12 Mayıs 2009
TEKEL ÖZELLEŞTİRMESİNİN SONUÇLARI
Mülkiye Dergisi 262. sayısında yayınlanmış makale
Yazar:Av.Tülay Özerman
TEKGIDA-İŞ Sendikası
Genel Sekreter Yardımcısı
Mülkiye Dergisi 262. sayısında yayınlanmış makale
25 Haziran 2008 tarihli gazete manşetlerine “sıcak yazda Hükümeti rahatlatan ödeme”, “ tek seferde en yüksek yabancı sermaye ülkemize geliyor” çığlıklarıyla yansıyan ikinci özelleştirme dalgasıyla birlikte bir devir kapanmış ve TEKEL’in alkollü içkı dışındaki en önemli sınai faaliyeti de sona erdirilmiştir.
Türkiye’de özelleştirme uygulamalarının başladığı tarihten bu yana gündemde olan, buna mukabil sonuçlandırılması en uzun zaman alan TEKEL özelleştirmesi, öncesi, sonrası ve kaybettirdikleri ile araştırmacıların ilgi kaynağı olmaya devam edecektir.
Bu makalenin sınırlı alanı içerisinde, özellikle özelleştirme sonuçları değerlendirilecek olmakla birlikte, sonuçtan önce TEKEL’in ülke ve faaliyet sektörü içindeki konumunu yaşanan süreci ve etkenleri sınırlı ölçekte de olsa ele alınmasında yarar bulunmaktadır.
TEKEL’İN HUKUKİ STATÜSÜ
TEKEL’in özelleştirmeyle tasfiye edilen iki önemli üretim sahası alkollü içki ve tütün mamulu üretimi birimleridir.
08.06.1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve değişiklikleri çerçevesinde faaliyette bulunmak üzere Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü adı altında teşkil olunan TEKEL, bilahare Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 05.02.2001 tarihli ve 2001/6 sayılı Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınmış ve 03.01.2002 tarihli ve 4733 sayılı Kanun ile İktisadi Devlet Teşekkülü olarak yeniden yapılandırılarak, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na(ÖİB) devredilmiş ve 4046 sayılı Kanunun 20inci maddesine göre, ÖİB tarafından 01.01.2003 tarihi itibarıyle statüsü Anonim Şirkete dönüştürülmüştür.
Daha sonra, Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Anonim Şirketi’nin sahip bulunduğu Tekel Alkollü İçkiler Sanayii Müessesi, Tekel Sigara İşletmeleri Müessesi ayrı ayrı Anonim Şirkete dönüştürülmüş ve TEKEL Dağıtım ve Pazarlama Müessesesi ise ikiye ayrılarak, Alkollü İçkiler Sanayii Pazarlama ve Dağıtım Anonim Şirketi ve Sigara Pazarlama ve Dağıtım Anonim Şirketi olarak iki yeni şirket kurulmuştur. Bu şirketlerin tescil ve ilanına izin verilerek, Alkollü İçkilere ait şirketlerin statüleri 11 Haziran 2003 tarihli ve 5817 sayılı, Sigara sektörüne ilişkin şirketlerin statüleri ise 10 Haziran 2003 tarihli ve 5816 sayılı Ticaret Sicili gazetelerinde ilan edilmiştir.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı 07.06.2003 tarihinden itibaren ulusal düzeyde yayın yapan muhtelif gazetelere verdiği ilanlarla Alkollü İçkiler Sanayii ve Ticareti Anonim Şirketi ile Sigara İşletmeleri Anonim Şirketi’nin blok satış yöntemiyle özelleştirileceği yolunda ihale ilanları vermiştir.
TEKEL’e ait ve kurumun ana faaliyet sahası olan iki birimin özelleştirilmesi aynı tarihte start almakla birlikte farklı zamanlarda nihayete ermiştir. Alkollü içkiler ve sigara üretim faaliyetlerinin sektörel olarak farklı özellikler taşıması ve her biri başlıbaşına büyük önem taşıması nedeniyle incelememizde her iki sektörde yaşanan özelleştirme süreci ayrı ayrı ele alınacaktır.
