlarının saptanması halinde destek ve iş birliğinden vazgeçme hakkını saklı tutacağının bilinmesini ve kabulünü ister.
II – KOŞULLAR
“Türk-İş’in desteleyeceği siyasi partinin
1 – Türk-İş’in Ana Tüzüğünde yer alan 24 ilkesini eksiksiz kabul etmesi, bu kabule uygun olarak ve aşağıda derlenen koşulların yerine getirilebilmesi açısından partinin yetkili organlarından geçirilmek suretiyle kararlar alarak Tüzük, Yönetmelik ve Parti programında gerekli değişikliklerin yapılacağını taahhüt etmesi ve Türk-İş ilkelerinin nasıl gerçekleştirileceği konusunda açık, kesin görüşlerini yazılı olarak inandırıcı bir biçimde belirtmesi ile bu konulara seçim bildirgesinde yer vererek ilan etmesi.
2 – Türk-İş’in 24 ilkesinin iktidar veya iktidar ortağı olunması halinde hükümet programına alınacağını ve bu ilkeler doğrultusunda çalışmalara geçileceğini kabul ve ilan etmesi.
3 – İktidar, iktidar ortağı veya muhalefet partisi olarak meclisler çalışmalarında hazırlık veya değişimleri Türk-İş’çe aşağıda dökümü yapılan yasaların öncelikle çıkartılmasını kabul etmesi ve çalışma hayatının gerektirdiği yasalar ile sosyal ve ekonomik konulardaki yasa düzenleme ve değişikliklerinde Türk-İş’in 24 ilkesini içeren hükümlere yer verilmesi ile Türk-İş’in görüş ve onayının önceden alınması ve yer verilmesini, dolayısıyla yasa gücündeki kararnamelerin hazırlığında da aynı yolun izlenmesi ile ayrıca kalkınma planlarının hazırlanmasında ve yasalaşmasında da aynı yolun izlenmesini kabul etmesi.”
Yazının bu paragrafından sonra, bu maddede sözü edilen 35 kanun sayılmaktadır.
4 – Yasaların, yasa gücündeki kararnamelerin kalkınma planlarının hazırlık çalışmalarında ve özellikle çalışma hayatını ilgilendiren konularda parti içi komisyonlarda Türk-İş’e ağırlıklı temsil ve söz yetki tanınması ile meclisler komisyonlarında da Türk-İş’in temsilinin sağlanmasını kabul etmesi.
5 – Parti içi organlarda (Merkez Yönetim Kurulu, Merkez Onur Kurulu, Temsilciler Meclisi, İl ve İlçe Yönetim ve Onur Kurulları vs. gibi) Türk-İş’in yüzde 20 oranında temsilinin sağlanmasını kabul etmesi.
6 – Türk-İş’in siyasal desteğinin etkinliğinin sağlanması açısından, işçi teşekkülü olarak yalnızca Türk-İş’e:
a) Genel seçimlerde, Yasama Meclislerinde, Meclisler üye tam sayısının asgari yüzde 10’u oranında yer verilmesini,
b) Mahalli seçimlerde, yerel Yönetim Meclislerinde yüzde 20 oranında yer verilmesini,
Bu oranların gerçekleşmesi için adayların seçilebilir sıralara konulması veya yer alması bakımından gerekli önlemlerin alınmasını,
c) Partinin iktidar veya iktidar ortağı olması halinde Bakanlar Kurulunda yüzde 20 oranında yer verilmesini,
d) Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve bu teşebbüslerin veya Maliye Bakanlığı’nın iştirakçisi olduğu Kurumların Yönetim Kurulları üyelikleri için yapılacak atamalarda mevcut yasa ve buna uygun tüzüğüne göre yapılan seçimle gelen işçi temsilcileri dışında Türk-İş’e yer verilmesini, kabul etmesi.
7 – Partinin meclisler grupları toplantılarını ve toplantı gündemlerini toplantı öncesinde Türk-İş’e bildirilmesini, grup toplantılarında Türk-İş’in seçilmiş üyelerine temsil ve söz hakkının sağlanmasını kabul etmesi.
8 – Meclislerdeki müzakerelerde dilerse seçilmiş Türk-İş temsilcilerine özellikle çalışma hayatını ilgilendiren konularda öncelikle söz hakkı verilmesi ile gündemlere alınacak konular içerisinde Türk-İş’in öncelik isteklerinin sağlanmasını kabul etmesi.
9 – Parti – Türk-İş – Politika ilişkilerinin düzenlenmesi ile bu konudaki uyuşmazlıkların giderilmesi için üst düzeyde eşit sayılı bir komitenin görev yapmasını kabul etmesi.
10 – Partinin tüm toplantıları ile meclisler çalışmalarında ve her türlü mitinglerinde, yayınlarında Türk-İş’in desteğinin yetkililer ve sözcülerce açıklanmasını kabul etmesi.
