TÜRKİYE’DE İŞVERENLERİN ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE İLİŞKİN ARAŞTIRMALAR
Türkiye’de işçi sendikacılığı ve işçi sınıfı hareketi konusunda sayıları binleri bulan makale ve birkaç yüzü bulan kitap yayımlanmış, üniversitelerde çok sayıda yüksekli şans ve doktora tezi hazırlanmıştır.
TEKGIDA-İŞ SENDİKA AKADEMİSİ
Ancak işveren sendikacılığı ve daha genel olarak işverenlerin örgütlenmesi konusundaki araştırmaların sayısı son derece sınırlıdır. Halbuki, Türkiye’de işçi-işveren ilişkilerini anlayabilmenin zorunlu unsurlarından biri, işçi sendikacılığını olduğu kadar, işveren sendikacılığını ve daha genel olarak işverenlerin örgütlülüğünü de öğrenmektir.
İşverenlerin işçilerle ilişkilerinde yararlandıkları tek araç, işveren sendikaları değildir. İşverenlerin dernek, vakıf, vb. diğer tür örgütlenmeleri de işçiler ve işçi sendikalarıyla ilişkilerinde önemli bir güç kaynağıdır. Örneğin, bir organize sanayi bölgesinde işçilerin sendikalaşma girişimi karşısında işçi çıkarılması ve organize sanayi bölgesi yönetim kurulunun bu işçilerle ilgili kara liste uygulamasına baş vurması, işveren sendikasının dışında önemli bir mücadele aracıdır.
Bu konuda öncelikli olarak belirtilmesi gereken nokta, “işveren sendikası” kavramının yanlışlığıdır. Bu yanlışın kaynağı, 1947 yılında kabul edilen İşçi ve İşveren Sendikaları ve Sendika Birlikleri Hakkında Kanun’dur. “İşveren sendikası” kavramı bu kanunla getirilmiş ve yanlış bir biçimde yerleşmiştir. “Sendika,” tanımı gereği, “işçi örgütü” dür. Bu nedenle, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun İngilizce adında “sendika” kavramı kullanılmaz. TİSK, İngilizcede “Turkish Confederation of Employer Associations” (“Türk İşveren Birlikleri Konfederasyonu”) adını kullanmaktadır. (Doğru çeviri “Confederation of Employer Associations of Turkey” olmalıdır.)
İşçi sendikaları, bazı istisnalar dışında, kendi kendilerini yönetirler. İstisnalar da, bazı sendikaların doğrudan doğruya bazı siyasi partiler, siyasi hareketler, dini yapılanmalar veya cemaatler tarafından yönetilmesidir. Çeşitli siyasi parti ve hareketlerin sendikaları etkileme çabaları da sınırlı bir etki yaratır. Ancak “işveren sendikacılığı” çok büyük çoğunlukla büyük sermaye grupları tarafından “dışarıdan” yönetilir. Refik Baydur’un da aşağıda yer alan gözlemlerinde açıkça belirtildiği gibi, büyük sermaye grupları belirleyici etkiye sahiptir. Bu etki, bir örgütün “üyesi” olmaktan kaynaklanan güçten daha farklıdır.
Türkiye’de işçilerle işverenler arasındaki ilişkiyi doğru biçimde anlayabilmek için yalnızca sendikal örgütlenmeleri almak yetersiz ve yanlıştır.
İşçilerin bu ilişkide kullandıkları ana araç, sendikalardır. Ayrıca, sayıları toplumun giderek artan bir bölümünü oluşturduğundan, kendilerini doğrudan temsil eden siyasal partiler olmasa bile, tüm siyasi partiler politikalarının belirlenmesinde işçilerin oy gücünü dikkate alır. İşçi derneklerinin rolü ise son derece sınırlıdır.
İşverenler ise “işveren sendikaları” dışında, ekonomik güçlerinin yanı sıra, TOBB, çeşitli dernekler, vakıflar ve çeşitli gayri-resmi yapılarda da örgütlüdür. İşçilerin haklarını koruma ve geliştirme çabalarında ana örgütleri sendikalarken, işverenler çeşitli işveren örgütleri aracılığıyla dayanışmalarını gerçekleştirebilmektedir. Bu nedenle, Türkiye’de işçi-işveren ilişkilerinin anlaşılabilmesi için, “işveren sendikası” adı altında faaliyet gösteren yapıların yanı sıra, TOBB’u, çeşitli dernekleri, vakıfları, çeşitli gayri-resmi yapıları da dikkate almak gereklidir.
