GENÇLERE DÜŞMAN REJİM
Emperyalist işgale karşı 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak başlattığı bağımsızlık mücadelesinin üzerinden 105 yıl geçti.
AKP’nin milyonları yoksulluğa sürükleyen ekonomi politikaları çocuklar ve gençler üzerindeki dramatik etkisini giderek artırıyor. Krizin yükü gençlerin sırtına bırakılıyor. Umutsuzluğa sürüklenen gençlerin sayısı her gün artıyor. İş bulamayan, bulsa da kötü şartlarda yoksullukla mücadele eden gençler iktidarın politikalarına tepkili.
Emperyalist işgale karşı 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak başlattığı bağımsızlık mücadelesinin üzerinden 105 yıl geçti. Her yıl bağımsızlığın sembolü olarak kutlanan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’na bu yıl da Saray rejiminin gölgesi altında giriliyor. Emperyalizmle kurulan ilişkiyi başka boyuta taşıyan AKP’li yıllarda gençler de diğer kesimler gibi oldukça etkilendi. Yoksulluk, işsizlik gibi sorunlar nedeniyle gençler geleceklerinden ümitsiz hale getirildi. Buna karşın Cumhuriyet değerlerinden özellikle de bağımsızlık ve laiklik düşüncesinden taviz vermedi. Önceki gün Konda’nın yaptığı araştırmaya göre, bu iki değer gençler arasında en çok önem verilen değerler oldu.
İktidarın ekonomi politikaları nedeniyle ortaya çıkan derin yoksulluk, en çok gençleri ve çocukları vurdu. Milyonlarca genç, eğitim ve sağlık gibi temel haklarına dahi sosyal yardım ile ulaşabilir hale geldi. Okurken çalışmak zorunda kalan, çoğu zaman kalifiye bir işte çalışamayan gençlerin en önemli talebi demokratik ve geleceğe güvenle bakacakları bir ülkede yaşamak. Ancak bu talepleri görmezden gelen iktidar nedeniyle yurtdışına gitmek gençler için bir kaçış düşüncesi oldu. BirGün’e konuşan gençler krizin faturasının kendilerine kesilmesinden şikâyetçi.
EKONOMİ ENKAZININ ALTINDAYIZ
Enes Ç., Maraş merkezli depremlerle yerle bir olan Hatay’da akrabalarını ve ailesini kaybetmiş gençlerden yalnızca biri. Ankara’da üniversite okuyan Enes, depremin ardından ailesinden gelen yardımın bittiğini bu sebeple bir restoranda garson olarak çalıştığını anlatıyor. 19 yaşındaki Enes’in tek isteği var: İyi bir notla okulunu bitirip mühendis olmak. Gençlerin okuldan sonra çalışmak zorunda kalmasına tepkili olan Enes gençlerin en çok kurye ve garson olarak çalıştığını anlatıyor. Kendilerine ‘ucuz işçi’ gözüyle bakılmasını ise eleştiriyor. İktidarın öğrencileri ekonomi politikalarıyla her geçen gün daha da uçuruma sürüklediğini söyleyen Enes “Ekonomik sorunlar nedeniyle geçinemiyoruz. Okulumuzda konforla okuyup gençliğimizin tadını çıkarmamız gereken yerde canla başla derslerimize çalışıp sonra işe gidip çalışıyoruz. Can güvenliğimiz bile yok. Bazı arkadaşlarım bu sürecin üstesinden gelemiyor ve okullarını dondurmayı düşünüyor. Bizim barınma, eğitim, beslenme gibi temel haklarımız ihlal ediliyor. Edenleri de tanıyoruz. Depremde yakınlarımızı kaybettiğimiz yetmedi bir de ekonomi enkazının altında kaldık” diyerek AKP’nin ekonomi politikalarına tepki gösteriyor.
BİR ÇAYI BİLE HOR GÖRDÜLER
Van’da elektrikçi olan 19 yaşındaki Samet Bal ise ailesi ve yakınlarından ayrılmak istemediği için kentte üniversite okuduğunu aynı zamanda aile ekonomisine destek olmak için çalıştığını anlatıyor. 4 kardeşi olduğunu ve ağabeyinin de okurken kentte elektrikçilik yaparak kendisine destek olduğunu söylüyor. Kazandığı paranın hepsini ailesine verdiğini belirten Samet “Kardeşlerim çok küçük, 3 kişi çalışıyoruz ancak yeterli gelmiyor. Bu parasızlık altında eziliyoruz. Arkadaşlarımla çıkıp gezemiyoruz. Bunu düşünmemem gerekiyor. Biz 1 çay içmeyi hak etmiyor muyuz?” diye soruyor.
HAYALLERİMİZE KET VURDULAR
Ecem Doğangüzel, Eskişehir’de gazetecilik bölümünden mezun olduktan sonra Ankara’ya ailesinin yanına döndü. Mezun olmasının ardından 5 aydır işsiz olduğunu söyleyen Doğangüzel, yaşadığı sorunları şöyle aktardı: “Yeni mezun veya yetiştirilmek üzere olan ilanlara bile başvurduğumda benden birçok işi tek başıma yapmamı istiyorlar. Bu işten hak edişimin ise asgari ücret olacağını söylüyorlar. Yeni mezun olarak iş bulabilmek de bir sanat artık. Bu ekonomik şartlarda asgari ücret bir haftayı ancak kurtarır. Kimi işveren ise birkaç ay deneme süresi diyerek sigorta yapmayı erteliyor. Bunu söyleyen işverenler emeğimizin karşılığını tam vermiyor. Üniversite döneminde çalıştığım bir şirkette 6 ay çalışmama rağmen sadece 120 gün sigorta primi yatmıştı. Ancak kanıtlamanın zaman alacağını düşündüğüm için peşine düşmedim. Yeni mezun arkadaşların bir çözümü de KPSS’ye başvurup devlet memuru olabilmek. Özel sektör bu kadar aciz haldeyken hayallerimiz maalesef devlet dairesinde çalışmak gibi minimalize edildi. O hayale de artık atama yapmayacağız diyerek ket vurdular.”
