İşçi ve emekçiler ülkenin dört yanında hak mücadelesini baskılara rağmen sürdürüyor. İstanbul’dan Gebze’ye ve Hatay’a uzanan direnişlerde pek çok farklı işkolundan işçi ‘‘Umutluyuz, kazanacağız’’ dedi.

Asgari ücrete ara zam yapılmamasına yönelik tartışmaların sürdüğü ve enflasyonun yılın ilk yarısındaki seyrine ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı temmuz ayının ardından, yılın ikinci yarısının ilk günlerinde de işçiler insanca bir yaşam için mücadele etmeye devam ediyor.

Depo alanından gıda ve metal sektörlerine kadar pek çok farklı işkolunda emekçiler, alın terlerinin karşılığını almak için direniyor. Kimi işçiler fabrikada üretimi durdururken kimisi de sokaklarda seslerini duyurmak istiyor. Günlerini fabrika önlerinde türkü ve halaylarla kol kola geçiren işçiler, gerçekleşen polis müdahalelerine de omuz omuza göğüs geriyor.

AĞACIMIZA DA SAHİP ÇIKTIK

İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan 146 işçi, tam 32 gündür direniyor. Sendikal haklarına saygı duyulması ve işe iade talebiyle bir aydır eylemde olan işçilerin direnişi, fabrika önünde nöbet tutmakla da sınırlı kalmadı. İşçiler bu bir ay içerisinde hem Çatalca Kaymakamlığı hem de İstanbul Valiliği önüne gittiler. Valilik sonrası firmanın Ataşehir’de bulunan genel merkezi önünde eylem yapan işçiler, polisin sert müdahalesiyle karşılaştı. Çevik kuvvet ekipleri genel merkez önünde toplanan işçilere biber gazıyla müdahale ederken işçilere desteğe gelen sendika ve siyasi partiler de polis ekiplerince ablukaya alındı. Tüm baskı ve engellemelere rağmen onlara desteğe gelen kitlelerle buluşan işçiler, geceyi genel merkez önünde sabahlayarak geçirdi.

İşçiler karşılarına çıkan her alanı bir direniş mevziine çevirerek mücadele ederken işveren de çeşitli hamlelerde bulundu. İşten çıkardığı işçiler yerine taşeron işçileri fabrikaya alarak üretime devam eden Polonez işvereni, en son da işçilerin bir aydır gölgesinde serinlediği fabrika önündeki ağaçları sökmeye başladı. İşveren işçiye gölgesini sunan ağacı bile hedef alırken işçilerin kararlılığı, bu doğa katliamını da önledi. Ağaçların sökülmesinin ardından alana giderek eylemlerini sürdüren işçiler, işverenin kalan ağaçlara dokunmasını engellemiş oldu.

Tüm bunlara rağmen direnmeye ve yeni mücadele yöntemleri aramaya devam eden Polonez işçileri, ne pahasına olursa olsun haklarını aramaya devam etmekte kararlı. İşçilerden Seda Kurt Altıntaş, umutlarının her gün yeniden tazelendiğini söyledi. BirGün’e konuşan Altıntaş, “Umudumuz diri, daha gidilecek çok yer var” ifadelerini kullandı. Bir aydır bazen neşe içinde bazen ise ince bir hüzünle direndiklerini kaydeden Altıntaş, şunları söyledi: “Biz direnirken çok güzel dostluklar edindik, çok güçlü ilişkiler kurduk. Üstelik tüm bu bağlar yalnızca iş arkadaşlarımızla aramızda oluşmadı. Genel merkez önünde sabahlarken oradaki pek çok komşu bize gece boyu çay, kahve, yemek getirdi. Biz Çatalca’dayız, İstanbul’da hiç tanıdığımız yok. Yani en azından yok sanırdık. Ama o gün gördük ki biz hiç yalnız değiliz. Yalnız olmadığımız için de ne pahasına olursa olsun mutlaka biz kazanacağız.”

HAKKIMIZI VERİN

Bir diğer işçi direnişi ise Hatay’da, İskenderun’da sürüyor. İskenderun Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Befesa Silvermet’te toplu sözleşme görüşmelerinde zam oranında anlaşamayan işçilerin çıktığı grev, dün 25’inci gününü geride bıraktı. Birleşik Metal İşçileri Sendikası’na (Birleşik Metal-İş) üye işçiler, “Sefalet ücreti dayatmasını kabul etmeyeceğiz” dedi.