İşverenlerin gücünü değerlendirirken göz önünde bulundurulması gereken bir durumu, Adam Smith, 247 yıl önce, 1776 yılında yayımlanan Milletlerin Zenginliği kitabında aşağıdaki biçimde ele almıştır:
“Ortalama emek ücretleri denilen, genellikle, her yerde çıkarları hiç de aynı olmayan bu iki taraf arasındaki sözleşmeye dayanır. İşçiler, elden geldiğince çok almak; ustalar ise elden geldiğince az vermek isterler. Birinciler, emek ücretini artırmak; ikinciler ise bunu azaltmak için, kendi aralarında birleşme eğilimindedir.
“Sayıları daha az olan ustalar, aralarında çok daha kolayca birleşebilirler; kanun, onların birliklerine izin verir ve hiç değilse onların bu birliklerini yasaklamaz; oysa işçilerinkini yasaklar. (…)
“Daha önce belirtildiği gibi, ustaların birliklerine ilişkin çok seyrek duyum alırız; ancak işçilerin birliklerini sık sık duyarız. Ancak bu duruma bakarak, ustaların çok seyrek olarak birleştiklerini düşünen kişi, bu konuda olduğu gibi dünyada olanlar konusunda da cahildir. Ustalar, emek ücretlerini gerçek düzeyin üstüne çıkarmamak için daima ve her yerde bir tür zımni, ancak sürekli ve istikrarlı birliktelikler içindedir. Bu birlikteliği ihlal etmek her yerde çok tepki çeken bir eylemdir ve bir ustanın, komşuları ve eşitleri arasında bir tür dışlanmaya maruz kalmasıdır. Gerçekten de bu birliktelik konusunda çok seyrek duyum alırız, çünkü, denebilir ki, bu durum olağandır ve kimsenin ilgisini çekmez. Ustalar, aynı zamanda, ücretleri bu düzeyin de altına indirebilmek için bazen özel birliktelikler oluştururlar. Bunlar daima, uygulama anına kadar tam bir sessizlik ve gizlilik içinde sürdürülür; ve diğer insanlar ancak işçiler, bazen hiçbir direniş de göstermeden, teslim olduklarında (sonuçları onlar açısından sert olsa da) bu girişimden haberdar olurlar.” (Adam Smith, An Inquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations, 2005, s.60)
Türkiye’de genel olarak işverenlerin örgütlenmesi konusunda yapılan çalışmalar da son derece sınırlıdır.
Bu konuda ilk ve zamanına göre en kapsamlı araştırma, Yıldırım Koç’un 43 yıl önce, 1980 yılı Kasım ayında ODTÜ İdari İlimler Fakültesi’nde çoğaltma olarak basılan Türkiye’de İşveren Örgütleri çalışmasıdır. 57 sayfalık çalışmanın tamamına şu adresten erişilebilir: https://www.yildirimkoc.com.tr/usrfile/1396955746b.pdf. Kitapta yer alan başlıklar aşağıda sunulmaktadır:
Giriş
(I) Yasalar uyarınca Kurulan İşveren Örgütleri
(A) Odalar Birliği
(B) Türkiye Bankalar Birliği
(C) İhracatçı Birlikleri
(Ç) Menkul Kıymetler Borsası
(D) Türkiye Ziraat Odaları Birliği
(II) Dernek ve Vakıflar
(A) Türk Hür Teşebbüs Konseyi
(B) Sanayiciler
(1) TÜSİAD
(2) Diğer Sanayici Dernekleri
(C) Madenciler
(Ç) Tüccarlar
(D) Bankalar-Bankerler
(E) Hizmet Sunanlar
(F) İnşaatçılar-Müteahhitler
(G) Büyük Çiftçiler
(III) İşveren Sendikaları
(A) Türkiye’de İşveren Sendikalarının Kuruluşu ve Gelişmesi