ALKOLLÜ İÇKİLER BİRİMİ ÖZELLEŞTİRİLMESİ
Alkollü içkiler biriminin sigarayla birlikte başlayan özelleştirme macerası, Kasım 2003’te yapılan ihalenin, 23.12.2003 tarihli ve 25325 numaralı Resmi Gazete’de yayımlanan 2003/85 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile onaylanması sonucu NUROL-LİMAK-ÖZALTIN-TÜTSAB Ortak Girişim Grubu’na 292 milyon dolar bedelle satılması ve hisse devir işlemlerinin de 24 Şubat 2008 tarihinde gerçekleşmesi ile tamamlanmıştır. Alıcı Konsorsiyum kurmuş olduğu MEY A.Ş. tarafından şirketi devralmış, ancak devir işleminin üzerinden iki yıl gibi bir süre sonra, şirket bu kez bir Amerikan yatırım şirketi olan Texas Pasific firmasına yüzde 90 hissesi 810 milyon dolar bedelle satılmıştır. Halihazırda da bu şirketin mülkiyetinde üretim faaliyetini sürdürmektedir.
Özelleştirmenin sonuçlarını doğru ve isabetli bir şekilde değerlendirebilmek için öncelikle şirketin özelleştirme öncesi konumu ortaya konulacak ve daha sonra bu günkü durum ve verilerle karşılaştırılacaktır.
ALKOLLÜ İÇKİLERİN ÜRETİM YAPISI:
Alkollü içkiler şirketinin Eylül 2003 itibarıyla, ülke sathına dağılmış bulunan fabrikaları şunlardır. Ankara Bira, Bilecik İçki, Çanakkale Kanyak , Diyarbakır İçki, Istanbul İçki, İzmir İçki, Nevşehir İçki, Tekirdağ İçki, Alaşehir Suma, Karaman Suma, Kilis Suma, Tarsus Suma, Ş.Urfa Suma, Elazığ Şarap, Kırıkkale Şarap, Şarköy Şarap, Ürgüp Şarap, Yozgat Bira, Fabrikaları. Özelleştirme İdaresi tarafından hazırlanan sunumda, 2003 yılı sonu itibarıyla Gaziantep, Şanlıurfa ve Kırıkkale Fabrikalarının kapatılma aşamasında olduğu buna mukabil, Acıpayam’da anason işleme tesisinin 2003 sonuna doğru faaliyete geçeceği belirtilmiştir.
Nitekim, 27 Şubat 2004 tarihinde gerçekleştirilen hisse devir işlemi sonrasında, TEKEL bünyesinden devralan şirket MEY A.Ş.’ye, sunumda öngörüldüğü şekilde(kapatılması öngörülenler kapatılmış, Acıpayam işleme açılmıştır) toplam 17 fabrika devredilmiştir.
2009 yılına geldiğimizde devredilen 17 fabrikadan sadece 9’u faal bulunmaktadır. Bu fabrikalar, Tarsus, Kilis, Karaman ve Alaşehir Suma Fabrikaları, Nevşehir, Bilecik, Tekirdağ İçki Fabrikaları ve Şarköy ile Elazığ Şarap Fabrikalarıdır. (Istanbul, İzmir ve Ankara’daki fabrikaların kurulu bulundukları gayrımenkullerin mülkiyeti özelleştirmede satış konusu edilmemiş, beş yıllık kullanma hakkı devredilmiştir)
İSTİHDAM YAPISI
Eylül 2003 itibarıyla TEKEL Alkollü İçkiler biriminde çalışmakta olan mavi yakalı sayısı 3.631’dir. Özelleştirme şartnamesinde tüm mavi yakalı işçilerin kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer ödemelerinin TEKEL Alkollü İçkiler birimi tarafından karşılanacağı, devrolunacak işçilerin yeni hizmet akdi ile işe başlayacakları düzenlenmiştir.
Hisse devri (27 Şubat 2004) esnasında 1700 işçinin TEKEL’le ilişkisi kesilmiş ve MEY A.Ş. bünyesinde çalışmaya başlamışlardır.
2009 yılına geldiğimizde mavi yakalı işçi sayısı 323’e düşmüş bulunmaktadır. Sendikal örgütlülük konusunda bir sorun yaşanmamıştır ve toplu sözleşmeli düzen devam etmektedir.
TEKEL, NASIL BİR İŞLETME DEVRETTİ?