YARDIMLAR YETERSİZ
Maddi imkânları kısıtlı ailelerin çocuklarına yönelik, “fırsat eşitliğini artırmaya, yaşam kalitelerini yükseltmeye ve potansiyel riskleri azaltmaya” yönelik yapılan yardımlarla ilgili veriler korkunç tabloyu ortaya koydu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre, 2023 yılında 1 milyon 966 bin 429 bin kişi, “Şartlı Eğitim Yardımı” kapsamına alındı. Şartlı Eğitim Yardımı için bakanlık bütçesinden aktarılan kaynak 1,5 milyar TL oldu. Şartlı eğitim yardımı alan çocuk sayısında eğitim dönemlerine göre yaşanan değişim, kayıtlara şöyle geçti:
ÜMİTSİZ İŞSİZLER ARTIYOR
Geleceğe ilişkin umutlarını yitiren gençler ne eğitime devam ediyor ne de çalışabiliyor. TÜİK’in yılın ilk çeyreğine ilişkin işgücü verilerine göre 15-24 yaş grubundaki her dört gençten biri ne eğitimde ne de istihdamda yer bulabiliyor. 348 bin üniversite mezunu genç zorunlu ‘ev genci’ durumunda. İş bulma ümidini kaybedip iş aramaktan vazgeçenlerin sayısı 2 milyon 73 bin kişi olarak karşımıza çıkıyor. ‘Ümitsiz’ler içinde yer alan 15-24 yaş grubundaki gençlerin sayısı ise 466 bine ulaştı. 2021’in aynı döneminde ümitsiz işsizlerin oranı yüzde 5 iken bu yıl yüzde 7’ye çıktı. Öte yandan DİSK-AR’ın açıklamasında Türkiye’nin eğitim ve istihdam dışı gençlerde Avrupa birincisi olduğu kaydedildi.
ŞARTLI YARDIM NE DEMEK?
Şartlı Eğitim Yardımı, ekonomik güçlükler nedeniyle temel eğitim hizmetlerinden yararlanamayan, herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olmayan ve 3294 Sayılı Kanun kapsamında muhtaçlığı onaylanmış hanelere yapılıyor. Şartlı eğitim yardımı, bu grup içerisinde yer öğrencilere, çocukla aynı hanede yaşayan ve çocuğun bakımını üstlenen reşit bireylere veriliyor.
MESEM ELİYLE MEŞRULAŞTIRIYORLAR
Son yıllarda giderek artan çocuk işçiliği ve buna bağlı olarak yaşanan iş cinayetleri de dikkat çekiyor. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) de paylaştığı verilerde çocuk işçiliğine, gençlerin güvencesiz çalıştırılmasına ve iş cinayetlerine dikkat çekiyor. İSİG’in, AKP’nin iktidarda olduğu yıllarda yaşanan çocuk işçi ölümlerine ilişkin hazırladığı kapsamlı rapora ilişkin son 11 yılda en az 671, AKP’li yıllarda ise en az 907 çocuk çalışırken can verdi. Çocuk hakları savunucuları ise çocuk işçiliğine tepki göstererek, Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) ile çocuk işçiliğinin devlet eliyle meşrulaştırıldığını söyledi. Hak savunucuları tepkilerini şöyle dile getirdi: “Çocuk işçiler tarım sektöründe ailesiyle birlikte mevsimlik olarak ücretli veya tarlasında çalışanlardır, çocuk işçiler haftanın bir günü okulda dört günü işyerinde olan MESEM adı altında çalışanlardır, çocuk işçiler kentlerin varoşlarında aile içi emek kapsamında ücretsiz çalışanlardır. Eğitime verilen bütçe artırılmalı, MESEM uygulamasına son verilmeli, mesleki öğrenim çocuk ve gençlerin gelişimine uygun bir biçimde planlanmalıdır.”
ÇOCUKLAR VE GENÇLER ÇALIŞIRKEN ÖLÜYOR
İktidarın tarım, sanayi, eğitim ve sosyal politikaları her geçen gün daha fazla çocuğun işçileşmesini beraberinde getirirken bu işçileşme de daha fazla çocuk işçinin hayatını kaybetmesine neden oluyor. Bu yılın ilk 5 ayında meydana gelen olaylardan bazıları şöyle:
11.05.24: Balıkesir’in Karesi ilçesinde kurye olarak çalışan üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Ata Emre Akman, motosikletle sipariş bıraktığı adresten dönerken E.Ö. tarafından önü kesildi. E.Ö., Akman’ı vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakladı. Akman, olay yerinde ölürken, E.Ö. kaçtı. Daha sonra E.Ö. yakalandı.
31.01.24: Tekirdağ’ın Kapaklı ilçesinde bir ilaç fabrikasında kimyasal maddeyle temizlik yapan 20 yaşındaki genç işçi hayatını kaybetti.
15.01.24: İstanbul Sultanbeyli’de çelik yapı malzemeleri üreten bir şirkette çalışan işçilerin kaldığı konteynerde yangın çıktı. Yangında 17, 18 ve 21 yaşındaki üç emekçi hayatını kaybetti.