Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
11 Aralık 2024
SOFRAYA DÖNEN ZEHİR

Pestisit kullanımı halk sağlığı, çevre ve biyoçeşitlilik üzerinde büyük tehditler oluşturuyor. AB’nin iade ettiği ürünlerin iç pazara sunulduğu iddiaları kaygı yaratırken uzmanlar denetimlerin yetersizliğine dikkat çekiyor.

SOFRAYA DÖNEN ZEHİR

AB’nin pestisit kalıntıları nedeniyle bazı ürünleri iade etmesi Türkiye’deki pestisit kullanımı konusunda büyük kaygı yaratıyor. Pestisit içeren ürünlerin sofralara kadar gelmesi olasılığı hem bireysel hem de toplumsal sağlık üzerinde tedirginlik yaratıyor. Avrupa Birliği’ne ihraç edilen ürünlerin standartlara uymadığı gerekçesi ile geri gönderilmeleri “Bu ürünleri biz mi tüketiyoruz” sorusunu akıllara getiriyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı, AB geçiş sürecinde 200’ün üzerinde maddenin kullanımını yasakladı. Ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün “muhtemel kanserojen” olarak belirlediği 13 aktif maddeden 9’u hâlâ yasaklanmadı. Bakanlığın verilerine göre 2022 yılı itibarıyla en fazla tarım ilacı kullanılan ilk 5 il, toplam kullanımın yüzde 7,7’si ile Antalya, yüzde 7,6’sı ile Manisa, yüzde 7,2’si ile Mersin, yüzde 5,9’u ile Adana ve yüzde 4,1’i ile Malatya oldu.

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Dr. Fatih Özden, pestisit kullanımının hem çiftçiler için büyük bir maliyet unsuru oluşturduğunu hem de insan sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkiler yarattığını ifade etti. Dr. Özden, pestisit kullanımı nedeniyle zaman içinde direnç kazanan zararlılarla mücadele için, zehir dozajlarının sürekli olarak artırılması gerektiğini ancak, belli bir noktada zararlılar tamamen direnç kazandığında, piyasaya yeni sürülen ve daha etkili olan zehirlerin kullanımına sıra geleceğini belirtiyor. Böylece çiftçilerin masraflarını sürekli artıran bir kısır döngünün içine hapsolduklarını belirten Özden “Sofralarımıza ulaşan ürünlerin pestisitlere bağlı gerçek maliyeti, yalnızca bu görünür maliyetlerle sınırlı değildir. Zira bu ürünler, gıda güvenliği açısından yüksek riskler taşır ve birçok hastalığın zeminini hazırlar” diye konuştu.

SAĞLIK MALİYETLERİ ARTIYOR
Özden, pestisitlerin halk sağlığı üzerindeki etkilerine dikkati çekerek Avrupa Sağlık ve Çevre Birliği tarafından yayımlanan “Avrupa Birliği’nde Sağlık Maliyetleri” başlıklı raporu örnek gösterdi. Pestisitlerin de içinde bulunduğu endokrin sistem bozucu kimyasallar nedeniyle, diyabetin 300 milyar avro, otizmin 226 milyar avro, aşırı kilo ve obezitenin 81 milyar avro, meme kanserinin 16 milyar avro, prostat kanserinin 9 milyar avro ve kısırlığın 2,4-3,1 milyar avroluk yıllık sağlık harcamasına mal olduğunu ifade etti. Dr. Özden, pestisitlerin çevresel etkilerini ise şu şekilde vurguladı: “Bakanlık tarafından kontrol amaçlı bazı uygulamalar mevcut, ancak bu önlemler oldukça yetersizdir ve çoğunlukla ihracata yönelik ürünlere odaklanmaktadır. Kontrollerin büyük bir bölümü ihracata giden ürünlere yapılmasına rağmen, ortaya çıkan birçok sorun ve ürünlerin iade edilmesi, ülke içindeki durumla ilgili endişelerimizi daha da artırmaktadır. Pestisitler, biyoçeşitlilik kaybında önemli bir rol oynar. Hayvan ve bitki türlerindeki azalma, pestisitlerin doğrudan etkisiyle gerçekleşmektedir. Biyoçeşitlilik kaybının maliyetleri ise parayla ölçülmez.”