(B) Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun Örgüt Yapısı
(C) Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun İşçi-İşveren İlişkileri Konusundaki Şikâyet ve Talepleri
Bu konuda ikinci çalışma, Mustafa Sönmez’e aittir. Türkiye’de İş Dünyasının Örgütleri ve Yönelimleri başlıklı kitap, 2010 yılındaki işveren örgütlerinin durumunu incelemektedir (Mustafa Sönmez, Türkiye’de İş Dünyasının Örgütleri ve Yönelimleri, Friedrich Ebert Stiftung, İstanbul, 2010, 167 s.) Bu kitapta yer alan başlıklar aşağıda sunulmaktadır:
Önsöz
Türkiye’de Özel Sektörün 85 Yıllık Gelişimi ve Örgütlenme Tarihçesi
Yarı Resmi Örgütlenmeler, Türkiye Odalar Birliği (TOBB), T.İhracatçılar Meclisi, T.İşveren Sendikaları Konfederasyonu
Büyük Holdinglerin Örgütü: Türk Sanayici ve İş adamları Derneği, TÜSİAD ve Çevre Örgütü TÜRKKONFED
İslami-Muhafazakâr Sermayedarların Örgütleri: MÜSİAD ve TUSKON
İslamcı-Muhafazakâr İş adamları Örgütlenmeleri ile TÜSİAD Çalışmaları: 1990’lardan 2000’lere
Türkiye’de ilk Odalar
Her İlin İlk 5 Büyük Firması (Kurumlar Vergisine Göre)
TÜSİAD Üyeleri
TÜRKKONFED Üyesi 9 Federasyon ve Üye Dernekler
Türkiye’de işveren sendikacılığının gelişimi ve durumuna ilişkin en önemli gözlemler, Refik Baydur’a aittir. Refik Baydur Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu TİSK’te 23 yıl başkan vekilliği, 15 yıl başkanlık yaptı. Refik Baydur, 2008 yılında yayımlanan Türk Sendikacılığı, İşçi ve İşveren (Sinemis Yay., Ankara, 2008/a) kitabında, işveren sendikacılığına ilişkin çok değerli gözlemler sunmaktadır:
“Türkiye’mizde işveren sendikacılığı da pek övünülecek yerde değildir. Bu olumsuz gelişmede yerli sermaye yöneticilerinin veya işverenlerinin uzağı görememesi ve işçi sendikalarından çekinmeleri, yabancı sermayenin günü kurtararak yüksek kâr elde etmek ve grevi önlemek için her istenene ‘peki’ demesi rol oynamaktadır.” (Baydur/a,2008;iv)
“Doğal olarak, işçi kanadının teşkilatlanmasının gecikmesi işverenlerin de bu konuda kafa yormalarını gerektirmiyordu.
“İşverenlerin işkolu seviyesinde ve kendi aralarında teşkilatlanmaya ihtiyaç duymamaları, İstanbul Sanayi Odası’nı etkilemiş ve İSO, komitelerden yararlanarak işveren sendikalarının kurulmasına yardımcı olmuştur. Bu girişimde; Vehbi Koç, Nejat Eczacıbaşı, Fazıl Zobu, Mükerrem Berksoy ve Şahap Kocatopçu’nun çok değerli katkıları olmuştur.
“Türkiye’mizde işçi sendikalarının etkin bir role sahip olmayışı işverenlerin sendikalaşma yerine zorunlu üyeliğe bağlı olan odalarda yoğun çalışmalarını devamlı gündemde tutmuş ve Türk işvereni uzun vadeli çareler aramak yerine günü kurtarmanın peşini takip etmekle yetinmiştir. Odalarda günlük problemlerin kotarılma çalışmaları Türk işveren sendikacılığının zayıf kalmasını da gündemde tutmuştur.
“Sendikalar ve toplu sözleşme baskılarının kalkması, işçi sendikalarının hızla teşkilatlanmasını sağlamış ve güçlü sendikacılığa doğru bir yönelme başlamıştır.