2002 yılında Türkiye’de gerçekleşen alkollü içkiler tüketiminin 886 milyon litre ve pazar büyüklüğünün 4.3 milyar ABD doları olduğu belirtilmektedir.(TEKEL Yönetim Sunumu 2003. ilgili bölümde satış değerinin Euromonitor tarafından, perakende ve yerinde tüketim satışlara dayalı olarak hesaplandığı, bu değerlerin kar marjı ve ithalat vergilerini içerdiği belirtilmiştir)
Aynı sunuma göre yüksek alkollü içkiler ve şarap Türkiye alkollü içkiler pazarının yüzde 37’sini oluşturmakta ve yüksek alkollü içki ve geleneksel içki tüketimin yüzde 78’inin rakıya ait olduğu belirtilmektedir.
2002 yılında TEKEL’in pazar payı, Rakı’da yüzde 100, diğer yüksek alkollü içkilerde yüzde 71, Şarap’ta yüzde 8 ve Bira’da yüzde 1’dir.
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nca satışına onay verilen Alkollü İçkiler Sanayii ve İşletmeleri A.Ş, 2002 yılında kamuya 2.9 katrilyon TL kaynak aktaran ve 4.4 katrilyon TL satış hasılatı bulunan TEKEL’in sigaradan sonraki en büyük gelir getiren bölümüdür. 2003’ün 9 aylık verilerine göre 4,3 katrilyonluk hasılatın yüzde 21.3’ü, satışa konu olan alkollü içkiler bölümünden gelmekte yani, 903 trilyon TL’lik hasılat payı bulunmaktadır.(TEKEL Aylık Faaliyet Raporu- Eylül 2003) O günkü Dolar kuru bazında hesaplandığında sadece 9 aylık hasılatı 600 milyon Dolar civarındadır. 2002 yılı değerleri ile bakıldığında ise satış hasılatı 862.8 trilyon TL’dir ve yine Dolar bazında 575 milyon Dolar’lık bir değeri ifade etmektedir.
Ancak, meselenin asıl çarpıcı yönü, özelleştirme sonrasında Yüksek Denetleme Kurulu tarafından yapılan inceleme sonucunda hazırlanan özel raporun satırları arasından anlaşılmaktadır.
Alkollü içkiler Sanayii ve Ticaret A.Ş:’nin özelleştirilmesi için 7.6.203 tarihinde ilana çıkılmış, satışa ilişkin komisyon kararı 5.11.2003 tarihinde alınmış sözkonusu karar 22.12.203 tarihinde onaylanmış ve hisse satış sözleşmesi ise 27.2.2004 tarihinde imzalanmıştır. Diğer bir deyişle şirketin özelleştirilmesi, ilana çıkış tarihinden 8 ay sonra gerçekleşmiştir.
Yüksek Denetleme Kurulu’nun Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Özelleştirme Fonu 2003 Yılı Raporu’nun eki olan Özel inceleme raporunda, süreç içerisinde yaşananlar şöyle özetlenmektedir
"1- ÖİB tarafından TEKEL’e gönderilen 02.12.2003 tarihli yazıda cari hesabın 1.10.2003 tarihi itibarıyla kesilmesi belirtilmekle birlikte, bu tarih itibarıyla hesap kesimi gerçekleştirilmemiştir.
2-Alkollü içkilerin özelleştirilmesi ile ilgili olarak 05.06.403 tarihinde anonim şirkete dönüştürülmesinden iki gün sonra ihale için ilana çıkılmış, buna mukabil, ilan tarihindeki bilançonun kesin durumu ancak iki ay sonra belirlenmiştir. Alkollü İçkiler San. ve Tic. A.Ş’nin 31.12.2003 tarihli bilançosu ve gelir tablosu bu şirketin özelleştirme sonucu devredildiği 27.02.2004 tarihinden sonra, 10.03.2004 tarihinde ancak çıkarılabilmiştir. Böylece.özelleştirilen şirketin alıcıya devrinin yapıldığı ve Hisse Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı 27.02.2004 tarihinde bu şirketin 27.02.2004 tarihli bilançoları mevcut olmadığı gibi, 31.12.2003 tarihli bilançolarının dahi devir tarihi itibarıyla çıkarılmamış olduğu .devir işlemlerinde sağlıklı bilgi ve belgelerin oluşturulmadığını göstermektedir.
