BU KADAR DÖVİZİ NE YAPACAĞIZ!
Bu kadar dövizi ne yapacağız!
Karadeniz’in küçük bir ilçesinde belediye seçimleri yapılacaktır. Adaylar kıran kırana mücadele etmekte, vaatler peş peşe sıralanmaktadır. Adaylardan biri kendini bu yarışa iyice kaptırır ve bölge halkının milliyetçi yapısını da bildiği için seçimi kazandığı takdirde Çin’e savaş açacağı vaadinde bulunur. O aday seçimi kazanır, aradan aylar geçer ama Çin’e savaş açıldığı yoktur. Beklemekten sıkılan ahali bir gün belediye binasını basar ve başkandan Çin’e niye savaş açılmadığının hesabını sorar. Başkanın makul(!) bir gerekçesi vardır:
“Savaş ilan etmekte bir sorun yok, hazırız. Ama öldüreceğimiz o kadar Çinliyi nereye gömeceğiz, onu bilmiyoruz. O yüzden savaş ilan edemedik.”
Bu fıkranın çok değişik versiyonları olduğunu da belirteyim.
“Gelen dövizle uğraşıyoruz”
Bu fıkra dün Mehmet Şimşek’in Türkiye’ye getirilen yüklü dövizle uğraşmak zorunda kalındığına ilişkin sözleri üzerine pek çok yerde anlatıldı.
Çinlileri gömmek-gelen dövizle uğraşmak…
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in dün Bloomberg-HT’deki röportajda Türkiye’nin ekonomi gündemini belirleyen açıklamalar yaptı. Bu açıklamaların bir kısmı epeyce tartışma doğurdu ve tepki çekti. Şimşek neler mi söyledi, çok kısa bir özet…
– Asgari ücretin reel olarak birçok ülkeden yüksek olduğunun ifade edilmesi…
– Seans devam ederken ve piyasalar işlem vergisi tartışmasını henüz unutmamışken bu kez de daha sonraki bir pakette borsa kazançlarının vergilendirileceğinin açıklanması… “Zamanı mıydı bu açıklamanın” şeklindeki yorumlar çok fazla dile getirildi ve borsada belirgin bir düşüş yaşandı. Kuşkusuz hisse senedi gelirinden de vergi alınabilir, alınmalı da; ancak daha ne zaman gündeme geleceği bile belli olmayan bir düzenleme için şimdiden bir açıklama yapmak piyasayı sarstı. Hele hele bunu borsa açıkken ve işlemler devam ediyorken yapmak… Şimşek dün çıkıp “Şu tarihte ve şu şekilde bir vergi öngörüyoruz” dese piyasa daha az olumsuz etkilenirdi. Şimdi ise zamanı, oranı ya da miktarı belli olmayan bir vergi söz konusu. Bu da borsada çok büyük bir düşüşe yol açtı.
– EYT’nin muhalefetin “popülist iteklemesi” sonucu çıkarıldığı görüşü…
– EYT için bunu söyledikten sonra muhalefeti popülizm yapmakla eleştirmek ve “Biz devlet yönetiyoruz, biz bütçe yönetiyoruz. Biz popülist baskılara boyun eğmeyeceğiz” demek. Haliyle “EYT’de muhalefete bir anlamda boyun eğilmiş olmadı mı” diye soruldu tabii ki.
Ya yurt dışına çıkış harcı konusuna ne demeli! Şimşek, “Doğrusu bize böyle bir öneri geldiği zaman buna hayır demedik” dedi. Yani bu harç artışı önerisi Maliye’ye, Maliye dışındaki bir kurumdan mı gelmiş? Tabii ki yok öyle bir durum.
Dedim ya Şimşek dün Türkiye’nin ekonomi gündemini belirledi.
78 milyar dolar
Konuşmada çok detay var. Bunlardan biri de Merkez Bankası’nın rezervindeki artış. Şimşek son aylarda çok güçlü bir kaynak girişi olduğunu belirterek “Şu anda bu kaynak girişini nasıl yönetiriz, onunla uğraşıyoruz” diye konuştu. Şimşek şöyle devam etti:
“Giren kaynak karşılığında TL basıyoruz. O da dezenflasyon sürecini tehdit ediyor. Tutar 78 milyar dolar civarına ulaştı. Türkiye finans tarihinde eşi benzeri görülmemiş. Bunun önemli bir kısmı yurt içindeki mevduat sahibi vatandaşlarımızın TL tercihi. Bir kısmı da dış kaynak.”
Adeta daha fazla giriş olursa ne yaparız dercesine bir kaygı!
Döviz geliyor, güzel; ama bu sefer de TL çoğalınca enflasyonla mücadele sekteye uğruyor. TL çoğalıyor ama faiz de indirilemiyor.
Döviz gelmese kur artacak, enflasyon yine sekteye uğrayacak. O döviz yok mu, o döviz; gelse başa bela, gelmese yine bela.
Şimdi o kasaba politikacısının Çin’e niye savaş ilan edemediğini daha iyi anlıyoruz değil mi…
Nereye gömeceğiz milyarlarca Çinliyi?
Ne yapacağız milyarlarca dolar karşılığı piyasaya çıkacak TL’yi?
Kaldı ki net rezervde artıya geçilmesini sağlayan dövizin önemli bir kısmı yurt dışından gelmiş de değil. Yani gelen Çinli yok! Bu rezerv artışının önemli bir kısmı yurt içinde vatandaşın dövizden TL’ye geçmesiyle sağlandı. KKM’deki çözülmeyi de bu kapsamda düşünmek mümkün. Yurt içindeki geçiş, o para bankadan çekilip harcamaya dönüşmediği sürece doğrudan bir TL de yaratmıyor üstelik.
Ama şunu görüyoruz, demek ki yurt dışı kaynaklı çok daha fazla döviz girişi olsa o kasaba politikacısı gibi ne yapacağımızı bilemez hale geleceğiz.
Şu anlaşılıyor; ya son dönemde bu ölçüde döviz geleceği tahmin edilmemiş ya da döviz geldiğinde ne yaparız diye bir çalışma yapılmamış. Yani Çin’in nüfusu hiç hesaba katılmamış!
Enflasyonda 40’a razı mıyız?
Bu arada Şimşek’in laf arasında Merkez Bankası’nın yüzde 38’lik enflasyon tahmininde üst bandın yüzde 42 olduğunu hatırlattığını ve 2024 enflasyonu yüzde 40 civarında olsa da olur gibi bir ifade kullandığını da belirtelim.