TEKEL’İN KADIN İŞÇİLERİ HAK BİLDİĞİ KADAR, HAK DA ARAR!
TEKEL işçilerinin eylemi 43. gününde. Kadın erkek, ülkenin her yöresinden işçi birlikteyiz. Ekmeğimizin peşinde artık kemikleştik. Bir ve bütün olduk. TEKEL işçisinin sarsılmaz inancı ve kararlılığı herkesin gözünü alıyor. Bu yüzden de, altında ezilenlerin saldırıları bir kat daha artıyor.
“Gücü kıramadık, o zaman bölelim” deniyor. “Tüm kitleleri arkasına alan müthiş toplumsal desteği zayıflatalım” diye uğraşılıyor. Ama başaramayacaklar.
Sn. Başbakan diyor ki; “türbanlı kadınları getirmişler, onlara mikrofon veriyorlar” Emekçinin türbanlısı da sokakta hak arar. Emekçinin türbanlısına boyun eğmek kader değildir. Türbanlı ile türbansız arasında ayrım yok. Çünkü aynı ekmeği, aynı kaderi bölüşüyor.
Nafile çaba Sn. Başbakan! Nafile! TEKEL işçisi ayrımcılığa, bu bölücülüğe pabuç bırakmıyor. Türbanlısı da burada, türbansızı da. Kavgasını başındaki örtüsüyle değil, yüreğiyle veriyor. Ama siz bundan rahatsızlık duyuyorsanız, o da sizin sorununuz.
Sn. Başbakan diyor ki; “iki yıl önce çiçeklerle teşekküre geldiler”. Geldilerse ne olmuş? O zaman kadrolarını vermiştiniz teşekkür ettiler, şimdi ekmeklerini ellerinden alıyorsunuz isyan ediyorlar.
İki yıl önce kadro verilen geçici işçiler “kadirşinaslıkla” teşekkür ettiler. Nezaket gösterdiler. Şimdi aklınızca yüzlerine vurup, 43 günlük zulmü yok sayamazsınız.
Hayır sayın Başbakan! Hayır! TEKEL işçisinin “nezaketine, hak bilirliğine” bakıp da vicdanınızı temizleyemezsiniz. Bu tavırdan ancak tek bir şey çıkar: TEKEL İŞÇİSİ HAK DA BİLİR, HAK ALMASINI DA!
TEKEL işçisi şimdi hakkını arıyor. Demokratik hakkını kullanıyor. Ekmeğinin peşini kovalıyor. Yani dünyanın kurulduğu günden beri en kutsal sayılan mücadeleyi veriyor.
Unutmayın! TEKEL işçisi ILO’nun 87 sayılı Sözleşmesine, Anayasa’nın 90.maddesine dayanarak hak arıyor. Varolan haklarını korumanın kavgasını veriyor. Hukuka dayanıyor, meşruiyetten ve sağduyudan şaşmıyor.
Diyorlar ki; “merhamet ettik” Biz kimseden merhamet dilenmiyoruz. Kimsenin merhametine de ihtiyacımız yok. Seçimle gelenler “merhamet” kelimesini ağzına alamaz. Seçimle gelenler kendini halkından büyük göremez. Sosyal devlette merhamet olmaz. Sosyal devlette yurttaşlık hakkı olur. Biz de bu hakkı istiyoruz.
Bölmeyi başaramayacağınız TEKEL kadınları şimdi burada. El ele ve gönül gönüle. Her zaman olduğu gibi mücadelenin öncülüğünü yapıyor. Bu, hep böyle oldu, böyle olmaya da devam edecek.
Sn. Başbakan’ı Gazze’de çadırlarda yaşayan beş bin Filistinli kardeşimizin sorunlarına bu kadar hassas davranırken; bir kilometre ötesinde, üstelik de 43 gündür naylon çadırlar içinde sokaklarda yatan 8-10 bin TEKEL işçisine gözlerini kapatmamaya davet ediyoruz.
TEKEL KADIN İŞÇİLERİ