“Bu güçlü birleşme ve büyümeler işverenlerin de sendikalaşmasını desteklemiştir. İşveren kanadının sendikalaşması ilk olarak İstanbul Sanayi Odası’nın maddi katkıları ile 15 Ekim 1961 tarihinde ve İSO’nun 325.000 TL yardımıyla başlamış, o zaman İSO Yönetim Kurulu Başkanı rahmetli Fazıl Zobu ve Başkan Vekili Mükerrem Berksoy bu yardımdan dolayı mahkemeye verilmiş, birkaç sefer yargıç huzuruna çıkmış, sonra beraat etmişlerdir. (Baydur/a,2008;27-28)
“İşveren sendika yöneticiliğinde, işletmede hiçbir fonksiyonu olmayan, kızağa çekilmiş kişilerle, emekli yöneticiler, ender olarak da işveren veya yönetim ve istihdam yetkisine sahip, tepe yöneticiler görev alır. Yönetim kurullarında, özellikle Konfederasyon Yönetim Kurulunda ekseriyet bulmak çoğu zaman problem olmakta ve özellikle siyasi, ekonomik politikalarla işçi-işveren ilişkilerine ciddi bir şekilde eğilip radikal kararlar vermek yerine, boş temennilerle zaman tüketilir. Olay başkanın bilgi, tecrübe ve yürekliliği ile paralel gelişir. İşveren konfederasyonu dirayetli bir başkanla özerkliğinden özveride bulunmadan, lokomotif görevi de yapabilir veya başkalarının emrinde ve çizdiği yolda yürüyerek kurumunu ezdirebilir.” (Baydur/a,2008;58)
“Çok garipsediğim bir olay, oda ve derneklerde işverenlerin doğrudan görev almalarına karşın, sendikalarda birkaç yürekli işveren dışında bu hizmetin vekillere yaptırılmasıdır. Bu durum hem zor ve geç karar verilmesi hem de patrona sormadan inisiyatif kullanma zorluğu dolayısıyla, işveren kanadının pasif ve cılız kalmasını sağlamakta ve dirayetli lidere ihtiyaç duyulmasını gündemde tutmaktadır.” (Baydur/a,2008;58)
“Türk İşveren Sendikacılığının zayıf kalması kısmen sendikalara yüklenebilse dahi asıl suç işverenlerin sendikalaşmadan korkmaları ve işçilerinin sendikaya üye olmaları korkusudur. Piyasa avukatlarının işverene yaranmak için her türlü oyunu oynamaları da bu konuda rol oynamış ve işverenler bir talihsizliği de derneklerde buluşma ile denemişlerdir. Zaten Türk işvereninin çok azı işveren sendikalarında görev alabilme yürekliliğini gösterebilmiş ve sendikadan uzak kalarak profesyonel kadrolarla temsil edilmeyi tercih etmişlerdir.” (Baydur/a,2008;64-65)
“İşveren kanadı, sendikacılığı, işverene kayıtsız şartsız hizmet olarak kabul etmiş ve hiçbir yeniliğe açık olamamıştır.
“Doğal olarak konunun dışında kalarak bol nutuklar atan ve hiçbir sorumluluğu olmayan işverenler ve onların zorunlu aidatlı zengin kuruluşları, devamlı işveren sendikacılığını yıpratmakla yetinmişlerdir.
“İşveren sendikacılığına hep uzaktan bakıp Meclis’te de dostlar kıyağı ile işini yürüterek bazı yasakların gölgesine sığınan, bankalar, sigorta şirketleri, basın ve medya, petrol şirketleri vs. işyerleri Türk İşveren Sendikacılığına hiçbir katkıda bulunmamışlardır. Tersine yanlış tutum, davranış ve uygulamaları ile kendi kuruluşları olması gereken Türk İşveren Sendikacılığına zarar vermişlerdir.
“Bugün birçok işçi sendikası da, işveren sendikası da küçülerek yok olmaya doğru hızla ilerlerken, birleşerek güçlü olmayı kimse düşünüp uygulamamaktadır. Halbuki sendikacılık, dünyada tökezlemektedir. Güçlü olmak için birleşmek ve aynı çatı altında büyümek zorundayız.” (Baydur/a,2008;129)
Türkiye’de işveren sendikacılığına ilişkin çalışmalar incelenirken, TİSK yönetiminde başkan vekili ve başkan olarak 38 yıl aralıksız görev yapmış bir kişi olan Refik Baydur’un bu önemli gözlemleri göz önünde bulundurulmalıdır.
