Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
04 Şubat 2025
ANKARA AYAZINI ISITAN ATEŞ: TEKEL DİRENİŞİ 15 YAŞINDA

15 yıl önce TEKEL işçilerinin Ankara’nın ayazında yaktığı direniş ateşi, sadece emekçilerin hak arayışı değil, aynı zamanda Türkiye tarihinin en büyük kitlesel başkaldırılarından biri oldu.

ANKARA AYAZINI ISITAN ATEŞ: TEKEL DİRENİŞİ 15 YAŞINDA

Bugün, 12 Eylül sonrası ülkede gerçekleşen en büyük toplu iş bırakma eyleminin, yurt genelinde ilan edilen genel grevin 15’inci yıldönümü. Türkiye işçi sınıfı tarihinin hem en kitlesel eylemlerinden biri hem de Cumhuriyet tarihinde bir kırılma yaratan en önemli başkaldırılardan bir tanesi olan TEKEL Direnişi’nin üzerinden 15 yıl geçti.

TEKEL fabrikalarının özelleştirilmesine karşı Ankara’da 78 gün boyunca süren direniş, yalnızca 12 Eylül’den bu yana sistematik bir şekilde baskılanmış emek hareketi üzerindeki ölü toprağı atmakla kalmadı, aynı zamanda o dönem henüz iktidarının 7’nci yılında olan AKP’ye karşı gerçekleştirilen en büyük kitlesel başkaldırı oldu. Nitekim direnişten 3 yıl sonra ülke tarihinin en büyük halk isyanı olan Gezi Direnişi, tüm coşku ve kararlılığıyla yaşandı.

2009’un son günlerinde TEKEL’e ait sigara fabrikalarının özelleştirilmesi kararı ile fabrikalar, ihaleyle British American Tobacco’ya 1,7 milyar dolara satıldı. Şirket işçi çıkartacağını açıklarken AKP iktidarı ise işçilerin diğer kamu kuruluşlarına aktarılmasını reddetti. Yerine, iş güvencesini ortadan kaldıran süreli sözleşmelerle yarı ücrete çalışmalarını öngören 4/C maddesini önerdi. 10 bin işçinin, 31 Ocak 2010’da işten çıkarılarak 4/C statüsüne geçirilmesi istendi. İktidarın buyruğunu kabul etmeyen direniş, böylece başlamış oldu. Dönüş bileti satın dahi almadan haklarını savunmak üzere başkente giden binlerce işçi, Ankara ayazının en keskin günlerinde ‘bahar eyledi kışı.’

15 Aralık 2009 günü 6 bin TEKEL işçisi Ankara’da bir araya gelerek AKP Genel Merkezi’ne yürümek istedi ancak yürüyüşe izin verilmedi. Abdi İpekçi Parkı’nda beklemeyi sürdüren işçiler, ertesi gün polisin müdahalesine uğradı. Ardından TEKEL işçisinin sesi, dalga dalga ülkeye yayılmaya başladı. 22 Aralık 2009’da Abdi İpekçi parkına çadırlar kuruldu, 25 Aralık’ta ise sendika ve konfederasyonlar bir saatlik iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. 28 Aralık’ta Türk-İş Başkanlar Kurulu bir araya geldikten sonra Güvenpark’tan TBMM’ye yürüdü. 2010’un ilk gününde dönemin başbakanı Erdoğan direniş çadırında yatan 10 bin işçi için şunları söyledi: “Bunlar 300-500 kişi.”

İşçiler, yine de pes etmedi. 8 Ocak’ta 42 TEKEL işçisi kendilerini AKP Merkezi önüne zincirledi, 15 Ocak’ta ise 3 günlük oturma eylemi başlattı. 17 Ocak’ta başkentin tüm sokaklarında TEKEL işçisinin direniş sözleri yankılanıyordu. Sıhhiye Meydanı’nda 100 bin kişilik bir miting düzenlendi. Korku duvarı bir kere çatlamıştı, TEKEL işçisi vazgeçmiyor, tüm yurt da onların yanında duruyor, onların hakkını arıyordu. En sonunda, 4 Şubat 2010’da 12 Eylül sonrası en büyük iş bırakma eylemi gerçekleştirildi, yurt genelinde bir günlük genel grev yapıldı.

