Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
29 Temmuz 2024
DEVLETTE SİYASİ TEMİZLİK: 27 MAYIS 1960 SONRASINDA İŞTEN ÇIKARILAN İŞÇİLER

Türkiye’de işçiler ve memurlar açısından iş güvencesi incelendiğinde, siyasi iktidarların yürürlükteki çalışma mevzuatının dışında başka yetkilere dayanarak ve siyasi gerekçelerle iş güvencesini ortadan kaldırdığı uygulamaları da ele almak gerekmektedir.

DEVLETTE SİYASİ TEMİZLİK:  27 MAYIS 1960 SONRASINDA İŞTEN ÇIKARILAN İŞÇİLER

TEKGIDA-İŞ SENDİKA AKADEMİSİ

Bu nitelikteki uygulamaların biri, 27 Mayıs 1960 sonrasında Demokrat Partili işçilerin işten çıkartılmasıdır. 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında sıkıyönetim komutanlıklarının 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanununun kendilerine verdiği yetkiyi kullanarak çok sayıda işçi ve memuru işten çıkartması da benzer bir uygulamadır. Diğer taraftan, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında Milli Güvenlik Konseyi ve sıkıyönetim komutanlıkları kararlarıyla işçilerin işten çıkartılması öncesinde sıkıyönetim komutanlıklarından izin alma zorunluluğu da tarihimizde iş güvencesi açısından son derece ilginç bir düzenlemedir.

Türkiye işçi sınıfı ve sendikacılık tarihinde önemli olaylardan biri, 27 Mayıs Devrimi sonrasında Demokrat Partili (DP) oldukları için işlerinden atılan veya başka bölgelere tayini çıkartılan işçiler ve sendikacılardır. Bu uygulama, bir taraftan işçi sınıfı ve sendikacılık hareketi içinde 27 Mayıs öncesindeki particiliğin bir sonucuydu, diğer taraftan 1960’lı yıllarda particiliğe dayalı bölünmelerde etkili oldu.

27 Mayıs 1960 sonrasında çok sayıda işçi ve sendikacı, DP’li oldukları için işten çıkartıldı. Türk-İş, 27 Mayıs’ı “doğan inkılap güneşi” olarak onayladı ve alkışladı. DP’li Genel Başkan Nuri Beşer istifaya zorlandı. Ancak, 1960 yılı Kasım ayında toplanan Türk-İş 4. Genel Kurulu’nda alınan kararlardan biri, 27 Mayıs sonrasında siyasal görüşleri nedeniyle mağdur olan işçilerin ve sendikacıların sorunlarına çözüm bulunmasıydı.

Türk-İş’te 27 Mayıs sonrasında yönetime getirilen Seyfi Demirsoy ve İsmail Aras, Kasım ayındaki genel kuruldan önce işten çıkartılan işçilerle ilgili olarak Çalışma Bakanlığı’na başvuruda bulundu.

Türk-İş’in Çalışma Bakanlığı’na Genel Başkan Vekili Seyfi Demirsoy ve Genel Sekreter İsmail Aras imzalı ve 27.7.1960 gün ve 765/960-205 no.lu yazısında şöyle deniyordu:

“27 Mayıs 1960 Milli İnkılâp hareketini müteakip, bazı illerde sendikaların idare heyetleri, idari makamlar tarafından feshedilmiş ve bazı sendikaların faaliyetleri durdurulmuştur.

“Bu kabil hareketlerden biri Bursa’da vuku bulmuş ve Bursa merkezindeki 7 sendikadan 5’inin idare heyetleri feshedilmiş ve yerlerine geçici idare heyetleri mahalli idare amirliğince teşekkül ettirilmiş ve Gemlik Viskoz Sanayii İşçileri Sendikası ise, idare heyeti feshettirilmiş, sendikanın idari ve mali muamelatı mahalli makamlarca kontrol edilmiş ve yine sendika merkezine evrakı müsbiteler kapatılarak, sendika merkezi mühürlenmiştir. (…)

“Gaziantep’ten telefonla verilen malumata göre, Soğmer fabrikasında çalışan işçileri temsil eden Mensucat Sanayii İşçileri Sendikası, Gaziantep Asliye Ceza Mahkemesinin kararı ile faaliyetten menedilmiş ve sendika hakkında adli soruşturma açılmıştır.