İşveren sendikacılığı konusundaki ilk kitap, Pars Esin’in Türkiye’de İşveren Sendikacılığı (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yay.No.373, Ankara, 1974, 288 s.) çalışmasıdır.
Kitabın içindekiler bölümü:
Giriş
(I) Genel Olarak ve Dünyada İşveren Sendikacılığı
(1) İşveren Sendikalarının Genel olarak Toplumun Sosyo-Ekonomik Yapısı İçindeki Yeri
(2) Dünyada İşveren Sendikacılığı (İngiltere, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri)
(II) Türkiye’de İşveren Sendikacılığı
(1) Türkiye’de Cumhuriyetin Kuruluşundan Bu Yana Girişimci-İşverenlerin Gelişimi
(2) Türkiye’de İşveren Sendikacılığını Etkileyen Yasal Unsurlar ve Bu Sendikacılığın Gelişimi
(3) Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun Yapısı, Katılma ve Temsil İlişkileri
(4) Türkiye’de İşveren Sendikacılığının İşçi-İşveren İlişkileri Alanında Görüş, Tutum ve Davranışları
Sonuç
Oya Baydar, Aynur Çimen, Elili Sevil, İrvem Keskinoğlu ve Zülal Kılıç tarafından hazırlanan Trade Unions in Turkey (revised second edition, Friedrich Ebert Stiftung, İstanbul, 1998) kitabında TİSK ve bağlı sendikalar (s.209-231) ile bağımsız işveren sendikaları (s.232-254) hakkında önemli temel bilgiler yer almaktadır:
TİSK’e bağlı sendikalar
Çimento Müstahsilleri İşverenleri Sendikası
İlaç ve Kimya Endüstrisi İşverenleri Sendikası
İNTES, Türkiye İnşaat ve Tesisat Müteahhitleri İşveren Sendikası
Kağıt-İşveren, Türkiye Selüloz Kağıt ve Kağıt Mamulleri Sanayii İşverenleri Sendikası
KİPLAS, Türkiye Kimya, Petrol, Lastik ve Plastik Sanayii İşverenleri Sendikası
MESS, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası
TAİS, Türk Armatörleri İşverenleri Sendikası
TASİS, Türkiye Ağaç Sanayii İşverenleri Sendikası
TEİS, Turizm Endüstrisi İşverenleri Sendikası
TEKİS, Tüm Özel Eğitim Kurumları İşverenleri Sendikası
Türkiye Cam, Çimento ve Toprak Sanayii İşverenleri Sendikası
Türkiye Deri Sanayii İşverenleri Sendikası
Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası
Türkiye Maden İşverenleri Sendikası
Türkiye Şeker Sanayii İşverenler Sendikası
Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası
Türkiye Toprak, Seramik, Çimento ve Cam Sanayii İşverenleri Sendikası
TÜHİS, Türkiye Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası
KAMU-İŞ, Kamu İşletmeleri İşverenleri Sendikası
Bağımsız işveren sendikaları
Akdeniz Bölgesi Ekmek Sanayii İşverenleri Sendikası
AMBAR-İŞ, Nakliye Ambar ve Depolama Benzeri İşyerleri İşverenleri Sendikası
AMBAR-SEN, Nakliyat Ambarları, Nakliye Müteahhitleri ve Komisyoncuları ve Kargo İşverenleri Sendikası
Ankara, İstanbul ve Anadolu Gazete Sahipleri Sendikası
ANSEN, Anadolu Metal Sanayii İşverenleri Sendikası
BİS, Belediye İşverenleri Sendikası
Ekmek Sanayii İşverenleri Sendikası
GAZ-PAV-İŞ-SEN, Gazino, Pavyon, Bar İşverenleri Sendikası
Genel Ekmek Sanayii İşverenleri Sendikası
GIDA-SAN-SEN, Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası
