İŞSİZ SAYISI İSVEÇ’İ GEÇTİ
Geçinemediği için yeniden iş kuyruğuna giren emekliler, iş umudunu kaybeden milyonlar ve ne eğitimde ne de istihdamda yer bulan kayıp gençlik, iktidarın pembe tablolarına sığmıyor. Gerçek işsizlik yüzde 28 oldu, ümitsiz işsizlerin sayısı 2,5 milyona çıktı.

TÜİK, 2024 yılının son çeyreğine ilişkin işgücü istatistiklerini yayımladı. Dar tanımlı işsiz sayısı bir önceki çeyreğe göre, 23 bin kişi azalarak 2024 yılında 3 milyon 80 bin olarak gerçekleşti. Dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 8,6 olurken geniş tanımlı işsizlik oranı olan ve TÜİK’in atıl işgücü olarak tanımladığı gerçek işsizlik oranı ise yüzde 28 olarak hesaplandı. Gerçek işsiz sayısı 11 milyona ulaştı.
Görünürde azalan işsizlik oranının uygulanan politikaların önemli bir sonucu olarak gören hükümet, pembe tablolara sığmayan işsizlik gerçeği ile ilgilenmiyor. Geçinemeyen emekliler, eğitimli gençler ve iş bulma umudunu yitirenlerin sayısı milyonlar ile ifade ediliyor. Rakamlarla makyajlanan işsizliğin ardındaki gerçek, verilerin ayrıntılarında açığa çıkıyor.
EMEKLİLER İŞ KUYRUĞUNA KATILIYOR
Emekli maaşlarının düşük olması ve artan hayat pahalılığı, milyonlarca emekliyi yeniden çalışmak zorunda bırakıyor. Asgari ücretin bile altında kalan maaşlarla temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan emekliler, geçimlerini sürdürebilmek için iş aramak zorunda kalıyor.
TÜİK verileri, emeklilerin geçim sıkıntısını bir kez daha gözler önüne serdi. 2023 yılında “emekli olduğu için” işgücüne katılmayanların sayısı 5 milyon 139 binden 4 milyon 124 bine geriledi. Bu rakam yeniden işgücüne dahil olan emekli sayısının son bir yılda 1 milyon 15 bin arttığını gösteriyor.
SGK verilerine göre 11 milyon 993 bin emekli aylığı alan kişilerden yalnızca 4 milyon 124 bini emekliliğini yaşıyor. Geriye kalan 7 milyon 800 bin emekli ise ya çalışıyor ya da iş arıyor.
ÜMİTSİZ İŞSİZLER TARİHİ ZİRVEDE
İşsizlik verileri milyonlarca insanın umutsuzluğa sürüklendiği derin toplumsal sorunu da açığa çıkarıyor. TÜİK verilerine göre, 15 yaş ve üzeri olup işgücüne dâhil olmayan kişi sayısı 30 milyon 387 bine ulaştı.
İş bulma umudunu yitiren, çalışmaya hazır olduğu halde iş aramayan ya da iş aradığı halde işbaşı yapamayacak durumda olanların toplamından oluşan potansiyel işgücü ise 4 milyon 750 bin kişiye yükseldi.
Bu grubun en büyük bölümünü oluşturan “ümitsiz işsizler”, yani iş bulamayacağına inandığı için artık iş aramaktan vazgeçenlerin sayısı 2 milyon 480 bine çıktı. Daha da çarpıcısı ise bu grubun önemli bir kısmını gençlerin oluşturması oldu. Ümitsiz işsizlerin 560 bini 15-24 yaş arasındaki gençlerden, 470 bini ise 25-34 yaş arasındaki bireylerden oluşuyor. Başka bir deyişle, her 100 ümitsiz işsizden 41’i 15-34 yaş arasındaki gençlerden meydana geldi.
NE İŞTE NE EĞİTİMDE KAYIP GENÇLİK
Geleceğe ilişkin umutlarını yitiren gençler ne eğitime devam ediyor ne de çalışabiliyor. Verilere göre 15-24 yaş grubundaki 11 milyon 598 bin gencin tam 2 milyon 614’ü ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor. Başka bir ifadeyle 15-24 yaş grubundaki 100 gençten 22,5’i ne işte ne de eğitime devam ediyor.
Daha da çarpıcı olan ise üniversite mezunları arasındaki tabloda açığa çıkıyor. Bu yaş grubunda 1 milyon 326 bin genç üniversite mezunu olmasına rağmen, ne eğitimde ne istihdamda olanların oranı yüzde 27,8 seviyesinde. Yani her dört üniversite mezunu gençten biri, mezun olduktan sonra ne çalışabiliyor ne de kendini geliştirme imkânı bulabiliyor.
AİLEVİ ENGELLER KADINLARI KOPARIYOR
Ev işler ile meşgul olduğu gerekçesiyle işgücüne katılmayan kadınların sayısı ilk kez 6 milyon 657 bin kişiye geriledi. Ancak kadınların iş hayatından uzaklaşmasının en büyük nedenlerinden biri ailevi yükümlülükler oldu. TÜİK verilerine göre, ailevi nedenlerle işgücüne dahil olmayanların sayısı 4 milyon 104 bine ulaşırken bu kişilerin 3 milyon 442 binini kadınlar oluşturdu. Son bir yılda tam 798 bin kadın, ailevi ve kişisel nedenlerle işgücü piyasasından çekildi.
Ailevi ve kişisel nedenlerle iş hayatına katılamadığını ifade edenlerin çoğunluğunu 30-34 yaş arasındakiler oluşturdu. Bu yaş grubunda 692 bin kadının işgücüne dâhil olamama gerekçesi ailevi nedenler oldu.