“Destekleme koşulları olarak saptanmıştır.
“III – BİÇİM
“Türk-İş bir siyasi partiyi desteklemesi bakımından biçim olarak:
1 – Türk-İş Ana Tüzüğünün 5’inci maddesi gereğince bir siyasi partiyi desteklemek bakımından saptadığı kural ve koşulları bir bildiri ile kamuoyuna ve basına açıklayacağı gibi açıkladığı bu kural ve koşulları siyasi partiler yöneticilerine yazılı olarak ileterek 20.4.1977 günü akşamına kadar cevaplarını ister.
2 – Türk-İş’in sunduğu kural ve koşulları görüşmek isteyen partilerle yukarıda belirtilen süre içerisinde Türk-İş ikili toplantılar yapar ve bu toplantılarda kural ve koşullar ayrıntılı biçimde ortaya konularak müzakeresi yapılır. Siyasi partilerin varsa karşı teklif ve görüşleri bu toplantılarda ayrıntılı olarak saptanır.
3 – 2’nci maddede belirtilen görüşmelerden sonra siyasi partilerin yetkili organlarınca karara bağlanarak Türk-İş’e ulaştırılacak kesin cevapları, Türk-İş Genel Yönetim Kuruluna karara bağlanmak üzere sunulur.
4 – Türk-İş Yönetim Kurulunun 21 Nisan 1977 tarihinde yapacağı toplantıda Siyasi Partilerin kesin yazılı cevapları ele alınarak Ana Tüzüğün 5’inci maddesi hükmüne göre karara bağlanır.
Desteklenecek siyasi partinin bu kararda belirlenmesi halinde, iş birliği yapılacak ve desteklenecek parti ile desteklemenin kural ve koşullarını içeren bir protokol imzalanarak, düzenlenen bu protokol ve destekleme nedenleri tüm vasıtalara baş vurularak Türk-İş teşkilatına ve kamuoyuna açıklanır.
5 – Bu açıklama ile birlikte Türk-İş bağlı teşkilatına en geniş ölçüde ve bütün olanaklarını kullanarak gerekli bilgi ve belgeleri gönderir. İşçilerin ve tüm seçmenlerin Türk-İş’in desteklediği partiye oy vermesi için çağrıda ve yasal sınırlar içinde her türlü uğraşıda bulunur. Türk-İş sözcüleri toplantılarda, mitinglerde, radyo ve televizyon konuşmalarında, basın toplantılarında partiye eksiksiz destek olur.” (Türk-İş,1977;9-14)
CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Türk-İş’in yazısına 20 Nisan 1977 günü 6 sayfalık bir yanıt verdi. (Türk-İş,1977;19-24). AP Genel Başkanı Süleyman Demirel’in 20 Nisan 1977 günlü yazısı ise 21 sayfaydı. (Türk-İş,1977;25-45).
CHP ve AP Genel Başkanlarının yanıtlarının ardından, Türk-İş Genel Başkanı Halil Tunç, Türk-İş Yönetim Kurulu’nun Türk-İş’in siyasi partilerle ilişkiler konusunda yaptığı toplantı sonrasında, 24 Nisan 1977 tarihinde aşağıda sunulan açıklamayı yaptı:
“Türk-İş Genel Yönetim Kurulunun Ana Tüzüğün 5. maddesine göre yaptığı çalışmalar sonucu 11 Nisan 1977 tarihinde karara bağladığı ve iki siyasi partimize ‘bir siyasi partinin desteklenmesi konusundaki’ kural ve koşullarının neler olduğu hakkındaki sunuşuna, siyasi partilerimizce verilen yazılı cevaplar Türk-İş Genel Yönetim Kurulu 21-22/4/1977 tarihinde yaptığı toplantıda dikkatle incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
“Türk-İş Yönetim Kurulu, siyasi partilerimizden almış olduğu cevapları iki gün süre ile müzakere etmiş, sonuçta partilerin şartlarımıza karşı vermiş olduğu cevaplar tatminkâr ve desteği davet eden nitelikte olmadığını saptamıştır.
“Bu nedenle, Millet Meclisi ve Kısmi senato seçimlerinde, işçilerin bilinçli bir biçimde oy kullanacaklarına inanan Yönetim Kurulumuz, ferdin oy hakkına müdahale etmeden aşağıdaki kararının yüce Türk Ulusunun bilgisine sunmaya ve üyesi işçilere duyurmaya karar vermiştir:
“Özgürlükçü, demokratik rejimimizden güç alan ve Anayasamızda ifadesini bulan Sosyal Hukuk Devleti kavramına dayalı ulusal yapımızın, tarihi mirasımız da dikkate alınmak suretiyle sınıfsal çatışkanlıktan kaynaklanmaktan uzak tutularak, ulusal bilinçle pekiştirilmesi ve geliştirilmesini Türk-İş, vazgeçilmez bir kural olarak kesinlikle benimser.