“Konfederasyonca yapılan soruşturmalar, sendikanın faaliyetten men ve hakkında takibata geçilmesinin sebebi, sendikanın başkanı ve bazı idarecilerinin D.P.’li oldukları ve düşük iktidar devrinde politikaya karıştıkları sebep olarak gösterilmiştir.”

Türk-İş’in 1960 yılı Kasım ayındaki genel kurulundan hemen sonra, Türk-İş’in İcra Kurulu, Devlet ve Hükümet Başkanı Cemal Gürsel’i ziyaret etti ve kendisine bu konuda ayrıntılı bilgi verdi. Cemal Gürsel, işten atılanların işlerine iadesi ve nakledilen işçilerin de eski işyerlerine dönebilmeleri için gereken talimatları vereceğini söyledi. Ancak bu girişimden bir sonuç alınamadı.

Türk-İş daha sonra Başbakan Yardımcısı Fahri Özdilek’le görüştü. Yine sonuç alınamaması üzerine, Türk-İş’i ziyaret eden Milli Birlik Komitesi üyesi Sami Küçük’e bu konuda bilgi verildi. Çalışma Bakanı Ahmet Tahtakılıç da bu konuyla ilgili olarak ziyaret edildi. (Türk-İş, V. Genel Kurul Çalışma Raporu, Ankara, 1964, s.37-39) Türk-İş, siyasi nedenlerle işten çıkarılanların bir listesini de hazırlayarak yetkililere sundu.

Soruna çözüm ancak 1962 yılında, aşağıda özetle ele alınan çeşitli girişimler sonrasında sağlanabildi. “27 Mayıs”zedelerin sorununa çözüm bulunurken, 1950 yılından sonra siyasi nedenlerle işten çıkarılanların geri alınmaları sorunu da çözümlendi.

Yapılan girişimler sonucunda, Bakanlar Kurulu 27.2.1962 tarihinde şu özel kararı aldı:

“Milli Savunma Bakanı İlhami Sancak, İçişleri Bakanı Ahmet Topaloğlu, Bayındırlık Bakanı Emin Paksüt, Ticaret Bakanı İhsan Gürsan, Gümrük ve Tekel Bakanı Şevket Buladoğlu, Ulaştırma Bakanı Cahit Akyar, Çalışma Bakanı Bülent Ecevit, Sanayi Bakanı Fethi Çelikbaş, 27 Şubat 1962 günü toplanarak, Devlet kesimindeki işyerlerinde çalışmakta iken mensup oldukları siyasi partiler, siyasi inanış ve davranışları sebebile veya haklarındaki ihbar ve şikayet konuları bakımından nezaret altına alınmış oldukları için (İş Kanunu hükümlerine dayanılarak) işinden çıkarılan veya nakledilen Devlet kesimindeki işçileri yeniden iş sahibi kılmak üzere yapılacak işlem hakkında, Hükümet programına ve Bakanlar Kurulu’nun prensip kararına dayanarak, aşağıdaki noktalarda görüş birliğine varmışlardır.

“1-Durumları yukarıda belirtilen işçiler arasında, işten çıkarıldıkları devre bakımından veya siyasi inanışları bakımından hiçbir ayrılık gözetilmeyecektir.

2-Bu durumdaki işçilerin eski işlerine alınmalarını, ilgili Bakanlar, kendi Bakanlıklarına bağlı müesseselerin işveren durumundaki yöneticilerine tavsiye edeceklerdir.

3-Eski işlerinde veya eski işyerlerindeki benzeri bir işte çalıştırılmalarına, münhal olmadığı için veya işveren durumundaki idarecilerin gösterebilecekleri ciddi mahzurlar yüzünden imkan bulunamıyanları tercihan aynı bölgede benzeri bir işte çalıştırmak üzere teşebbüse geçilecektir.

4-3’üncü maddenin gereğini yerine getirmek üzere, Bakanlık veya müesseseler; İş ve İşçi Bulma Kurumu’nun da aracılığından yararlanarak, birbirlerile işbirliği yapacaklardır.