KÜLLENMİŞ ATEŞ YENİDEN HARLANIR
O dönem genç bir TEKEL işçisi olan Tekgıda-İş Örgütlenme Uzmanı Suat Karlıkaya da Türkiye işçi sınıfı hareketinin en büyük direnişlerinden olan TEKEL Direnişi’ni BirGün’e anlattı. TEKEL Direnişi’nden bugüne kalan en önemli mirasın, ‘Eğer hakkını arayanlar bir araya gelip mücadele ederse her şey yapılabilir, her şeyin üstesinden gelinebilir’ dersi olduğunun altını çizen Karlıkaya, şunları söyledi: “O günlerde de, tıpkı bugün olduğu gibi Cumhuriyet’in birikimleri satılıyordu. TÜPRAŞ, TEKEL, Şeker Fabrikaları… Biz TEKEL işçileri olarak bir yandan hakkımızı ararken bir yandan da Cumhuriyet’ten arta kalanların yağmalanmasına karşı çıkıyorduk. AKP zaten emperyalizmin güdümünde, Cumhuriyet değerlerinin altını boşaltarak en başından bu yana kendi sermayesine alan açma gayretinde olan bir iktidar. Maalesef TEKEL satıldı ama Ankara’da 78 gün süren o direniş geriye izin hakkı olsun, maaşlarda yükseliş olsun çok şey bıraktı. Ama bana kalırsa geriye bıraktığı en önemli ders de mücadelenin neleri mümkün kılacağını kamuoyuna göstermek oldu.

Bizim direnişte bir sloganımız vardı, ‘KAVEL kıvılcımsa TEKEL yanan ateştir’ derdik. Bugün TEKEL’in yaktığı ateş küllenmiş olabilir ama yalnızca üstü küllenen o ateşin yeniden yükselmesi parlayacak tek bir kıvılcıma bakar. Nitekim ülke gidişatına baktığımızda da bu ateşin yeniden harlanacağı günlerin çok da uzak olmadığını görmek içten ile değil.”

∗∗∗

BUGÜN OLSA YİNE EN ÖNDE OLURUM
O günlerde başkentin göbeğinde direnişte olan bir diğer TEKEL işçisi, genç işçilerin ‘Tekin abisi’ Tekin İşlekoğlu da direniş ateşiyle ısınılan o 78 günü anlattı. Sözlerine “Türkiye tarihinde görülmüş en temiz, en berrak direnişti” diye başlayan İşlekoğlu, şunları söyledi: “Eylemimiz haklıydı, emek içindi, alın teri içindi. Aslında başarılı olma imkânımız da vardı ama direniş içindeki bazı arkadaşların tutumu sonucunda kırıldı. Biz elimizden geleni yaptık yapmasına ama bazen elinden geleni yapmak da fayda etmiyor. Yine de başkentte öyle güzel, öyle içten, öyle samimi bir ortam vardı ki. Duyarlı halk a yanımızdaydı. Başka şehirlerden otobüslere, trenlere atlayıp bizim yanımıza desteğe gelen insanlar gördük. Çok uzaklardan bize desteğe, sesimize ses olmaya geldiler. Genç arkadaşlar vardı, Ankara’nın o soğuğunda, o ayazında gece gündüz demeden, kimi zaman uyumadan bizim çayımızı çorbamızı eksik etmediler. Bizim yanımızda oldular. Hep beraberdik 78 gün boyunca Ankara kışının ortasında, hak için, emek için, ekmek için… Ben ’64 doğumluyum, 60 yaşındayım. Bugün aynı şey olsa, hiç düşünmem, yine aynısını yaparım. Öyle de bir duruştu TEKEL, ne diyeyim ki başka…”

EVİNİ ARDINDA BIRAKIP DİRENİŞE GELEN KADINLAR
Bileğinin hakkını savunmak için Ankara’oa olan Ayten Yarılan ve Hülya Okatar anlattı o kışı. Yarılan “Bugün olsa düşünmem yine giderim” derken Okatar “Öyle bir mücadele ruhu bizimkisi’’ dedi. Yarılan şunları söyledi: “Zannedersem AKP iktidarında ülkenin gördüğü bu kadar büyük son işçi eylemiydi. Tabii şimdi de pes etmeyenler var, Polonez işçisi gibi. Ama öyle bir korku imparatorluğu yarattılar ki çok yazık, kimse hareket edemiyor.” Bıraktığı yerden devam eden Okatar ise şunları söyledi: “Aylarca çocuklarımızdan ayrı kaldık. Hiç unutmam 3 gece uyuyamadım, en son gözüm açık halüsinasyon görmeye başladım.” Yarılan ise şunları ekledi: “Naylon çadırda kalırdık, altımızdan kar suları akardı.” Okatar da şöyle devam etti: “Polisin biri çömelip tam gözüme biber gazı sıktı. Zaten astım hastasıyım, öleceğim sandım. Direniş alanını en son biz terk ettik. Sonucu tartışılır, ama biz onca baskıya boyun eğmedik ya, işte o günlerden geriye de o kaldı.”

