ASGARİ ÜCRETİN TEMMUZDA ARTIRILMASI KAÇINILMAZ HALE GELİYOR
TÜİK’in açıkladığı Mart tüketici aylık enflasyonu hem beklenenden daha düşük oldu hem de Merkez Bankası’nın yılın ilk yarısı için açıkladığı yılsonu tahmini ile uyumlu enflasyona yakın çıktı.
Mart ayında tüketici fiyatları yüzde 3,16 oranında arttı. Yıllık enflasyon ise yüzde 68,5 oldu. Merkez Bankası’nın yılsonu tahmini ile uyumlu mevsim hareketlerinden arındırılmış aylık enflasyon yüzde 3. Mevsim hareketlerinden arındırılmış aylık enflasyon gerçekleşmesi ise yüzde 3,22 oldu; olumlu bir gelişme. Buna karşılık İTO’nun İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi ile ölçülen Mart enflasyonu yüzde 3,9 olarak açıklandı (yıllığı yüzde 78,3).
Grafikte 2003-2024 döneminde Mart aylarında gerçekleşen aylık enflasyon oranları yer alıyor. Eylül 2021-Mayıs 2024 döneminde durup dururken enflasyonu başımıza nasıl bela ettiğimiz ortada. Merkez Bankası’nın 2024 sonu tahmini yüzde 36 ve dün açıklanan aylık enflasyon verisi bu tahmin ile kabaca uyumlu diye seviniyoruz. Oysa 2003’ten (TÜİK’in tüketici enflasyonu verisi açıklandığından) bu yana en yüksek ikinci Mart enflasyonu. Onca yıl tek haneli enflasyon yaşadıktan sonra geldiğimiz yere bakın.
Enflasyon bu kadar yüksekken ekonomi programını tasarlayanların ve onu uygulayanların ilk öncelikleri enflasyonu düşürmek olmalı. Önemli bir avantajları var: Dış koşullar lehimize çalışıyor. Mevcut koşullar altında Fed’in yılın geriye kalanında üç kez faiz düşürmesi bekleniyor. ECB bir süre sonra faiz düşürme kervanına katılacaktır. Bu koşullar, bizim gibi ülkelere yönelik sermaye girişlerini ve dolayısıyla döviz arzını artıracak koşullar. Farklı bir ifadeyle, enflasyonun ana belirleyicisi olan kur artışlarının suni yollarla (döviz satarak) baskılanmasına gerek duyulmayacak koşullar. Elbette bizim işlerimizi doğru yapmamız koşuluyla. Uygulanan programın hem Türkiye’ye yönelik risk algılamasını düşürmesi gerekiyor hem de yerleşiklerin döviz cinsinden mali varlıklar yerine lira cinsinden mali varlıklara yönelmelerini teşvik etmesi. Bu becerilebilirse, 2024 sonunda enflasyonu yüzde 36 civarına yaklaştırmak mümkün. Olmazsa olmaz koşulu, mevduat faizlerinin enflasyonun belirgin biçimde üzerinde seyretmesini sağlamak. Yetmez; programın eksiklerinin tamamlanması gerekiyor.
Bunlar yapılırken, asgari ücretin ve emekli maaşlarının Temmuz’da artırılması gerekiyor. Emekli maaşları zaten artırılıyor; burada kastettiğim çok düşük olan maaşların, standart enflasyon düzenlemesinin çok üzerinde artırılması. İkinci grafikte net asgari ücret ile TÜRK-İŞ’in açıkladığı açlık sınırının Ocak 2021-Haziran 2024 dönemindeki seyri yer alıyor. Şu anda açlık sınırı 16 bin 793 lira, asgari ücret ise 17 bin 2 lira. Yani, asgari ücret ancak 9 lira daha fazla açlık sınırından. Açık ki Nisan enflasyonu açıklandığında açlık sınırının altında kalacak asgari ücret. Ücret artışı için Ocak 2025’e kadar beklenecek olursa asgari ücret kazananlar açısından durum giderek vahimleşecek.