5-Bu durumdaki işçilerden başka bir bölgede veya yurt dışında çalışmak isteyenler tesbit edilerek İş ve İşçi Bulma Kurumu’na bildirilecektir. Kurum kendilerinin isteklerini yerine getirmek üzere gerekli teşebbüslerde bulunacaktır.” (Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 28.3.1962 gün ve 50-D06932-085-126 sayılı yazısı eki )

Türk-İş yöneticileri 9 Ağustos 1962 günü Hükümet Temsilcileri ile bir görüşme yaparak, işçi sorunlarını görüştüler. Ele alınan konulardan biri de, “siyasi sebeplerle işten çıkarılanlar” idi.

Türk-İş’ten İbrahim Denizcier bu toplantıda şunları söyledi:

“İbrahim Denizcier: 27 Mayıs’tan evvel ve sonra işten çıkarılmış olan işçiler mevzuunu bazı bakanlıklar halletmişlerdir. Bunlara teşekkür ederiz. Sanayi ve Milli Savunma Bakanlığı’ndakiler eski işlerine hemen iade edilmemişlerdir. Askeri işyerlerinde 70 kadar, Sümerbank’da sayın Fethi Bey’in söylemesine rağmen Hereke fabrika müdürü elime yazılı bir emir gelmeden bunu kabul edemem demiştir. Soma ve Divrik’te de 3 sendikacı arkadaşımızın işlerine son vermişlerdir. (…) Bakanlıklar bu hususlarda belki gerekli emirleri vermişlerdir, fakat tatbikatı bakımından kuvveden fiile maalesef çıkmamıştır. Bu emir tekrarlanırsa bu arkadaşlar ıstıraptan kurtulmuş olurlar.” (Görüşme Tutanakları, 9 Ağustos 1962, 1962, s.11)

Sanayi Bakanı, bazı çıkartmaların siyaset dışı nedenlere bağlı olduğunu söyleyince, İbrahim Denizcier şu yanıtı verdi:

“İbrahim Denizcier: Bazı müdürlüklerde siyasi sebeple çıkarıldıkları halde, siyasi sebeple çıkarılmamış hissi verilmek istenmiştir. Bazıları iftiraya kurban giderek mahkemeye gitmiş, fakat beraat ederek geldikleri halde müdürleri bunları aldırmama yoluna gitmişlerdir. Tekel’de de düne kadar almıyorlardı. Fakat enerjik vekilimizin müdahalesiyle, hayır zararlı kimselerdir, dedikleri halde, bu defa almışlardır ve bu işyerinde huzur ve verim artmış, yuvalar da şenlenmiştir. Fabrika müdürleri bunları haksız olarak yapıyorlar. Onlar da biraz hüsnüniyet sahibi olsalar, bunların hepsi hal yoluna girecektir.” (Görüşme Tutanakları,9 Ağustos 1962, s.11)

Daha sonra çeşitli bakanlar söz alarak, kendi bakanlıklarındaki durumu özetlediler:

“Çalışma Bakanı: Ben bu konuda yaptığım tetkiklerde, disiplin dışı hareketlerini, kusurlarını gördüm. Ama, hükümet bütün bunları bile bile meseleyi helletme kararını almıştır. Bir işyerine particilik sokulup, disiplinsizlik olmuş ise, bu bir tutumun neticesidir. Bunda işçiyi mutazarrır etmek doğru olmaz. Bu meseleyi halle çalışırken, İşçi Konfederasyonu’ndan aldığımız liste üzerinde çalıştık. Ve Türk-İş’in bu sözünü doğru olarak kabul ederek, bunu esas kabul edip, siyasi sebeplerle çıkarılanları kati olarak belli olmasa bile, işlerine iade ettik. Mevzuun ekseriyeti halledilmiştir. Son müdahaleyle Merinos halledildi. İzmit Seka’da 9 kişinin durumu henüz hallolmamıştır. Bunda gerek işveren gerekse işçilerin rolü bulunmaktadır. Bunu da Sanayi Bakanı bu gibileri başka müesseselere yerleştirmek suretiyle halletmişlerdir.

