TEKEL DİRENİŞİNE AVRUPA’DAN DESTEK SÜRÜYOR
TEKEL DİRENİŞİNE AVRUPA´DAN DESTEK SÜRÜYOR
TEKEL direnişinin 41. gününde Avrupa’dan destek için gelen, Avrupa Parlamentosu üyesi Jürgen Klute ve Dortmunt Gıda Sendikası (NGG) temsilcisi Selahattin Yıldırım’la TEKEL direnişi hakkında görüştük.
Selahattin Yıldırım
Selahattin Yıldırım: Dortmunt Gıda Sendikası (NGG) adına buradayım. Geçen ay yurda gelmiştim, bugün de TEKEL işçilerine destek için geldim.
Jürgen Klute: Almanya’nın Ruhr havzası, Herne şehrinden geliyorum. Sol partinin Avrupa Parlamentosu milletvekili ve aynı partinin Federal Yönetim Kurulu üyesiyim. Buraya dayanışmamı somutlaştırmak ve arkadaşlarla yan yana, omuz omuza olduğumu göstermeye geldim.
Sendika.Org: TEKEL işçilerinin mücadelesinden nasıl haberdar oldunuz ve nasıl bağ kurdunuz?
Jürgen Klute: İki kanaldan öğrendim. Birincisi NGG sendikasındaki özel ilişkilerim yoluyla, ikinci olarak da yaşananların Almanya’da yayın yapan sosyalist bir gazeteye yansımasıyla haberdar oldum.
Selahattin Yıldırım: Ben de basından ve Tek-Gıda İş sendikasından öğrendim. TEKEL direnişine dair bugüne kadar Avrupa kamuoyunda çıkan tüm çalışmaların hazırlıkları ve sendikalara yapılan destek çağrıları da Dortmunt Gıda Sendikası (NGG) inisiyatifi ve girişimi ile oldu. Geçen haftalarda Avrupa’dan birçok sendikacı, dayanışmanın bütün güçleri buraya destek için geldiler.
Sendika.Org: Avrupa’da dayanışmayı nasıl örgütlediniz, önümüzdeki süreçte neler yapmayı planlıyorsunuz?
Jürgen Klute
Jürgen Klute: Dayanışmayı sadece Almanya’da örgütlemiyoruz, bu mücadeleyi Avrupa parlamentosuna da taşımak da dahil olmak üzere Avrupa genelinde bir kamuoyu yaratmaya ve herkesi bu direnişten haberdar etmeye çalışıyoruz. Orada bu mücadelenin duyulması ve boyutlarının, içeriğinin anlaşılması gerekiyor. Bu yüzden buradaki grevin dereceleri ve devam ettiği süreçteki etkinliği üzerine Avrupa kamuoyunu bilgilendirme görevini NGG sendikası ile birlikte örmeye çalışıyoruz.
Selahattin Yıldırım: Biz 29-30-31 Ocak günlerini Almanya’da dayanışma günleri olarak ilan etmek üzere bir çağrı yaptık. Almanya’da sadece gıda sendikalarına değil oradaki tüm Türkiyeli ve alman emekçilerin sendikalarına enternasyonal dayanışmanın gerçek boyutlarıyla ortaya çıkması için çağrı yapıyoruz. Almanya’daki emekçileri ve sendikal hareketleri AKP hükümetinin karşısına dikerek TEKEL işçilerinin yalnız olmadığını göstermek için çok somut çağrılarımız var. Bunu hem burada ifade edeceğiz. Hem de döndüğümüzde Almanya’da bu çağrıyı öreceğiz. Avrupa’da oynanan maçlarda TEKEL işçilerine destek pankartları açıldı, önümüzdeki günlerde artarak devam edecek.
Jürgen Klute: Bir nokta daha eklemek istiyorum. TEKEL işçilerinin mücadelesi Avrupa Sol Fraksiyonu’nun toplantısında konu edildi. Geçen hafta Strazburg’da yapılan Avrupa Parlamentosu oturumunda ben de konuşmamda TEKEL işçilerinin direnişini gündeme getirdim. Genellikle bu toplantılarda Türkiye azınlık hakları ve insan hakları ihlalleri ile gündeme gelirdi. TEKEL mücadelesinin buraya taşınması ile Türkiye ilk defa emek hareketi ile gündeme geldi. İyi de oldu. Önümüzdeki günlerde de buradaki gelişmeleri Avrupa Parlamentosu’na taşımaya devam edeceğiz.
Selahattin Yıldırım: Geçen hafta buraya geldiğimde NGG Dortmunt Şubesi adına gelmiştim. Bu gelişimizde Çalışma Bakanı’na vermek üzere hazırladığımız broşür genel merkezimizce hazırlandı ve bütün işyerlerine gönderildi. Bugün sendikamızın Coca-Cola’da çalışan işçileri kapsayan Almanya çapında toplantısı var, yaklaşık 5000 işçi katılacak. Sendikamızın şube başkanı burada da TEKEL işçilerini konu edecek. Yani buradaki dayanışma sendikal ve sınıfsal bir hatta oturmuş durumda.
Sendika.Org: Türkiye’deki sendikal mücadele Avrupa’dan nasıl görünüyor? TEKEL işçilerinin kazanım için nasıl bir mücadele yürütmesi gerekiyor sizce?