Befesa Silvermet işçileri, üç yıl önce Özçelik-İş’ten istifa ederek Birleşik Metal-İş’e üye olmuşlardı. Ancak HAK-İŞ’e bağlı sendika, Birleşik Metal-İş’in yetki belgesine itiraz etmiş ve yargı süreci 3 yıl sürmüştü. Hukuki sürecin sonuçlanmaması neticesinde üç yıldır toplu iş sözleşmesi hakkından yararlanamayan işçilerin ücreti asgari ücret bandında seyrediyordu. Yargı sürecinin sonlanmasıyla birlikte toplu sözleşme masasına oturan sendika, zam oranında anlaşamayınca da işçiler greve çıktı. Sendikanın İşyeri Temsilcisi Hasan Ateş ilk günkü gibi kararlı olduklarını söyledi. Ateş, “Hiçbirimizde en ufak bir endişe yok. Hepimiz grevde olduğumuz için çok mutluyuz. İşveren geçen bir zam teklifiyle geldi ama yeterli bulmadığımız için kabul etmedik. Üretim devam etmediği için fabrikanın zarar ettiğini söylüyorlar, zarardalarsa ya hakkımızı versinler ya da kapatıp gitsinler” ifadelerini kullandı.

DAYANIŞMA KONSERİ

Birleşik Metal-İş’e üye işçilerin greve çıktığı bir diğer fabrika olan Mersen’de de üretim 123 gündür durmuş durumda. Gebze’de bulunan Mersen fabrikasında 4 aydır grevde olan işçiler, haklarını kazanana kadar mücadele etmekte kararlı. Tam 123 gündür fabrika önündeki grev çadırını bir an bile boş bırakmayan işçiler, seslerini fabrikadan ötesine duyurmakta da ısrar ediyorlar. Fransız sermayeli firmanın yaptığı hak ihlallerini daha önce Fransız Konsolosluğu önünde protesto eden işçiler, grevlerinin 100’üncü gününü de pasta keserek kutlamıştı. İşçiler, grevlerinin 125’inci günü olan 21 Ağustos Çarşamba günü de bir dayanışma konseri düzenleyecek.

Sendikanın İşyeri Temsilcisi Selahattin Ayar, kazanana kadar fabrika kapısı önünden ayrılmayacaklarını söyledi. Mersen grevinin katıldığı ilk grev olduğunu belirten Ayar, şöyle konuştu: “4 ay oldu ama bizim moral motivasyonumuz ilk günkü gibi yerinde. Aylardır buradayız, pes etmiyoruz, etmeyeceğiz de. Geçen gün İnsan Kaynakları’ndan bir yetkili geldi, ‘Batıyoruz’ dedi. ‘E batıyorsunuz madem taleplerimizi kabul edin’ dedik, Fransız yetkililerinin müsaade etmediğini söylediler. O da onların sorunu artık, ‘Bizim grevde keyfimiz yerinde, orasını da siz düşünün’ dedik.”

SAĞLIĞIMIZDAN OLDUK

Bir başka direniş de İstanbul Esenyurt’ta gerçekleşiyor. CarrefourSA depo işçileri, çalışma koşullarında iyileştirme ve zam yapılması talebinde bulundukları için işten çıkarılmalarının ardından bir haftadır eylemler gerçekleştiriyor. Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası’nın (DGD-Sen) temsilcilerinin de aralarında bulunduğu 6 işçinin 12 Ağustos’ta işten çıkarılmasıyla eylemlerini artıran işçiler, talepleri karşılanana dek direnmeye devam edeceklerini söyledi. MA’ya konuşan işçiler, depodaki çalışma koşullarının insanlıkdışı olduğunu ifade etti. Depoda 3 aydır çalışan Gülşah Şahin, çalışma koşullarına ve baskılara karşı itiraz eden kadınların daha zorlu işlerde görevlendirildiğini kaydetti. Depodaki sorunların yıllardır sürdüğünü belirten Şahin, “Bazılarımızın bel fıtığı, bazılarımızın da boyun fıtığı var. Tozdan, kirden ve bakteriden dolayı çoğumuz hastayız. İçeride havalandırma olmadığı için hepimizde öksürük mevcut ve bu nedenle de sağlığımızdan olduk” diye konuştu.