3-Şirket, geçmiş yıllardan bu yana yılın son aylarından itibaren ertesi yıl ihtiyacı için üzüm, anason ve alkol gibi parasal tutarı büyük düzeye ulaşan alımlar yapmaktadır. Ayrıca şirketin devam eden yatırımları nedeniyle yüklenicilere her ay hak ediş ödenmektedir…… Cari hesabın ÖİB’nin 1220 sayılı Oulur’unda yer aldığı üzere 31.10.2003 tarihi itibarıyla mutabakata varılan tutar üzerinden tasfiye edilmemesi, Şirketin faaliyetlerinin de Tekel’e borç olarak yansıtılmaya devam edilmesi hususunun, bu konuda TEKEL aleyhine nasıl zarar oluşturduğu örneklerden açık olarak anlaşılmaktadır. Örneğin, Alkollü İçkiler Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin şirketin devredildiği 27.02.2004 tarihinden bir gün öncesi 26.02.2004 tarihinde vadesi dolan 10.6 trilyon lira tutarındaki KDV bedelei ile aynı biçimde 25.02.2004 tarihinde şirket için 507,1 milyar liralık malzeme bedelini cari hesaba yansıtıp şirket açısından borç kaydı tesis etmiştir. Netice olarak, şirketin belirsiz olan devir tarihi iki gün önce gerçekleşmiş olsa idi TEKEL A.Ş. açısından 11 trilyon liralık borç tutarının alıcı firma tarafından yükleneceği anlaşılmaktadır." Benzeri uygulamaların başka örneklerinin verildiği raporda daha sonra aşağıdaki satırlar yer almaktadır:
" Tüm bu işlemlerden sonra Alkollü İçkiler San. ve Tic. A.Ş’nin özelleştirme ilanına çıkıldığı 5.6.2003 tarihli bilançosundaki stok hesapları tutarı 113,7 trilyon lira iken, işrketin ihale sonuçlarının onaylandığı Aralık/2003 ayında 185,9 trilyon lira, şirketin devir edildiği 27.02.2004 tarihli bilançosunda 177,5 trilyon lira düzeyine ulaşmıştır.
Netice olarak Alkollü İçkiler San. ve Tic. a.Ş.’nin TEKEL A.Ş.’ye olan borçlarının izlendiği cari hesap kalıntısı, özelleştirilme çerçevesinde satış için ihale ilanına çıkıldığı Haziran/2003 tarihinde 107.5 trilyon lira iken,
-Cari hesabın tasfiye tarihi olarak bildirilen 31.10.2003 tarihinde 189,8 trilyon liraya,
-31.12.2003 tarihinde 256,2 trilyon liraya,
-Şirketin devir sözleşmesinin imzalandığı 27.02.2004 tarihinde ise 307 trilyon liraya ulaşmıştır.
Belirtilen bu uygulama içinde devir işlemleri sırasında geçmiş yıllardan bu yana sürdrülen uygulama sonucu Şirket tarafından üretilip, irsalat fiyatı biçiminde tanımlanan iç satış fiyatı üzerinden Sigara Pazarlama ve Dağ. A.Ş,’ye devredilen mamulat uygulamasında devir tarihi itibarıyla (27.02.2004) Sigara Pazarlama ve Dağıtım A.Ş. stoklarında yer alan ve dolayısıyla TEKEL’e ait 71,6 trilyon lira değerindeki şişelenmiş rakı şarap, cin votka kanyak gibi mamulatın ÖTV sistemi için uygulanan konsinye satış sistemi ileri sürülerek Alkollü İçkiler Sanayi ve Tic. A.Ş.’ye iade edildiği bu suretle TEKEL a.ş. CARİ HESABININ, 71,6 TRİLYON LİRA DEĞERİNDEKİ MAMULAT TUTARI KADAR büyüdüğü saptanmıştır.
Devir işlemlerinde TEKEL aleyhine benzer yanılgılı uygulama Alkollü İçkiler San. ve Tic. A.Ş. ile birlikte devri yapılan Allkollü İçkiler Paz. ve Dağıtım A.Ş’nin devir işlemlerinde ortaya çıkmıştır. Bu şirketin 11.03.2004 tarihinde ancak çıkarılabilen 27.02.2004 tarihli bilançosunun aktifinde 193 nolu peşin ödenen vergiler hesabında yer alan ve tamamı TEKEL Genel Müdürlüğü tarafından Kasım-2003 tarihinde ödenen 11.058 milyar liralık Geçici Vergi tutarının TEKEL hesaplarına devir edilmesinde sorun yaşandığı ve görüşmeler sonucu bu tutarın anak 8.839 milyar lirasının TEKEL A.Ş, hesaplarına aktarılabildiği saptanmıştır.