ENDÜSTRİYEL TARIM ZEHİRLİYOR
Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği Başkanı Nihat Fırat da özellikle iç pazara sunulan gıda ürünlerinin denetimsizlikten dolayı tehlikeli bir hâle geldiğini ifade etti. Fırat şunları dile getirdi: “Yıllardır, gümrükten dönen sebze ve meyvelerin iç pazarda tüketiciye sunulması, halk sağlığı için büyük bir tehlike oluşturuyor. Ancak, bu ürünlerin içeriği hakkında hiçbir denetim yapılmıyor. Hallerde, semt pazarlarında ya da marketlerde bu ürünler analiz edilmiyor. Ne yiyip ne içtiğimiz belli değil. Toplum sağlığı açısından bu ürünlerin üretiminden tüketimine kadar denetlenmesi şarttır. Gıda güvenliğinin sağlanması, yalnızca fiziksel kirliliğin tespitinden ibaret değildir.” Endüstriyel tarımın zararlarının geniş bir çerçevede ele alınması gerektiğini söyleyen Fırat şöyle devam etti: “Bu tarım kanser gibi hastalıklarla doğrudan ilişkilendirilebilinir. Endüstriyel tarımın gelişmesine paralel olarak kanser hastalığında da bir artış gözleniyor. Binlerce dönüm üzerinde tek tip ürünle yapılan üretimlerde yoğun ve dronlarla yapılan ilaçlamalar, jeotermallerin çıkardığı ağır metaller biyolojik çeşitliliği yok ettiği gibi yararlı-zararlı böcek dengesini de zararlı böcek lehine bozmaktadır. Endüstriyel tarımda zehirsiz ürün üretmek mümkün değildir.”

AGROEKOLOJİK TARIM BENİMSENMELİ
Özden, sadece halk sağlığını değil, tüm ekosistemi korumak için de pestisit kullanımının sınırlandırılması gerektiğine dikkat çekti. Agroekolojik üretim sistemlerinin yaygınlaştırılmasının önemine değinen Özden şu değerlendirmeyi yaptı: “Agroekolojik uygulamalar, ekosistem hizmetlerini sağlayarak, bitkilerin zararlılarla karşılaşmadan dirençli bir ortamda büyümesini mümkün kılar. Bununla birlikte, bazı hastalıklar ve zararlılarla karşılaşıldığında, agroekolojik yaklaşımlar biyolojik, biyo-teknik ve organik tabanlı yöntemlerle etkili mücadele sağlar. Ülkemizdeki güçlü kooperatif yapıların agroekolojiyi benimsemesi, bu bağlamda büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, merkezi ve yerel yönetimlerin tarıma vermiş oldukları destekleri agroekolojiyi teşvik etmek amacıyla kullanmaları, bu üretim sistemine geçişte son derecek etkili olacaktır. Bu konularda bazı çabalar olsa da, bu çabaların ve desteklerin çok yetersiz olduğunu vurgulamak gerekiyor.” Dr. Özden, agroekolojinin yaygınlaşması için güçlü bir örgütlülüğün ve devlet desteğinin şart olduğuna değindi.

Fırat ise agroekolojik tarıma geçişin önemini şöyle açıkladı: “Sağlıklı ve ucuz gıdaya ulaşmanın tek yolu, agroekolojik küçük aile tarımına geçiştir. Bu tür tarım, çevreyi kirletmeden, zehirli kimyasallar kullanmadan, doğa dostu üretim yapmayı hedefler. Bununla birlikte, agroekolojinin yaygınlaşması için ciddi bir kamusal desteğe ihtiyaç vardır.”

