‘BİZ YORULMADIK AMA ONLAR YORULDU’
Polonez işçilerinin fabrika önündeki direnişi bir ayı geçti. Direnişin 42. gününde Aydınlık’a duygu ve düşüncelerini anlatan işçiler, kararlılık mesajları verdi. Hakları olanı almadan mücadeleden dönmeyeceklerini belirten emekçiler ‘365 gün de geçse dönmek yok. Biz yorulmadık ama onlar yoruldu’ dedi
Tekgıda-İş Sendikası’na üye oldukları için işten çıkarılan 146 işçi bir kez daha haklarını alana kadar mücadeleye devam sözü verdi. İşçilerin direnişi bugün 43. gününe girdi. Bir ayı geçkin süredir mücadele eden emekçilerin İstanbul Çatalca’daki fabrika önüne kurdukları çadırı ziyaret ettik.
Aydınlık gazetesi ve Ulusal Kanal’ın geldiğini gören emekçiler bizi güleç yüzleri ile ayağa kalkıp selam vererek karşıladı. Yoğun yağış altında çay ikram etmeyi de ihmal etmediler. Biz de emekçilere hislerini sorduk. İşçiler “43 değil, 365 gün geçse de mücadeleden dönmek yok. Biz hiçbir zaman vazgeçmedik ve yorulmadık ama onlar yoruldu.” dedi.
Emekçiler sık sık “İş, ekmek yoksa barış da yok.”, “Yağmur çamur olsa da, kış kıyamet kopsa da direneceğiz.”, “Birleşe birleşe kazanacağız.”, “Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır.”, “Polonez işçisi direnişin simgesi.”, “Direne direne kazanacağız” sloganları attı. Daha sonra direniş halayları çekildi.
Emekçiler grevin 42. gününde şu duyguları ve paylaştı:
‘ÇALIŞMA HAYATIMI HEP OLUMSUZ ETKİLEYECEK’
– Kadriye Çetin: Para kazanıp üniversite okumak için buraya girmiştim. 8 aydır çalışıyordum. Doğru düzgün ne mesai ücretlerimi ne de haklarımı aldım. Kod- 46’dan bizleri işten attılar. Yani yüz kızartıcı suç maddesinden. Bu maddeden dolayı atıldığım için çalışma yaşamım hep olumsuz etkilenecek. Bu kadar kişinin hakkına giriyorlar. Sorunumuzun çözülmesini, hakkımızın bir an önce verilmesini istiyoruz.
‘BU FABRİKADA TANIŞTIK, BURADA EVLENDİK’
– İlkay Orman: Ben çocuğum ve eşimle buraya geldim. Biz bu fabrikada tanıştık, burada evlendik. Ailecek burada beraber direniyoruz. Hakkımızı alana kadar da direnmeye devam edeceğiz. Sonuna kadar devam.
‘HAKKIMIZI ALANA KADAR BURADAYIZ’
– Satı Savaş: Ben 18 yıldır burada çalışıyordum. Makine operatörüydüm. Hakkımızı alana kadar buradayız. 41 gün oldu hiç yorulmadık. İlk günkü gibi direniyoruz. Umudumuz her geçen gün daha da artıyor. Biz hiçbir zaman vazgeçmedik ve yorulmadık ama onlar yoruldu. Müdürlerimizin, amirlerimizin çok yorulduğunu iyi biliyoruz. Onlar pes edecek biz etmeyeceğiz. Sendika hakkımızı alana kadar direneceğiz.
‘AĞABEY, ABLA, KARDEŞ OLDUK’
– Nuh Kaya: Biz ilk eyleme başladığımız 17 Temmuz’da 13 kişiydik. Sonra 102, 136 olduk. Şimdi 146 kişiyiz. Biz burada 146 kişi ağabey, abla, kardeş olduk. Daha önce hiç birbirimizi tanımıyorduk. Burada aile olduk. Set gibi işverenin önüne dayandık. Bizi yıldıramayacaklar. Anayasa’nın 51. maddesi bizim en doğal hakkımız. Herkes fabrikada sendikaya üye olacak. Hakkını alacak. 43 gün değil, 365 gün de olsa yılmayacağız. Çalışma Bakanlığı işverene dava açmak yerine, bizleri işe alsın. Haklarımızın verilmesini sağlasın. Zafer her zaman umudu en yüksek olanındır. Karanlığa kurşun atabilirsiniz ama umuda zincir vuramazsınız.
‘FABRİKADA ADALETLİ BİR SİSTEM YOK’
– İşçi: Bizim burada hangi koşullarda çalıştığımızın da önemi çok büyük. Bu fabrikada adaletli bir sistem yok. Fabrika düzen tutmuyor. Çalışma koşullarımız çok kötü. Ne zaman şartlarımız iyileştirilirse, haklarımız verilirse biz de o zaman işimizin başına döneriz.