…." Sözkonusu uygulamalar neticesinde,İdarece 5.6.2003 tarihi itibarıyla 68,3 trilyon liralık bir öz varlığa sahip Şirket satışa sunulmuş iken, ihale süreci içinde gerçekleştirilen mali yapı düzenlemesine ilişkin operasyonlarla 348,4 trilyon liralık bir öz varlığa sahip Şirket alıcıya devredilmiş, öz varlık artışının bir kısmı şartname hükümleri uyarınca kıdem tazminatı yükümlülüğünün TEKEL’ce üstlenilmesinden, bir kısmı ise ihale sürecinde iken İdarece alınan ve yatırımcılara deklare edilen 31.10.2003 tarihi itibarıyla mutabakata varılan cari hesap rakamından kaynaklanmış, bakiye ise Şirket tarafından devir tarihine kadar işletmecilik faaliyetleri gereği ihtiyaç duyulan tüm kaynağın TEKEL’ce üstlenilmesinden kaynaklanmıştır. Diğer bir deyişle, gerek şartname hükümlerine, gerekse "blok hisse satışı" ilkelerine göre şirketin aktif ve pasifi ile devri söz konusu olmamıştır." Rapor’un sonuç bölümüne göre şirketin ilana çıkıldığı 5.6.2003 tarihli bilançosu ile 27.02.2004 tarihli bilanço net aktif değer karşılaştırması ve TEKEL tarafından üstlenilen 31.9 trilyon lira tutarındaki kıdem tazminatı da dikkate alınmak suretiyle,cari hesabın tasfiye ediliş şekliyle ortaya çıkan fark 248,2 trilyon lira olarak hesaplanmaktadır. Yine sonuç bölümünden anlaşıldığı kadarıyla, 31.10.2003 (hesap kesimine esas olan bilanço tarihi) tarihinden. 27.02.2004 (devir tarihi) tarihine kadar olan dönemde Şirketin (Alkollü İçkiler) işletme ve yatırım harcaması niteliğindeki alımları için aktarılan kaynaklar nedeniyle artan cari hesap ve devir tarihi itibarıyla oluşan hesap TEKEL A.Ş. tarafından "zarar" kaydedilek tasfiye edilmiştir.
Özel inceleme raporu, TEKEL’in Alkollü İçkiler Birimi’nin hangi şartlar altında özelleştirildiğini son derece ibret verici bir şekilde ortaya koymaktadır. Özelleştirme sürecinde Şirketin tanıtımı amacıyla hazırlanan özel sunum raporuna göre ise modernizasyon, idame ve yeni donanım için son beş yıl içinde yaklaşık 150 milyon ABD dolarlık yatırım yapıldığı belirtilmektedir.
TEKGIDA-İŞ Sendikası’nın özelleştirmenin iptali için açmış olduğu dava, incelemenin kaleme alındığı sırada halen devam etmektedir. Ancak, ortaya konulan bu veriler sanıyoruz TEKEL’in alkollü içkiler biriminin hangi koşullar altında özelleştirildiği hususunda yeterince bilgi vermektedir.
SİGARA FABRİKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ
TEKEL’e ait sigara fabrikalarının özelleştirilmesi, alkollü içki bölümüne göre daha uzun bir süreçte gerçekleşmiştir.
07.06.2003 tarihinde alkollü içki bölümü ile aynı günde satış için ilan verilen sigara üretim faaliyetleri için önce “blok satış” yöntemiyle özelleştirme girişimi başlatmış, ancak, 5 Kasım 2003 tarihine kadar tanınan son teklif verme süresi içinde en yüksek teklifi veren JTI firmasının 1 milyar 150 milyon dolarlık teklifi yeterli bulunmadığı için 11.11.2003 tarihinde ihalenin iptal edildiği açıklanmıştır.