Kamusal desteklerin artırılması gerektiğini ifade eden Fırat, “Endüstriyel tarımda sağlanan kamu desteklerinin, küçük üreticiler ve agroekolojik tarım için kullanılmaya başlanması gerekir. Tarım sistemindeki bu köklü değişiklik, ancak toplumsal desteği olan bir süreçle gerçekleşebilir. Endüstriyel tarım zehirler, agroekolojik tarım ise besler. Eğer daha ucuza daha sağlıklı beslenmek istiyorsak, endüstriyel tarımı kökten reddedip agroekolojik küçük aile tarımını benimsemeliyiz” görüşünü dile getirdi.

TÜRKİYE PESTİSİT ŞAMPİYONU
Avrupa Komisyonu’nun Hızlı Alarm Sistemi’nin (RASFF) 2023 raporuna göre Türkiye, meyve ve sebzelerde pestisit kalıntısı kaynaklı bildirimlerde üst üste dört yıl ilk sırada yer aldı. 2023 yılında Türkiye kaynaklı 168 bildirim yapıldı ve bu ürünlerin yarısından fazlası sınırda reddedilerek iade edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın raporları da tehlikenin arttığını gösterdi. Bakanlığın faaliyet raporlarına göre, 2021’de 373 bin 204 denetim yapıldı ve alınan 14 bin 744 numuneden 772’si olumsuz sonuçlandı. 2023 yılında ise denetim sayısı 394 bin 624’e çıkarken, numune sayısı 12 bin 737’de kaldı. Olumsuz numune sayısı yaklaşık 3 kat artarak 2 bin 22’ye yükseldi. Bu, neredeyse her altı numuneden birinin sorunlu olduğunu gösteriyor. Pestisit kalıntıları, insan sağlığı üzerinde hormonal bozukluklar, kanser riski ve nörolojik problemler gibi ciddi etkilere neden olabiliyor.

KAYNAK Birgün
DİĞER HABERLER
ANKARA AYAZINI ISITAN ATEŞ: TEKEL DİRENİŞİ 15 YAŞINDA
ANKARA AYAZINI ISITAN ATEŞ: TEKEL DİRENİŞİ 15 YAŞINDA

15 yıl önce TEKEL işçilerinin Ankara’nın ayazında yaktığı direniş ateşi, sadece emekçilerin hak arayışı değil, aynı zamanda Türkiye tarihinin en büyük kitlesel başkaldırılarından biri oldu.

ENFLASYONDA ON BİR AY İÇİN ‘TEPE TEPE KULLANILACAK’ YÜZDE 15’LİK ALAN KALDI!
ENFLASYONDA ON BİR AY İÇİN ‘TEPE TEPE KULLANILACAK’ YÜZDE 15’LİK ALAN KALDI!

Enflasyonda sürpriz yok; yıla tahmin edilen düzeyde bir artışla girildi. TÜFE ocak ayında yüzde 5,03 arttı.

GÜNÜMÜZDEKİ TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNDE ÜCRETSİZ MAZERET İZİNLERİ
GÜNÜMÜZDEKİ TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNDE ÜCRETSİZ MAZERET İZİNLERİ

İşçilerin önemli taleplerinden biri, bazı mazeretleri nedeniyle işe gitmemeleri durumunda iş sözleşmelerinin işveren tarafından feshedilmemesidir.

İŞ SÖZLEŞMESİ DEVRİ İŞÇİYE NE HAK TANIR?
İŞ SÖZLEŞMESİ DEVRİ İŞÇİYE NE HAK TANIR?

İş sözleşmesinin devri işlemi, işçinin işvereninin değişmesine sebep olduğundan, işçinin onayını gerektiriyor. Yeni işveren iş sözleşmesinin tarafı haline gelirken, devreden işveren taraf sıfatını kaybediyor.