GIDASAN, Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası
HADDECİ-İŞ, Haddeci İşverenleri Sendikası
İç Anadolu Fırın İşverenleri Sendikası
İnşaat Müteahhitleri İşverenleri Sendikası
Malatya Fırıncılar ve Unlu Maddeler Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası
MESİS, Metal Sanayicileri İşverenleri Sendikası
NAK-İŞ, Kara Nakliyecileri, Nakliye Komisyoncuları ve Nakliye Müteahhitleri İşverenler Sendikası
NAKLİYAT-İŞ, Kara Taşımacılığı Nakliyat Ambarları İşverenleri Sendikası
PÜİS, Petrol Ürünleri İşverenleri Sendikası
Radyo TV Girişimcileri ve Video Altyapı Hizmetleri İşverenleri Sendikası
Sinema İşverenleri Sendikası
TABGİS, Türkiye Akaryakıt Bayileri, Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası
TEKSAN-SEN, Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası
TİMİS, Tüm İnşaat Müteahhitleri İşverenleri Sendikası
TİM-SE, Türkiye İnşaat Müteahhitleri İşveren Sendikası
TOPSEN, Toprak Sanayii İşverenleri Sendikası
TÖSKİS, Özel Sağlık Kurumları İşverenleri Sendikası
Tüm Ekmek Sanayii İşverenler Sendikası
TÜMOTAŞ-SEN, Türkiye Karayolu Motorlu Taşımacıları İşverenler Sendikası
TÜRK-İNŞA, Türkiye Resmi Sektör Müteahhitleri İşveren Sendikası
Türkiye Ekmek Sanayii İşverenleri Sendikası
Gazete Sahipleri Sendikası
Türkiye Tütün İşverenleri Sendikası
Türkiye’de kamu işveren sendikacılığına ilişkin ilk çalışma Yıldırım Koç tarafından yapılıp 1986 yılında Yol-İş Sendikası tarafından yayımlanan Kamu Kesimi İşveren Sendikaları çalışmasıdır. (31 sayfalık kitapçığın tam metni için bkz. https://www.yildirimkoc.com.tr/usrfile/1324159285b.pdf) Kitapçıktaki başlıklar şöyledir:
Kamu Kesiminde İstihdam Artmaktadır.
Devlet Kâr Peşinde Koşan Bir İşveren Değildir.
Çeşitli Ülkelerde Kamu Kesimi İşveren Örgütleri
Avusturya
Danimarka
Finlandiya
Fransa
İtalya
Hollanda
İsveç
İngiltere
Federal Almanya
Türkiye’de 1980 Öncesinde Kamu Kesimi İşveren Sendikaları
1963-1980 Döneminde Kamu İşveren Sendikalarının Hukuksal Durumu
1983 Sonrasında Kamu Kesimi Sendikacılığı
Mustafa Çöpoğlu’nun editörlüğünde yayımlanan 249 sayfalık Türkiye’de Kamu İşveren Sendikacılığının Gelişimi (D-R Yay., İstanbul, 2019) kitabında da önemli bilgiler yer almaktadır. Kitabın içinde yer alan yazılar aşağıda sunulmaktadır:
Önsöz
(1) Doç.Dr.Bora Yenihan – Doç.Dr.Emel İslamoğlu, “Kavramsal Çerçeve”.
(2) Doç.Dr.Gökçe Cerev, “Osmanlıdan Cumhuriyetin İlk (1923-1945) Dönemlerine Sendikal Örgütlenmenin Gelişimi”.
(3) Doç.Dr.Gökçe Cerev – Doç.Dr.Emel İslamoğlu, “Cumhuriyetin İlk Yıllarında (1923-1945) Çalışma İlişkileri”.
(4) Dr.Öğr.Üyesi Serdar Orhan, “Kamu İşveren Sendikaları ve Türkiye”.
(5) Doç.Dr.Özgür Topkaya, “1961 Anayasası Çerçevesinde Türk Sendikal Yaşamında Değişim ve Kamu İşveren Sendikaları”.
(6) Dr.Öğr.Üyesi Hasan Uzun, “Çok Partili Hayata Geçişin İşveren ve Kamu İşveren Sendikalarına Etkisi (1951-1969”.