Daha sonra, 13.12.2004 tarihinde sigara birimi için ikinci kez ilan verilmiş, 08.04.2005 tarihinde bu kez de teklif alınmadığı için ihalenin iptali yoluna gidilmiştir. Son olarak ise, 22.02.2008 tarihinde gerçekleştirilen ihalede en yüksek teklifi veren BAT firmasına birmilyaryediyüzmilyon ABD dolara satılmıştır. Konuya ilişkin ihale komisyonu kararı 24.04.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2008/23 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile onaylanmış ve böylelikle TEKEL(kamu), sigara üretim faaliyetinden çekilmiştir.
SİGARA ÜRETİM BİRİMİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİNİN SONUÇLARI:
TEKEL’in sigara fabrikalarının özelleştirilmesi, gündeme geldiğinden itibaren gerek tütünle ilgili çevrelerde gerekse kamuoyunda büyük tartışmalara yolaçmıştır. Zira TEKEL, bir kamu iktisadi kuruluşu olarak, tarımdan istihdama, tütün ticaretinden kamu maliyesine ve en nihayet toplumsal sağlığa kadar yayılan geniş bir yelpazede, büyük bir toplumsal kitlenin çıkarlarını yakından ilgilendiren bir faaliyet göstermiştir. O nedenle incelememizde özelleştirmenin ortaya çıkmış/çıkacak sonuçlarını sözünü ettiğimiz bu kesimler açısından ayrı ayrı değerlendirmiştir.
ÖZELLEŞTİRMENİN İSTİHDAM AÇISINDAN ETKİSİ:
TEKEL, Reji’nin tasfiyesi sonrasında devlet tekeline alınan tütün açısından, 9 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren Tütün Kanununa kadar gerek destekleme alımları ile gerekse tütün üretimi, ticareti ve ekim denetim yetkisini elinde bulundurması nedeniyle, belirleyici ve hayati bir rol oynamıştır.
Aslında TEKEL’in yaptığı bir tarımsal KİT olarak tam da kuruluş amaç ve felsefesine uymaktadır. Bir yandan tütün alımları ile tütün fiyatlarının oluşumunda düzenleyici bir rol oynamakta ve böylelikle tütün ekicilerinin çıkarlarını korumakta, öte yandan da sınai ve ticari faaliyetleri ile üretilen tütünü mamul hale getirip, pazarlayarak katma değer yaratmaktadır.
Tarımsal KİT olarak TEKEL’in fonksiyonunu doğru ve yerinde değerlendirebilmek için Türkiye’de tütün üreticiliğinin yapısına bakmak gerekmektedir. Şark tipi (Oriental) tütün üreticisi olan ülkemiz, dünyanın bu alanda en önemli üretici ülkesidir. Ancak daha da önemlisi, tütünün, yetiştiği toprak vasfı itibarıyla genel olarak alternatif ürün yetiştirilmesi zor olan, kıraç ve sulu tarıma elverişli olmayan topraklarda yetişmesi ve bu toprakların yoksul sahiplerinin tek geçim kaynağı olmasıdır. Özellikle Cumhuriyetin başlangıç yıllarında gerek ihracatta gerekse devlet gelirleri içinde bitkisel üretim olarak çok önemli bir yer teşkil eden tütün, sanayileşmenin yapısı değiştikçe göreli değerini kaybetmekle birlikte, tütün üreticileri açısından tek ve en fazla gelir getiren kaynak olması niteliği ile önemini daima muhafaza etmiştir.
TEKEL’in özelleştirme kapsam ve programına alındığı 2001 yılında tütün üreticisi sayısı 477.829 (TEKEL verileri), 4733 sayılı Tütün Kanununun yürürlüğe girdiği 2002 yılında ise 402.889’dur(a.g.k) 2008 yılına geldiğimizde ise sözleşmeli üretim yapan üretici sayısı 194.282’ye inmiştir.( www.tapdk.gov.tr)
TEKEL’DE İSTİHDAM
Özelleştirme süreci sadece tütün üreticilerini değil, aynı zamanda TEKEL’in istihdam yapısını da olumsuz etkilemiştir. Gerçi 1994 krizinden sonra, genel olarak kamu kuruluşlarında emeklilik hakkını elde eden işçilerin kendi talepleri alınmaksızın işten çıkarılmaları ve boşalan kadroların yerine yeni işçi alınmaması nedeniyle yıldan yıla bir erime zaten sözkonusuydu. Ancak, buna rağmen, 2001 yılında 30.124 (TEKEL Genel Müdürlüğü 2001 yılı raporu. YDK) işçi çalıştıran TEKEL’in, 2004 yılında alkollü içkiler, 2008 yılında da sigara biriminin özelleştirilmesi sonucunda çalışan işçi sayısı 12 bin civarına gerilemiştir.
