SERMAYE BASKISI ÖRGÜTLÜLÜĞE ENGEL
Türkiye’deki 16,4 milyon işçiden 2,4 milyonu sendikalı. Özel sektörde bu oran yalnızca yüzde 7 olurken ezici çoğunluk kamuda.
Prof. Dr. Aziz Çelik, “Özel sektörde bir artış yok. Gerçek anlamda sendikalaşma yok” dedi.
Çalışma Bakanlığı’nın istatistiklerine göre 16,4 milyon işçiden yalnızca 2,4 milyonu sendikalı. Resmi sendikalaşma oranı yüzde 15,22 olurken özel sektördeki sendikalaşma oranı ise sadece yüzde 7. Buna göre özel sektördeki kayıtlı işçilerin yalnızca 1 milyon 68 bini bir sendikaya üye.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ‘6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu Gereğince; İşkollarındaki İşçi Sayıları ve Sendikaların Üye Sayılarına İlişkin 2024 Ocak Ayı İstatistikleri Hakkında Tebliğ’i Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre sendikalı işçi sayısı bir yılda 165 bin 325 kişi artarak 2 milyon 495 bin 423 oldu.
Hizmet-İş, sahip olduğu 301 bin 456 üyeyle tüm işçi sendikaları arasında ilk sırada yer aldı. Hizmet-İş’i 282 bin 715 üyeyle Türk Metal, 203 bin 424 üyeyle Öz Sağlık-İş takip etti.
ÖZEL SEKTÖRDE YÜZDE 7
Verileri değerlendiren Prof. Dr. Aziz Çelik, ezici çoğunluğun kamuda olduğunu söyledi. Özel sektördeki sendikalı sayısının yüzde 7 civarında olduğuna değinen Çelik, toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayısının bundan daha da düşük olduğuna dikkat çekti. “Sektörlere bakıldığında hizmet ve inşaat gibi sektörlerde sendikalaşma düşük” diyen Çelik, Kamu ağırlıklı işkollarında, belediyeler ve sağlık gibi alanlarda ise yüksek olduğunu belirtti.
KAMUNUN AĞIRLIĞI ARTTI
İmalat sanayinde de ortalamanın üstünde bir sendikalaşma olduğunu aktaran Çelik, şunları ifade etti: “Bu eğilim genellikle böyleydi. Kamuda taşeron işçilerin kadroya alınmasının ardından sendikalılaşma içinde kamunun ağırlığı arttı. Kamu geçmişte yüksekti bir dönem azaldı fakat 2018’den sonra arttı. 2013’ten bu yana sendikalaşma yüzde 10’lardan 15’lere çıktı fakat bu artışın asıl kaynağı taşeron işçilerin kadrolaşması. Özel sektörde bir artış yok. Gerçek anlamda sendikalaşma yok.”
Kamuda sendikalaşmanın daha kolay olduğunu belirten Çelik, “Hükümete yakın sendikalara üyelik teşvik ediliyor. Kamudaki sendika artışı örgütlenme anlamına gelmiyor. Sendikalaşma güçlü mü diye bakarken özel sektöre bakmak gerekiyor. Sendikalaşmayı zorlaştıran bir mevzuat var. İşçiler sendikal nedenlerle işten atılıyor. Sendikalaşan işçinin işten atılması işçiyi caydırıyor. En önemli sebeplerden biri sendikal yasalar. Bir diğer nedeni de yönetimin aldığı tutum. Sendikalaşan işçiye karşı zor kullanılıyor ama yasaları uygulamayan işverene bir şey yapılmıyor. Zayıf olmanın arkasında kalan temel neden bu. Sendikalaşmış işçilerle diğerleri arasında dağlar kadar fark var. Sendika işyerinde hiçbir şey yapamazsa bile yasaların uygulanmasını sağlıyor. Sendikasız işyerlerinde yasalar bile uygulanmıyor. Sendikalar hakları genişletme imkânına sahip ama sendikasız işyerlerinde yasaları bile uygulamaktan kaçınıyorlar. Mücadele eden sendikalar toplu pazarlık yoluyla hakları genişletiyor. ‘En kötü sendika bile sendikasızlıktan iyidir’ denir, hakikaten öyle” dedi.
400 BİNDEN FAZLASININ TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ BİLE YOK
Ülkede sendikalı işçi sayısı oldukça düşükken bakanlığın ocak ayına ilişkin Çalışma Hayatı İstatistiklerine göre ise toplu iş sözleşmesi kapsamında olan işçi sayısının azlığı dikkat çekici. İstatistiklere göre sendika üyesi olmasına rağmen 442 bin işçinin toplu iş sözleşmesi yok. Toplu iş sözleşmesi bulunan işçi sayısı ise 2 milyon 52 bin. İşçiler, işverenlerin sendikalaşmaya yönelik engellerine karşı çok sayıda fabrikada ayağa kalkıyor. Buna karşı engellerin sınırı da büyüyor. Sendika üyesi olmak isteyen işçiler işten çıkarılıyor, eylemleri polis tarafından engelleniyor.