“Milli Savunma Bakanı: Bize verilen listenin çoğu yerleştirilmiştir. Geri kalanların da isimleri verilirse meşgul olurum. Fakat badema bu mesele mahkemenin işi olmalıdır.

“Bayındırlık Bakanı: Siyasi sebeplerle işten çıkarılanların hemen alınmasını emretmiştim. Ve nakledilenleri de aileleri yanına nakle çalıştık. Bugüne kadar bir müracaat olmadı. Bu gibilerin müesseselerine de müracaatları lazımdır.” (Görüşme Tutanakları,9 Ağustos 1962, s.11)

Bakanların bu değerlendirmeleri üzerine, Türk-İş temsilcileri şu konuşmaları yaptılar:

“İbrahim Denizcier: Eskişehir şeker fabrikasında, Beykoz kundura fabrikasında 8 kişi işlerine alınmadı…

“Halil Tunç: Bizim verdiğimiz liste dışında artık biz isim getirecek değiliz. Bunların % 90’ı yerleşmiştir. % 10’u da yerleşirse bu mesele de kökünden halledilmiş olacaktır. Biz geri kalan isimleri Bakanlıklara verelim. Yerleştirme çareleri aransın…

“Ziya Hepbir: Petrol Ofis’te büyük hadiseler olmamıştır. Tek bir işçi çıkarılmamıştır. Ofisin idarecileri de bir gayret göstermemişlerdir. Ancak, siyasi parti temsilcileri bazı işçilerin çıkmalarına sebep oldular. Bunlardan iki tanesini biz de kabul etmiyoruz. Diğerlerinin alınması lazım. Sonra bunları uzak yerlere sevkedilenlerin de eski yerlerine getirilmelerini rica ediyoruz. Bazı fabrika müdürleri hissi hareket etmemelidirler. Bunu da kabul etmek zorundayız…

“Ethem Ezgü: Zeytinburnu fabrikasında (M.S.B.) hizmet müddetleri 13 ila 29 sene olan 46 kişi işinden çıkarıldı. Fabrika müdürü bunların Konya’da mutasavver 5’inci kademe için alındıklarını ve kademeden sarfınazar edildiğini ileri sürmüştür. 29 ila 32 sene çalışanların böyle tensikata uğratılması doğru olamaz. Burada da tamamen şahsi hareket edilmiştir…” (Görüşme Tutanakları, 9 Ağustos 1962, 1962, s.11 ve 12)

Bu toplantının ardından, Sanayi Bakanı Fethi Çelikbaş, Sümerbank, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş., Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu ve T.Selüloz ve Kağıt Fabrikaları İşletmesi’ne 5 Eylül 1962 tarihinde bir yazı yazdı:

“Hükümetin ilk günden itibaren siyasi sebeplerle işlerinden uzaklaştırılmış bulunan işçilerin tekrar eski işlerine alınmaları için gerekli teşebbüs ve temennilerde bulunduğu malumdur.

“1950 yılından itibaren Genel Müdürlüğünüze bağlı fabrika ve işyerlerinden siyasi sebepler altında işlerinden çıkarıldıkları iddia olunanların isimleri ilişik listede gösterilmiştir.

“İşletmeye herhangi bir şekilde zarar edebilecek bir harekette bulunmaları halinde mevzuat hükümleri dairesinde derhal işten uzaklaştırılmaları kayıt ve şartıyla, bir defaya mahsus olmak üzere bunların tekrar eski işlerine alınmaları ve eski işlerine alınmalarında çok büyük mahsur görülenlerin en yakın başka bir ünitede iş verilmesi,

“Bunlardan işten çıkarılırken aldıkları kıdem tazminatını def’aten iade edecek durumda olmayanların emsali müesseselerde olduğu gibi kıdem tazminatlarının taksitlere bağlanmak suretiyle tahsili uygun görülmüştür.

“Gereğinin buna göre ifasını ve neticesinin bildirilmesini rica ederim.”