(7) Doç.Dr.Ramazan Tiyek, “Türkiye’de Yeni Bir Anlayış, Avrupa Birliği Uyum Süreci ve Yeni Yasalar Açısından Kamu İşveren Sendikaları”.
(8) Doç.Dr.Doğa Başar Sarıipek, “Kamusal Reformlar Işığında Dünyada Kamu İşveren Sendikaları.”
(9) Dr.Mustafa Çöpoğlu – Hasan Tenlik, “Kamu İşveren Sendikacılığı’nda Yerel Yönetimler Kamu İşverenleri Sendikası (YERELSEN) Örneği.”
Üniversitelerde Türkiye’deki işveren sendikacılığı konusunda bazı tez çalışmaları yapılmıştır.
Celil Öztürk, Türkiye’de İşveren Sendikalarının Baskı Grubu Olarak Faaliyetleri, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Anabilim Dalı, İstanbul, 1984, 137 s.
Mustafa Uslu, Dünyada ve Türkiye’de İşveren Sendikacılığı ve İşveren Örgütleri, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1995, 144 s.
Fatma Kocabaş, İşveren Sendikaları ve Küreselleşmenin İşveren Sendikaları Üzerindeki Etkileri, Doktora Tezi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2001, 240 s.
Kamil Şahin, Baskı Grupları ve Bir Baskı Grubu Olarak Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı, Kırıkkale, 2004, 159 s.
Melih Yeşilbağ, The Transformation of MESS and TİSK from Foundation to 2005, A Story of Rejoicing, Yüksek Lisans Tezi, Boğaziçi Üniversitesi Modern Türkiye Tarihi Atatürk Enstitüsü, 2008, 161 s.
Ebru Deniz Ozan Aytekin, Kriz, Sınıf Mücadelesi ve Devlet, Türkiye’de Sermaye Sınıfı, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Anabilim Dalı, Ankara 2010, 263 s.
Meltem Tekerek, Sanayi Burjuvazisinin Üst Örgütü: Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü, Ankara 2017, 441 s.
Muhammed Seyyid Yelek, Endüstri İlişkilerinde İşveren Örgütlerinin Yeri: MESS Örneği, İstanbul, Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Anabilim Dalı, 2020, 338 s.
Türkiye’de işveren sendikacılığına ilişkin önemli diğer bir kaynak da üç ciltlik Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisi’dir. Ansiklopedide bazı işveren sendikaları hakkında bilgiler vardır.
Türkiye’de işveren sendikalarının yayınlarına erişimde büyük sıkıntı söz konusudur.
TİSK’in ve bağlı sendikaların, araştırmacılara açık kütüphaneleri yoktur ve yayınlarına erişim çok zordur.
Milli Kütüphane ’de bu konudaki yayınlar son derece sınırlıdır. Türkiye’de hiçbir üniversite veya işçi sendikası kütüphanesinde de işveren sendikalarına ilişkin önemli bir birinci el kaynak birikimi söz konusu değildir.
Bu konuda tek istisna, bazı eksikliklerine karşın, gerek birikimi, gerek araştırmacıların erişimine açıklığı nedeniyle, Tekgıda-İş Sendika Akademisi Kütüphanesidir (Sağlık Sok.No.53, Sıhhiye, Ankara).
Türkiye’de işveren sendikacılığına ilişkin birinci el kaynaklara erişimde yaşanan büyük sıkıntı, zorluk ve hatta bazen olanaksızlıklar nedeniyle, Tekgıda-İş Sendika Akademisi’nin bu konuda önümüzdeki haftalarda yayımlanacak raporlarında bu belgelerden geniş alıntılar aktarılacak, yorum yerine belgeler sunulacaktır.
Tekgıda-İş Sendika Akademisi’nin önümüzdeki haftalarda yayımlanacak raporlarında, işveren sendikacılığı konusuna geçmeden önce, Türkiye’de işverenlerin günümüzde dernek, vakıf, vb. biçimlerindeki örgütlenmelerinin ve ardından işveren sendikalarının kurulduğu İkinci Dünya Savaşı sonrası döneme kadarki oda örgütlenmelerinin (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin oluşum süreci) geniş bir özeti ele alınacaktır.