Sigara imalat faaliyetini terkeden TEKEL’in yaprak tütün ve tuz işletmesi faaliyetleri nedeniyle istihdam ettiği bu kadronun, özellikle yaprak tütün işleme sanayiinde ortaya çıkan büyük bir atıl kapasite nedeniyle, henüz belirlenmemiş bir takvim ve süreç ile eritilmesi beklenmektedir. Başka bir ifadeyle özelleştirmenin Kurum’un istihdam yapısına getirdiği olumsuz sonuçlar henüz netleşmemiştir.
Ancak, TEKEL özelleştirmelerinin istihdama getirdiği olumsuz etkileri sadece kendi kadrolu işçisi noktasından değerlendirmek eksik ve yetersiz kalacaktır.
Zira, özelleştirme programına alındığı sırada, 110 yaprak tütün işyeri, 6 sigara fabrikası, 19 alkollü içki üretim tesisi, 84 pazarlama müdürlüğü, 10 tuz işletmesi, bir kibrit fabrikası, bir ambalaj fabrikası ve bir sung ipek, viskoz fabrikası olan TEKEL, 2009’a geldiğimizde 57 yaprak tütün işyeri, iki tuz işletmesi ve bir ambalaj fabrikası olan işletmeye dönüşmüştür. Sigara bölümünü devralan şirket, daha başlangıçta sadece Tokat ve Ballıca’daki fabrikaları açık tutacağını ilan etmiştir. Halihazırda üretim faaliyetini de bu iki fabrikayla sürdürmektedir.
Bu noktada asıl önemli olan, TEKEL’in tüm bu işyerlerinin önemli bir kısmının, Türkiye’nin hemen bütün bölgelerine dağılmış bulunduğu ve sosyo ekonomik gelişmişlik sıralamasında geride bulunan yerlerde faaliyet gösteriyor olmasıdır. TEKEL, bu bölgelerde çoğu kez yörenin tek sınai kuruluşu olarak çalışmış, sadece işçisine değil, çevre esnafına da ekonomik gelişme fırsatı sunmuştur.
Elbette ki, ekonomik ömrünü tamamlamış ya da işletmesel olarak faal durumda tutulması akılcı olmayacak işyerlerinin kapatılması doğal olmakla birlikte, özelleştirme sürecinin TEKEL’i tütün ve sigara piyasasından hızla dışlayan etkisi, işletmelerinin birer birer kapatılmasını adeta dayatmıştır. Burada özelleştirmeci iradenin TEKEL’i sistematik bir küçültmeye tabi tuttuğundan söz etmek daha doğru olacaktır.
ÖZELLEŞTİRMENİN TÜTÜN TARIMINA ETKİLERİ
TEKEL’in özelleştirilmesine ilişkin süreç, en yok edici etkisini tütün tarımı üzerinde göstermiştir. TEKEL, 1984 yılında Turgut Özal’ın “gece yarısı golü” diye nitelendirdiği sigara ithalatının serbest bırakılması, 1986 yılında tütünde devlet tekelinin kaldırılması ve 1992 yılında ilk kez üretim faaliyetine başlayan yabancı sigara üreticilerinin acımasız ve yoğun rekabetine rağmen, özelleştirme kapsam ve programına alındığı 2001 yılına kadar, piyasanın hakim aktörü olma vasfını korumayı başarmıştır. 2001 yılına gelindiğinde, son beş yılını yaklaşık yüzde 70 pazar payıyla sürdüren TEKEL’in sigara piyasasındaki payı bu yıldan itibaren hızla gerileme kaydetmeye başlamıştır.
Özelleştirme sürecinin tütün tarımına olumsuz etkilerini, tütün alım rakamlarında da izlemek mümkündür. 2002 yılında 159.521 ton olan tütün alımı, 2008 (2007 ürünleri için) yılında 74.584 tona düşmüş bulunmaktadır.(TAPDK)
Özelleştirme kapsam ve programına alınması sonrasında aşağıdaki bölümler içinde daha ayrıntılarıyla yer vereceğimiz gibi, bir yandan sigara piyasasındaki pazarını kaybeden TEKEL, bu olgu nedeniyle kurum adına yaptığı alımları büyük ölçüde düşürmüş, bir yandan da 2002 ürünü sonrasında destekleme sisteminin kaldırılmış olması nedeniyle Hazine adına alım yapmayı bırakmıştır. Tütün alım rakamlarının bu denli gerilemiş olmasında tüm bu gelişmelerin birinci derecede önemi olduğu tartışmasızdır.