Türk-İş yöneticileri, Hükümet yetkilileri ile 18-19 Eylül 1962 günleri ikinci bir toplantı yaptılar. Sanayi Bakanı, bu toplantıda yaptığı konuşmada, siyasi nedenlerle işten çıkarılma sorununun kapsamını 1950 yılına kadar genişlettiğini hatırlattı ve sorunun çözümlenmiş olduğunu söyledi. İbrahim Denizcier ise şu konuşmayı yaptı:

 

“İbrahim Denizcier: Sanayi Bakanı siyasi sebeple işlerinden ayrılanlar konusunu hallettiğini söylediler. Fakat Milli Savunma’da 70 kişi vardır. Bunu umumi olarak Hükümetin ele almasını rica edeceğiz. Bu bütün müesseselere teşmil edilmelidir. Halihazırda Tekel camiasında bu durum mevcuttur. (…)

“Ethem Ezgü: Askeri idarede yapılan iş tekrar bozulmaz prensibi ile askeri işyerlerinde çıkarılan işçiler tekrar alınmamaktadır. (…)” (Görüşme Tutanakları, 18-19 Eylül 1962, 1962, s.10)

Bu sorunun daha sonraki aylarda büyük ölçüde çözülmüş olduğu, Türkiye Tütün Müskirat Gıda ve Yardımcı İşçi Sendikaları Federasyonu’nun 3 Aralık 1962 tarihinde bağlı sendikalara yolladığı bir yazıda anlaşılmaktadır:

“27 Mayıs inkılabından sonra Tekel işyerlerinde İş Kanunu’nun 13 ve 16’ncı maddelerine ve Tekel iç yönetmeliğinin muaddel maddesine istinaden Tekel işyerlerinden 248 işçi muhtelif işyerlerine nakledilmiş ve bir kısmının iş akitleri feshedilmiş ve bir kısmı ise 13’üncü maddeye tabi tutularak tazminatları verilmiş ve işyerlerinden uzaklaştırılmışlardır.

“Federasyonumuz, bu haksız tasarrufu, işlemin yapıldığı tarihten itibaren derhal ele alarak savunmaya başlamış, kanun çerçevesi dahilinde gerekli mücadelesini yapmış ve müspet neticeye vararak sözü geçen İşçi Arkadaşlarımızı eski işyerlerine iade ettirmiştir.

“Bu haklı mücadelenin müspet yola girmesinde başta Türk-İş dahil olmak üzere Federasyonumuz ve Ona bağlı Teşkilatların tesanüdü, vahdeti büyük rol oynamıştır.

“Birinci kademe böylece sonuçlanınca, ikinci kademeye geçilmiş ve senelerce emek verdikleri ve bu emeklerinin karşılığı olan eski saat ücretlerini almalarının sağlanması safhasına geçilmiştir. Federasyonumuzun bu yolda yapmış olduğu uzun mücadele neticesinde, taleplerimiz gerek Bakanlık ve gerekse Tekel Genel Müdürlüğü tarafından kabul edilmiş ve 27 Mayıs’tan sonra İş Kanunu’nun 13, 16’ncı maddelerine dayanılarak iş akitleri feshedilen işçilerin eski saat ücretlerinin işe giriş tarihinden itibaren verilmesi karar altına alınmış ve bu hususta işyerlerine gerekli emir verilmiştir.

“Bu suretle mağdur arkadaşlarımız işe giriş tarihlerinden itibaren eski saat ücretlerini ve işe giriş ile emir tarihi arasındaki geçen farkları da almış olacaklardır.

“Bu yolda aksi bir işlemin tahakkuku halinde en geç bir hafta içerisinde Federasyonumuza bilgi verilmesini rica eder, tesanüdünüzün devamını temenni ederiz. Saygılarımızla.”(Türkiye Tütün Müskirat Gıda ve Yardımcı İşçi Sendikaları Federasyonu’nun 3.12.1962 tarihli yazısı)

Bu konu, Türk-İş’in 27 Ocak 1964 tarihinde Bursa’da toplanan genel kuruluna sunulan çalışma raporunda da şu şekilde ele alındı:

“27 Mayıs’tan Sonra İşten Çıkarılanlar:

“Konfederasyonumuzun bu dönemde en çok meşgul olduğu konulardan biri de şüphesiz ki 27 Mayıs 1960 devriminden sonra hissî ve politik sebeplerle işten çıkarılan arkadaşlarımızın durumu olmuştur.