“Ulusumuzun, tarihin derinliklerinden gelen insancıl, adalete, hakka dayalı, sömürüye karşıt ve sınıfsal çatışkanlıktan uzak yapısının mirasının, çağdaş sosyal hukuk devleti kavramı içerisinde geliştirilmesinde ve özgürlükçü demokratik rejimin korunmasında, Türk-İş, ağır ve her türlü eleştiriye açık, görevini sorumlulukla yerine getirmeye devamda kararlılığını bir kez daha ilan eder.
“Genç Cumhuriyetimizi ve ondan daha genç ve taze demokrasimizi sosyal alanda etkileyen, değişen çağın ekonomik koşullarından olan endüstriyel gelişmenin, insan-makine ilişkisinin iç yapımızdaki sermaye birikimi ile üretim araçlarının ekonomik yapımızdaki değişkenlik göstermeye başlayan dağılımının, kalkınma sürecinin doğal çelişkilerinin; toplum hayatında yarattığı çatışkanlığın, sınıfsal bir mücadele ve sınıf üstünlüğüne dayanan bir siyasal çözüm yerine, sosyal hukuk devleti kavramı ve özgürlükçü demokratik rejim içinde, başta köylüsü olmak üzere işçisi, memuru, küçük esnafı ve tüm çalışanların yanında dürüst, namuslu işverenleri ile birlikte, toplumumuzun tüm kesitlerinin çıkarlarının, adaletli, eşit ve dengeli bir biçimde korunarak, Ulusun bütün bireylerinin, ekonomik özgürlüğe ve güce, sosyal güvenceye kavuşturularak, ulusal bir bilinçle bütünlük içinde çatışkanlığın, ulus iradesinin üstünlüğü ilkesi ile çağdaş, siyasal çözümlere ulaştırılmasını, Türk-İş en gerçekçi, akılcı bir yol olarak gördüğünü kesinlikle açıklar.
“İç ve dış düşmanların tahrik ve tertipleri ile birlikte hırs ve kinle demokratik rejimi tahribe yönelecek boyutlara ulaşacak kadar yozlaştıran siyasi çekişme üslubu içinde çağımızda etkinlik ve geçerliliğini kaybetmiş ideolojilerin siyasal hayatta izlenmesi heveslerinin sonucu, siyasal ve sosyal hayatın, ülkemizde komünizme, faşizme ve teokratik idare özlemcilerine açık, tehlikeli bir gidiş içine sürüklenmekte olduğunu yurttaşların ve gencecik evlatlarımızın can düşmanlığına itildiğini görmek, Türk-İş için en üzücü bir gelişmedir.
“Anayasamızdaki kurallardan kaynaklanan Cumhuriyetimizin ve Demokratik rejimimizin sürekli biçimde yılmaz ve güçlü bir savunucusu olan Türk-İş, bu gelişmeler karşısında demokratik rejim içerisinde siyasal yaşamda Türk ulusuna ve temsil ettiği Türk işçisine daha etkin bir hizmet vermek, ayrıca bu yoldan devletimizi ve demokratik rejimin korunması, yaşatılması ve geliştirilmesinde belirli kural ve koşullarda işbirliği yaparak siyasi hayatımıza istikrar, huzur ve kardeşliğin hakim kılınmasını, bir iç kavganın önlenmesini sağlamak amacıyla iki büyük siyasi partimizin görüşlerini sunmak zorunluluğunu duymuştur.
“Türk-İş Genel Yönetim Kurulunca karara bağlanarak yapılan bu sunuşun bu gerçekler açısından yeterince değerlendirilmemiş olması ve Türk-İş’in bu asıl amacının dışına yönlendirilmesi gerçekten üzücüdür.
“Siyasal hayatta yer alan, saf tutan lider ve partilerin çeşitli olaylarla sergilenen sorumsuzluklarının, ülkeyi ve demokratik rejimi tehlikeye, ulusumuzu ise bir iç kavgaya sürükleme yolunda gelişme göstermesini, Türk-İş derin bir kaygı ile izlemektedir.
“Açıkça görülen husus odur ki, Demokratik Rejimin vazgeçilmez temel taşları olan, siyasi partilerin rejimi tahribe ve hatta kendi hayatiyetlerini yok etmeye varan sapmaları, yekdiğerlerine bu denli tahammülsüzlükleri içerisinde, Türk-İş’in bir siyasi destek tercihi kullanması, ülkenin tüm çalışanlarının ümit kaynağı bu büyük kuruluşu da bu sorumsuz iç kavganın bir aleti haline getireceğinde, Türk-İş’in haklı kaygıları vardır.