TEKGIDA-İŞ BAŞKANI MUSTAFA TÜRKEL: ÜLKENİN ÖZELLEŞTİRME TARİHİ DEĞİŞEBİLİRDİ
Direniş başladığında henüz göreve yeni seçilmiş olan Tekgıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel de Türkiye’nin Özallı yıllardan bu yana uzana özelleştirme tarihine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“Özal sonrası her iktidara gelen ‘Ben daha da çok özelleştirme yapacağım’ dedi, öyle de oldu. Türkiye acımasız bir özelleştirme sarmalına sokuldu” diyen Türkel, şunları söyledi: “AKP’nin bugün hâlâ inşa etmekte olduğu yağma düzeninin belki de ilk günleriydi. Kamu fabrikaları adeta kiraya verilir gibi yok pahasına peşkeş çekildi. Ta 90’lı yıllarda başlamıştı aslında süreç. Akhisar’da tütün fabrikası daha açılmadan satılmış, İstanbul Maltepe’deki fabrikanın kaderi de aynı olmuştu. Devamında Tokat’ta, İstanbul’da fabrikalar özelleştirilmek istendi. Biz 40 bin kişilik bir eylemle 97’de Tokat’taki satışı engelledik. Gelgelelim durmadılar. İktidarın değişmesiyle birlikte de özelleştirmeler hızlandı. Fabrikalar yok pahasına satıldı. TEKEL Direnişi’ne giden süreç böyle başladı. Biz günlerce, aylarca, yıllarca mücadele ettik. İşçi fabrikaları satıldı, sonra yaprak tütün, nihayetinde sigara… Derken geriye yalnızca tek bir sigara fabrikası aldı. Direniş de öyle başladı, çünkü artık gidecek yer kalmamıştı. Ankara’ya tek yön bilet alıp gittik.

Direniş başta küçümsendi, hatta Türk-İş Genel Kurulu tavrı bile ‘Bir iki gün durup giderler’di. Hiç unutmuyorum biz nöbet tutarken geldiler dediler ki ‘Kadın arkadaşlara otel ayarlayacağız.’ Yahu dedim kaç gün ağırlayabileceksiniz? ‘Zaten birkaç güne gideceksiniz’ cevabı aldım. O zaman da yanılıyorsunuz demiştim. Biz kararlıyız, direneceğiz. İşçiler makus talihlerini yenmek üzereydi, AKP iktidarında zaferin arifesindeydik. Zaten arkadaşlara kendi aramızda ‘işçi sınıfının son mohikanları’ derdik. Uzun yıllar sonra korku duvarı aşılmıştı. Nitekim kazanamadık. Ama 8 bin işçi durabilseydi ülkenin özelleşme tarihi değişirdi. İşçilerden çok sol sosyalist örgütler, demokrasi güçleri, duyarlı yurttaşlar sahiplendiler direnişi. Öğrenciler gelir kendi çoraplarını çamaşırlarını ütüleyip getirirdi. Bana kalırsa tarih yazan biraz da o dişinden tırnağından artıran, Ankara ayazında işçiyi yalnız bırakmayan öğrenciler, yurttaşlardır.”

KAYNAK Birgün
DİĞER HABERLER
İSTANBUL’DA YAŞAMANIN MALİYETİ DUDAK UÇUKLATTI
İSTANBUL’DA YAŞAMANIN MALİYETİ DUDAK UÇUKLATTI

İstanbul’da yaşamanın maliyeti katlanarak arttı. İstanbul’da yaşamak geçen aya göre 5 bin 495 lira artışla ocak ayında 82 bin 880 liraya yükseldi.

ENFLASYONDA ON BİR AY İÇİN ‘TEPE TEPE KULLANILACAK’ YÜZDE 15’LİK ALAN KALDI!
ENFLASYONDA ON BİR AY İÇİN ‘TEPE TEPE KULLANILACAK’ YÜZDE 15’LİK ALAN KALDI!

Enflasyonda sürpriz yok; yıla tahmin edilen düzeyde bir artışla girildi. TÜFE ocak ayında yüzde 5,03 arttı.

GÜNÜMÜZDEKİ TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNDE ÜCRETSİZ MAZERET İZİNLERİ
GÜNÜMÜZDEKİ TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNDE ÜCRETSİZ MAZERET İZİNLERİ

İşçilerin önemli taleplerinden biri, bazı mazeretleri nedeniyle işe gitmemeleri durumunda iş sözleşmelerinin işveren tarafından feshedilmemesidir.

İŞ SÖZLEŞMESİ DEVRİ İŞÇİYE NE HAK TANIR?
İŞ SÖZLEŞMESİ DEVRİ İŞÇİYE NE HAK TANIR?

İş sözleşmesinin devri işlemi, işçinin işvereninin değişmesine sebep olduğundan, işçinin onayını gerektiriyor. Yeni işveren iş sözleşmesinin tarafı haline gelirken, devreden işveren taraf sıfatını kaybediyor.