“İcra Heyetimiz Genel Kurulun aldığı karara uyarak konu üzerinde ciddiyetle durmuştur. İlk olarak hemen kongre ertesinde bir heyetle birlikte zamanın devlet ve hükümet başkanı sayın Cemal Gürsel’i makamında ziyaret etmiş, kendilerine geniş izahat vererek işyerlerinde huzursuzluğun devam ettiğini, işten çıkarılan ve tensikata tâbi tutulan işçilerimizin perişan bir halde cemiyete küskün bir halde bulunduklarını, bu duruma son verilmesiyle işlerinden atılan arkadaşlarımızın işlerine iadesi, nakledilen arkadaşlarımızın aynı işyerlerine alınmalarını temin için gerekenlere emir vermeleri istenmiş, sayın Devlet Başkanı da taleplerimiz üzerinde hassasiyetle duracaklarını, alakalılara gereken emiri vereceklerini ifade etmişlerdir. İcra Heyetimiz bir müddet bekledikten sonra bir netice çıkmayınca durumu zamanın Başbakan Yardımcısı sayın Fahri Özdilek’e tekraren arzetmiş, Devlet Başkanımızın vaitlerini, bu işin beklemeğe tahammülü olmadığını hatırlatmış ve alakalılara bu konuda kat’i emrin en kısa zamanda verilmesini istemişti. Sayın Fahri Özdilek de Başbakanlık Müsteşarı Hilmi İncesulu’ya emir vererek bütün Bakanlara Devlet Başkanımız ve kendisinin arzularının Türk-İş’in görüşüne uygun olarak, işlerinden siyasî sebepler yüzünden çıkarılanların derhal eski işlerine alınmaları şeklinde olduğunu belirtmiştir.

“Bu ziyaretten sevinçle dönen İcra Heyetimiz yine bir müddet beklemiş, neticenin istenilen şekilde sonuçlanmamasının üzüntüsü içinde o günlerde Konfederasyonumuzu ziyarete gelen sayın Milli Birlik Komitesi üyesi Sami Küçük’e de durumu izah etmiş ve müzaheretlerini rica etmişti. Bununla da kalmayıp Çalışma Bakanı sayın Ahmet Tahtakılıç ziyaret edilmiş, kendilerine de geniş bilgi verilerek, bir kere de Çalışma Bakanlığı yönünden mevzuun ele alınması talep edilerek, kendilerine bu yolda bir de not verilmiştir.

“Çalışmalarımız bu şekilde devam etmekteyken Başbakan Yardımcısı Muharrem İhsan Kızıloğlu’ndan yazıyla, Çalışma Bakanı sayın Cahit Talas, Sanayi Bakanı sayın Şahap Kocatopçu, Tekel Bakanı sayın fethi Aşkın ve Ticaret Bakanı sayın Mehmet Baydur’dan da şifahî olarak yardım ve müzaheretleri rica edilmiş ve Bakanlıklarına bağlı işyerlerinden çıkarılmış işçilerin çok müşkül durumda oldukları, bunların tekrar eski işlerine alınmaları için alakalılara emir vermeleri talep edilmişti.

“Ancak, bütün bu çalışmalara rağmen müsbet sonuç Birinci Koalisyon Hükümetine kadar alınamamış ve nihayet Bakanlarla Türk-İş temsilcilerinin yaptıkları ilk toplantıda durum enine boyuna müzakere edilerek müsbet sonuca varılmıştır.

“Bakanlarla yapılan bu toplantıda Türk-İş konunun kesinlikle halledilmesini talep etmiş, daha önceden alınan bu yoldaki Bakanlar Kurulu prensip kararının aynen uygulanmasını ileri sürmüş ve tesbit ettiği isimleri her Bakana ayrı ayrı takdim ederek bu yolda gayretlerini istemiştir. Neticede aşağıda bir örneğini verdiğimiz genelge ile alakalı Bakanlıklar teşkilatlarına talimatlarını vermişlerdir.

“5.9.1962

“7/2741 Sümerbank Genel Müdürlüğüne

“2742 Türkiye Şeker fabrikaları A.Ş.