“Onun içindir ki, Türk-İş bu sorumsuz gidişte, kaygılarını paylaşmayan bu sürüklenişi durdurma yolunda gerçekçi girişimlerde bulunmayan ve önlemler almayan, kendi inanç, amaç ve ilkelerini benimsemeyen hiçbir kuruluşa, sürdürülmek istenen sorumsuz içi kavganın bir aleti olacak biçimde, kayıtsız ve şartsız yandaş ve destek olmaksızın, ülkenin ve ulusumuzun içinde yaşadığı ortamı da dikkate alarak, siyasi partilerimizden gelen cevaplara rağmen peşin bir bağımlılıkla hareket etmemek suretiyle girişimlerde bulunmayı, ülke, rejim ve Türk İşçi Hareketinin geleceği için zorunlu görmektedir.
“Ancak, Türk-İş yukarıda belirttiği genel görüşünün ışığı altında tüm bağlı kuruluşlarının ve yetkili organlarının benimsediği 24 ilkesini içtenlikle benimseyen, bu ilkelere uymayı ve gerçekleştirmeyi inandırıcı bir biçimde, eylem, işlem ve kararları ile, ulus önünde ortaya koyan ve savunan, milli demokratik, laik, sosyal hukuk devletine, özgürlükçü demokratik rejime ve bu rejimin hayat verdiği Cumhuriyete, Atatürk ilkeleri ve devrimlerine, Türk Ulusunun bölünmez bütünlüğü ile mutlak egemenliğine kuşkusuz ve kesintisiz bağlı olarak Türk Ulusunun, sosyal, ekonomik ve siyasal sorunlarını sınıfsal çatışkanlıktan uzak, dengeli, barışçı bir biçimde ulusal bir bilinçle çağdaş çözümlere ulaştırmayı amaçlayan, komünizme, faşizme ve teokratik devlet, hükümet biçimi ile Hür Sendikacılığın şiddetle reddettiği bu çağ dışı akımların gizli veya açık izleyicisi, yandaşı ve özlemcilerine, fikirde, kararda ve eylemde kesinlikle karşı olan, dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayırımı gözetmeksizin ulusun bireylerinin yasalar önünde eşitliğine inanarak, Ulusun ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasını kişilere, ailelere, zümrelere imtiyaz tanımaksızın, gerçekleştirmeyi hedef seçen siyasal kuruluşlarla ister muhalefette, ister iktidarda olsun, işbirliği yapmaya açık ve hazır olduğunu kesinlikle belirtir.
“Türk-İş, bu iş birliğine hazır olduklarını açıklayan kuruluşların, bu ilke, amaç ve kurallardan sapmadıkları sürece Türk-İş tarafından desteklenmiş sayılacağını kamuoyuna açıklamaktan kıvanç duyar.
“Türk-İş, belirttiği kuralları, amaçları 24 ilkesini benimseyen, sınıfsal çatışkanlığı eylemlerine ve işlemlerine bir sınıf kavgasına döndürecek biçimde rehber eden, Atatürk devrimlerine ve ilkelerine karşı çıkan, Ulusumuzun dini inançlarını sömürerek politika yapan, Türk milliyetçiliğini çağ dışı bir zihniyetle istismar eden, komünist, teokratik, faşist ve her türlü totaliter rejim özlemcilerine bütün gücü ile karşı olduğunu ilan eder.
“Bu nedenledir ki, Türk-İş, gizli veya açık biçimde komünizme, teokratik devlet ve hükümet biçimine, faşizme ve her türlü totaliter yönetim biçimine hizmet eden, kapı aralayan, inanç sömürücülerine ve bu çağ dışı zihniyetleri politik alanda temsil etmeye yeltenen siyasal kuruluşları ve ülkeyi bir iç kavgaya sürüklemek yolunda gayret sarf eden bunların gözü bağlı yandaşlarına, kesinlikle karşıdır.
“Türk-İş bu karşıtlığında Türk Ulusunu yanına davet eder, bu zihniyetlerin gizli veya açık eylemci ve temsilcilerine fırsat ve oy verilmemesini, rejimin geleceği ve ülkenin huzuru için ısrarla ve önemle Yüce Ulusumuzdan talep eder.
“Türk-İş, yukarıda açıkladığı genel çerçeve içerisinde açıkça belirterek ilan ettiği desteğinin ve karşıtlığının ışığı altında üye teşkilatlarının siyasal tercihlerini bu vazgeçilmez sınırlar içerisinde kullanmalarını, siyasal kuruluşlara karşı tüzel kişilik olarak bağımsızlığını muhafaza ederek, bağlayıcı bir genel kurul kararı bulunmadığı sürece serbest bırakır.” (Türk-İş,1977;46-49)