Jürgen Klute: Bu cevaplaması zor bir soru ama şunu rahatlıkla görebiliriz, karşı taraf özelleştirme politikalarını bütün sonuçlarıyla hayata geçirmeye çok kararlı. Avrupa’da TEKEL mücadelesi son bir haftadır yeni yeni duyulmaya başladı. Avrupa Parlamentosu’nda da öyle, hep azınlık sorunları konuşulurken ilk defa emek sorunları konuşuluyor. Bu mücadelenin başarıya ulaşması için birincisi cesaretle mücadele kararlılığı önemli, ikinci olarak da dayanışma çok önemli. Biz de dayanışma için üzerimize düşeni yapmak üzere buradayız.
Selahattin Yıldırım: Dün Tayyip Erdoğan’ın yaptığı konuşmadan Tek Gıda İş sendikası vasıtasıyla haberdar oldum. Hemen bu konuşmayı tercüme ederek Avrupa’daki sendikalara gönderdim. Gece 23.00’de Genel SEKRETERİmizden cevap geldi ve TEKEL işçilerine desteğini iletti. En geç Salı günü Avrupa’daki tüm sendikal hareket bilgilenmiş ve ayağa kalkmış olacak. Bugün Çalışma Bakanı ile de bir görüşmemiz var. TEKEL işçilerini tehdit ederek karşılarına Avrupa emek hareketini alıyorlar.
Jürgen Klute: Bu mücadelenin geleceği bakımından iki nokta daha eklemek istiyorum. Birincisi özelleştirmeye karşı mücadele. Bu süreç Avrupa’da hala devam ediyor. Örneğin Norveç’te bu mücadeleler sonucunda özelleştirmeler tamamen durduruldu. İkincisi de kriz. Hükümetlerin krize karşı önlem adı altında yürüttükleri uygulamalara dikkat çekmek lazım. Hükümetler bankaları kurtarmak için yüz milyarlarca para ayırdılar ve bankalara kredi verdiler. Ama istihdamı korumak için böyle bir çaba içerisine girmiyorlar. Bu iki nokta aynı zamanda mücadeleye alan açıyor.
Sendika.Org: Yanımızda TEKEL direnişinden arkadaşlar da var. Siz bu dayanışmaya dair ne söylemek istersiniz?
Şehmuz Uğur(Diyarbakır): Diyarbakır Yaprak Tütün İşletme Merkezi’nde çalışıyorum. 36 yaşındayım, bir çocuğum var. 10 yıldır Diyarbakır’dan çıkmamıştım, yalnızca bugün, işçi hareketi için çıktım. Dostların destek ve maddi manevi her türkü katkısı bizi sevindiriyor tabi ki. 42 günlük yürüyüşümüzde yanımızda dostlarımızı görmemiz, özellikle sosyalist, sol gruplardan destek gelmesi daha çok sevindiriyor bizi. Yürekleriyle yanımızda olmaları yeterlidir. Avrupa’da yürüttükleri dayanışmadan ötürü teşekkür ederiz kendilerine. Sanırım Çalışma Bakanı ile görüşecekler. Bir şeyi değiştirmeyeceğini biliyoruz, çünkü karşımızdaki gücün barbarlığını ilk defa görmüyoruz. Mücadeleye devam edeceğiz. Güzel günler bizim olacak.
Nedim (Diyarbakır): Ben de Diyarbakır‘dan geldim, Yaprak Tütün İşletmesi’nde çalışıyorum. Üç çocuğum var. 41 gündür buradayım. Bizim mücadelemiz TEKEL işçilerini aşmış durumda. Avrupalı dostlarımızın da buraya gelişi bunu gösteriyor. Bu mücadeleyi bütün dünya, sağır sultan bile duydu. Yanı başımızdaki Recep Tayyip Erdoğan duymadı. Onu rahatsız ettik. Bu yüzden gittikçe saldırganlaşıyor. Bizim ona söyleyeceğimiz şu: Biz işçiyiz, emekçiyiz. TEKEL’in mücadelesi Türkiye’de yıllardır süren emek mücadelesinde geri kalmışlığın ön perdesi ve biz bunu aşacağız. Bundan sonra bütün emekçileri bizi görerek ve cesaret alarak haklarını sonuna kadar arayacaklardır. Bizi yalnız bırakmayan Jürgen Klute ve Selahattin Bey’e çok teşekkür ederim.
Sendika.Org: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Selahattin Yıldırım: TEKEL işçilerinin yurtdışında yaşayan akrabaları ve yakınları bu mücadeleye destek vermek için harekete geçmeli. Türk Bankalarından paralarını çekmekten Konsolosluklara çelenk bırakmaya, Tayyip Erdoğan’a mektup yazmaktan bakanların telefonunu kilitlemeye kadar maddi ve manevi dayanışma içine girmelidirler.
Jürgen Klute: Grevdeki arkadaşların yalnız olmadıkları duygusunu hissetmesi için gerekenleri yerine getireceğiz. Onları tüm imkânlarımızla desteklemeye ve dayanışmayı geliştirmeye çalışacağımızı bilmelerini isterim.
Sendika.Org