“2743 Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu

“2744 T.Selüloz ve Kağıt.Fab.İşl.

“Hükümetin ilk günden itibaren siyasî sebeplerle işlerinden uzaklaştırılmış bulunan işçilerin tekrar eski işlerine alınmaları için gerekli teşebbüs ve temennilerde bulunduğu malûmdur.

“1950 yılından itibaren Genel Müdürlüğünüze bağlı fabrika ve işyerlerinden siyasî sebepler altında işlerinden çıkarıldıkları iddia olunanların isimleri ilişik listede gösterilmiştir.

“İşletmeye herhangi bir şekilde zarar edebilecek bir harekette bulunmalı halinde mevzuat hükümleri dairesinde derhal işten uzaklaştırılmaları kayıt ve şartıyla bir defaya mahsus olmak üzere bunların tekrar eski işlerine alınmaları ve eski işlerine alınmalarında çok büyük mahsur görülenlerin en yakın başka bir ünitede iş verilmesi,

“Bunlardan işten çıkarılırken aldıkları kıdem tazminatını def’aten iade edecek durumda olmayanların emsali müesseselerde olduğu gibi kıdem tazminatlarının taksitlere bağlanmak suretiyle tahsili uygun görülmüştür.

“Gereğinin buna göre ifasını ve neticenin bildirilmesini rica ederim.

“Fethi Çelikbaş

“Sanayi Bakanı”

“Aziz Delegeler,

“Bakanlıkların teşkilatına gönderdikleri genelgeler neticesi 27 Mayıs’tan sonra işlerinden çıkarılan arkadaşlarımızın yüzde 99’u işlerine alınmış oldu. Ve Türk-İş de çabalarının bu ekilde müsbet olarak sonuçlanmasının bahtiyarlığına erişti.

“Burada Türk-İş’in bu başarısında büyük emeği geçen sayın Çalışma Bakanı Bülent Ecevit’e teşekkürü bir borç biliriz.” (Türk-İş, Beşinci Genel Kurula Sunulan İdarî ve Malî Raporlar, Bursa, 27 Ocak 1964, s.37-39)

DİĞER HABERLER
POLONEZ İŞÇİLERİ YERİNİ SÖKE SÖKE GERİ ALDI
POLONEZ İŞÇİLERİ YERİNİ SÖKE SÖKE GERİ ALDI

İstanbul Çatalca’da iki ayı aşkın süredir Ürdün sermayeli Polonez iş yerinde sendikal mücadele veren 146 Tekgıda-İş üyesi işçi, fabrika önündeki direniş alanlarını yeniden aldı.

“DİRENİYORUZ AMA POLİS MÜDAHALESİ ÇOK AĞIR OLUYOR. “
“DİRENİYORUZ AMA POLİS MÜDAHALESİ ÇOK AĞIR OLUYOR. “

Sendikaya üye olduktan sonra işten çıkarılan Polonez gıda fabrikası işçilerinin direnişinde iki ay geride kaldı.

DİN, POLİS, YARGI, TÜM İMKÂNLAR SEFERBER EDİLDİ: EN BÜYÜK KORKUSU HALK
DİN, POLİS, YARGI, TÜM İMKÂNLAR SEFERBER EDİLDİ: EN BÜYÜK KORKUSU HALK

Toplumsal desteğini yitirmeye başlayan rejim her itiraz dalgasına karşı seferberlik ilan etmiş durumda. Yargı, polis, mafya, ve son olarak din görevlileri dahil herkes açığa çıkan bu itirazların bastırılmasıyla görevli.

MÜFTÜNÜN DERDİNE BAK! İŞÇİLERE ‘BÖYLE HAK ARANMAZ’ DİYEREK MÜDAHALE ETTİ
MÜFTÜNÜN DERDİNE BAK! İŞÇİLERE ‘BÖYLE HAK ARANMAZ’ DİYEREK MÜDAHALE ETTİ

Sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan ve iki ayı aşkın süredir eylemlerini sürdüren Polonez işçilerine, dün sabah Çatalca Kaymakamlığı önünde Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu, “Böyle hak aranmaz” diyerek müdahale etti.