ÇALIŞMA BAKANLIĞINA ÇAĞRI
Ürdünlü şirketin 2021’de satın aldığı Polonez fabrikasında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hiçe sayıldı. Önce sendikalı 13 işçi, sonra ona destek olan 100 işçi ekmeklerinden edildi. Emekçiler, bu kanunsuzluğa göz yumulmamasını istedi.
Polenez işçileri, İşten çıkarılan 13 arkadaşları için eylemlerini 19 Temmuz’dan itibaren sürdürüyor. Tek Gıda-İş Sendikası’na üye oldukları ve çıkarılan arkadaşlarını destekledikleri için 24 Temmuz gecesi 100 kadar işçinin iş hakları feshedildi. Bir mesajla işten çıkarılan işçiler, sabah iş yerine geldiklerinde fabrikaya alınmadılar. Fabrika önünde toplanan işçiler arkadaşlarını desteklemeye ve haklarını aramaya devam edecek. Kazanana kadar gece, gündüz fabrikanın önünde mücadele edeceklerini belirttiler.
Piyasada ‘Polonez Sucukları’ olarak bilinen Trakya Et ve Süt Ürünleri Sanayi Ticaret A.Ş. sucuk, salam, sosis çeşitleri üzerine üretim yapıyor ve yüzde 77 payı 2021 yılında Ürdünlü Siniora Food and Manufacturing tarafından satın alındı.
İşçiler, fabrika önünde yapılan basın açıklamasında; “Atılan işçiler geri alınsın”, “Ölmek var dönmek yok”, “İşveren şaşırma sabrımızı taşırma”, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “Yaşasın onurlu mücadelemiz”, “Açlıktan ölmeyiz biz bu yoldan dönmeyiz”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, “Direne direne kazanacağız”, “İş, ekmek yoksa barış da yok” sloganları attı.
‘HAKLARINIZI SAVUNUNCA SUÇLU OLUYORSUNUZ’
Eylemde İlk konuşmayı yapan Türk-İş İstanbul 1. Bölge Başkanı Halil Faki Erdal, şunları söyledi:
“Eylemler başladığından itibaren Türk-İş Başkanı Ergün Atalay ve Yönetim Kurulu, Tarım Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı ile görüşmelerini sürdürüyor. İşveren, işçilerin Anayasal haklarına saygı duymadığı gibi iş haklarını feshetti.” dedi.
Tekgıda-İş Sendikası Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Kemal Köse ise yaptığı basın açıklamasında çıkarılan 13 işçinin ardından, eylemlere destek vermeleri nedeniyle 100 işçinin daha çıkarıldığını söyledi.
Köse, şöyle konuştu:
“Trakya Et yöneticilerini, yaptıkları baskıcı uygulamalardan bir an önce vazgeçmeye çağırıyoruz. Çalışanların sendikaya üye olma hakları, gerek Anayasamızın 51. maddesi gerek 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır.
“Sayın Trakya Et yöneticileri, astığım astık, kestiğim kestik mantığıyla bir yere varamazsınız. Çalışanlarınızı, Anayasal hakkını kullandı diye kapının önüne koyamazsınız. Siz işverenler olarak nasıl geleceğinizi ve çıkar menfaatinizi düşünerek TÜSİAD’a, MÜSİAD’a ve ilgili kuruluşlara üye oluyorsanız, çalışan kardeşlerimiz de Anayasadan doğan haklarını kullanarak sendikamıza üye olmuştur. Bizler bağcıyı dövüp üzüm yemek değil, bağdaki üzüm payımızı istiyoruz. Çalışanlarınızın iradesine ve tercihine saygı duyun. Çalışanlarınızın ekmeği ile oynamaktan vazgeçin.
“6 Haziran 2024 tarihinde Türk Sicil Gazetesi’nde yayımlanan açıklamanızda şu ifadeler yer almaktadır: ‘Şirket, Birleşmiş Milletler Küresel Sözleşmesi’ni imzalamış, bu sözleşmeye göre iş dünyası çalışanların sendikalaşma ve toplu müzakere özgürlüğünü desteklemelidir.’
“Peki siz ne yaptınız? 22.07.2024 tarihinde bu fabrikada kıdemleri 17 yıla varan ve şirkete sizden çok emeği olan 13 arkadaşımızı, dün gece de 100’den fazla arkadaşımızı gereksiz ve yersiz sebeplerle sırf sendika üyesi oldukları için kapının önüne koydunuz. Bu arkadaşlarımızın bir an önce işlerine dönmelerini talep ediyoruz. Aksi takdirde, bu mücadele başarıya ulaşana kadar sadece fabrikanızın önünde değil yasal haklarımızı da kullanarak haklı mücadelemizi tüm alanlara taşıyacak ve eylemlerimizi gerçekleştireceğiz.”
10 YIL ÇALIŞTI TEK MESAJLA ÇIKARILDI
Nuriye Şahin ise fabrikada 10 yıldır çalıştığını ve tek bir mesajla işten çıkarıldığını dile getirdi. Şahin, “İşten çıkarıldığımızı yüzümüze söyleyebilirlerdi. Saat 11 buçukta eve gittik, gece ‘İşinize son verildi.’ diye mesaj geldi. Sabah geldiğimizde hırsız muamelesi yaptılar. Dolaptan güvenlikle birlikte özel eşyalarımızı aldık. Ben 10 yıldır burada çalışıyorum. Asgari ücret alarak çalışıyorduk. Ek ücret verilmedi. Her işi yaptık, üç vardiya çalışıyorduk.”
HAKLARI VERİLMİYORDU
Sekiz senedir fabrikada operatörlük yapan Saniye Taş, şu ifadeleri kullandı:
“Asgari ücretten biraz fazla alıyordum. Operatör olmayan hiç kimse asgari ücretin üstünde almıyor. İzin günlerinde, pazar günleri çalıştığımızda o günün yarısını bile almıyorduk. Zor şartlarda çalıştık. İş yüklerimiz ağırdı. Maaşımızın artmasını istesek de kabul etmediler. Biz de sendika üyesi olarak hakkımızı aramak istedik. 13 arkadaşımızın işten çıkarılmasının üzüntüsüyle kendimizi işe verememiştik. Sendika üyesi olan, arkadaşlarımıza destek veren tutumlarımız nedeniyle dün akşam işten çıkarıldık.”
‘ÇALIŞMA ŞARTLARI ÇOK KÖTÜYDÜ’
İşten atılan işçilerden Fatma Polat, sendikalı olmadan önce çok kötü şartlarda çalıştıklarını ve pazar gününde dahi çalıştıklarını belirtti. Polat, “Pazar gelmeyen pazartesi gelmesin, pazar gelmeyenler işten çıksın.’ diyorlardı. Bulunduğum bölümün yüzde 80’i bayan. İşten çıkmak zorunda bıraktılar. Azar işitmemek için işim olmadığı halde, pazar günü bile işe geliyordum.” dedi.