2001 yılında TEKEL’in sigara piyasasında yüzde 68,63 olan payının sigara işletmelerinin devrolduğu 2008 Haziranında yüzde 29’lara düşmüş olması, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın hazırlamış olduğu raporlarda kaçınılmaz bir süreç olarak ve kısmen de TEKEL’in başarısızlığı gibi sunulmakla birlikte, sektörü yakından izleyen kişilerin de bildiği gibi böyle bir tespitin gerçekle bir ilgisi bulunmamaktadır.
TEKEL’in, sektörün yabancı rekabetine açılmasından sonra geçen on yedi yılda kaybettiği pazar payından daha fazlasını özelleştirme programına alınmasından itibaren geçen ilk beş yılda kaybetmesi, sürecin, olağan rekabet koşullarının dışında oluşan müdahalelerle gerçekleştiğini ortaya koymaktadır. Bu konunun ayrıntısına girmeden önce, TEKEL’in piyasa payındaki gerilemeye ve özellikle Şark tipi tütünle imal edilen sigara pazarının daralmasına bağlı olarak tütün üretiminin nasıl bir erozyona uğradığına bakalım;
“Şark tipi sigaraların (yüzde yüz yerli tütün) toplam pazardaki payları amerikan harmanlı sigaraların pazara girmelerinden itibaren düşmekle beraber, 2004 yılı öncesine kadar yüzde 35-40 aralığında istikrarlı bir pazar payını muhafaza etmişlerdir. Ancak, bu pay 2004’te yüzde 22’ye, 2005’te yüzde 14’e ve 2007yılında yüzde 9’a gerilemiştir.”(Rekabet Kurulu Kararı Karar No. 08-26/284-92, T. 27.3.2008 www.rekabet.gov.tr)
TEKEL’in sigara piyasasındaki (şark tipi ve amerikan harmanlı sigara toplamı üzerinden) payı ise, 2000 yılında yüzde 69,57, 2001 yılında yüzde 68.63, 2002 yılında yüzde 60,8, 2003 yılında yüzde 56,5, 2004 yılında yüzde 47,17, 2005 yılında yüzde 38,67, 2006 yılında yüzde 32 ve 2007 yılında yüzde 29 olarak gerçekleşmiştir.
Özelleştirme sürecine alınması ile birlikte gerek şark tipi tütünden üretilen sigara pazarında, gerekse toplam sigara pazarında yaşanan gerilemenin TEKEL’i ne ölçüde küçülmeye zorladığını ortaya koyan bu rakamsal verilerden sonra, bu gelişmenin tütün tarımına ne şekilde yansıdığına da yine rakamlar üzerinden bakarsak;
4733 sayılı Tütün Kanunu ile tütün ekim ve ticaretinin serbest piyasa düzeni mantığı ile şekillendirilmesi ve 2002 yılında destekleme sisteminin de sona erdirilmesi sonucu ortaya çıkan olumsuz gelişmeyi gösteren veriler aşağıdaki tabloda verilmektedir.
2002-2007 TÜTÜN EKİCİ VE ALIM VERİLERİ
2002 ÜRÜN YILI
|
BÖLGE
|
EKİCİ
(Adet) |
MİKTAR
(Ton) |
2007 ÜRÜN YILI
|
|
EKİCİ (Adet)
|
MİKTAR(Ton)
|
||||
TEKEL
|
EGE
|
105.078
|
23.312
|
612
|
81
|
KARADENİZ
|
58.017
|
11.310
|
12.995
|
2.369
|
|
MARMARA
|
5.937
|
1.059
|
1.224
|
443
|
|
DOĞU
|
23.182
|
4.455
|
19.684
|
3.671
|
|
GÜNEYDOĞU
|
102.607
|
17.948
|
79.484
|
14.609
|
|
TEKELTOPLAM
|
294.821
|
58.084
|
113.999
|
21.173
|
|
ÖZEL
|
EGE
|
88.613
|